27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Üretici, içmeden sarhoş olanların elinde perişan!.. İbrahim YETKİN Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı çki deyince akla ilk şarap gelir... Şarap deyince bağcılık; bağcılık deyince tarım... Gerçi "rakıcı" bir toplumuz, ama onun da kökü yine bağa ve tarıma uzanır. Kayıtlara geçmiş ilk şarap üretimini Sümerler yapmışlardır (kendileri, bazı tarihçilere göre yakın akrabamız olurlar); ama nasıl Mezopotamyada uç veren hububat üretimi hızla Anadolu’ya yayılmış ve buradaki kültürlere damgasını vurmuşsa, bağcılık ve şarap üretimi de aynı şekilde Anadolu’da hızla yaygınlaşmış ve uygarlıklara damgasını Bağcılığın yeniden kendini toparlaması ve şenlenmesi gerekiyor vurmuştur. Bunun örneklerini Hitit, Frig, Lidya, uygarlıklarının yazılı belgeleri ve mitolojisinde görmek mümkündür (Mitoloji deyince bir çoklarının aklına hemen Yunan Mitolojisi gelir ama o da aslında Anadolu Mitolojisinin, Anadolu Uygarlığının ürünüdür. Akdeniz/Yunan uygarlığının ilk temsilcisi sayılan Girit/Minos uygarlığı, Anadolu’nun Hititi ile karşılaştırıldığında dünkü çocuk sayılır). İ geliştirmek ve onu işleyecek tarımsal sanayiyi kurmaktır. Nitekim, bu örnek etkisini göstermiş, özellikle Ege ve Trakya bölgesinde bağcılık kısa zamanda şenlenirken, üzüm üretimi büyük bir ivme kazanmış ve bir içki sanayii gelişmiştir. 1930 'lu yıllara geldiğimizde, kuru üzüm ihracat geliri tüm ihracat gelirinin yaklaşık yüzde 10’unu sağlar hale gelmiştir; kuru üzüm, ihraç ürünleri arasında üçüncü sırayı almıştır. Türkiye’de 1933 yılında dikilmiş bağ sahası 345.983 hektardır. 1930’lu yıllarda çok sayıda üzüm kooperatifi kurulmuş, bu kooperatifler daha sonra TARİŞ gibi büyük kooperatif birliklerine dönüşmüştür. Bu temel üzerinde gelişen içki sanayi ise, tarımsal ürünlerimizi işleyen ve hem üreticinin hem devletin değerindeki bu büyük artışın ekonomideki olumlu gelişmelerden kaynaklandığı" cevabını almıştır). *** Bu satışla bir başka şey daha olmuş ve şirketin yeni sahibi Texas Pacific Group (yani bir Amerikan şirketi) ülkenin çeşitli yerlerindeki çok sayıda değerli arazi ve mülkle birlikte Atatürk Orman Çiftliği’ndeki TEKEL içki fabrikası ve depoların da sahibi olmuştur (Gerçi mülkiyetin devredilmesinde sorun olduğu için Orman Çiftliğindeki fabrikanın arazisi henüz kullanım hakkı çerçevesinde kullanılmaktadır, ama bu hak doluncaya kadar bu önemsiz pürüzün de halledilmesini beklemek gerekir!). *** Ülkemizde içki sanayiinin geliştiği Cumhuriyetin ilk yıllarında benimsenen önemli bir ilke vardır: bu sanayide ülke içinde üretilen ürünlerin kullanılması... Eğer, bu ürünlerin üretimi yetersiz kalırsa, teşvik yoluyla bu yetersizlik giderilecektir. Burada ülkenin gelişmesini ve üreticinin gönencini üstün tutan bir anlayış söz konusudur. Nitekim, bağcılık bu dönemde önemli bir gelişme sağlamış, içki sanayii de bu gelişmeden nasibini almıştır. Gelin görün ki, içki fabrikalarının özelleştirilmesi ve bir çoğunun kapatılması sonucu, hem buralarda çalışan işçiler hem de ürünlerini buralarda değerlendiren üreticiler zarar görmüştür. Bu işletmelerin yeni sahipleri, hammaddeyi yurtdışından temin etmeyi kendileri açısından daha karlı görmüşlerdir. *** Ne var ki Roma/Bizans döneminde Anadolu’da altın çağını yaşayan bağcılık ve onun ürünü "kutsal içecek" şarap; Osmanlı döneminde tacını tahtını tümden yitirmiştir. Bununla da kalmamış, Dördüncü Murat gibi padişahlar döneminde, yakalanmak şanssızlığına uğrayan tüm "bekriler" kellerini yitirmişlerdir (Gerçi Dördüncü Murad’ın en değer verdiği "musahibi" Bekri Mustafa’dır ve padişahın kendisinin de aşırı şarap tüketimine bağlı bir hastalıktan yirmili yaşlarında yaşamını yitirdiği rivayet edilir, ama bunlar konumuzun dışında). en önemli gelir kaynaklarından birini oluşturan TEKEL ’in iki ana ayağından birini oluşturmuştur. *** Amma ve lakin, zamanla, Cumhuriyetimizin bir çok kurumu gibi TEKEL de, gözden düşmüş, ihmal edilmiş ve sonunda yok pahasına elden çıkarılmıştır. 2003 yılında 292 milyon dolara satıldığı düşünülürse (o sırada kasasında 348 trilyon lira nakit para ve depolarında 71.6 trilyon liralık şişelenmiş içki bulunduğu iddiaları Meclis’te dile getirilmiş ve zabıtlara girmiştir) bu yok pahasına lafının tam da yerine oturduğu görülür. Zaten aradan üç yıl geçip de (2006 yılında) bu işletmeyi alanlar bunu yaklaşık üç katına yani 810 milyon dolara yabancılara satınca, vaziyet açıkça gözler önüne serilmiştir (Bu durum karşısında CHP –o zamanki milletvekili Mustafa Gazalcı, Maliye Bakanı’na, bu durumun TEKEL İçki’nin değerinin çok altında özelleştirildiğini gösterip göstermediğini ve Devlet Denetleme Kurulu ve Yüksek Denetleme Kurumu'nun bu özelleştirmede usulsüzlük ve kayırma saptayıp sapamadığını sormuş; buna karşılık, Maliye Bakanından "şirket *** Bu yanlış politikalar zincirinin son halkası ise bağcılığın can damarını oluşturan ve esas olarak karlılığı yüksek orta boy işletmeler olarak üreticinin ürününü değerlendiren şarap sanayiinin dünyada örneği görülmemiş vergilerle çöküntüye sürüklenmek istenmesidir. Dünyada bağcılığın geliştiği ülkelerde, elde edilen üzümün yüzde 90’a varan bölümü şarap sanayiinde kullanılırken, ülkemizde bu oran yüzde 2 düzeyindedir ve bu bile fazla görülerek bu sanayi, adeta yok edilmeye çalışılmaktadır. *** Bağcılığımızın yeniden kendini toparlaması ve yeniden şenlenmesi, Cumhuriyet döneminde gerçekleşir; Ankara gibi o zaman "ağaç bile yetişmez" denilen bir yerde Türkiye’nin en modern çiftliğini bizzat kuran Atatürk, bağcılığa da özel önem vermiştir. 1925 yılında Atatürk Orman Çiftliğinde kurulan içki fabrikası o günlerin bir hatırasıdır. Kötü niyetliler, bunu Atatürk’ün içkiyi sevmesine bağlasalar da, esas niyet, tarımın önemli bir dalını *** Bildiğimiz kadarıyla, şaraba karşı çıkanların en büyük kanıtı, onun mantıklı düşünmeyi yok etmesidir. Peki, ağzına içki koymadığı halde bu kadar mantıksız politikaları uygulayanlara ne demeli?... 18
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear