05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

StYASET 85 tayalım, Türkiye benim yargıma göre tam yüz yıldır clurmaksızın bır anayasa arayışı içindedir. 1924'ten bugüne değin değiştirile değiştirile bitirilememiş bu arayış. Bugün, belki tam olarak tartışması yapılamıyor, ama hâlâ olmadı diyoruz. öyle mi? Anayasa konusundan önce şu sorunun yanıtını bulmak gerek sanıyorum. "Türkiye'yi kim yönetecek?" Yani, Türkiye'yi yönetecekleı mi yonctecek, yoksa halkın oyları ile gelen gerçek yöneticiler mi yönetecek? Bunda bir karara varmak gerek. Cumhurbaşkanlığı sorunu buradan kaynaklanıyor. Benim yargıma göre, Türkiye'de ilk defa ve son defa, galiba 1950'de halkın oylarıyla gelen bir Meclis cumhurbaşkanını seçmiştir. Ondan sonraki dönemlerde bütün cumhurbaşkanları, şu veya bu şekilde bir zorlamayla gelmiştir. Bu, ülkenin idaresinde parlamento ile birlikte miktarı münasip ordu etkinliğini gerek gören bir anlayış söz konusudur. Bu Çankaya istemi bu çevrelerden hiç eksik olmamıştır. Kitabınızda çok geniş yer ayırdıgınız bir konuya deginmek zorunlugu çıktı. General Mulısin Batur'a çok yer veriyorsunuz ve anlattıgınız dönetn için bir mihenk taşı yapıyorsunuz, bu bir politik mudahaledir diyorsunuz. O günlere özgü bir miidahale midir bu? ARCAYÜREK Hep vardı bu tür müdahaleler. Batur olayının ayrılığı şurada. Batur'un verdiği muhtıra son dcrece açık seçikti ve ciddi içeriği vardı. Benim en çok içinde sıralıyoruz. Her müdahaleden sonra anayasa içinde işlevini koruyor. Sivil yönetime geçilince, kendini anayasal kurum olmaktan soyutlayarak, dışarıda ayrı bir yapıyı temsil ediyor, hiçbir şeye karışmıyor, gözleme görevi yapıyor. Olaylan yakından izleyen bir gazeteci olarak askeri darbelerin gerekçeleri konusunda ciddi bilgiler var elinizde. Gerekçeleri birbiri ile karsılaştırdıgınızda ortak payda ne çıkıyor? 196571 döneminin iki onemli olgusundan so/ ederken, AP'yi şöyle lanımlıyorsunu/: Kski bir akımın uzanlısıydı, ama yeni bir kadronun buyrııgundaydı. Bu yaklasımını hııgunku siyasi ortama uyarlarsak ANAP için nc dersiniz? ARCAYÜREK ANAP hiçbir siyasal eski gücün uzantısı olamaz. Zaten ANAP içindeki kargaşanın hüviyeti de bu, türlü yemeği gibi bir parti, patlıcan var, kabak var, biraz fasulye, biraz da et. MHP'li de var MSP'Ii de, aşın MSP'lisi var, daha hafif MSP'lisi de, biraz AP'li biraz da CHP'li. Burada şunu söylemek zorundayım: Anayasa kısıtlaması olmasa da, milietvekilleri istedikleri partilere geçebilseler ANAP'tan acaba kaç tane milletvekili hangi partilere gider, bunun hesabı yapıhyor mu? Sayın Ozal'ın karşı çıktığı 84'üncü maddenin bir gün değiştirileceğine inanan nin varhğını kabul eden bir konuşma birinci sayfada yayımlandı. Yanında bir de sütun açtık, kim işkence gördüyse bildirsin dedik. Ortam elverişli idi. Çünkü seçimlere giderken ana muhalefet partisinin lideri işkencecilerden hesap sorulacağını söylemişti. Hem gazeteci olarak bu havadan yararlandım, ortamın elverişliliğinden yani. Yayının Uçüncü günü idi sanıyorum, CHP MSP ortakhğı kuruldu, ve hükümet sözcUsü Orhan Birgit bir açıklama yaptı. Biz bu tür yayınlardan yana değiliz, barıştan yanayız anlamında. Bu açıklama benim meslek hayatımda uğradığım ender şoklardan biridir. O zaman böyle bir engelleme ile karşılaşıldığına göre şimdilerde bu tUr yayımcıhğa imkân verilmeyeceği yargısındayım. Gazetelerimizin insan haklanna duyarlığı konusunu biliyorsun. tsmail Arar Adalet Bakanı. 1971 darbesi sonrası günler yaşanıyor. Bakana bir soru yoncltiliyor Sayın Demirel için "bir daha başbakan olur m u ? " diye. Arar, "güldurm*yin beni" diye yanıtlıyor. Bugünkü siyasel yasagından harekctle "biı daha başbakan olurlar m ı " diye soru yönellsem? Gölgede yaşamak ARCAYÜREK Doğrusunu söylemek gerekirse, 71 darbesinin muhtırasmın ana gerekçesi Muhsin Batur'un muhtırasıdır. Onu okuyun. 80'deki müdahalenin resmi açıklamalarını okuyun. Fark var mı? örneğin bölücülUk bir şer hareketidir. Kabul, Ş sonrası döneminin anahtar sorunu bence iktidar partisinin iç politikaya dönük tabuların korunması konusundaki ısrarlı, özenli ve de anlaşılmaz tavrıdır. Çizilen şemanın bozulmamasına çaba gösteriyor. takıldığım iki nokta vardır bu muhtırada. Açın bakın, "ben" diyor "komutanlan topladım." Iki buçuk saat konuşmuşlar ve birtakım sonuçlara varmışlar, sonuçlardan biri şu: Basın ve televı/yon kontrol altına almmalıdır. Sayın Batur'u tanırım, bilgili, akıllı, ciddi bir askerdir. llerici olduğunu kabul cimcmckle birlikle, ciddiyeti uzerinde tartisılmaz olduğunu söylüyorum. Ama o bile basın için birtakım kısıtlamalar, smırlaınalur düşiınuyur... Kitabınızın bir yerinde "gerçek" dlye söze başlayıp "siyasi, ekonomik ve toplumsal dalgalanmalar eninde sonunda orduyu etkiliyor" diyorsunuz. Ordu politikaya bunun için mi giriyor? ARCAYÜREK Evct. Biz anayasal kurumlar deyince orduyu da bu kurumlar >ence 1965'ten sonra Türkiye'de siyasi alanda ilerici bir güç aranıyorsa bu gücün siyasi örgütü CHP değil, Türkiye İşçi Partisi'ydi. Bunu Adalet Partisi kavramıştı. Bu kesindir. ARCAYÜREK O dönemde Türkiye'de şöyle bir hava esiyordu. Memleketi uçurumun eşiğine getirmiş olan bir iktidarın başına, askerler bir daha görev vermezler. Bu sivil siyasi kadroların büyük bir yanılgısı idi. 71'de parlamento kapatılmamıştı, düşürülen iktidar çoğunluğu ile TBMM'deydi. Sayın tsmail Arar yarınların siyasal ortamının gelişeceğini nasıl bilebiliyordu? Siyasette tek yanlı düşünmenin sonucu ortaya çıkan yanılgılara örnektir bu. Sorunuza dönersek, bugünden yarına yanıtlanması çok güç bir soru bu. Bir yargıya varmak mümkUn değil daha doğrusu. Demokratik bir rejimde iktidara kimin geleceği konusunda ya da kimlerin iklidara gelemeyeceği konusunda bır yargıda bulunmak bile tek başına demokratik olmayan bir davranış biçimidir. Demokrasi adına dUşündüğünüz zaman sonuçları bugünden kestirmek mümkün değildir. Senaryo ne kadar güçlü ve ayrıntılı olursa olsun bu mümkUn değildir. Sayın Arcayürek, 40 yıldır demokrasiye aynı heyecan ve duygusallıkla mı yaklasıyorsunuz? ARCAYÜREK Bu heyecanı duymasam, hissetmesem yazamam, hatta çalışanam bile. Demokıatık gunlere, demokıasinin geleceğine inancımı hiçbir zaman yitirmedim. Bu inancımın kapalı olduğıı günler olmuştur. Ama dilediğim günler, içinde bulunduğum günler de oldu. Ve o zaman bazı şeyler yazma olanağını buldum. Bu günlere yeniden kavuşulacağına inanıyorum ve bu inancımın, sizler, siz genç meslektaşlarım tarafından da paylaşılmasını istiyorum. Demokrasi arayışı bir yerde durmaz. Bu devinim sürekli yaşanacak ve özlenilen günler bir gün gelecektir. özgürlük arayışının durdurulamayacağı benim tek güvencem oldu, bunun için yapılacak şudur: Demokrasiyi tüm kural ve kurumlan ile önce içimize sindirelim. Demokrasi amacında birleşelim. Ben bir şey söyleyeyim, sen bir şeyler söyle, onlar da söylesinler, derken birtakım türküler söylenecektir. göreceksin. Tesekkür ederim Sayın Arcayürek. ... 73 seçlmlerlnden sonra bu Işkence nuMİtstıu <nhi\d <,tku)mah , . .ıik Türün Paşa'ya telefon etlim. Gittim, anlattı... Ziverbey Ko^ku'nu anlaın, dosyalar çıkardı, aynntıları ile anlattı. Işkencenin varhğını kabul eden bir konuşma birinci sayfa dan yayımlandı. yalnız 80'de mi vardı? Hayır 73'de, 71'de de vardı. 65'ten geriye doğru gidin 1955'lere kadar, hep vardı. Cumhuriyetten sonra 7 isyan olmuştur Doğu bölgesinde. Anayasal kurumlar olarak bir eksikliği vurgulamak için söylüyorum. Bu ser hareketinin kökenlerini birlikte araştırma zahmetine katlanmamışız. Sorunun aslı şu: Sivil kadrolar, hele bugünkü gibi sivil kadrolar, kendilerini mutlaka silahlı kuvvetlerin gölgesinde yaşamak gibi bir ihtiyaç içinde görürlerse, bir sonuca varmak çok güçtür. Sorunun çözllmü de, bence, anayasayı anayasal kurumlann dayanışmasıyla korumaktan geçtiği gerçeğini kavramak. 19651971 donemini anlalırken doııemin Başbakanı Sayın Suleyman Demircl için lipik bir Batılı demokrat diyorsunuz. Bu yargıya nasıl vardınız? ARCAYÜREK Eleştirilecek çok yanı bulunmasına karşın Sayın Demirel, gerçekten demokrat anlayışlı bir siyaset adamıdır. Türkiye, kendi deyişi ile, suskun bir ülke olmaktan çıkmalı, her şeyin konuşulabildiği, tartışılabildiği, yazılabildiği bir ülke olmalıdır, diye bir mantığı vardır ki, karşı çıkmak mümkün değil. Bu dönem. eksiği ve fa/lası ile Türkiye'de yaşanıli ını? ARCAYÜREK Yaşandı, daha dogrusu 1961 'den sonra aşama aşama yaşanmaya başlandı. 1971 darbesine kadar. Her fikir söylenebilmiş, her türlü tartışma yapılabilmiş, her tür kitap yayımlanabilmiştir. En güzel olanı herkes kendi düşüncesini söyleyebilmiştir. Yani biz böyle bir Türkiye özlemiyor muyuz? öyle çok milletvekili tanıyorum ki... Yine son kitabınızdan bir yaklaşım. Size göre 1950'de bir "oy ihtilali ", 1%5'te "bir oy darbesi" söz konusu Tttrkiye'de, degerlendirmenizi 1983 seçimleri için ANAP'a uygularsanız nasıl bir sonuç çıkar? ARCAYÜREK 1983 seçimlerinin sonucu bu tür değerlendirmelere ortak edilemez. Kapalı kapıların ardında kararlaştırılan bir siyasi hareketin doğal sonucudur 1983 seçim sonuçları. Yani ne oy ihtilalidir, ne de oy darbesi. tlhami Soysal ile ilglli bir böliim var. 1973 seçimlerinde bir seyahaıte söylediğlniz, hatta kendi kendinize verdigini/. bir söz var. Soysal'ın dövulmesi olayından çok etkileniyorsunuz ve " b u işkence olaylarını karıştıracağım, bulup buluşturup yazacağım" diyorsunuz. O günlerde çok önem verdiginiz konulan artık görmezllkten geliyorsunuz. Bunu bir elestiri olarak kabul eder misiniz? ARCAYÜREK Tabii ederim. llhami benim çok yakın arkadaşımdır. Bu olayı uçakta konuşmuştuk, bugün gibi hatırlıyorum. 1971 'de tutuklandığında tsianbul'da gördüğü işkenceyi anlattı. Hiçbir şey söyleyemedim. Fena halde canım sıkıldı. O cümleyi o zaman söyledim, o sözü o zaman verdim, 73 seçimlerinden sonra bu işkence meselesini ortaya çıkarmak istedim. Bir guıı Faik Tıirıın Paşa'ya tclclon cltım. Uıttim, anlattı.. Ziverbey Köşkünü anlattı. Dosyaları çıkardı aynntıları ile anlattı. Bir yazı hazırladım ve gazeteye verdim, yayımlandı. Üç gün tam sayfa hem de, işkence ... Doğrusunu söylemek gerekirse 71 darbesinin muhtırasmın ana gerekçesi Muhsin Batur'un muhlırasıdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear