Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Bir efsane: Kızlar Deresi Geçmişi yüzyıllara dayanan, kanlı, heyecanlı ve sıra dışı bir efsanenin adıydı ‘‘Kızlar Deresi...’’ Efsane, henüz Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü, Büyük Önder Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’i henüz ilan etmediği 1900’lü yılların başlarında Kdz. Ereğli’den 45 kilometre uzaklıkta bulunan Güneşli Beldesi ile Devrek arasında kalan bölgede yaşanıyor. Kimileri yıllarca Kızlar Deresi’nden geçmeye cesaret edememiş, kimileri yıllarca uykularından bile korkarak terler içinde uyanmış... ‘‘Kızlar Deresi Efsanesi’’ hikayesi o dönemlerde Ereğli’den Osmanlı Sarayı’na kadar uzanıyor. Rivayete göre 1900’lü yılların başında başlıyor Kızlar Deresi Efsanesi’nin hikayesi. Efsanesin başkahramanları 3 genç kız... Anlatılanlara göre o dönemlerde bölgede Rum asıllı bir değirmenci yaşamakta. Bu kişi değirmeni vasıtası ile Türk köylülerinin kumanya ve gıda ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı oluyor. Bu dönemlerde Osmanlı Devleti sınırları içinde başlatılan Türkleştirme çalışmaları sebebiyle Orta Asya’dan Anadolu’ya 3 Türk soyu göç ediyor... RUM DEĞİRMENCİNİN ÖLDÜRÜLMESİ... erzak alarak dağa çıkarlar. Ölüm korkusu ile dağa çıkan kızların yaşam mücadelesi erzaklarının bitmesi ile eşkıya olmak zorunda kalmaları ile yeni bir boyut kazanıyor. Kervan yolu olarak bilinen EreğliDevrek yolu arasında efsanenin yaşandığı yerde yol kesmeye, adam soymaya başlayan kızların namı tüm bölgeye yayılıyor... GEÇENDE PİŞMAN GEÇMEYENDE... Öncelikli ihtiyaçlar OSMAN EKŞİ (*) İlçemiz, MÖ yıllardan itibaren tabii limanı ve coğrafi konumu nedeniyle her zaman önemli bir liman şehri olma özelliğini korumuştur. Ereğli, M.S. 395’e kadar Roma, 1330’a kadar Bizans hâkimiyetinde kaldıktan sonra Osmanlı idaresine geçmiştir. Yöreye Orhan Gazi döneminden itibaren gelen Türk dervişleri ve bilhassa mezarı halen Göztepe’de bulunan Denizci Nusrullah Efendi önderliğinde Türk nüfusun yerleşimi başlamıştır. 0718 Haziran 1920 tarihleri arasında Fransızlar tarafından işgaline, ilçe halkının direnişteki büyük katkısıyla on günde son verilmiştir. 23.01.1921 tarihinde İstanbul’dan kaçarak Ereğli Limanı’na sığınan Alemdar gemisinin girdiği deniz savaşında Ereğli halkının Alemdar gemisine sahip çıkmasıyla Fransızlar yenilgiye uğratılmıştır. Milli mücadelede tek deniz savaşı olarak istiklâl mücadelemizde önemli ir yer almıştır. 1869 yılında ilçe statüsündeki Bolu Mutasarrıflığı’na, 1924 yılında Zonguldak iline bağlanmıştır. 1881 yılında belediye kurulmuştur. 2000 genel nüfus ayımı sonuçlarına göre ilçe nüfusu 159.808’dir. Nüfusun 82.970’i merkez ilçede, 76.838’i belde ve köylerde yaşamaktadır. İlçemiz, 1 merkez, 6 belde belediyesi ve 94 köy idaresinden ibarettir. Ereğli ilçesi, geçimi tarıma ve balıkçılığa dayalı şirin bir sahil kasabası iken, 1829 yılında kömürün bulunması, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikası’nın 1965 yılında faaliyete geçmesi ile önemli bir sanayi ve ticaret şehri olmuştur. İlçenin çalışma hayatına, Türkiye Taşkömürü Kurumu ve ülkemizin tek yassı çelik mamul üretimini yapan Erdemir TAŞ yön vermiştir. 2005 yılında kuruluşuna başlanılan yeni tersaneler bölgesi ve son aşamaya gelen OSB, bunların en önemlileridir. Mevcut liman ihtiyaca cevap vermemekte olup, gemiler beklemede kalmaktadır. Ayrıca mevcut liman şehir içinde kalması nedeniyle trafik ve çevre yönünden sıkıntı veremektedir. Çözüm için; Şehir dışında ulaşımı elverişli tersaneler bölgesinde yapımı hizmet verecek hale getirilmesi ilçemiz için öncelikli ihtiyaçtır.. Yapım çalışmaları sürdürülen EreğliZonguldak, AkçakocaEreğli, EreğliDevrek yolları için yeterli ödenek sağlanarak yapım süreleri kısaltılmalı ve ilçenin ulaşım sorunları giderilmelidir. Öncelikli EreğliAlaplı arası bölünmüş yol haline getirilmelidir. Tersaneler bölgesinde çalışmalar devam etmektedir. Önemli sayıda istihdam sağlayacak bu bölgenin, ulaşım ve çevre düzenlemeleri ve dolgu işlemlerinin tamamlanması ve tersanelmerin tam kapasite çalışmaya başlamaları, ilçemiz için önemlidir. EreğliAlaplı arası bölünmüş yol haline öncelikli getirilmesi, tersaneler ulaşımı için de elzemdir. (*) Karadeniz Ereğli Kaymakamı Bu 3 soydan biri Konya’ya, diğeri Sinop’a ve sonuncusu ise Ereğli’ye yerleştiriliyor. Her birinin ünvanları ‘‘Çaylıoğlu’’ olan bu gruplar gittikleri ve yerleştikleri her yerde aynı ünvanla tanınıyor ve yaşıyorlar. Efsaneye göre bu Türk gruplarının kumanya ve erzak ihtiyaçlarını karşılayan Rum asıllı Değirmenci bir gün bir köylü ile girdiği tartışmanın ardından bağı çağıra ‘‘Bu Türkleri orakla biçeceğim’’ diyerek söylenir. Rum Değirmencinin söylediklerini duyan bir Türk köylüsü duyduklarını diğer köylüler ile paylaşır ve köylüler arasında Rum Değirmenci’nin öldürülmesi kararı alınır. İşte ‘‘Kızlar Deresi Efsanesi’’ de buradan başlar. Köylülerin erzak ihtiyaçları için haftanın belirli günleri at kervanı ile Kozlu’ya giden Rum Değirmenci yolculuğun birinde Türk köylüler tarafından pusuya düşürülüp öldürülür. Babalarının Türk köylüler tarafından öldürüldüğünü öğrenen Rum değirmencinin 3 kızı kendilerinin de öldürüleceğini düşünerek alabildikleri kadar Kervan yolu olan Kızlar Deresi artık eşrafların korkulu rüyası haline gelir. Kızlar Deresi’nden geçende pişman geçmeyen de!.. Namları kısa sürede tüm bölgeye yayılan kızların oluşturduğu eşkıya çetesi gücüne her gün yen bir güç katarak kısa zamanda 4050 kişilik bir eşkıya çetesi haline gelir. Ancak eşkıya çetesinin başında bulunan 3 kişinin kız olduklarını kendilerinden başka hiç kimse bilmez. Kurdukları eşkıya çetesi ile adeta terör estiren çeteyi yok etmek için dönemin ünlü eşkıyalarından biri olan Devrekli Muharrem’den bile destek istenir, ancak çete bir türlü çökertilemez. Hatta rivayete göre Çaylıoğlu Jandarma Komutanlığı’nın da bu çete ile mücadele için kurulduğu iddia edilir... Her geçen gün güçlerine güç katarak çoğalan eşkıya çetesi artık vatandaşların ve eşrafların korkulu rüyası haline gelir. Ancak kızların büyüsü bir gün bozuluyor ve eşkiyalardan biri çetenin başındakilerin kız olduğunu anlıyor. Ve eşkiyalar arasında çatışma çıkıyor. Çatışmada üç kız eşkıya hayatını kaybederken çetenin diğer üyelerinden büyük bir kayıp yaşanıyor. Kızlar ölüyor, çete dağılıyor. Üç kızın cesedi öldükleri yere gömülüyor... Kızlar Deresi Efsanesi bitiyor belki ama mezar taşlarının bile günümüze kadar uzandığı bu efsanenin geçtiği bölgede hala barut ve kan kokuları ilk günkü tazeliği ile tüyleri diken diken ediyor... (*) DERLEYEN: A. Şenol AZMAN, Zonguldak Olay Gazetesi Yazı İşleri Müdürü. (*) Okuduğunuz ‘Kızlar Deresi Efsanesi’ araştırmasında bir çok kişinin görüşlerine başvuruldu. Elde edilen somut bilgilere dayanılarak gerçeğe en yakın olan hali hazırlandı. Efsanenin geçtiği bölümde eşkıyaların geceleri saklanmak için kullandıkları dağlar... Hikaye