26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

sli Sefcrleri i < Q izinktttri sığır surüleri giblönttmüİJ ze katıp sürdük, erkekleri öldiirdük, kadınlan dul bırakıp, kızlarla oğlanları tutsak ettik. Bu size hâlu ders olmadı mı?" Mısırlı Mıisltimanlar'a böyle sesleniyordu birı. Kım mi? Hıristiyan dUnyasmm daha sonra azizlık payesi vereceği, Fransa Kralı 9. Louis. Tabii, ağzmdan böyle bir cümleçıkan "aziz"in Müslümanlar'a, tarih kitaplannda gösterildıği bıçımiyle "çınar altında adalet dağıtan kişi" gibı gelmeyeceğı doğaldı. A vrupalı larıhçıler Haçlı Seferleri'ni enine boyuna yazdılar. Ama Batının ya da Doğu'nun daha tyı tanınması için, Haçlı kılığında saldıran şuvalyelerle hilalli bayrağı dalgalandırarak, onlara direnen emirler arasındaki bu mılthış savaşı ki bir tarafiçin "kutsal topraklarda", öbUr taraf içinse "tslant toprağında" veriliyordu savas birde Araplar yönünden dinlemekte fayda var. "Arapİar'ın Gözuyle Haçlı Seferleri" eksıklıği duyulan bir kitaptı. Yazarı da 36 yaşındakı Lübnanh Emin Maalııf. Şimdi, Maaluf'la Fransa 'nın en büyük lıaftalık dergilennden Le Pointda Eugene Mannoni'nm yaptığı, 2 Temmuz 1984 tarihli konuşmaya kulak verelim. "Irzına geçilmişcesine!" Neredeyse bin yıl sonra, Arap diinyası hâlfl Haçlı Seferleri'nin şokunu duyuyor mu? MAALUF Evet. Irzına geçilmişcesine. Ne müthiş bellek! Çiinkii Kudüsteki Hıristiyan devleli yok oldu. İslam dunyası 200 yıl kadar Hıristiyanlığa katlandı, ama sonunda onun üstesinden geldi. 1291de Sultan Halil, Akka'yı aldıında zafer Araplar safında kaldı. MAALUF Zaferi kazandılar ve yenilgiye uğradılar. Bu Araplar'ın Batı karşısında kazandıkları son zaferdir. Ama salt askeri çizgıde kalan ve onları ne yazık ki, daha geniş bir vicdan muhasebesine girmekten yoksun bırakan bir zafer. öyle ki, Haçlı Seferleri Araplar'ın çöküşüne damgasını bastı. O günden sonra Batı Avrupa entellektilel ve bilimsel gelişimin merkezi oldu: Evrensel görünen bir uygarlığın merkezi haline geldi. Haçlüar Pierre l'Hermite'in peşinden Istanbul Boğazı'nı geçtiklerinde böyle bir dıırum yoktu. MAALUF O çağlarda Lübnan'daki Trıpoli Kitaplığı'nda 100 bin cilt kitap vardı... (Vakanüvis Usama tbn Munkih şöyle yazıyor: "Franklar hakkında bilgi edinenler, onlarda çok yurekli ve savaşta gözupek birer hayvandan başka şey bulamadılar." Caenli Raoul da ona hak vermek istercesıne şöyle diyor: "Maara'da bizim naçlıiar Kudüsie. 1099 yılu.. Bugünkü Ortadoğıı'da Haçhların izi var Vakanüvislerden biri, "Franklar gözüpek ve yürekli birer hayvan", diye yazıyordu. Hıristiyan tarihçi, "Bizimkiler, çocukları şişte kızartıp yiyorlar", diye not düşmüştü. kiler yetişkin kâfirleri kaıanda haşlıyor, çocuklan şişte kızartıyor ve pişirdikten sonra ylyorlardı." gemiye bindikleıinde, Araplar'ın nasıl bir vicdan muhasebesi yapmaları gerekirdi? MAALUF Topraklarını işgal edenlerden (ki, onlar bilimi ve Arap dilini öğrenmeye koyulmuşlardı), o sıra Batı'da varolan hukuk, devlet, kurumlar gibi kavramları öğrenmeye çalışmalıydılar. Feodal toplumda, derebeyleri, şövalyeler, memurlar, burjuvalar, hatta "Müslüman", yani kâfir sayılanlar bile çiğnenmeyen hukuk kurallarına bağlıydılar. Oysa Doğu'da hükumdarın keyfi egemenliğıne hiçbir sınır yoktu. Ispanya'dan Suriye'ye gelen vakanüvis Ibn /ubeyr, Haçlılar'ın emrinde çalışan koylulerin Müslüman derebeylerinin boyundurugunda çalışanlara oranla daha iyi korundugunu goruyor... MAALUF Ama Zubeyr Haçlılar'ın hakça yönetiminde MUslümanlar yönünden ölümcul bir tehlike buluyor ve onları uyarıyor. "Tanrı bi/i kötü egilimlerden korusun" dıyor. Bu çok ilginç bir nokta: Haçlı Seferleri boyunca Araplar Batı'dan gelen fikirlere kapalı kaldılar. ristiyan devletininkinin eşiydi. Denizden Ürdün Irmağı'na kadar. Kral I. Baudoin'in Sina Çölü'nü geçip Nil'e doğru yaptığı akınlar incelendiğinde, 1956'da ya da 1967'de lsrail tanklarının aynı çöldcn geçip aynı nehre doğru yöndmeleriyle aralarındaki benzerlik nasıl düşünülmez? Haçhların askeri üstünlükleri vardı. İsraillilerin de. Bir gün tsrail de pes eder mi? Uzun süre tsrail devletiyle dayanışma içindeki Batı, Haçlılann Kudüs'le kurduklan devletle de aynı dayanışma içindeydi. MAALUF En azından, 1956 yılında Ya Batı'yı taklit ediyor, ya da dışlıyor Ama günumuzde, evrensel diyebiletc^imiz bir uygarlıgı, sall Batılı oldugu için dı^lamak çok ileri gitmek değil mi? MAALUF Tabıi. Ama Müslüman Dünya, Haçlı Seferleri'nden bu yana çağdaş değerlerin kendisine yabancı olduğu görüşünde. Bunların kendi dışında olduğu inancında. Bunları benımsemek için kimliğinden vazgeçmesi gerektiği görüşılnde. Ya da, çağdaş teknolojiden vazgeçme pahasına çağdaş değetleri dışladığı inancında. Bu nedenle de biı Batı'yı taklit ediyor, bir Batı'nın değerlerini dışlıyor. Ikisini de aynı aşırılıkla yapıyor. Şah dönemındekı tran'da bu davranışların ilki, Humeyni yönetimindeki lran'da ikincisi rahatlıkla görulebilir. İslam dünyası çözümü bulamadı. Ve butun dünya, bu çözümlenmemiş sorunun sıkıntısını çekiyor. Son Haçlılar da geri dönmek uzere Haçlılarla, İsraillilerin bcnzcrliklcri Etampcs kentinden yola çıkıp 1000 yılınııı hemen sonrasında 'kutsal topraklara' yerleşen Ilıristiyanlar; 2000 yılından hemen önce, Kiev'den yola çıkıp 'adanmış topraklar'a oturan Yahudiler... Dün tsa'nın haçı, bugun Davud'un yıldızı: Araplar siyonistleri de bir tur haçlı olarak mı gördüler? MAALUF Üstelik hemen. Şurası da gerçck ki, bin yıl arayla benzerlikleri inanılmaz. Yahudi devletinin sınırları da Hı Emin Maaluf "Araplar, Haçlı Seferleri'nin şokunu hâlu ırzlanna geçilmişcesine duyuyor..." Pierre VErmite Haçlılara yol gösterlyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear