Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SİNEMADA İNSAN HAKLARI YARIŞMASI ‘İnsani’ haksızlıklar MEHMET BASUTÇU inemada İnsan Hakları yarışması, gün geçtikçe festivalin en önemli programı oluyor belki de… İçeriğiyle temel hakları, insani değerleri, eşitliği, adaleti, hukuku savunurken, biçimiyle sinemayı yaratıcı bir sanat olarak algılayan filmlerden oluşan bu bölümün giderek önem kazanması, ne yazık ki “insani” haksızlıkların küresel yoğunluğuyla düz orantılı bir çizgi izliyor. İnsan hakları, geçmiş dönemlerden daha fazla mı çiğneniyor bugün? Güçlüler daha mı insafsız? Gözü dönmüş iktidar ve servet hastaları daha mı acımasız? İnsan haklarını hiçe saymanın dozunu ölçmeye kalkmak doğru değil, ama sergilenen vahşet ne dünü ne de evvel S Rus yönetmen Yury Bykov, geçen yaz Locarno’da ödüllendirilen ‘Enayi’ filmiyle İstanbul’dan da eli boş dönmeyebilir. ki günü aratmıyor. Yolsuzluklar, iktidar kavgaları, küçük hırsızlıklar, büyük cinayetler. Her düzende, her coğrafyada, özellikle toplumsal ve siyasal dönüşüm dönemlerinde hızla yeşeren yabani otlar… Rus yönetmen Yury Bykov’un çarpıcı politik sinema örneği “Enayi”si, işte bu zararlı otları yolmaya kalkan çağdaş bir Don Kişot’un öyküsü. Bölümün kaçırılmaması gereken filmi. Rusya’nın küçük bir kentinde bir gece geçireceğiz. Çağdaş Don Kişot’umuz, hırsızlık ve yolsuzluk yapmayı beceremeyen dürüst ve mütevazı bir babanın, iyi eğitim verdiği musluk tamircisi oğlu Dima’dır. Karşısındaki yel değirmenleriyse, te peden tırnağa bulaştıkları rüşvet ve şantaj batağında boğulmadan ilerlemenin yollarını iyi bilen, Belediye Meclisi üyesi, üst düzey sorumlu(suz) yetkililerdir. Siyasal düzenin, daha doğrusu düzenbazlıkların kirliliğini gözüpek bir yaklaşımla sergilerken, konunun temellerini sorgulayan sağlam bir senaryodan yola çıkan; didaktizmden ve melodramatik öğelerden arınmış tutarlı sinema dilini, estetik bütünlüğü olan yalın bir mizansen eşliğinde işleyen Yury Bykov (1981), geçen yaz Locarno’da ödüllendirilen bu üçüncü filmiyle İstanbul’dan da eli boş dönmeyebilir. “Olduğundan daha karanlık bir tablo çizmek istemedim; sanatçı duyarlığım bazı gerçeklerin altını çizmeye itelemiş olabilir beni ama, gerçekleri daha da karartmayı hedeflemedim” diyen Bykov, kanlarını emen vampir diktatörleri baş tacı eden tüm salakları kendilerine rağmen kurtarmak için, Dima gibi enayilere her yerde acilen ihtiyacımız olduğunu haykırıyor. “İnsani” haksızlıkların bini bir para değil mi? Jamshid Mahmoudi bizi İran’daki kaçak Afgan sığınmacıların dramına tanık olmaya davet ediyor. Boris Lojkine, ilk kurmaca filmi “Umut” ile, Sahra çölünün göbeğindeki göçmenlerin berbat dünyasına “içerden” bakmayı başarıyor. Ünlü yönetmen Danis Tanovic, Pakistanlı çocuk maması satıcısı Ayan’ın ölümcül zehirlenmelere yol açan bu mamaların üreticisi uluslararası dev şirkete karşı verdiği savaşın gerçek öyküsünü izlemeye çağırıyor bizi. Durmadan çiğnenen insan haklarının dökümü niteliğindeki bu filmleri izlemek, temel haklarımızı savunmak için gerekli sonsuz savaşı yeni bir bilinç ve enerjiyle sürdürmemiz için de güç verecektir kuşkusuz. ÇOCUK MÖNÜSÜ En iyi ve luslararası çocuk filmi festivallerinde beğeni toplayan bu yapımlar aile boyu izlenebilecek filmlerin en iyi, en yeni, en sürükleyici, en öğretici olanları. Hem çocuklar hem de aileleri için... Alman Canlandırma Sineması’nın En İyileri İkinci Program, Alman sinemacıların çocuklar için yaptıkları kısa canlandırma filmlerini bir araya getiriyor. Bu derleme, 4 Nisan Cumartesi günü 16.00’da İstanbul Modern’de, 8 Nisan Çarşamba 16.00’da Rexx 2’de, 14 Nisan Salı günü 16.00’da Pera Müzesi’nde gösterilecek. Veit Helmer’ın yönettiği altı yaş üstü çocuklar için uygun film, “Zırva”, 18 Nisan’da 13.30’da İstanbul Modern’de en yeniler ve 19 Nisan’da 13.30’da Rexx 2’de gösterilecek. Sevilen Hollandalı çocuk romanı yazarı Annie M.G. Schmidt’in kitabından uyarlanan “Wiplala”, günün birinde mutfak dolabından çıkıp evdeki 9 yaşındaki çocukla karşılaşan ufacık bir adamı anlatan komik bir film. Tim Oliehoek’in yönettiği film, 11 Nisan’da 13.30’da İstanbul Modern’de ve 12 Nisan’da 13.30’da Rexx 2’de gösterilecek. Nermin Er ve İsmet Kurtuluş’un yönettiği “Rimolar ve Zimolar Kasabada Barış” 12 Nisan’da 11.00’de ve 12 Nisan’da 13.30’da İstanbul Modern’de gösterilecek. U 10 ‘Zırva’ ‘Küçük Bir Aşk Hikâyesi’