28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYETSEÇIM83 15 bitmiş, ardı kesılmiş, demokrasiye ısınma Seçimler ki, eski tartışmalarınhareketleri başlamıştı bakanlardan, CHP'nin rat Parti'den ayrı olarak iki de solcu parti katılmıştı. Bu solcu partilerden birinin destekleyicilerinden Keskinli Yusuf Rıza Silsüpür, baba dostu valinin karşısına solcu diye çıkarılmıştı. Vali, küplere binmiş, Keskin mebusu Rıza Bey'in oğlu Yusuf'a şöyle bağırmıştı: "Slze de ne oluyor? Ne demek solculuk? Eğer solculuk memleket ve mlllete yararlı bir şey ise biz oluruz solcu... Kimseye solculuğu vermeyiz..." Bir yandan seçmenlerin bir bölüğüne Hassolar, Memmolar demek, bir yandan gerekirse solcu oluruz diye azarlamalar o zamanki CHP'nin suyunu iyice ısıtıyordu ama, kimsenin gördüğü yoktu. Katı CHP'liler CHP'yi bir devlet partisi sanıyorlar, devlet nasıl ayakta durursa, partinin de ayakta kalacağına inanıyorlardı. Bu inançla da kural dışı, demokrasiye aykırı sözleri rahatlıkla edebiliyorlardı. Arkasında devlet yoksa hiç bir partinin iktidara gelemiyeceği inancı yüreklerinde öylesine yer etmişti ki, dört elle devlete sanlıyorlar, partiyi unutuyorlardı. 1950de seçim sonuçları alındığında koyu CHP'lilerden hiç biri inanmamıştı. Oylar öyle çıksa bile İsmet Paşa ne eder, ne yapar iktidarı vermez diye düşünüyorlardı. Böyle düşünenler birkaç gün beklediler, gördüler ki Paşa hiç bir şey yapmıyor, tersine iktidarı yenilerine devretmek için hazırlıklarını sürdürüyor, çok şaşırdılar. Paşa'nın Çankaya'dan Pembe Köşk'e taşınmasına ınanamadılar. Her şey bıttikten sonra teselli cümlelerı şöyle olmaya başladı: "Canım iktidarı alırlar ama, altı aya varmaz gelin siz yönetin memleketi diye İsmet Paşa ya geri verirler." Altı ay sonra da, altı yıl sonra da bu dedikleri gene olmadı. Demokratlar iktidar sandalyesine öyle bir kuruldular, öyle bir sağlam oturdular ki ancak seçimsiz gittiler. Eğer seçim olsaydı, hiç bir seçimle gitmek istemezlerdi. Hani bilmece sorarlar ya, öyle oldular: "Demokratım diye iktidara gelip de, iktidardan demokratlk yolla bir türlü gitmeyen adamın adı nedir?" Çözümü herkes kolaylıkla buluyordu. CHP'nin Hassolar ve Memmolar diye küçümsediği yurttaş'arın, solculuk mu onu da gerekirse biz yaparız diye yadsıdığı seçmenlerin oyları ile Demokrat Parti iktidara geliverdi. Demokrasi adına gelip de demokrasiyi rezil etme, ancak bu partiye vergi bir yöntem olarak tarihe karıştı. Hani, "özgürlük, özgürtükleri yıkma özgürlüğü değlldir' derler ya; "Demokrasi de, demokrasiyi yıkma demokrasisi değlldir," sozü, Demokrat Parti'nin iktidardan düşmesinden sonra öğrenildi. Toplumlar da çocuk gıbidir, olayları başlarından geçmediği sürece öğrenemezler. aşırılarından Cevdet Kerim İncedayı, Aydın'da bir konuşma yaptı. Bu konuşma Halk Partisi için de, Demokrat Parti için de bardağı taşıran damla oldu. Cevdet Kerim incedayı diyordu ki: "Doğu'da jandarmayla tedbir almazsak, halk oylarını Hasso'ya, Memmoya verir..." Bu söz üzerine kıyametler koptu. Ne demekti oyların Hasso'ya, Memmo'ya verilmesi? Onlar yurttaş değil miydi? istiklal Savaşı'nda var güçleriyle çarpışan insanlar değil miydi? Mustafa Kemal Paşa'ya Doğu'da ilkin kimler destek olmuşlardı? Doğu illeri milletvekilleri Meclis'te biraraya geldiler. Hep birlikte Cevdet Kerim Incedayı'nın üstüne yürüdüler. MEHMED KEMAL Demokrası savaşımı verenler ise Halk Partisi içinde aşırıların böyle konuşmalar yapmasına şaşıyorlardı. Öyle ya, hem tek dereceli, halkın oyuna dayanan bir seçirne gidilecek, hem de seçimde oy kullanacak olan seçmenlere Hassolar, Memmolar denilecek... Bunu demokrasiye gerçekten inanmış olanların aklı bir türlü almıyordu. Demokrasiye aykırı ikinci bir olay da Ankara Valisi'nin tutumu ve bir sözüydü. 1946 seçimlerine Halk Partisi ve Demok Hasolar, Memolar Arşiv konuşuyor Alkış başka, başka Faruk Naftz, bir dizesinde, "Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi?" diye sorar. Gerçekten, kalabalıklar da politikacılara, meydanlarda, çarşılarda, pazarlarda toplanarak ne söylerler? Bir alanda kalabahkların toplamp bir siyasetçiye sevgi gösterileri, alkışlar arastnda bağırıp çağırması ille de oy vermesi mi demektir? Böyle sananlar epeyce aldanmışlardtr. 1946'dan sonra tsmet Paşa htanbul'a gelmiş, Kartal Maltepe'sinden Haydarpaşa'ya kadar mahşeri bir kalabahk karşücmıştır. I Ancak yapılan 1950 seçimlerinde bu kalabahk CHP'ye de, İsmet Paşa'ya da oy vermemiştir. Mareşal Fevzi Çakmak 'ın cenazesinde mahşeri bir kalabahk bulunmuş ama seçimlerde Millet Partisi bu kalabahktan oy alamamıştır. Resimde, 1948 yıhnda İzmir'de yapılan bir mitingdeki kalabahk görülmektedir. Bu kalabahğın, iki yıl sonra yaptlacak seçimlerde oylarını Demokrat Part'Cye vereceğini kim kestirebilirdi? Çünkii toplandığında Halk Partisi bu kadar kişiyi bu meydaniara getirebiliyordu. Kalabalıklar, oylar sandıktan çıkana kadar bütün partilerin umududur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear