23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

MUJERES DE AGUASUYUN KADINLARI / 15 TEMMUZ CUMA 21.00 / CEMİL TOPUZLU AÇIKHAVA SAHNESİ Akdeniz’in keşfedilmemiş mücevherleri odern flamenkonun önemli ismi Javier Limón’un 2010’da çıkardığı “Mujeres de Agua” adlı albümde bir araya gelen ses sanatçılarından Mayorkalı Concha Buika, Tuncelili Aynur Doğan, Madridli La Shica ve Sandra Carrasco, Serezli Glykeria ve Tahran’da doğup İsrail’de büyüyen Rita YahanFarouz 15 Temmuz Cuma akşamı Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu sahnesinde müzik tutkunlarının nefesini kesecek. Javier Limón’un bestelediği şarkılardan oluşan “Mujeres de Agua” 12 olağanüstü kadın vokalisti bir CD’de sunan, 44 dakika boyunca 12 şarkıyla tüm duyularınızı hislerinizle birleştirmeyi başaran o nadir albümlerden. Şarkılardan bazıları buzuki flamenko, buleria, fado ve geleneksel Yunan müziğini içeriyor. Albümün adının “Mujeres de Agua”, yani “Suyun Kadınları” olmasının nedeni ise albüme katkıda bulunan tüm kadın vokalistlerin Akdeniz ülkelerinden olması... Javier Limón “Suyun Kadınları”nı, “Akdeniz’in keşfedilmemiş mücevherleri olan şarkılara yönelik bir arayış” olarak tanımlamıştı. Albümde Aynur Doğan’ın seslendirdiği “Amanecer En Estambul” (İstanbul’da Tan Vakti) adlı şarkının dinleyicilere İstanbul’un uçsuz bucaksız gökyüzü altında tarifi güç duygular yaşatacağına hiç kuşku yok. Geleneksel flamenko müziği bestelerken liriklerinde serbest metrik sistemi yeğleyen Javier Limón, kendi kayıt şirketi Casa Limón’u kurup, flamenko müziğin en iyi gitaristi kabul edilen Paco de Lucía, çağdaş flamenkonun en iyi yorumcularından Niño Josele, “La Tana” adıyla bilinen ve 2010’da Latin Grammy Özel Ödülü’ne değer görülen Arjantinli tango şarkıcısı Susana Rinaldi ile 1990’da 14 yaşındayken ilk albümünü (“Andando Por Los Caminos”) Pepe de Lucia prodüktörlüğünde çıkarmış olan El Potito katılımıyla hazırlanan 2003 albümü “Limón” çokkültürlülüğe ve müziğin kök salmasına adanmış bir albüm olarak beğeni toplamış ve 2010’da Latin Grammy Ödülleri’nde En İyi Flamenko Albümü ödülüne kavuşmuştu. 15 Temmuz’daki konserde seyircileri derin sesiyle büyüleyecek olan Concha Buika da ilk albümünü Casa Limón’da kaydetmiş ve İspanya’da 150 bin satmıştı. hande.eagle@gmail.com M Buika İSTANBUL CAZ FESTİVALİ‘NİN BU YILKİ YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ OKAY TEMİZ’İN stanbul Caz Festivali, günümüze dek ülkemizde değeri hak ettiğince verilmemiş perküsyon ustası Okay Temiz’e Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü vererek, biraz geç de olsa doğru bir seçim yapmış. Çünkü bizce, Yaşar Kemal edebiyatta neyse Okay Temiz de odur kendi alanında. 11 Şubat 1939 İstanbul doğumlu Temiz, Ankara Konservatuvarı’nda vurmalı çalgılar ve timpani eğitimi aldıktan, 1959’dan başlayarak da çeşitli orkestralarda çalıştıktan sonra, 1967’de caz bilgisinigörgüsünü arttırmak amacıyla Stockholm’e gitti. Ünlü trompetçi Muvaffak (Mafy) Falay’la kurduğu 3 yıl sürecek olan Sevda grubunu, Türk folk ve klasik, Sufi, Roman müziği ağırlıklı Oriental Wind izledi 1974’de. İsveçli müzisyenlerle çalıştığı ve Türk müziği çalgılarıyla Batı müziğini kaynaştırarak ilginç bir senteze ulaşan Oriental Wind, kuzeyin yaratıcılığa, yeniliklere kucak aşan özgür sanat ortamında çok ses getirdi, avangard bir doğu rüzgârı estirdi. Afrika, Hint müziğine ve caza vakıf, ünlü trompet ustası Don Cherry ile çeşitli festivallere ka AMADOU & MARIAM / 18 TEMMUZ PAZARTESİ 2.00 / THE MARMARA ESMA SULTAN , Mariam den. adou & ki sürprizlerin ek olan m A i il alili ik tivalin bu yıl rlerini verec erden se fes i ilk kon gitar ve vokall ikleri, k e ’d e iy üz aşta Türk erilen m ali ’ın ilk b Mariam froblues adı v i geleneksel M rı & u o d r la A e ı la b r b Ama la n ta a rında Hint sonr oluşan, 990’ların sonlariye kemanları, liğe ulaştı. 1 li u özellikle ock gitarları, S psayacak çeşit Bamako r a à k i, ı e iğ h ın z r c . ü m Diman üsyonla rtırmıştı ve perk Chao destekliliklerini iyice a Manu püler riyle po albümle M 6 . S A Y FA Vurmalı çalgılar büyücüsü İ tıldı, plaklar yaptı. “Hayatımın en önemli grubu” dediği, Afrikalı basçı Johnny Dyani ve Mon Gezzy ile oluşturduğu Xaba üçlüsüyle küçük caz kulüplerinde çaldı. 1990’ların sonunda, son 5 yılı çalmaktan çok beste yapmaya elverişli Finlandiya’da geçen bir çeyrek yüzyıl yaşadığı İsveç’ten “ana rahmine” (Türkiye’ye) dönen Temiz bir süre Mehter takımıyla, savaş orkestrasını barış orkestrasına dönüştüren çalışmalar yaptıktan sonra birçok kez yurt dışına, konserler vermeye çıktığı, plaklar doldurduğu bir Roman orkestrası kurdu, hocalık etti. Yarım yüzyılı çoktan devirmiş meslek yaşamına perküsyon ustalığının yanı sıra, keşfettiği kimi yerel çalgıları geliştirip yenilerini icat ettiği mucitliğini de sığdırmış, Avrupa’dan Amerika’ya ve Hindistan’a dek nice turneye, yüzlerce konsere çıkmış, 20’yi aşkın albüm üretmiş, sürekli yeni sesler, farklı tınılar ve ritimler aramış, en çok Afrika müziğinden etkilenmiş Temiz, ayrıca Bodrumlu kemancı Salih Baysal, Bandırmalı klarinetçi Saffet Gündemir, Bayburtlu zurnacı Bin Ali Selman gibileri keşfedip uluslararası arenaya taşımış, çok rengarenk ve cazlı cümbüşlü, üretken ve yaratıcı yaşamış bir müzisyen, resmen bir vurmalı çalgılar büyücüsü ve mucit. Artık 70’li yaşlarının ritmini tutturmaya hazırlanan bu büyük ustaya bu ödül az bile!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear