26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

StYASET 85 II Hiııclistaıı: CIA'ya bUgUeri kim verdi? 1983 yılının eylül ayında NVashington'da bir CIA bürosundaki gizli otummda "Hindislan'ın Pakistan'daki niikleer tesisleri bombalamaya hazırlandığım" gösteren gizli belgeler görüşülüyordu. CIA, Hindistan'da geçen ay ortaya çıkan büyük casusluk skandalına yol açacak olan bu belgeler i Hintli bazı güvenlik yetkililerinden sağlamıştı. Eski Başbakan İndira Gandi için hazırlanmış olan bu belgelerde "lazer teknolojisinin Hint ordusunun Pakistan'daki Kahuta niikleer reaktörünü ortadan kaldırmasına olanak saglayacağından" sözediliyordu. Bu bilgiler yabancı istihbarat kaynaklarının eline geçip açığa çıktığında Pakistan'la Hindistan arasındaki ilişkilerin de bozulmasına yol açacaktı. Skandalın geçen ay patlak verişiyle Hindistan'da çok sıkı ve geniş çaplı bir soruşturma başlatıldı. Casusluk olayına bir çok Ulkenin gizli haberalma örgütlerinin ve NATO'nun da adının karışmasıyla skandal gittikçe büyük boyutlara vardı. Fransız "Le Monde" gazetesine göre, Hindistan'ın son 15 yıldır uluslararası casusların yuvası haline gelmesi, ülkenin jeopolitik durumunun olduğu kadar, izlediği ekonomik, politik, askeri ve diplomatik çizginin de bir sonucu. Bu konulardaki tüm kararlar başkent Yeni Delhi'de Başbakanlık Sarayı'nın çcvresindeki birkaç kilometre karelik bir alanda alınıyor, bölgenin tüm stratejisi burada belirleniyor. Başkentteki her diplomat, her gazeteci, her sanayici yönetim çevrelerinden istihbarat sağlayabilmek için gerekli olanağa sahip. Bu olanak hesaba katılınca soruşturma alanı daha da genişliyor. Bu yetkililerden biri, örneğin emekli bir general, iyi bir para karşılığı çok gizli devlet sırlarını yabancı ajanlara satmış olabilir. Bu konuda para yerine ideolojik görüşler veya sadece "Cekrar onemli bir insan olma ar/usu" da IOI oynamış olabilir. Profesyonel casuslann bütün bunlardan ellerinden geldiği kadar yararlanacakları kuşkusuz. Yeni Delhi'nin re bu bir bakıma "diplomasinin baska yollardan sürdürülmesi" anlamına geliyor. "Haberalma ile... Elçiliklerin casusluk olayına karışıp karışmadığını kanıtlamak için önce "haber alma" ile "casusluk" dcyimlerini birbirinden ayırt etnıek gerekir. "Le Monde"â göre bunlardan birincisi bir diplomatın nornial görevleri arasındadır Tıpkı bir gaze 77 Le Monde gazetesine göre Hindistan son 15 yıldır uluslararası casusluğun merkezi, casuslann yuvası.. Bunun nedeni, ülkenin jeopolitik durumu olduğu kadar, izlenen ekonomik, politik ve askeri çizgi. tecinin görevi olduğu gibi. Casusluk olayı, ev sahibi Ulkenin gizli kalmasını tercih ettiği askeri veya askeri olmayan bilgilerin araştırıldığı yerde başlar. Fakat gerçekte görev yaptığı ülkenin dilini bilen, biraz da sezgi yeteneği olan bir diplomat fazla bir araştırma yapmadan da o ülkenin sırları hakkında bilgi sahibi olabilir. örneğin bir süre önce FB1, ABD'nin geliştirdiği yeni bir nükleer denizaltının eksiksiz bir modelinin oyuncakçı dukkânlarında satılnıukta olduğunu keşfetmişti. Bu durumda Sovyet Büyükelçiliğinin bu oyuncağı satın alarak denizaltı üzerinde bilgi sahibi olmaya kalkışması son derece kolay ve kaçınılmazdı. Batılı ülkelerin casusluk görevini Doğu ve Üçüncü Dünya ülkelerindeki diplomatlarına vermelerinin çok az rastlanan bir olay olduğu, çünkü bu diplomatların bulundukları ülkede çok sıkı bir şekilde gözlendikleri de vurgulanıyor. Hindistan'ın gizli belgelerin askeri ataşeler tarafından Fransa'ya ulaştırılmasına da olasılık verilmiyor, çünkü bu görevliler de elçiliğin denetimi altında. Yani Başbakanlıkla tüm yazışmalan elçiliğin kontrolünden geçiyor. Le Monde'a göre Batılı ülkeler Doğu ülkelerinden istihbarat sağlamak için elçilik görevlileri kadar dikkat çekmeyen kişileri görevlendiriyor. Eski bir Batılı diplomat "Bir Doğu Avrupa ülkesine atandığında hangi sigarayı içtiginin bile yerel yetkililer tarafından haber alındıgını gördiigünü" söylüyor. Yani elçilik görevlilerinin hiçbir şeyi dikkat çekmeden yapmaları olanaksız. Daha Ust düzeyde görev yapmış emekli bir diplomat da "Sosyallsl ülkelerden birindeki görevim benim için korkunç bir sınav oldu. Beni sanki Mata Hari'ymişim gibi gözlüyorlardı" diyor. • lçinde, "Lazer teknolojisinin Hint ordusunun Pakistan 'daki Kahuta Niikleer Reaktörü'nü ortadan kaldırmasına olanak saglayacağından sö'z eden" kimi "gizli" belgelerin ortaya çıkmast ve bu belgelerin CIA 'da da bulunduğunun anlaşılması skandalın başlangıcıydı. aylık gelirleri 80 bin TL'yi geçmeyen eski devlet görevlileriyle kaynadığı, bu emeklilerin resmi otomobillerle gezdikleri dönemdeki saltanatlarının özlemini çektiği hesaba katılırsa, birçok insanın devlet sırlarını satmak için yeterli nedenleri olduğu görülebilir. Bu belgeler iktidara yakın çevrelerde görevlendirilmiş, düşük maaşlı kişiler tarafından da dışarıya sızdırılmış olabilir. lanna sıkrastlandıgını,çiinkii enflasyon ve aşırı yüksek vergiler nedcniylc kamu görevlilerinin iicretlerinin gtilunç derecede düşük oldugunu" söylüyor. Nehru'ya göre "Bugün yolsuzluk, iilkedeki siyasi tüm çevrelerde hazır ve nazır". "Le Monde"a göre işin kötüsü ister "rüşvet" ister "bahşiş" adı altında olsun bu tür yolsuzlukların Hindistan'da artık olağan karşılanması. Rüşvet bir bakan tarafından alındığında ise adı "siyasi bagış" oluyor. Geçen mayıs ayında Hindistan Savunma Bakanı parlamentoda yaptığı konuşmada "bu konuda fazla endişelenmenin yersiz olduğunu, gizli belgelerin sinema bileti alır gibi satın alınamayacagını" söylemişti. Oysa bugün bu belgelerin birkaç kasa viski karşılığı bile satılabileceğine tanık olunuyor. Yolsuzluğun Hindistan'daki tüm kurumlara yerleşmiş olduğu düşünülünce Fransızlann, son olaydan neden şorumlu tutulduklarını anlayamadıkları belirtiliyor. Bir Fransız işadanu, "sınır dışı edilen Fransız Albay Bolley'in yolsuzluk carkından cıkar sağlayan tek kişi olmadıgı açık, ama Diplomatik kimlik Le Monde, bazı Batılı ülkelerin, Fransa'nın aksine, istihbarat ajanlarını diplomatik bir kişiliğe büründürdüklerini bildiriyor ve buna ABD'yi örnek veriyor. Gazeteye göre CIA ajanlarının çoğu bulundukları ülkeye diplomatik bir kimlikle geliyor. Le Monde, hemen hemen her Sovyet diplomatının da KGB'ye hizmet etmek gibi bir eğilimi olduğunu yazıyor. Bu işbirliği istekleri de hiçbir zaman reddedilmiyor. Bu eğilimin Sovyet ticari ve basın ataşeleri için de geçerli olduğu kaydediliyor. Bu olgu her Sovyet diplomatın bir gizli ajan olduğu anlamına gelmiyor, ancak bir "genelleme yapma olanagı" veriyor. "Le Monde"a göre bütün bunlar göz önüne ahnınca bir ihracateının, bir lıııiznı görevlisinin, hatta bir garajcının bile casusluk yapmak için elinde bir albaydan çok daha fazla olanak bulunduğu anlaşılabilir. (DERLEYEN: ZEYNEP DAĞLIOĞLU) Çok dogal Le Monde"a göre Hindistan, mutlak yoksullukla en aşırı lükslerin bir arada yaşandığı bir ülke. Bu ikisinin arasında da sosyal olanakiarını yükseltmek için her şeyi yapmaya hazır orta sınıf devlet görevlileri var. Yönetim çevrelerine çok yakın bu kişilerin her gün karşı karşıya oldukları yöneticilerin şatafatını kıskanmaları ve bir miktar para karşılığı birkaç dosyayı karıştırmalan akla yakın geliyor. Keşmir eyaletinin eski başkanı B.K. Nehru, "Hindistan'da bu tür görevi kötüye kullanma olay İSu büyük casusluk skandalına yol açan belgeleri CIA 'nın Hintli bazı güvenlik görevlilerinden sağlanuş olduğu anlaşılınca, skandalın boyutları devleşti. Yurt çapında bir soruşturma açıldı. kabak onun haşıııa palladı" diyor. Bu i^adamı, "birileri bizi Hindistan'daki pazardan uzaklaştırmak istemij olmalı" diyor. "Le Monde" gazetesine göre bugüne kadar Hindistan'daki bazı diplomatların nedensiz yere geri çağrılmaları, bu tür skandallara rastlayan dönemlerde kendilerine danışılması için ülkelerine gitmeleri, elçiliklerin de bu casusluk olaylannda belli bir rolü olduğunu açığa vuruyor. Gazeteye gö Rajiv Gandi Güç durumda.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear