29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 Pazartesi 28 Aralık 2015 ’İN GÖZÜNDEN 2016’YA BAKIŞ [email protected] EMLAK [email protected] Gayrimenkul’ün ürkiye ekonomisine en büyük ivmeyle katkı sağlamasına alışık olduğumuz inşaat sektörü, 2015’i tabiri caizse bekleme butonunda geçirdi. Yılın ilk yarısını 7 Haziran seçimlerini bekleyerek geçiren sektör, 2 Kasım itibarıyla alışık olduğumuz hızda projeler üretmeye, pazarlama stratejilerini hayata geçirmeye başladı. Geçen seneye kadar Türkiye ekonomisinin üzerinde büyümesine alışık olduğumuz sektör, bu yıl seçim sonrası gayretiyle ancak %3,2 ile seneyi kapatacağa benziyor. İnşaatın ekonomiye katkısı azalsa bile yine de gec¸mis¸ 10 yılın verileri degˆerlendirildigˆinde, ins¸aat sekto¨ru¨nu¨n Tu¨rkiye ekonomisine katkı payının ortalama %4,5 oldugˆu go¨ru¨lüyor. Üstelik bu katkı, sektöre verilen kısmi ve eksik desteklere rağmen gerçekleşti. Türkiye, gerek siyasi gerekse ekonomik anlamda çok zor bir yılı geride bıraktı. İçinde bulunduğumuz coğrafya ve genetik kodlarımız dolayısıyla Türkiyeli vatandaşlar olarak özellikle politik arenadaki oynak zemine alışkınız. Ancak bu yıl durum oynak zemin tanımının bile oldukça üzerinde bir belirsizlik haliydi. Bir iç savaş zemininin tüm taraflarla adeta desteklenmesi, komşularla ilişkilerdeki kaos ortamını neredeyse ateşleyen dış politikalar, son anda turizme büyük darbe vuracağı başından belli olan bir Rusya krizi, Suriyeli göçmenlerin kayıt dışı ve ucuz istihdam yaratması, İşid’in gözünü Türkiye’ye çevirmesi, bu yıla kadar sadece Güneydoğu’da izlemeye alışık olduğumuz terörün artık Türkiye geneline yayılması gibi bir çok sorunla mücadele ettiğimiz bir yıldı. Bütün bu olumsuz bağımsız değişkenleri bir araya getirdiğinizde yerli ya T 6 1 0 2 umut yılı Tablolar 016’da Türkiye konut sektörünü odağına alacak yabancı yatırımcıların sadece Arap yarımadası ve körfez ülkelerinden değil hatırı sayılır bir ölçüde Kuzey Avrupa ülkelerinden de olacağını düşünüyorum. Zira 2015’in ikinci yarısı Avrupa’da küresel ısınma ve iklim değişikliği konferansları, oturumlarıyla geçti. Tüm dünyada ama özellikle Avrupa’da bu bilinç her geçen gün yaygınlaşıyor. Hal böyle olunca da coğrafi açıdan en şanslı ülkelerden biri olan Türkiye’ye hızla Kuzey Avrupa’dan çok daha fazla yatırımcı alacak. Rusya krizi yüzünden turizmin alacağı yaranın bu yolla sarılacağını düşünmek hayalperestlik olur belki ama kuşkusuz iklim değişikliği bilinci, sezonluk turizm yatırımcısını konut yatırımcısına dönüştürecektir. n Belli ki Olmayacaklar: 4 150 m2 nin altındaki evlere %1 KDV uygulaması 4 Rant vergisine konu olacak emsal artışlarının doğru ve eksiksiz tanımlarının yapılarak nazım planlarına işlenmesi 4 Tapu kayıtlarındaki eksik ve yanlış verilerin düzenlenmesi 4 %8 ve %18’lik Kdv uygulanan konutlar arasındaki adaletsiz uygulamanın yeniden düzenlenmesi 4 Tüketici tamamen yanıltmaya yönelik proje reklamların denetlenmesiyle ilgili herhangi bir hazırlık n Mutlaka Olacaklar: 4 Yabancıya satışın kısmi ihracat sayılması için gerekli düzenlemeler 4 İmar planlarında “eski hakların korunması” maddesini eklenmesi 4 İmar kanununun şeffaflık esasına uygun olarak yönetmeliklerle desteklenmesi 4 2016 yılının Türk ekonomisi için herhangi bir tahminde bulunmak ne yazık ki çok zor. Ancak koşullu tahminlerden ve koşullu beklentilerden bahsetmek akılcı görünmüyor. Bu yıl, bütün olumsuz gelişmeleri de dikkate aldığımız koşuluyla bile 2015’te bekleyen talepler dikkate alındığında 2016’nın büyüme rakamının 44,5 seviyesinde olacağını tahmin 2 tırımcının alım iştahının kaçması ve inşaat sektöründeki faaliyetleri beklemeye alması oldukça normaldi. 1 Kasım seçimlerinin nerdeyse ertesi günü hareketlenmeye başlayan gayrimenkul sektörü, ancak son iki aydaki hareketiyle 2015’in ortalamasını yükseltmeye çalışacak. Ancak yine de en başında belirttiğimiz gibi 2015’in başında seçim öngörüsüyle yapılan büyüme tahminlerinin çok altında bir büyümeyle karşı karşıya olacağız. 2016 yılında durum 2015’ten oldukça farklı olacağa benzer. Ancak bu farklılığın ekonomik göstergelere ve yıl sonu verilerine yansıyabilmesi için tek bir unsur var; uluslararası arenadaki etkin veya pasif tutumumuz. İşte bu yılın tek ve en önemli etkisi bu. Eğer her şey yolunda gider ve mülteci sorununun istihdama etkisini çözersek, sınırlarımızdaki problemlere yaklaşımımızda Osmanlı’dan kalma tutumu muzu kontrol altında tutmayı başarabilirsek işte o zaman faizlerin 0,99 bandını bir daha görmemesine, doların yükselmesine rağmen gayrimenkul sektörü bu yıl yine Türkiye ekonomisinin üzerinde büyüyerek yılı kapatacaktır. İnşaat sektörünün verilerine kısaca bir göz attığımızda, banka kredisiyle satış oranlarının hâlâ beklenenin çok altında kaldığına dikkat çekmek gerekiyor. Mortgage uygulamasına ilk başlandığı yıllardan beri büyük yol alınmasına rağmen hâlâ dünyadaki uygulamalara yaklaşan bir sistemden bahsedemiyoruz. Dolayısıyla da konut alıcının alım paterni değişemiyor. Yerli yatırımcının ilk tercihi daima firmaların kendi bünyelerinde hazırladıkları “0” faizli ödeme planları oluyor. Planlar o kadar cazip bir hale geliyor ki, kayıt dışılığın ve noter onaylı olmayan uygulamalarının neredeyse haklı bir gerekçesi oluyor. ediyorum. Özellikle Arap yarımadasının ama sürpriz bir şeklide Kuzey Avrupa ülkelerinin de yatırımcı listelerinde adını görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır. İnşaatın 250’ye yakın alt sektörü açısından Türkiye’nin iç ve dış dinamikleri konut sektöründen çok daha etkili dolayısıyla bölgesel olarak alt sektörlerde küçülme beklenebilir. Zira bu sektörlere konu olan ürünlerin üretimi %60 oranında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde. Ekonomi, bireylerin psikolojik durumlarının günlük hayatlarındaki tezahürleriyle şekillenir. İçinde bulunduğumuz topraklar belli ki bu yıl da sıkıntılı günlere gebe. Ancak bir yandan ne mutlu ki toplum olarak biz bu sıkıntılara kodlanmış olarak dünyaya gelmişiz. Ancak sektörel bazda ekonomik verilerin yükselmesindeki en önemli etken iç Pazar dinamikleri değil. Dolayısıyla eğer dış politikada hayati hatalar yapılmaz, terörle mücadelede radikal adımlar atılmazsa sadece yerli yatırımcılarla ülke ekonomisinin büyümesi üstelik üretim de istihdam da en yükselişteki yıllarda bile beklenenin gerisindeyken mümkün değil. 2016 umarım önce adaleti, sonra eğitimi ve ancak ardından sektörel büyümeleri getirir ki Türkiye ekonomik göstergelerin yükselişiyle sadece iyi bir tüketim toplumu olmanın ötesine geçebilir. KONUT SATIŞ GRAFİĞİ İLK EL SATIŞ EKİM’13 KASIM’13 ARALIK’13 OCAK’14 ŞUBAT’14 MART’14 NİSAN’14 MAYIS’14 HAZİRAN’14 TEMMUZ’14 AĞUSTOS’14 EYLÜL’14 EKİM’14 KASIM’14 ARALIK’14 OCAK’15 ŞUBAT’15 MART’15 NİSAN’15 MAYIS’15 HAZİRAN’15 TEMMUZ’15 AĞUSTOS’15 EYLÜL’15 35.363 48.255 58.329 40.155 38.074 41.983 37.555 41.456 42.620 39.373 48.828 53.039 44.499 48.128 65.844 37.971 40.662 51.487 52.598 49.001 51.202 43.623 53.218 43.333 İKİNCİ EL SATIŞ 40.981 54.426 57.455 47.484 44.523 45.634 46.055 48.921 50.316 45.728 56.796 62.747 51.146 55.655 68.822 48.196 54.359 64.543 66.719 58.887 59.455 52.966 53.218 59.245 49.150 TOPLAM SATIŞ 76.344 102.681 115.784 87.639 82.597 87.617 83.610 90.377 92.936 85.101 105.624 115.786 95.645 103.783 134.666 86.167 95.021 116.030 119.317 107.888 110.657 96.589 112.463 92.483 İPOTEKLİ SATIŞ 26.337 36.600 36.343 32.046 24.059 24.465 23.447 29.760 32.029 30.912 35.338 43.144 34.451 36.925 43.113 33.178 36.952 45.315 46.063 40.086 40.503 30.754 36.021 28.684 C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear