Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
StYASET 85 im bu bilgisayar çocukları? Modern dunyanın kıırbanları mı? Örneğin 14 yaşındaki Martin'i ele alalım. Sessiz vc soluk bir çocuk olan Martin, anne ve babası ile birlikte şehir kcnarındaki bahçeli bir evde oturuyor. Bodrum katındaki çocuk odası okunup yırtılmış çizgi romanlarla dolu. Bu kitap yığınının ortasmda Martin'in bilgisayarı duruyor. 4 bin tnark değerindeki bu bilgisayar, bir santral, bir renkli monitör, durmadan vızıldayan bir disket bantı ve bir baskı aletinden oluşuyor. Bu küçük bilgisayar Martin'in iki doğumgünü ve iki noel harçlığına mal olmuş. Martin vaktinin çoğunu bilgisayarın başmda geçiriyor. "Şöyle boyle biılun gun onunla ugraşıyorum, okulda olmadığım lamanlarda labii. Bir de anneınin aşagı inip, geç oldu, elektriği kesecegim dedigi vakit bırakıyorum" diyen Martin bilgisayarı ile video oyunlar programlıyor. "Her gün bir oyun programlıyorum çiınkii lıazır oyunlarda pek bir şansın olmuyor, her şey kendi kendine gidiyor zaten. Ama ben oyunu kendim yönetebiliyorum, hem sonra hazır oyunlann hepsi topla falan ilgili, bense bunu çok aplalca buluyorum." 16 K Dijital kuşak Martin, en çok, bin mark karşıhğında bir bilgisayar dergisine sattığı "Fabrika" isimli oyununu seviyor. Bu da diğer tum video oyunları gibi yorucu. Oyunun figurü de biı hayalet. Bu yaratık, merdivenlerden, yürüyen bantlardan, kafeslerden geçmek /.orunda ve bu sırada da sürekli olarak bir oraya bir buraya gidip gelen ustalar, hastalıklı robotlar ve akan buz parçaları tarafından tehlıkeye sokuimakta. Tam fabrikanın kapısından geçerlerken yukarıdan duşen çekiçlere kurban olan figurler, Rimsyki Korsakov'un matem marşı eşliğinde (babasının bir plağından aldığı) elektronik ölüler ülkesine gidiyorlar. Martin mutlu, ideal bir aile ortamında yaşadığı halde, hazırladığı bütun oyunlar zorlu savaşlar ve sağ kalma mücadeleleri ile ilgili. Oyunlardan biri de "Okul Kırma" adında bir labirent. Okuldan kaçan Freddy, korkunç caııavar öğretmenler, polisler ve belediye reisi tarat'ından bu labirentin ıçinde kovalanıyor. Bunlar çoeukluk korkularının elektronik alanda ortaya çıkması olabilir mi? "Hayır okuldan korkmuyorum" diye cevap veriyor Martin. Peki bazen bilgısayardan, bu eansız ruhsuz varhktan korktuğu da mı olmuyor? "Niye ki? O benim kölem." Bu, makine uzerindeki bir guçlülük duygusu mu? Martin bu soru uzerine kurnazca gülümsüyor, "Hayır, bu bir insan degil ki. Sadece ben istedigim /aman cevap veriyor. Hiç yanılmıyor ve hata yapmıyur, hataları yalnızca ben yapıyorum." Bilgisayarla bu kadar uğraşınca, insanın kcndisi de makineleşmez mi? "Ben kendimi o kadar kaptırmıyorum" diyor Martin. Peki bu sonsuz matematik mantığı insana sıkıcı gelmiyor mu? "Sadece anlamayanlar için sıkıcıdır ve yirmiden sonra da anlamak pek mümkiin değildir" diye cevap veriyor Martin, yüzünde bira7 kendini beğenmişçe bir gülumsemeyle. O sırada, elinde kola ve pastalarla Martin'in annesi de aşağı geliyor ve gelir geltnez anlatmaya başlıyor: "Bilgisayarı gelecek için önemli görüyoruz. Sadece, Martin'in bu derece içine kapanması biıi endişelendiriyor. Eskiden hiç olmazsa futbol oynardı, şimdi bu bodrum katından çıkmıyor. Bazen neyi yanlış yaptık diye diişünuyorıız. Ailemi/.de hiçbir şey yiiksek sesle bile tarlışılmaz, hiçbir kotiı söz kullanılma/. Degil mi Martin?" Ama Martin çoktan dalıp gitmiş, annesinı duymuyor bile. Belki de kafası şu anda bir matcmatik probleminde. Martin bir sürü pedagog ve psikoloğun, ruhı durumlarından endişe duydukları yüzlerce bilgisayar çocuğuna tipik bir örnek olabilir. Peki bu "elektronikçagkurbanları" gerçekten kurban mı? Alman çocuk O9 benim kölem, hiç yanılmıyor vehata yapmıyor koğuşlaıındaki gençler sessiz bir isyan içindeler. Bu koğuşlardaki çocuklar bügisayarlarıyla gerçeği yadsıyorlar. ö t e yanda herkes, hiç olmazsa duyguları ve ulaşmak istedikleri ideallcri olan eskilerin asi gençliğine özlem duyuyor. Bu çocuklara başka bir örnek de Carsten. Carsten 16 yaşında ve annesi ile birlikte küçük bir yerleşim bölgesinde oturuyor. Baştan aşağı siyah boyanmış olan odasının tavanından bir ultıaviole lamba sarkıyor.Carsten kendisi de siyahlar giyinmiş, kulaklarının üzerindeki bolumü kesilmiş olan saçları Amerikan yeni akım sanatına göre taranmış. Carsten bilgisayarına "karabina" diyor. (Diğer çocuklar da bilgisayarlarına "kova", "salatalık", "bezelye" giirlük kellmesine dayanaınıyorum. Bugiin herkes özgiirlükten bahsediyor, okulda toplanıp sarkılar söyleyerek bir ozgiırliik haftası du/enlediler. Yoo, bu bana uymııyor. Onlar hep bir şeylerin karşısındalar; füzelerin, kimyasal serpintinin, onun bunun. Bence hepsi can sıkıcı şeyler, çünkü ben gelecekle ugraşmak islemiyorum, o yiızden de bilgisayarla uğraşıyorum" diye belirtiyor Carsten. Bu gibi hareketler Carsten için kitle külturune dönmüş. O da bu külturlere karşı koyabilmek için kompüterden yararlanıyor ve bu sırada kendini bir ön savaşçı olarak görüyor. Bunun nedeni de herkesin korku duyduğu bir >eyi onun çoktan anlamış olması. lerin karışamadığı, kendilerine özgü bir kodlama sistemi geliştiriyorlar. Burada roller tamamcn tersine dönüyor: Her ?aman her şeyı bilen büyukler, birdenbire bütün otorite ve güçlerini kaybediyorlar. Bunun klasik anlamda bir isyanla ilgisi yok. Çocuklar için kariyer, zenginlik ve aile yaşamı gibi kavramlar büyuk önem taşıyor. Yaptıkları her şey kendine güven için, bu da ergenlik çağında çok değerli bir şey. Bütün çocuklar kendilerine büyüklerin soyutlanmış olduğu bir gelecek geliştiriyorlar. Sadece dunyanın sonunun geldiği izlenimı değil pedagojik ve psikolojik kavramlar da, çeşitli feminist hareketlerle guçlenerek, burjuva kesimine kadar ulaşıyor. Martin'in annesinın de dediği gibi surekli haberleşme bir ınanıs haline geldi. Eğitimdeki pedagoglaşmanın, eski otoriter anlayışı yıkarak yaşamı gençler için daha kolay hale getirdiği bir gerçek. Ama aynı zamanda bir inanç baskısının da nedeni. Bu baskı onları özel yaşamlarını gözler önüne seren ahlaki bir zorunluluğa itiyor. Bilgisayarlar kendi stillerini geliştiren toplumlarda yeni bir altkültur oluşumu için ideal araçlar. Bilgisayar çocuklarının sosyal ilişkileri cn aza inmiş durumda. Bu çocuklar kendilerine göre kodlar, kısaltmalar kullandıkları için eskiden olduğu gibi kliklere ihtiyaç duymuyorlar. Bilgisayar yeni bir biz duygusu yaratmıyor; zaten çocuklar da sosyal yoğunluk aramıyorlar. Bilgisayar tam tersinin gelişmtsine neden oluyor: Buyuklerin anlayıştan yoksun dünyasından bağımsi7, ergenlik hayallerinüı rahatça gerçekleştirilebileceğı bir ycr, aynı zamanda moda kliklerden ve dini kurallardan uzak bir içe dönuklük. Böylelikle yetişkinlerin dünyasına ve şimdiye kadarkı punk, hardrock gibi akımlaru karşı olan, bir "anti altkültur altkullur" oluşuyor. Bunun yanı sıra çekingen kişıler için guçlu olabildikleri bir alan sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yalnızlığı ve toplumdan uzaklığı garanti ediyor. Bilgisayar sosyal çevreye ve anne babaların dünyasına uzaklığı sağlayan bir silah görevini görüyor. Bu parlak karışım hem devrimci hem uyumlu. (DIE ZEITdan) dışındaki tüm 14 yaşındaki Martin, okulgeçiriyor. Merakı zamanını bilgisayanyla birlikte video oyunlar üretmek, bu oyunlann programlannı hazırlamak. Martinln hazırladığı oyunlardan birinin adı i4okul kırma." Freddy, okuldan kaçıyor, bir labirente giriyor. Pesinde canavar öğretmenler, polisler ve hatta belediye başkanu.. gibi isitnler koyuyorlar.) Bilgisayar Carsten'in kendisiyle, annesi ve dostlarının yaşam tarzları arasındaki sınırı sembolize ediyor. Carsten onlar hakkındaki duşüncelerini şöyle belirtiyor: "Durmadan konuşuyorlar. Füzelerden (roketlerdcn), kimyasal serpintiden, yanlış yapmış oldukları her seyden, problemlerinden, ruh hallerinden ve bunun gibi şeylerden. Bence yanlış degil sadece tatminsizlik." Carsten kesinlikle utangaç bir çocuk değil, aksine sağhklı bir kcndıne güveni var. Bilgisayardan elektronik araştırmalar, müzik ve grafik için yararlanıyor. Bunun yanı sıra "Elektrogrill" (elektronik ızgara) adındaki grupta çalıyor. Ona göre, yaptıkları gürültulu gösterilerle, sanata aç ruhları doyuruyorlar. Carsten yadsımayı özgürlük meraklısı okul arkadaşlarında görüyor. "Artık öz Şuphesiz bilgisayar meraklısı başka gençleri de örneklemek mumkün. İnsan bilgisayara meraklı olabildiği gibi pul koleksiyonculuğuna, müzığe veya futbola da meraklı olabilir. Peki bilgisayarı diğer tüm hobilerden ayıran, ona bu mıtolojik pırıltıyı veren nedir? Yetişkinlerin bu konudakı düşünceleri niçin genelde olumsuz? Akla ilk önce Martin'in de saymış olduğu klasik ve bilinen nedenler geliyor: Her soruya nesnel cevap veriyorlar ve çocukları etkileyen bir ekrana sahipler. Bilgisayar programlamada sorunlarla dolu yaşamdan saklanacak bir mantık alanı doğuyor. lşin ilginç bir yanı çocukların "bilgisayar" ile "gerçek" dünyayı birbirindcn çok iyi ayırt edebilmeleri. Programlama dilini bir yabancı dil gibi rahatlıkla öğrenebiliyorlar ve bunun sonucu olarak büyük