Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
FATİH GÜLLAPOĞLU Sakarya'ya bağlı Ferezli Belediyesi'ndeyiz. Belediye Başkanı, lnönü'ye yaptığı çalışmaları anlatıyor. O sırada partili bir "avcı" yurttaş elinde kanları süzülen yaban ördeğini Genel Başkanına hediye etmek istiyor. "Aaa bu ölüymüş..." diyen lnönü, diğer partihlerın birlikte fotoğraf çektirme isteği üzerinc, "ördeği bir torbaya koyun, şimdi yanıma canlılar gelsin..." diyor. Gezi diğer belediyelerde akşama kadar sürüyor. ördeği arabasının bagajına alan SODEP Sakarya ll Yönetim Kurulu üyelerinden birisi Genel Başkam'na sürpriz yapmak için gece kahnacak Sapanca Vakıf Oteli'ne herkesten önce geliyor ve soluğu mutfakta alıyor. Aşçıya, "ördek pişirmesini biliyor musun?" sorusunu yönelttikten sonra aşçıdan şu yanıtı alıyor: "Tabii cfendlm, cger dilerseniz Çin ıısuliı de yapabilirim." "Önemll degil nasıl istiyorsan oyle yap." Sonra beraberce ördeği almak ıçın arabaya yöneliyorlar. Bagajı açtıklarında ördeğin biriki tüyünden başka bir şey bulamıyorlar. Tabii o ördek mutlaka aynı akşam bir başkası tarafından yenildi. Ama kimin yediği ve Çin usulüyle mi yoksa Türk usulüyle mi yenildiği saptanamadı... SODEP Genel Başkanı Erdal Inönü'nün önceki hafta gerçekleştirdiği altı gUn süren Doğu Marmara ve Batı Karadeniz gezisinde, bu tür olaylar gerek lnönü, gerekse partililerin kahkahalarla gülmelerine yol açıyordu. Ama bu gezide SODEP Genel Başkanı'nm "taban" açısından yüzünün çok gUldüğü söylenemez. Gezisine Kocaeli'den başlayan Erdal tnönü özellikle Kandıra'da oldukça büyük ilgiyle karşılandı. Rahmetli Turan Giineş gibi Türk siyasi tarihine renkli kişiliğiyle geçen bir Dışişleri Bakanı, teröristlerin saldırısı sonucu yaşamını yitiren bir Başbakan (Nihat Erira) çıkaran ve hiçbir zaman politika dışı kalmayan Kandıralıların gösterdiği bu ilgi "olağan" dıye nitelendirildi. Ama gerek Sakarya'da gerekse Zonguldak'ta, tnönü'nün bir Ege, bir Trakya gezisinde gördüğü ilgiye rastlanamadı. Bu gezideki bir başka ilginç nokta da SODEP yöneticilerinin sohbetlerinde adı bile geçmeyen Demokratik Sol Parti'nin sık sık gündeme gelmesiydi. SODEP Ge.nel Sekreter Yardıması Nail Gürman, DSP haberlerinin gazetelerde sürekli yer almasından şikâyet ederken, il ve ilçe yöneticileri düzeyindekilerle yaptığımız konuşmalarda DSP'nin bazı yörelerde yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladığı izlenimini edindik. Yerel yöneticiler bu rahatsızlıklarını dile getirirlerken Genel Merkez düzeyinde de DSP'ye karşı daha aktif çalışmaya girilmesi gerektiğini söylüyorlardı. Gezide tnönü açısından en hoş olmayan görüntü Zonguldak'ta meydana geldi. Zonguldak'tan önce Marmara Ereğlisi'nde görkemli bir kalabalıkla karşılanan, Kozlu'da oldukça coşkulu bir kalabalığın sevgi gösterisinde bulunduğu Erdal lnönü, Zonguldak'ta konuşma yapacağı Belediye Sineması'na girince boş koltuklarla karşılaştı. Bu durum "Bir yanlış anlama" olarak il yöneticilerince açıklanmaya çalışıldıysa da yaklaşık yarım saat kadar sahnede diğer yöneticilerle birlikte bekleyen Inönü'nün bu süre sonunda hitap ettıği kalabalık salonıın ancak dörtte Uçünü kapsıyordu. Sinemanın işletmecisi ANAP tl Yönetim Kurulu üyeşi Ali Teber bu görüntü Uzerine yanındaki bir başka ANAP'lıya hislerini şöyle dile getiriyordu: "Hangi partiden olursam olayım bu hiç önemli degil. Yaşanumda hiçbir Genel Başkanın boş bir salona sokulmasını hazmedemem..." Zonguldak'ta da zaman zaman DSP'nin adı geçiyordu, ama SODEP il yönetiminin boş salon konusunda ciddi bir organizas POLİTİKACILIĞIN KATLANILMASI GERI Kİ \ >l ı . . /' Genel Başkanı, politikanın gerektirdiği kişisel fedakârlıklara katlanıyor, madene giriyor, yerin 400 metre altında işçilerle sohbet edip onların takdirini kazanıyor.. Kısacası, politikayı sonuna kadar surdurme kararlılığmda Inönu.. (Foloğraf: FATİH GÜLLAPOĞLU) Erdal İnönü'nün Marmara, Batı Karadeniz gezisi "bir başka"ydı SODEP'lilerin "DSP umursamazlığı" çekingenliğF'ııe mi dönüşttyor? lideri Zonguldak'ta konuşma yapmak üzere Belediye Sineması'na giriyor. Karşısmda boş koltuklar. Durum il yöneticileri tarafından, "bir yanlış anlaşılma" olarak açıklanmak isteniyor. tnönü ve yöneticiler bir süre bekliyorlar.. Sonunda toplanan kalabalık, salonun ancak dörtte üçünü kapsıyor. tnönü konuştukça alkışlanmıyor.. "Temkinli" bakışlar var. yon hatası yaptığı da gözlenen bir diğer gerçekti. Diğer gezilerde il ve ilçe yöneticilerinin hatalarını görmezlikten gelen Inönü'yle boş salona girdiğinin gecesi yemekte sohbet ediyoruz: BugUn Eregli'de, Kozlu'da, Kandilli'de büyuk ilgi gördüniiz. Ama Zonguldak'ta boş bir salonla karşılaşlınız?.. İNÖNÜ Bunun bir organizasyon hatası olduğu söylendi. Nitekim daha sonra dinleyiciler geldi. Ama şunu söylemekte yarar göruyorum: Beııim gezi programım SODEP'li belediyeleri gezmek üzere planlanmıştır. Ancak bu gezilerde gerek Uler gerekse ilçeler düzeyinde parti yöneticilerimizi de denetlemiş oluyoruz. Onların başarılı olup olamadıklannr da inceliyoruz ve notlarımızı alıyoruz. Bu geziler sonucunda tabii ki iller ve ilçeler düzeyinde yöneticilerimiz de değerlendirilecektir. Bu bizim Genel Merkez olarak görevimiz. lnönü, politikaya atıldığından bu yana parti örgUtünUn denetimi açısından ilk kez bu kadar kesin ve biraz da "sert bir tonla" konuşuyordu. Sohbetimizi sUrdürdük: Bundan önceki gezilerde slzi dinleyenlere ve alkışlayanlara bakügınuz zaman salonda olup da alkışlamayana pek rastlamazdık. Ama gerek Zonguldak, gerekse Sakarya'dakl baa toplantılarda sadece dinleyen ve alkışlamayanlara da rastladık. Biraz da "temkinli" bakışlarla karşılaştık. Üst duzey yoneÜcUerinize DSP ile ilgili soru yönelttiglmiz zaman "esamesi okunmaz" türiinden yanıtlar alıyoruz, ama Uler ve ilçeler düzeyindeki yöneücüerinlz DSP'ye karşı daha aktif olmak gerektiğini vurguluyorlar... İNÖNÜ Ben DSP'nin esamesi okunmaz sözüne katılmryorum. Kaldı ki, bir partinin örgütü aynı tabana yönelik bir diğer partinin kurulup kurulmanıasından da öte, her zaman diri olmalıdır. Çalışmalar her zaman en büyük çabalarla sürdürülmelidir. Bu Genel Merkez olarak bizim, iller, ilçeler düzeyinde yerel yöneticilerimizin birinci görevidir. SODEP Genel Başkanı, politikanın gerektirdiği bazı kişisel fedakârlıklara katlanıyor, madene giriyor, yerin 400 metre altında işçilerle sohbet edip onların takdirini kazanıyor, kısacası politikayı sonuna kadar sürdürme kararlılığını gösteriyor. Yazılarda ve haberlerde eleştirel noktalar yer aldığı zaman politikanın gerektirdiği esnekliği gösterip tartışma ortamı yaratmaktan kaçınıyor. Ama Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Kartay'ın aynı esnekliğe henüz kavuşmadığını, hatta gazetecilere karşı zaman zaman neredeyse azarlar bir tavırla konuştuğunu gözlemledik. Gezinin son gününde KarabUk'te salon konuşması yapıldı. Partinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Uyesi Yigit Gulöksiiz, burada yaptığı konuşmada SODEP'in halen hazırlığı sürdürülen alternatif politikasından bahsetti. Bu konuşma belki de partinin iktidara gelirse ne yapacağı konusundaki en somut ilk konuşmaydı. SODEP'in iktidara geldiği zaman önce "Iki yıllık bir geçis dönemi" oluşturacağını bu arada beş yıllık planın hazırlanacağını anlatan Gülöksüz, iç pazarı dışa açıp içerdeki sanayiciyi de dış pazar aramaya yönelten bugünkü ekonomi politikadan dönüleceğini söyledi. GUlöksüz yapacakları 5 yıllık planı anlatırken, "Plancılıkta en tecrübeli Ulkeler arasındayız. Ancak bu kez planı yerelleştirecegiz. Yani yerelleştirilmiş bir plan olacak. Böylece planın, iılkenin her sathında çok daha gerçekçi olması saglanacak" diyerek bazı yeni bilgiler de vermiş oldu. Ama bunları anlatırken "Trend", "Process" gibi yabancı terimler kullanan Gülöksüz'ü, kendisini dinleyen partililerin büyük bölümünün anlamadığını yine partililerden dinledik. İnönü'nün bir gezisi daha noktalandı. Ama bu gezinin Ankara'ya dönüşünün diğerlerinden biraz daha farklı olduğu gözleniyor. Bir süre sonra galiba partinin bazı il ve ilçe örgütlerınin başı ağrıyacak. HAZIRl AYAN SULkYMAN Vesıkalık BULUT Armağan anayasa Hitler'in iktıdara geldıkten sonra ılk yaptığı ışlerden biri VVeımar Anayasası'nı değıştırmek olmuştu Bu anayasaya göre Almanya 17 federat devletten oluşuyordu ve bu federal devletler kendi yönetıcılerini seçme hakkına sahiptıler. Hıtler, yaptığı değışıklıklerle federe devletlerın ozerklıklerıni yok ettı, yönetıcılerı yukarıdan atayarak guçlu bir merkezı sıstem getırdı. Ve bu yenı uygulamayı alkışlamak ıçın dedı ki: Benım en oneınli ve her şeyden once vaptıgım ış, halka kendını gtiçlıi kılacak, guçlü gösterecek bir anayasa arınagan etmış oimamdır.