26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

r St YASET 84 Yıuıanistan, Türkiye kompleksindeıı kurtulmadıkça soruna çözüm yok SELAHATTİN ERKANLI geçtiğimiz günlerde SBF ve A nkara'daAlman Neumann Vakfı taraFederal fından ortak olarak, TürkYunan ilişkilerini konu alan bir seminer düzenlendi. Seminerdc tartışılanlar, 1961 yılında Rodos'ta Uluslararası Basın EnstitUsu IPI tarafından düzenlenen toplantıda tartışılanların hemen hemen aynısıydı. Rodos toplantısına katılmış olan Türk gazetecilerden biri de bugün GUnaydın Gazetesinin başyazarı olan Necati Zincirkıran idi. Zincirkıran, Rodos izlenimlerini ve TürkYunan ilişkileri konusundaki göruşlerini söyle anlattı: Sayın Zincirkıran, 1961 Rodos toplantısı nasıl ve hangi koşullarda yapdmııtı? ZİNCİRKIRAN 1950'li yıllarda I ürkiye ile Yunanistan arasındaki başlıca sorun Kıbrıs'tı. Kıbrıs sorunu 1952 yılında adada yasayan Rumların, Yunanistan'la birleşmek anlamına gelen ENOSİS istekleriyle ortaya yıktı. O tarihlerde Türkiye'nin belirgin bir Kıbrıs politikası yoktu. O günlerde HUrriyet Gazetesinin Ortadoğu muhabiri olarak sık sık Kıbrıs'a gidiyordum. 1954'ten sonra Kıbrıs birkaç kez BM Genel Kurulu'na getirildi. NATO içinde iki muttefik olan Türkiye ve Yunanistan BM arenasında sanki iki düşman gibi söz dücllosu yaptılar. 1958 BM Kıbrıs tartısmalarından sonra taraflar özellikle ABD'nin zoruyla bir araya gelerek Zürih ve Londra anlaşmalarını yaptılar. Böylece Lozan'dan bu yana Kıbrıs ılk kez yenı bir statü kazanıyordu. Anlasmanın esası yüzde 30 yüzde 70 oranında ortak yönetime dayanıyordu. (Türk tarafı yüzde 30, Yunan tarafı yüzde 70 oranında yönetime katılıyordu). Bu anlasma yapıidı, Kıbrıs Anayasası buna göre hazırlandı. Yürürlüğe kondu. Sonra Uluslararası Basın Enstitüsü IPI, "Şimdi sıra iki ulkenin kamuoylarım Mrbirine yaklastırmaya geldi. Bunu yapması gereken kurumlar iki Ulkenin basınıdır" dedi ve önde gelen Türk ve Yunan gazetecilerinin yayın mUdürlcrini, basyazarlarını ve yazarlarını böyle bir toplantı için Rodos'a davet etti. 1961 yılında yapılan bu toplantıya ben Hürriyet Gazetesinin Genel Yayın MüdUrü olarak katılmıstım. Toplantıya lstanbul'dan rahmetli Abdi İpekei'nin arabasıyla DedeağaçSelanikAtina üzerinden gitmistik. Ulus Gazetesi yazarı Bulent Ecevit de bizimle beraberdı. ipekçı ve ben IPI ile iliskiieri düzenleyen Türk Basın Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesi olmamız dolayısıyla toplantının yükunü çekiyorduk. Toplantıya Nadir Nadi, Falih Rıfkı Atay, Ahmet Kmin Yalman gibi Türk basırunın önde gelen isimleri de katılmıştı. Toplantıda nekr tartifildı? ZİNCİRKIRAN IPI, Türk ve Yunan gazetelerini incelemeleri için bağımsız, iki yabancı gazeteciyi görevlendirmiştı. "London Times" gazetesinin muhabiri Davld Hotham, Ankara'da 1 yıllık Türk basınını taramış ve Yunanistan ile ilgili ne tür haberler çıktığı hakkında bir rapor hazırlamıştı. Atina'da ise Le Monde muhabiri March Marcou, Yunan gazete ve dergilerini didik didik etmiş, benzer bir rapor yazmıştı. Rodos'ta önce bu raporlar okundu. Bizim basınımızda Yunanistan ile ilgili olarak yayınlanan tüm haberler sağlam kaynaklara, doğru bulgulara dayanıyordu. Bu açıdan rapor üzennde konuşanların hıçbiri eleştiride bulunamadı. Fakat Yunan basını ile ilgili rapor okunduğunda orada bulunan Yunanlı gazeteciler utanç duydular. Zaman zaman kendilerıni gülmekten alıkoyamadılar. ÇUnkü Yunan basınında Türkiye'yle ilgili öyle ipe sapa gelmez haberler çıkmıştı ki, onların meşhur "Katimerini" gazetesi sahibi madam Vlaho bile hayretini gizleyemedi. Necati Zincirkıran anlatıyor: Gazetecilik anlayışı farklı Neden? ZİNCİRKIRAN Nedeni. Yunan gazetelerı ve gazeteciliğinin bizim gazetecilik kavramından çok farklı olması. Türkiye hakkında uydurma, eksık, yanlış haberler veren Yunan gazetelerı uluslararası basın standartlarından henüz çok uzakta. Ankara'da yalnızca Yunan Resıni Haber Ajansının bir muhabiri bulunuyor. Ancak şunu belirtmek isterim ki, Yunan basını içinde çok değerli arkadaşlarımız da yer alıyor. Türk basını bu konuda üzerine düşeni yapıyor mu? ZİNCtRKIRAN Bizim basın bu konuda fevkalade hassastır. Batı Trakya'da büyük bir dram oynanıyor. Türklere hayat hakkı tanınmıyor. Batı Trakya rahatiıkla ıstismar edebileceğimiz, oradaki Türklerin haklarını koruyabileceğimiz konudur. Fakat Türk basını sorumluluk duygusu içinde, iliskiieri daha da kötüye götürmeyelim, kamuoyunda var olan düşmanlığı tahrik etmeyelim diye konunun Üzerine gitmiyor. Rodos'tan 23 yıl sonra, Ankara'da düzenlenen seminerde aynı sorunlar tartısıldı. Ueçen yıllar TUrkYunan sorunlarına çözUm getiremedi. Si/ce sorunun co/umü için neler yapdmalı? ZİNCtRKIRAN Yunanlılar Türkiye kompleksinden kurtulmadıkça, bu tür toplantılarla çözüme ulaşılamaz. Biz daima şunu söyleriz: İki ulkenin özellikleri birdir. Birbirimize çok benzeriz. Uzo (rakı) içer, sırtaki (kasap havası) oynarız. Böylesine birbirine çok yakın iki ulke ve ulus neden düşman olsun? Zannederiz ki, halkların benzerlıkleri ne kadar çoksa, anlasmazlıklar da o kadar kolay çözülür. Bunun böyle olmadığı asırlardan beri ortadadır. TürkYunan dostluğunun kurulması için, iki ülke arasındaki sorunlara gerçekçi ve nihai çözumler bulunması gerekmektedir. 1961 Rodos toplantısı sırasında, iki ülke arasında sadece Kıbrıs sorunu vardı. Bugün ise çok boyutlu bir Ege sorunu, Kıbrıs sorununu da atlayarak öne geçmiştir. Ege sorunu Türkiye için hayatidir. Ve de her an sıcak bir savaşa dönUşebilecek niteliktedir. Son NATO tatbikatı bunu bir kez daha kamtlamiftır. özal hükümetinin "Kge'deki Yunan adalanna su ve elektrik verebiliriz" şeklindeki önerisi, "zeytin dalı uzatmak" olarak yorumlandı. Si/ce bu tur giri$imler iki ulke arasındaki sorunlan çozebilir mi? ZİNCİRKIRAN Ö/al hükümetinin barıj, taarruzu bir noktaya kadar kabul edilebilir bir diplomatik yöntemdi. Fakat bugün artık kesinlikle ortaya çıkmıştır ki, isbaşındaki Yunan hükümeti Türkiye'ye karşı uygulanan düsmanca siyaseti kendi iç politikasında ve uluslararası arenada bir malzeme olarak kullanmaktadır. Papandreu'nun babası da buna yakın bir politika izlemiştir. 6O'lı yıllarda. Kesinlikle şuna inanıyorum kı, Yunanistan'da "Türkiye ile dost olacagız, iyi ilişkiler içinde bulunacagıı" diye ortaya çıkacak herhangi bir siyasi parti iktidarı kazanamaz. lomatik bir lisanla dikkati çekildi. Bilmem anladı mı?.. Sonuç ne oldu? Pek bir şeyler olduğu kanaatinde değilim. Naumann Vakfı bu işc ne için ve ne amaçla teşebbüs etmişti? Sorulan sorular, yapılan telkinler, Almanların, Türk kamuoyunu harekete geçirmek, ilim, iş, sanat ve kültür adamlan ile gazctccilerden bir iyi niyet ve dostluk cephesi kurdurmak ve bu cepheyi kamuoyunu hazırlayarak bu araç vasıtası ile hükümetleri ve özellikle Türk hükümetini Yunanistan'la mevcut sorunlar konusunda daha yumuşak ve daha tavizkâr bir politikaya zorlamak olduğu izlenimini yarattı. Hatta bazı arkadaşlarım, bu Almaıı girişiminin bir sipariş üzerine yapılıp yapılmadığı ve fiknn ve harcanan dolarların bir başka kaynaktan gelip gelmediği Uzerinde ciddi tereddütlere düştüler. Yapılan anketler ve her üç seminer sonunda ortaya çıkacak raporları beklemek gerekecek. Bu yazıyı, Yunan tarihçisi Dimitri Kitsikis'in 1963'te yayımlanan "Ulualararası Politikada Propaganda ve Basküar" adındaki kitabında Giriş kısmındaki bir fıkra ile bitireccğim: "Propaganda ile baskı arasındaki fark nedir? Propaganda, aslında kamuoyu üzerindeki baskıdır. Fakat, propaganda dışında baskı, daha acıkçası, Yunan hiikiimetinin dış dunyada siyasi baskısı, lanınmış kişilerin, ulusal baskı gruplarının ve Yunanistan'la dostluk derneklerinin yabancı hiikiimetler uzerindeki valışmalarını, Yunan hükümetinin yabancı çevreler ve gruplar Uzerindeki gayretlerini ve ulusal ve ozellikle uluslararası basının faaliyeüni bunyesinde topiar." Oyuna gelmemeliyiz. (*) Prof. Coulombis, semınere Yunanıslan 'dan gelen tek profesördü. Selanık Üniversitesi'ni lemsil ediyordu. Aslında pro/esör Coulombis, ABD valandasıdır ve fVashıngton D.C.'dekı Amenkan Umversılesı'nde ders verır. Yunan basını
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear