Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SECIM0506 30/6/07 22:30 Page 6 Aday listesi kırgınlığı 23 Temmuz sabahına ilişkin tüm senaryolar MHP’nin barajı aşması ya da aşamaması olasılığına göre şekilleniyor İLHAN TAŞCI YOZGAT “Yiğidin harman olduğu yer” olarak nitelendirilen Yozgat, milletvekili aday listelerinin kırgınlığını yaşıyor. Yoğun eleştirilerden en büyük payı kentte hiç tanınmayan 3 adaya listesinde yer veren AKP alıyor. Bir dönem “kalenin” sahibi olarak bilinen MHP’nin aday listesi sayesinde, barajı aşması durumunda 2 milletvekilliğine garanti gözüyle bakılıyor. CHP’nin birinci sıra adayı eski ANAP’lı Devlet Bakanı Lütfullah Kayalar parti tabanında sıcak karşılanmamış görünüyor. Genel kanı ise AKP’nin 3, CHP’nin ise 1 milletvekilliği kesin. Bu dağılımı değiştirecek en önemli etken ise MHP’nin barajı aşıp aşamaması. 3 Kasım seçimlerinde AKP’nin 5, CHP’nin 1 milletvekili çıkardığı kentte MHP’nin baraj aşma olasılığının güçlenmesi bu seçimde dengeleri değiştireceği benziyor. AKP’nin aday listesi parti tabanında bile rahatsızlık yaratıyor. AKP listesindeki üç adayın kentte hiç yaşamamış ve tanınmıyor olması rahatsızlığı derinleştiriyor. MHP’nin ise yerel dengeleri gözeterek adayları belirlemesinin eski gücüne ulaşmasında ciddi katkı sağlayacağı düşünülüyor. 1999 2002 Y O Z G AT 66 Yozgat İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 1.557 Toplam Seçmen: 318.147 Toplam Kullanılan Oy: 246.221 Toplam Geçerli Oy: 241.600 Gümrük K. Geçerli Oyundaki Payı: 904 Katılım Oranı: % 77.39 Milletvekili Sayısı: 6 Yozgat İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: Toplam Seçmen: Toplam Kullanılan Oy: Toplam Geçerli Oy: Gümrük K. Geçerli Oyundaki Payı: Katılım Oranı: Milletvekili Sayısı: 1.784 310.582 279.474 269.813 587 % 89.98 6 YOZGAT Nüfus: ranı: Seçmen/Nüfus O : yı GSYİM Pa İM (USD): Kişi Başına GSY 682.919 % 46,59 % 0,43 1.250 HİÇ YATIRIM YAPILMADI Y CHP İl Başkanı Ali Keven’in liste dışında kalmasının hem parti tabanında, hem de oy potansiyeline sahip olduğu sağ kesimde yarattığı rahatsızlık sıklıkla dile getiriliyor. Seçim çalışmalarını sürdüren Keven ise yerel gazetelere verdiği ilanla olası oy bölünmesinin önüne geçmeye çalışıyor. Keven verdiği ilanda, “Yüreğimde burukluk var. Ama küskün değilim. Kırgın değilim. Sizler de kırılmayınız. Çünkü, ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün sesine kulak vereceğiz” diyerek, herkesin CHP’ye destek vermesi çağırısında bulunuyor. Kahvehanede sohbet ettiğimiz çiftçi Duran Tuncer, kırgınlıkları kızgınlıkları olsa da “bu seçimin farklı” olduğunu ve CHP’ye oy vermeye mecbur olduklarını anlatıyor. Çiftçinin hep umut içinde yaşadığını kendi yaşamından örneklerle masaya koyan Tuncer, “Çiftçi yıllardır umuda yaslanmış yaşar ama umutları da her zaman boşa çıkar. Gerçi eline versen umut ettiğini de yapamaz ama yine umutlanır. Bunlar (AKP) o umudu da tüketti” diyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Bülent Ecevit ile koalisyon kurmasını “içine hiç sindiremeyen” ve hala kırgın olup AKP’ye yönelen eski “Türkeşçiler” de dikkat çekiyor. Çay bahçesinde söyleştiğimiz emekli Necip Öztürk, “Türkeş’in çok peşinden gittik. Biz Türkeşçiyiz. Ama Bahçeli’nin Ecevit’in yanında işi ne?” diyerek Bahçeli’yi Başbakan olma fırsatını kaçırmakla suçluyor. Bu seçimde de AKP’ye oy vereceğini söyleyen Öztürk, sözü Cumhurbaşkanlığı seçimine getirerek, “180 olmaz dediler, ee şimdi nasıl seçecekler. Anayasa Mahkemesi de hata etti. O kadın da emekli oldu gitti. Meclis seçmesin, halk seçmesin kim seçecek bu Cumhurbaşkanını?” diye soruyor. MHP, CHP ile hükümet kuracak Demokrat Parti ve Genç Parti, hissedilir oranda varlık gösteremezken, seçim yarışının AKP ile MHP arasında yaşanacağı genel kabul görüyor. Zaten AKP adayları ve yerel siyasetçileri de MHP yükselişini önüne geçebilmek için “MHP’ye vereceğiniz her oy CHP’ye gidecek. Çünkü MHP, CHP ile hükümet kurmak için anlaştı” propagandasını yapıyor. Cumhurbaşkanı seçim süreci ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı da kenti ikiye bölmüş görünüyor. Bir kesim AKP’nin de propagandasıyla “Cumhurbaşkanını Meclis seçmeyecekse, halk da seçmeyecekse kim seçecek?” görüşüyle AKP’nin mağduriyet siyasetini kabullenmiş görünürken, kimi seçmen ise “360 milletvekiliyle Cumhurbaşkanı seçemiyorlarsa, suç kendilerinin” görüşünü taşıyor. Ancak, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin kısmen de olsa AKP’ye artı puan getirdiği düşüncesi ağırlıklı görüş olarak ortaya çıkıyor. Yozgat gazatesinin sahibi ve yazarı Osman Ha y oğun eleştirilerden en büyük payı kentte hiç tanınmayan 3 adaya listesinde yer veren AKP alıyor. Bir dönem “kalenin” sahibi olarak bilinen MHP’nin aday listesi sayesinde, barajı aşması durumunda 2 milletvekilliğine garanti gözüyle bakılıyor. CHP’nin birinci sıra adayı eski ANAP’lı Devlet Bakanı Lütfullah Kayalar parti tabanında sıcak karşılanmamış görünüyor. kan Kiracı, 3 Kasım’da “Tayyip Rüzgarı” eserken, bu seçimde de Cumhurbaşkanı adayı olan ve seçilemeyen Abdullah Gül rüzgarının esmeye başladığını söylüyor. Liste sıralamasındaki hatalar nedeniyle AKP’nin 23 Temmuz’da sürprizle karşılabileceği görüşünü dile getiren Kiracı, “Rüzgar lehine de olsa mevcut oyunu koruyamayarak mutlaka oy kaybedeceği” kanısını taşıyor. Sohbete katılan eski ANAP il yöneticisi, “Eşim bu seçim CHP’ye oy vereceğini ve kendisine karışmamamı istedi. Ama Lütfullah Kayalar’ın liste başına tepeden getirilişini duyunca CHP’ye oy vermekten vazgeçti” diyor. ozgat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şenol Daştan, 4 yıl boyunca kente hiçbir yatırımın yapılmamış olmasından yakınıyor. “Yozgat bu dönemde hiçbir şey kazanmadı ama vatanına bağlı olduğu için bazı durumları yeterli gördü” diyen Daştan, sözlerini “Öyle olmasa AKP hala güçlü olamazdı. Doğu’nun en ücra ilinden bile geri olan kent Yozgat. Ama havalanmaya hazır uçak gibi. İyi bir hükümetle bu uçuş gerçekleşebilir” diye sürdürüyor. Cumhuriyet döneminde izlenen devletçi politikanın Yozgat’ta aynı şekilde uygulanması gerektiği düşünen Daştan, böylece sanayileşme hamlesinin başlayacağı inancını taşıyor. Nüfusun yüzde 80’nin kırsalda yaşadığını anlatan Daştan, “Köylüde duygusallık ön plandadır. Cumhurbaşkanı seçim sürecinde yaşananlar AKP’ye sempati olarak yansıyabilir” diyor. Daştan, “Yimpaş gibi yanlış örneğe rağmen, insanların parasının batmasına rağmen ilginç bir şekilde muhafazakar oylar yönünü değiştirmiyor” tespitini paylaşıyor. Daştan, 2001 krizinin olumsuzluklarının tedavi edilmesinin başarıldığını, ancak ekonomik sistemin bu haliyle bir 4 yıl daha götüremeyeceğini düşünüyor. Şenol Daştan’ın tahmini de kentteki genel beklentiye yakın: AKP 3, MHP 2, CHP 1. Daştan ile sohbetimize kulak misafiri olan Bozok Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Mustafa Fidan, AKP’den aday adayıymış. Liste dışı kalmanın burukluğunu yaşadığı her halinden belli olsa da ser veriyor, sır vermiyor. Merak ettiği ise başkentte milletvekili aday listelerinin hazırlanmasındaki ölçütün ne olduğu. Liste kırgını kentte, genel merkezlerde adaylar belirlenirken yerel denge ve güçlerin gözardı edildiği görüşü öne çıkarken, 23 Temmuz sabahına ilişkin tüm senaryolar MHP’nin barajı aşması ya da aşamaması olasılığına göre şekilleniyor. ESNAF AKP YORGUNU iraat ilaçları satan İbrahim Boztepe, piyasada paranın dönmediğinden yakınırken, esnafın ciddi sıkıntıya düştüğünü söylüyor. Kendilerinin diğer esnafa göre biraz daha rahat olduğunu anlatan Boztepe, nedenini ise “Sattıklarımız zorunlu şeyler. Tüketici aynı, arazi aynı ama gübre satışında tonajda yüzde 60 düşüş var. Sebze, meyve ilaçları da öyle. Nedeni de parasızlık.” AKP’nin sürekli devlet kurumlarıyla çatışmasını da eleştiren Boztepe, bunun puan kaybettirdiğini düşünüyor. “Siyasetle uğraşmadığı” için ismini söylemeyen lokantacı, AKP iktidara geldiğinden tüpün 17 YTL şimdi ise 37 YTL olduğunu söylerken, “O gün de baklava 10 liraydı, bugün de. Günde 1 tepsi satamıyorum. Utanma belasına işi sürdürüyoruz. Yoksa iş falan yok. Yabancı gelse de iş yapsak diye bekliyoruz. Yerli artık evinde yiyor” diyor. AKP’yi din istismarcılığıyla suçlarken, “Önce vatan, din ikinci planda. Bayrak olmadan din de olmaz. Hocaya da sordum, ‘vatanı olmayanın namazı kılınmaz’ dedi. Bunların dini imanı para. Yimpaş’ta paraları kaptırdılar yine AKP diyorlar. Bizim tek istediğimiz huzur, başka birşey yok” diyerek beklentisini aktarıyor. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin AKP’ye yaradığını düşünen lokantacı, “Yav 360 vekille seçemiyorsan suç senin. Hem Gül’ün karısı Türkiye’yi dava etmedi mi? Madem razı değiller gitsinler yine dava açsınlar. AKP, Yozgat mitingini geçen hafta yaptı. Z Seçilemeyen kendileriyken bizim halk bunu bilmiyor” diyor. Esnafla söyleşide karşılaştığımız emekli Osman Murat, daha önce AKP’ye oy verdiğini söylerken, “Ama AKP’nin bu listesine oy vermem. Sevilen insanlar olsa, hizmet edenler olsaydı belki” diyerek, liste rahatsızlığını dile getiriyor. Çay bahçesinde sohbet ettiğimiz polis emeklisi Mehmet Taşdemir de AKP’nin kurumlarla çatışmasını “karı kavgası”na benzetirken, dış politikanın bırakılmasına tepki gösteriyor. Başbakanın “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” sözüne çok kızdığını söyleyen Taşdemir, “Düşük bir laf. Oğlunu da göndermiyor askere. Zaten başbakanların çocukları gitmezler ki. Eskiden beri böyle. Sen olsan gönderir misin? Göndermen. Ama göndermen lazım” diyor, oyunun rengini sorduğumuzda ise “AKP’ye vereceğini” söylüyor. Çok kızsak da oylar CHP’ye Y ozgat’ın yüzyıllık tarihine tanıklık eden saat kulesinin hemen karşısındaki kıraathanede masalarına konuk olduğumuz yurttaşlara Ankara’dan geldiğimizi söylememizle birlikte siyaset tartışması ve 23 Temmuz senaryoları konuşulmaya başlanıyor. Sigorta işleriyle uğraşan Mustafa Kemal Güneş, “işi gereği” tüm ilçeleri, köyleri gezdiğini söyleyip, gözlemlerini aktarıyor: “AKP’liler kapı kapı dolaşıyor ekmek, kömür dağıtıyor. Çocuklara yardımlarda bulunuyorlar. Herkes de alıyor. Bizim garipler de gidip oy veriyor bunlara. Ama ben her yeri geziyom, AKP yüzde 50 oy kaybetti. Memur, işçi, esnaf perişan ama hep kendileri ilerledi. Bunu herkes görüyor. Artık köylünün de gözü açıldı. Okuma bilmiyor ama televizyondan herşeyi öğreniyor. CHP aşiret oylarının (Alevi) tamamını alır. Kızsan da bağırsan da bu seçimde tarafını savunacaksın.” Sağdaki birleşmenin çöküşünü ise Güneş, “Artık onlara karıları bile oy vermeyecekler” diyerek, kendince güven sarsılmasını anlatıyor. 2 milletvekili kesin Hayvancılıkla uğraşan Sadık Karabulut, “AKP’ye kızanların gidip oy vermesine akıl erdirememekten” yakınırken, “Öldük bittik diyorlar gidip vereceklerini söylüyorlar. Karısına bile cumhurbaşkanı adayını sabah evden çıkarken söyleyen başbakan ülkeyi nasıl yönetir, işte böyle yönetir” diyerek sürecin iyi yönetilemediğini söylüyor. Karabulut, CHP’nin bu seçimde 2 milletvekili çıkarmasının da “kesin” olduğu görüşünü taşıyor. yüzünden” az bir taksidi kalan traktörünün borcunu ödeyememenin korkusunu paylaşıyor. AKP’nin çiftçiyi bitirdiğini ve bundan haberi bile olmamasından yakınan Altın, “Bize hiç zam vermediler ama kendilerinden de eksik etmediler” diyor. Alevi köyü olan Kuyucular’dan bir önceki seçimde MHP’ye 5060 oy gittiğini ama bu sefer gitmeyeceğinden de emin. 80 yaşını çoktan deviren Altın, Başbakan’ın şehitlere “kelle” demesine, askerlik için de “yan gelip yatma yeri değil” sözüne içerlemiş. “Biz evvelden herkes ölüyor sanıyorduk. Meğerse bi tek bizimkiler ölüyormuş! Sen Ankara’dasın hiç duydun mu; zenginin, vekilin çocuğunun şehit olduğunu?” diye soran Altın, yanıtıda kendisi veriyor; “Ben duymadım. Milliyetçi insanız, vatan sağolsun da niye hep garibinki? Hep garibin çocuğudur ölen. Yan yatma yeri diyor da kendi hiç kalkmıyor.” Altın, “belediye reisini” mahkemeye vermeyi de sabahlara kadar yatakta dört dönerek düşünmüş. Nedenini sorduğumuzda ise “200 kamyon toprağı çıkarttı götürdü, üç gün sonra geri getirip yerine koydu. Bir sürü para masraf, kim kazandı? İlk mektep tahsiliyle bunlarla başedemem diye vazgeçtim” diyor biraz da davasından dönmenin sıkıntısıyla. Herkes ölmüyormuş! “Bak ben motorlu çiftçiyim! 250 dönüm arazim var” diyerek kendinin sıradan çiftçi olmadığını söyleyerek söze başlayan Muzaffer Altın, “AKP 6