Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4SECIM07 27/6/07 17:15 Page 1 S EÇİM 2007 İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız, Yazıişleri Müdürü: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu), Haber Müdürü: Hakan Kara, Editör: Hakan Akarsu, Görsel Yönetmen: Özgür Özkü Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişli İstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ SEÇİMLER, SAYILAR VE SONUÇLAR ALEV COŞKUN Cumhuriyet tarihinde en adaletsiz sonuçlar doğuran seçimlerin başında 2002 seçimleri gelir. Oyların çok sayıda partilerarasında dağılması ve ülke barajını sadece iki partinin aşması sonucunda, adaletsiz bir Meclis dağılımı ortaya çıkmıştır. Barajı aşamayan partilerin aldığı %45 oranında oy, TBMM’de temsil edilememişti. Aşağıdaki grafik 3 Kasım 2002 genel seçimlerine katılan partiler ve aldıkları oy oranlarını göstermektedir. Bu sonuçlara göre AKP: %34.28 CHP: %19.39 DYP: %9.54 MHP: %8.36 GP: %7.25 DEHAP: %6.22 ANAP: %5.13 SP: %2.49 DSP: %1.22 Diğer partiler: %5.12 Bağımsızlar: %1. Buna göre aldıkları oyların toplamı 14.242.951 olan, ve oy oranı %45.33 olan bir kısım parti ve bağımsızlar parlamentoda temsil edilememiştir. Bunu tespit eden grafik aşağıya çıkarılmıştır. Bu grafikten de anlaşılacağına göre AKP %34.28 oy aldığı halde %66 sandalyeye yani 363 milletvekiline, CHP ise %19.34 oy aldığı halde %32.76 sandalyeye yani 178 milletvekiline sahip olmuştur. Bu adaletsiz temsil durumunu aşağıdaki tablo göstermektedir. 2002 seçimlerinde kayıtlı seçmen sayısı 41.407.027’dir. Oy kullanan seçmen sayısı 32.768.161’dir. Buna göre 8.638.866 seçmen oy kullanmamış, sandığa gitmemiştir. 22 Temmuz seçimlerinde kanımızca 2002’de seçim sandığına gitmeyen bu 8 milyon 638 bin seçmen ile, seçim listelerine yeni dahil olan genç seçmenler seçimin kaderini etkileyeceklerdir. Bu seçimde DTP seçmeni, Güneydoğu’da ve belki de büyük kentlerde bağımsız adaylara yüklenecek ve Meclis’e 2530 arası bağımsız adayın girmesini sağlayacaklardır. Seçimde AKP, CHP ve MHP’nin barajı kesin olarak aştığı varsayıldığına göre AKP’nin tek başına iktidar olması olanaklı görülmemektedir. Kırsal kesimde geleneksel oy ağırlığına sahip olan DYP’nin DP kimliğiyle %10 barajını aşmasının da büyük olasılığı vardır. Bu durumda, AKP’nin oy oranı daha da düşebilir. Görünen odur ki, 2007 genel seçimleri çok önemlidir ve AKP kimi araştırma şirketlerinin öngörüsünün tersine, en çok oyu alan parti olsa bile siyasal iktidarı bırakmak zorunda kalacaktır. SEÇİM ANILARI HİKMET ÇETİNKAYA Mahmut Ağa’nın Cenanları... 1977 seçimleri öncesi... Diyarbakır o yıllar CHP’nin kalelerinden birisi... Diyarbakır’a geldim... Diyarbakır’da Adalet Partisi milletvekili adayı Mahmut Kepoğlu’yla konuşacağım... Kepoğlu bir ağa... Kendisini 1974 yılında CHPMSP koalisyonu sırasında tanıdım. İlginç bir kişiliği var. Oturduk sohbet ediyoruz Kepoğlu’yla... Dedim ki: “Sayın Kepoğlu sizin özel barajınız var değil mi?” Önce durakladı, sonra yanıtladı: “Evet var!..” Ardından bir soru daha: “Cenanlarınız (ırgatlar) var!” Kepoğlu: “Onlar da Mahmut Kepoğlu’nun ilginç bir kişiliği vardı. var!” Birden ayağa kalktı... “Sen nereden biliyorsun?” Nereden bildiğimi şöyle anlattım: CHPMSP koalisyon hükümetinde Mahmut Türkmenoğlu (CHP) Gümrük ve Tekel Bakanı’ydı. Türkmenoğlu’yla uçakla Ankara’dan Diyarbakır’a gidiyoruz... Tekel Genel Müdürü Orhan Özet’le yan yana oturuyoruz... Orhan Özet, uçak havalandıktan sonra yan koltukta oturan bıyıklı, iri kıyım kişiyi gösterdi: “Gördüğün kişi Mahmut Ağa, Silvan ondan sorulur. Binlerce dönüm toprağı, köyleri ve cenanları vardır. Süleyman Demirel Mahmut Ağa’yı çok sever, laf söyletmez...” Diyarbakır’a indik, oradan Silvan’a geçtik. Bakan Türkmenoğlu tütün piyasasını açtı. Ardından Tekel Müdürü’nün odasına girdi. Bir de baktık ki müdürün koltuğunda AP Diyarbakır Milletvekili Mahmut Ağa oturuyor... Türkmenoğlu şöyle bir baktı Mahmut Kepoğlu’na: “Hayrola?” Kepoğlu odadaki adamlarına Kürtçe bir şeyler söyledi. İki üç dakika geçti... Dört genç yedisekiz çuvalla içeri girdi... Tekel Müdürü heyecanlandı bu kez... Çuvalların içinde mühürler ve tütün koçanları vardı... Mahmut Ağa, beş dekarla sınırlı tütün ekimini, cenanların yani ırgatların üzerinden geçirip yasağı delmişti... Mahmut Türkmenoğlu, adaşı Mahmut Kepoğlu’na şöyle bir bakıp sordu: “Ne bunlar?” Kepoğlu: “Mühür ve tütün koçanları...” Koçanlar cenanların, mühürler cenanların ama satılan tütün Mahmut Ağa’nındı... 1977 seçimleri öncesi cenanları sordum Mahmut Ağa’ya... “İyidirler” deyip ekledi: “Bizim cenanlar para bilmezler, okuyup yazmazlar, ben bakarım onlara..” Güneydoğu’da durum 30 yıl önce böyleydi... Ya şimdi nasıl? Ağalar, şıhlar, şeyhler, Hizbullah, PKK, Barzani, Kandil Dağı, bağımsız adaylar, sözde aydınlarımız, gazetecilerimiz bu gerçeği ne zaman görecekler? Demokrasi ve özgürlük gökten zembille inmiyor!.. Kepoğlu Mahmut Ağa, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Süleyman Demirel’i satıp Turgut Özal’ın yanında yer aldı... Kepoğlu yaşamıyor bugün! Yaşasaydı AKP’nin Diyarbakır milletvekiliydi... Güneydoğu’nun fotoğrafı budur!.. Dikkat edileceği gibi 2002 seçimlerinde 14.292.951 oy, yani oyların %45.33’ü Meclis’te temsil edilmemişti. AKP seçimde 10.808.224 oy almıştı. %34.28 CHP seçimle 6.113.352 oy almıştı. %19.34 Diğer partiler (DYP, MHP, ANAP, DEHAP) ile TBMM’de temsil edilemeyen oylar toplam 14.292.951 oydur. Bu da tüm oyların yarıya yakın yani %45.33’tür. Partilerden işsize mesaj A N A H AT L A R I Y L A PA R T İ L E R İ N E K O N O M İ P R O G R A M L A R I CARİ AÇIK Baştarafı 1. sayfada IMF İLE İLİŞKİLER AKP: IMF destekli program, ekonomiye içte ve dışta güven kazandırmak için yeni bir modelle sürdürülecek. CHP: IMF’ye olan borçlar sıfırlanacak. GSMH’nin yüzde 6.5’i oranındaki faiz dışı fazla gözden geçirilecek. Yeni bir ekonomik program yazılacak. DP: IMF ile yine standby yapılmayacak. Bunun yerine ekonomiye güveni pekiştiren yakın izleme anlaşması tercih edilecek. MHP: IMF gözetimindeki program yerine iç ve dış çevrelere güven veren yeni bir program uygulanacak. GENÇ PARTİ: IMF ile ilişkiler sona erdirilecek. ÖDP: IMF ve Dünya Bankası’na olan kamu borçları silinecek. Diğer iç ve dış borçlar yeniden yapılandırılacak, kamu kaynaklarının talan edilmesi engellenecek. VERGİ REFORMU AKP: Vergi mevzuatı basitleşecek, vergi sayısı azalacak. CHP: Vergi sistemi sosyal adaletin, devlete güvenin, hızlı büyümenin ve halka hizmetin temel kaynağına dönüşecek. DP: Bütün vergi yasaları gözden geçirilecek. Vergi affı çıkarılmayacak. MHP: Herkesin mali gücüne göre vergi verdiği adil vergi sistemi kurulacak. GENÇ PARTİ: Vergi oranları ödenebilir seviyeye indirilecek, vergi adaleti sağlanacak. ÖDP: Temel ihtiyaçlarda KDV ve diğer dolaylı vergiler sıfırlanacak. Büyük varlık sahiplerinin servetleri bir defalık özel olarak vergilendirilecek. Asgari ücretten vergi alınmayacak. ÖZELLEŞTİRME AKP: Devleti rekabet ortamını bozacak faaliyetten çıkarmayı hedefleyen özelleştirme sürecek. CHP: Halkbank yabancılara satılmayacak. Stratejik KİT’lerde kamu kontrolü korunacak. DP: Özelleştirmeler şeffaf yapılacak. MHP: AKP özelleştirmeleri yargıya taşınacak. GENÇ PARTİ: Kamu bankaları özelleştirilecek. Türk Telekom gibi kuruluşlar geri alınacak. ÖDP: Özelleştirme taarruzuna karşı kamu mülkiyetini savunmayı, kamu mülkiyetindeki işletmelerde çalışanların denetimi için mücadele edeceğiz. AKP: Yapısal reformlara ve mali disipline önem verilerek global risklerin etkileri en aza indirilecek. Küresel sermaye kısıtlanmayacak. CHP: Ekonomi, düşük kuryüksek reel faiz ikileminden kurtarılacak. Yerli yatırımcı teşvik edilerek açık azaltılacak. DP: Cari açığı oluşturan nedenler masaya yatırılacak. Sermaye hareketleri serbest kalacak. MHP: İstihdamı ve üretimi artıracak yatırım için gelen yabancılara öncelik tanınacak. GENÇ PARTİ: Bankacılıkta yabancı payı yüzde 25’i, telekomünikasyonda yüzde 20’yi geçmeyecek. ÖDP: Kamu açıkları sorununun çözümü için; sermaye gelirleri ve servet üzerindeki vergi yükü radikal olarak artırılacak, kamunun mali kaynaklarının dağıtımı denetlenecek ve bu alanda belirleyici olmasını sağlayacak düzenlemelere gidilecek. Seçim Krizleri Durduracak mı? SERDAR KIZIK Manisa İstasyon’da, Kaya’nın kahvesi. Akşam televizyonda haber saati. Okey masalarında oyunlar sürüyor, birkaç kişi televizyona yöneldi. Sıradaki haber: “Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Rusya Devlet Başkanı Putin onuruna verdiği yemeğe katılmadı…” Haber izleyicilerinden bir yurttaş, yanındakine söylendi: “Yeter artık, hep kriz, hep kavga, hep çekişme. Bıktık artık…” Kriz… Bir toplumun ruh haline yansıyor. Her türlü kuşatma altında yaşayan yurttaşlar, açık seçik yönetim krizinin burgacındalar. Bu olumsuz süreç, nereye kadar gidecek? Bir başka ülkede yaşanması güç iç çekişmeleri, sürtüşmeleri, krizleri kanıksadık mı yoksa? İki arkadaşın seçim değerlendirmesi, Erdoğan’ın beceriksizliği üstüne oturuyor. Hemşerileri Bülent Arınç’ı anımsatıyoruz. “O oyun oynuyor. Bilerek sorun yaratıyor” görüşünde Hasan Ali. O anda yaşadığımız krizleri anımsıyoruz, belleğimizde yarattığınca. Daha geçen hafta. Başbakan ne demişti? “Anayasayı değiştirecek çoğunlukla iktidara gelmezsek yeniden cumhurbaşkanlığı seçimi krizi çıkacak.” Korku ve tehdit. Demek istiyor ki: “Biz de Cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz!” O zaman ne olacak? Yeni bir kriz, yeni bir seçim… İktidarı boyunca Cumhurbaşkanı, Genelkurmay, YÖK ve yüksek yargı kurumlarıyla karşı karşıya geldi bu ülkenin Başbakan’ı. Sürekli gerilim, sürekli kavga. Türban krizi, ulema krizi… Sayalım. Bütün devlet örgütünde kadrolaşma krizi. Yolsuzluk ve “Ali Dibo” krizi. Üreticiye “Ananı da al git”, köylüye “Gözünüzü toprak doyursun” krizi. Apo’ya “sayın”, şehitlere “kelle”, şehit annelerinin bazıları için “onlar seviniyor” krizi. Şehit cenazelerinde karşılaştığı “tepki” krizi. Barzani’yle “kucaklaşma” krizi. Peşmergeye, kendi halkından daha ucuza sattığı “elektrik” krizi. Çocukları ABD’de burslu okurken oğlunun satın aldığı “tanker” krizi. El Kadı’ya “kefillik” krizi. Anayasa Mahkemesi’nin kararına “yüz karası” krizi. Yabancıya toprak satışına “alıp, götürmüyorlar ya” krizi. Oysa bir ülkenin Başbakan’ı bırakın kriz yaratmayı, olası sorunları bile doğmadan engelleyen bir lider olmalı, değil mi? Bizimki maşallah kriz üretim merkezi. Bu denli yönetim zaafı ve krizini, Hudson senaryoları bile öngöremezdi. GENÇ PARTİ Kimi partiler çiftçinin kullandığı gübre, ilaç ve sulama için tüketilen KDV’lerde indirime gitmeyi kimileri de tümden kaldırmayı vaad ediyor. Tarım: Tarım politikasında fındığa öncelik verecek olan Genç parti, Fındık fiyatlarını belirleyici temel düzenlemeler getirmeyi hedefliyor. Parti iktidara gelmesi durumunda fındığın 8 YTL üzerinden alıcı bulacağını vaad ediyor. Enerji: Mazot fiyatlarını 1 YTL üzerinden sabitlemeyi vaad eden Parti, AKP tarafından özelleştirilen POAŞ, TÜPRAŞ, TEKEL, ERDEMİR, ve limanları geri alma sözü veriyor. Turizm: Parti, ülke turizminden dört mevsim yararlanabilecek yatırımlar yapmayı hedefliyor. CHP üreticiye desteği katlayacak CHP, tarım politikasında çiftçi ve besiciye verilen tarımsal destekleri iki katına çıkarmayı vaat ediyor. Sadece doğrudan gelir desteğiyle üreticiye seslenen AKP ise programında neredeyse çiftçiyi unutmuş gibi. MHP Tarım: Tarımsal yapı; Çiftçi borçları yeniden yapılandırmayı planlayan MHP, mazot, gübre, ilaç, tohum gibi temel tarımsal girdilerin ÖTV ve KDV’sini küçük çiftçiler için kaldırmayı, büyük çiftçiler için yüzde 50 oranında düşürmeyi hedefliyor. Enerji: Petrol, doğalgaz, kıymetli madenler gibi doğal kaynaklarının ekonomik değere dönüştürülmesi için kamuözel sektör işbirliğiylehareken edecek olan parti, Türkiye’nin enerji transit geçişine imkan sağlayacak bir ülke haline getirilmesini amaçlıyor. Sosyal Güvenlik: Parti sosyal güvenlik politikasını Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi temel ihtiyaçların eksiksiz olarak karşılandığı, insan onur ve haysiyetine yakışır bir sosyal düzen oluşturma şeklinde tanımlıyor. CHP Tarım: Çiftçi ve besiciye verilen tarımsal destekleri iki katına çıkarmayı hedefleyen CHP, çiftçinin kullandığı gübre, ilaç ve sulama için tüketilen KDVlerde indirime gitme sözü veriyor. Kullanılan mazottan da ÖTV’yi kaldırmayı amaçlıyor. Enerji: Ulusal kaynaklara öncelik verecek olan CHP, “Uzun Vadeli Ulusal Enerji Tedarik Planı”’nı yeniden yapılandırmayı planlıyor. Ayrıca akaryakıt kaçakçılığını ortadan kaldırmayı planlayan CHP, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarını Türkiye’de yaşama geçirmeyi hedefliyor. Sosyal Güvenlik: Nüfüs kağıdını gösteren herkesin eşit oranda sağlık hizmetlerinden yararlanmasını vaad ediyor. Turizm: Kongre turizmine özel önem verecek olan CHP, dinlenme hakkının doğal parçası olarak iç turizmi desteklemeyi amaçlıyor. Avrupa ülkelerinin turizm sektörlerine göre yüksek olan alkollü içeceklerde ÖTV’yi indirmeyi hedefliyor. AKP Enerji: Şahdeniz gazının getirilmesini hedefliyor. TürkiyeYunanistan arasında doğalgaz boru hattını devreye sokmayı planlıyor. Turizm: Turizmi Türkiye’nin lokomotif sektörü haline getireceğini vaad eden AKP, sektör için yapılan 10 puanlık KDV indirimini 2008’de yürürlüğe sokmayı hedefliyor. Sosyal Güvenlik: Sağlık hizmetlerinden tüm vatandaşların yararlanabileceği düzenlemeler planlıyor.. Tarım: Çiftçilerin ve onların örgütlerinin katılımıyla oluşturulacak demokratik ve sosyal program vaad ediyor. Enerji: Sektörü tek bir çatı altında özerk bir yapıya kavuştmayı amaçlıyor. ÖDP 7