27 Haziran 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 SEÇİM 8 3 MUTNTEHIBI SANTDEN SEÇMENE Yeni kavramlar gündeme geliyor TEVFİK ÇAVDAR 195 7: tkinci nokta, ilk kez bu seçimde iki meclisli parlamento, Anayasa Mahkemesi, Devlet Planla ma Kurumu gibi bir dizi yeni kavram ortaya atılmış, alanlarda yaygın bir biçimde taruşılmıştır. Seçimin ilginç olan Uçüncü noktası ise, 1908'den beri siyasal yaşamda (beğenelim beğenmeyelim) yiğit bir kavga veren ve düşün yaşamımızda saygın bir yeri olan HUseyin Cahit'in ölümUdUr. Hüseyin Cahit ağır hastalığına karşın sonuna kadar başyazılarıyla 1957 seçim savaşımının içindc yer almıştır. Osman Bölükbaşı'nın dokunulmazlığımn kaldırılarak Ankara Cezaevi'ne (bir konuşmasından ötürU) konulması muhalefet partilerini kendi aralannda bir güç birliği oluşturmaya doğru yönlendirdi. lktidarın antidcmokraıik tutumu siyasal havayı iyice sertleştirmişti. GUç birliği /a ten tartışılmayabaşlanmıştı. Fakat 1946gUnlerinden beri kendini CHP'den uzak hisseden muhalefet liderlcrinin bu düşünceye yaklaşması ancak Osman Bölükbaşı olayının yarattığı hava içerisinde mUnıkün olabilmiştir. Kendi aralannda yaplıkları, zaman /aman sabaha kadar süren toplantılardan sonra muhalefet cephesi 5 eylül 1957'dc yayınlanan bir bildiri ile güç birliğinin nedenlerini ve amacını kamuoyuna açıkladı. Bu bildirinin temel noktaları şöyleydi: "Muhalefel sevimlerde iktidara geldigi takdirde, mahkeme istlklâli ve hâkim teminatı, so/ ve basın hürriyeli, tuplanma hürriyeti ve Universite muhlariyeli, sendika hürriyeli ve mesleki teşekküller kurma hakkı, biitiin idari tasarruflar uzerinde kazal murakabel valandaşlar arasında kıınııallıınna gore fark göslermeyen tarafsı/ idareyi gerçekleştirerekfir." Bu sözlcrle başlayan bildiri, Uç muhalefet partisinin anayasanın değistirilmesi konusunda anlaştıkları noktaları da şöyle sıralamaktaydı: " 1 Valandaş hıık ve hürriyetleriyle ilgili ana» yasa hükümlerinln daha sarih ve Irminallı bir hale gelirilmesi sııreliyle bu hak ve hürriyetlerinin hususi kanunlaıia zedelenmesinin önlenmesi. 2 Anayasaya aykın mcv/uatın çıkmasına ve tatblk edilmesine mani olmak üzere siyasi kuvvellerin dışında kalacak bir anayasa mahkemesinin kunılması. 3 Mahkeme isliklâli ve hakim lcminatının bir anayasa müessesesl haline gelirilmesi suretiyle muhkem esaslara baglanması. 4 Ikl meclis sisıemlnin kabulü İle leşril faaliyetln muvazene unsuruna kavuşturulması. 5 Teşrii kuvvelin lcra kuvveti Uzerlndeki murakabesinin tecrübelerin gösterdigi bir selftmet hududu içlnde gereği gibi islemesini saglayacak degişiklikkrln yapılması". Bu bildirinin yayınlanmasından birkaç gün sonra Fuat Köprülü Demokrat Parti'den istifa etti. Bilindiği gibi KöprUlU bu partinin dört kurucusundan briydi. 9 Eylul'de Yenimahalle Alemdar Sineması'nda CHP'nin büyUk kurultayı toplandı. Salon akıl almaz bir biçimde doluydu. Sinemanın önUndeki küçUk park kalabalıktı. Hürriyet Partisi Genel Sekreteri lbrahim Öktem, lkinci Başkanı Enver Güreli, Cumhuriyetçi Millet Partisi Başkan Vekili Fuat Arn», Genel Yönetim Kurulu Uyesi Ahmet Tah'takılıç da partileri adına kongreyi izliyorlardı. Genel Başkan Inönü'nün iltifatlarına ma/har olan muhalefet gücünUn liderleri kurultay Uyeleri ve balkonda yer alan dinleyiciler tarafından da uzun sUre ve ayakta alkışlanmışlardı. tnonü dinmek bilmeyen (O gUnün gazetelerinin deyimidir bu) alkışlar arasında yaptığı açış konuşmasında: "Işbirligi demokrasiyi gerçekleslireceklir" "Kejim huzursuzlugu bitmeli, hukuk devletl kunılmalıdır" sozleriyle güç birliğinin hedefini belirliyordu. Fakat güç birliğinin yaygınlaşarak kabul görmesi Uzerine, DP kendi çoğunluğuna dayanarak çıkardığı bir değiştirme yasası ile seçim kanununa, güç birliğini engelleyici, karma liste yapma olanaklarını orladan kaldıran yeni hükümler ekleyerek, bu harcketi önleme yolunu scçti. 1 Ekim 1957'de yayınlanan Ulus gazetesinde güç birliği düşüncesi çcrçeve içersinde şu sözlerle savunuluyordu: "Gene söylüyoruz, gene söyleyeceğiz: Yurttaş oyunu muhalefete ver. Bunu söylemek gerçekten iktidar sözciiltıinin iddia ettigi gibi bir suç Hüseyin Cahit: Millet daha ziyade, siyasi bahislerden bıkmış yahut ürkmüş bir çekingenlikle spor ve eğlence mevzuları uzerinde yaşamayı tercih ediyor gibi görünmektedir. Memleket işleri sanki onunla meşgul esnafa bırakılmış manzarası var. D emokrat Parti iklıdarı altında 1957 seçimleri gittikçe sertleşen bir siyasi ortamda yapıldı. 19S0'de büyük bir çoğunlukla iktidarı alan DP bu kez, muhalefet yıllarında çok yakındığı antidemokratik yollara kendi başvurmaya başlamı>lı. Bir yandan kamu personeline, özellikle yargıçlara ve Universite öğretim Uyelcrine yönelik bir sindirme politikasını yürütmeye çalışırken, bir yandan da basını mevcut yasaları daha da ağırlaştırarak baskı altında tutumaya çalışıyordu. Resmi ilanların dağıtım biçimi ile bir kısım gazeteleri kayınp (bunlar kendi politikasını destekleyen yayın organlarıydı), diğerlerini aynı ekonomik yöntemle sindirmeye gayret eden DP iktidarı, bu yöntem fayda vernıediği hallerde gazeteciler Uzerinde "haplshane" olgusunu bir tazyik yolu olarak kullanmaktaydı. sa, tedbir alınabilecek gaynmeşru bir harekelse, işle meydan!." 14 Eylül 1957'de Hüseyin Cahit, Ulus'ta yazdığı başyazıda "Eger Demokral Parti yeni genel secfmlerde kazanırsa gene hildlgl tarzda mukadderalınıza hakim olacak ve diklatorlügUn en kötii, en kısır bir sekli memleketin başına bela kcsileceklir," diyordu. CHP'nin Kasımpaşa toplantısında kullandığı dövizler ise muhalefel cephesinin kampanyadaki ana çi/gilcrini ortaya çıkaracak nitelikteydi: "Kuyruk, kuyruk, kuyruk, iştc DP'nln parolası". "Al eline feneri ara peynir vereni". "Taş devri, lunç devri, şimdi de yıkım devri". "Millelin bes liraya fasulya yemege lakalı yoklur". ötc yandan CHP seçim bildirgesinde de şu nok talara yer vcrilmcktcydi: Partizan idareye son Hukuk devleti dıUenini kurmak Bagımsız mahkeme, hakim giivencesi, hâkimler şurası Muhtar universite Tarafsız radyo BMM'nin yönetimi "ciddi ve hakiki" boyutta murakabesi Seçimlerde nisbi lemsil usulü İki meclis, Anayasa Mahkemesi Memurlara sendika hakkı Iktisadi kalkınmanın plana baglanması Grev hakkı, sendika özgürlügü... Bunlar o güne kadar seçim meydanlannda konuşulmayan açıklığıyla ele alınıyordu. Muhalefet siyasal ve ekonomik düzeni etkileyecek bir dizi kurumu önerirken, iktidar ise seçim kampanyasını bUtUnüyle kalkınma teması Uzerine oturtmuştu. htanbul, Ankara gibi büyük kentlerde başlamış olan "Imar hamlesl" propagandanın merkezindeydi. Çeşitli tesislerin temel atma merasimleri ya da açılış törenleri DP'nin tum seçim kampanyası boyunca kullandığı etkin sayılabilecek araçlardı. Slogan ise "Nurlu ufuklara dogru"ydu. Kampanyada yer alan açık hava toplantıları diğer seçımlere oranla daha görkemliydi. YUzbinlerle ölçülen kalabalıklaı bu toplantılara katılıyordu. Muhalefetin ve iktidarın toplantılarının kalabalıklar açısından pek farkı yoktu. Böylecc belki de ilk kez kalabalıklarla halkın siyasal nabzının yoklanamayacağı gerçeği ortaya çıkıyordu. Inftnü, Taksim Meydanı'nda sestertibatının clektrikleri kesildiği ıçin konuşamıyor, buna karşın tnönü'nUn konuştuğu Ankara Cebeci fidanlığındaki milingten sonra yüz|binlerce kişi Çankaya'ya doğru yürümek istediğinden olaylar patlak veriyordu. 1957 seçimlerınde muhalefetin (o günlerin deyimiyle) ağır toplarından biri de Ulus gazetesi başyazarı Hüseyin Cahit Yalçın'dı. Yalçın bu gazetede ya/dığı başyazılarla Ittihat ve Terakki günlerinüen elde ettiği dövüşkcn Uslubuyla iktidara hücum ediyordu. Bu yazılardan vereceğimiz birkaç örnek hem H.Cahit'in Uslubunu, hem de etkinliğini gösterecektir. 6 Eylül tarihli ya/ısında şunları okuyoru/.: "Halbuki (Millet) daha zlyade, siyasi bahislerden bık mış yahul ürkmüş bir cekingenllkle spor ve eglence mevzuları uzerinde yaşamayı tercih ediyor gibi görıınmektcdir. Hakkımızdan islifade hıısusunda bir mcrak ve ilina yok. Memlekel işleri sanki onunla meşgul esnafa bırakılmış manzarası var. Siyasel bir ıneslek ve sanat drgil, vemiycli yaşalan bir havadır. Onıın içinde, onu teneffüs ederek haklanmm kullanarak yaşayacagı/.. Demokralik rcjimin yalnız ismen mevcut oldugu memlekelltr medeniyel dünyasında daima islihfaf ile karsılanırlar". 18 Eylül Urihli bîsyaziiuıd» isc şu noktaya ağırlık vermektedir: "Demokralik bir memlekelin nurmal ve meşru durumunu cebir ve şlddet yoluyla degişlirmeye kalkmak ne kadar meniur ve zararlı bir yol ise, bu normal durumu hakka, kanuna ve prensibe uymayan ve hiçbir demoloatik ulkede misli görülmeyen sözde 'Kanuni' çffrelerle ihlfll etmekde de aynı dereccde cirkin vc cezayı miistelzim bir nıçtur." 4 Ekim'deki başyazıda şu satırlar yer almakta dır: "Büyüklü küçüklü diktalnr taslaklan vt siyasel madraha/ları halk kullesindc hiv akıl ve mııhakrme bulunmadıgı kanaatindedirler Agızlarına bir şeker parçası sıkıştırılan çoı ııklar nasıl memnun edilirse, bunlann da psikolojik dakikalarda ha/.ı lütuflar ve nuluklarla kazanılacagına emindirler". HUseyin Cahit bu seçim kavgasına hasta yaıağından katılıyordu. Nitekim 19 Ekim tarihli gazetelerde, yani seçimlere bir haftadan da az bir süre kala ölüm haberi yer aldı. Ulus sekiz sütunluk manşeıle haberi şöyle veriyordu: •Hüniyel mücahidl Hüseyin Cahll Yalcın'ı kaybettlk". Başyazı yerinde ise Yalçın'ın 14 Temmuz I937'de, Yedlgün dergisinde çıkan "Bir memleketin büyüklügü" başlıklı yazısı bulunuyordu. HUseyin Cahit Atatürk döneminde kaleme alınmış bu ya/ısında şunları söylüyordu: "...Devletin fertler Uzerinde böyle kayılsız ve şartsız, hudulsuz ve mullak bir hflkimiyel hakkı kabul edilirse, gUnUn birinde 'Devlet demek ben demeğim' diyebilecek surelle hükümell ele geciren bir zorba bUtün halkı bir surii halinde kırbaçlayabilir." Seçim gUnU radyo öğle haberlcrinden itibaren bazı seçim sandıklarındaki sonuçları vcrmeye başladı. Bunlar az sayıda seçmene şahip köylerden gelen sonuçlardı ve hemen çoğunda DP öndc gidiyordu. Inönü'nün uyarıları karşısında Yüksek Seçim Kurulu bu tip haberlerin yayınını yasakladı, ama iş işten geçmiş, saatler 16'yı hul muştu. Muhalefet, oyların yüzde 50'sinden fazlasına sahip olmasına karşın, seçim sisteminin doğal sonucu olarak Meclis'te yine azınlıkta kalmıştı. Gerçi Meclis'te artık 200'e yakın muhalefet milletvekili vardı, ama iktidar büyük çoğunlukla DP'nin elindeydi. Seçmen çoğunluğuna sahip olmayan (DP oyları yüzde SO'nin altına düşmUştü) bu iktidarı çok çetin sorunlar bekliyordu, bunlann çüzümü ise yığınlara tam anlamıyla da yanmadan güçtU, belki de olanaksızdı. O günlerde başta HUaeyin Cahit Yalçın, Metin Toker, Şinasi Nahit, Bcdli Faik olmak üzere bir çok gazetcci hapishaneye girmiş ya da girmek Uzereydi. Dunların içindc 80'i aşmış yaşıyla ÜskUdar Toptaşı Cezaevi'ne konulan HUseyin Cahit Yalçın'ın durumu tüm kamuoyunu rahatsız etmiş, aydınlar arasında büyük tepkiler uyandırmıştı. lktidarın elinde bulundurduğu büyük çoğunluğa karşın bu yollara başvurması kendi parlamenterleri arasında da yadırganıyordu. Basına yönelik "ispal hakkı" tanınmasını isteyen olay bardağı taşıran son damla oldu. lktidar çevrelerinde "Ispal hakkı mı tsmall Hakkı nu" denli kUçUltUcü tekerlemeler yayılırken, DP parlamenterlerinden bir kıtmı partilerinden aynlrruş ve "Httrriyet Partlsi" adıyla yeni bir parti kurmuşlardı. 1946 gUnlerinde yükselen demokratikleşme uğraşına büyük katkıları bulunan Fevzl Liltfl Karaosmanoglu gibi eski DP'lilerin yanısıra Turan Güneş gibi gençler de bu partinin içersinde yer almışlardı. Siyasal açıdan tam bir çözülme doğrultusunda yol alan DP, ekonomik yönden de bir kenara sıkışmıştı. 19501955 yılları arasında eldeki döviz kaynaklarının ve dış borçlanmanın yaygın bir biçimde tüketilmesi iktidarı bUyük bir ekonomik bunalımla karşı karşıya bırakmıştı. Temelde bu durum iktidarı sarsmıştı. Kısa dönem içersinde ekonominin düzelmesi, dış para kaynaklarının yeniden açılması beklenmediği için, DP, koşullar ağırlaşmadan (kendi açısından) bir erken seçimin yapılmasını yegledi. Böylece 1958 yılında yapılması beklenen seçim bir yıl öncesine, 1957 yılının Ekiın ayına alındı. Muhalefetin buna karşın yapacak hiçbir şeyi yoktu, çünkü parlamcntoda DP hâlâ ezici bir çoğunluğa sahipti. 1957 seçimleri Uç noktadan önemli ve ilginçtir. Bir kere Turkiye tarihinde, 1912 Hürriyet ve ltilâf birleşmesinden sonra ilk kez geniş bir muhalefet cephesinin oluştuğunu görüyoruz. Güç birliği Cumhuriyet Halk Partisi, HUrriyet Partisi ve Osman BolUkbaşı'nın Cumhuriyetçi Millet Partisi tarafından dört elle sarılınan bir yaklaşım olmuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear