Catalog

C SPOR FUTBOL 28 NISAN 2009 SALI BAKINCA Anadolu Rüzgârı S ER D AR KIZIK Lig soluk soluğa geçiyor. Sıvas ve Beşiktaş önde yarışıyor. Galatasaray da potada. Trabzon belki. Fenerbahçe de olsaydı keşke, 14 milyon Avro’luk Güiza’sıyla renk verir, lige heyecan katardı!.. Ligin altı başka bir fırtına. En az 10 takım küme düşme potasında. Ne olacak belli değil. Belki de düşen takımlar son 2 haftada belli olacak. Beşiktaş ve Sıvas haftayı beklendiği gibi kapattı. Siyah Beyazlıların 2. golünü attıran Yusuf’u alkışlamak gerekiyor. Yıllardır sahalarımızda böylesine güzel, böylesine beceri dolu bir gol izlememiştik doğrusu. Gerçi çok bilmiş spor yorumcuları golün güzelliğini bırakıp savunmanın hatasına dikkat çekerek bu güzel pozisyonu gölgelemeye çalışsa da futbolseverlikse söz konusu olan, şapka çıkarmak gerekiyor Yusuf’a. Ama taraftar yazarlık söz konusu olunca değerlendirmeler de böyle yapılıyor sonuç olarak. Yusuf’un Holosko’ya attırdığı gol güzeldi, o gölün sonrasında ve bütün sevecenliğiyle basın toplantısında yüzünde güller açan Mustafa Denizli’nin hali de futbolun güzelliğiydi... Bu arada 90 dakika boyu kıran kırana bir mücadelenin söz konusu olduğu çağdaş futbolda gücü ancak yarım devreye yeten Yusuf gibi futbolculara yer olmadığını da belirtelim bu arada. Gelelim Sıvasspor’un başarısına... Kırmızı Beyazlılar geçen sezondan beri başarılı bir süreç geçiriyor. Anadolu’nun Yiğidoları bu sezon başarılarının ‘rastlantı’ olmadığını tüm futbolseverlere gösterdi. Birbirine inanan, güvenen bir ekip. Musa Aydın, Mehmet Yıldız, takımda öne çıkan isimler. Dayanışma ve yardımlaşma tam bir ekip ruhu yaratmış. Sıvasspor’un ligi şampiyon olarak bitirme olasılığı salt Kırmızı Beyazlıları değil, diğer takımları da heyecanlandırıyor. Birçok Anadolu kulübü Sıvasspor’u destekliyor. Amacımız Sıvasspor’u ‘gölgelemek’ değil. Ancak son maçta Trabzonspor’un adeta yürür gibi oynaması da dikkat çekti doğrusu. Öte yandan ligin 3 büyükleri ezeli rakiplerinin şampiyon olması yerine Sıvasspor’un ligi önde bitirmesini istiyor. Aslında bir ezberi bozmak açısından Kırmızı Beyazlıların ipi göğüslemesi iyi olacak. Bir Beşiktaş sevdalısı olarak Anadolu takımlarından herhangi birisinin şampyonluğunu istiyor, destekliyorum. Böylece “3 büyüklerin dışında kimseyi şampiyon yapmazlar” söylemi yerle bir olacak. Böylece futbola farklı bir renk gelecek. Bir Anadolu kulübü olarak 25 yıl önce şampiyon olan Trabzonspor’dan sonra başka bir Anadolu ekibinin zafere ulaşması futbol heyecanını da büyütecek. Sıvasspor’un bu mücadelesi takdir edilmeli... Z İ N E D A KAR NEDEN ? I L A G L DA METİN TÜKENMEZ ıvasspor Trabzonspor maçını Türkiye Spor Yazarları Derneği’nde izledikten sonra Levent Çarşısı’nda bir süre dolaştım. Bir dükkanın önünde iki vatandaşımızın konuşmasına kulak misafiri oldum. Trabzonsporlu olduğu dikkat çekici şekilde fark edilen biri Ersun Yanal’a yükleniyordu. Diğerinin yaklaşımı ise televizyonlarda saatlerce tartışan yorumcuların çok ötesinde bilgi verici ve bilişsel içerikliydi. Vatandaş diyor ki “Siz 25 farklı futbolcuyu transfer ederek yığma bir takım oluşturdunuz. Yığma takımla bu kadar olur. Biraz daha objektif bakarsanız takımda, hocada başarılıdır.” Vatandaşın söylediği “yığma takım” aslında kentlerimiz oluşurken yapılan binalara etki eden “yığma kültürü” denilen kolaycılıktan pek de farklı değildir. Bir de, toplumsal olarak yaşamımıza etki eden “çıkma kültürü”nden etkilenmekteyiz. Bilirsiniz, yetkili devlet kurumlarından inşaat ruhsatı alıp planını, projesini onaylatırsınız. Ama birinci kat yükseldikten sonra Ersun ikinci kat birden dört bir yana genişler. Avantadan yer kazanmak için binaya çıkma yapılmıştır. Bu tür binalar da depreme dayanıklı değildir. Çünkü ikinci kattan itibaren bina şişmanlar, kullanılan malzeme zayıflar, birilerinin cebi dolarken, binada oturacakların yaşamı tehlikeye girer. Futbolumuzda da çıkma kültürü hayatımıza epey bir zamandır girmiştir. Sene başında transferler yapılır, takım kurulur, her şey yerli yerine oturacak derken ara transferde çıkma kültürü devreye girerek yeni oyuncular alınır. Bunlar da takımın “çıkmaları”dır. Kadro şiştiği halde ekibin performansı düşer. Trabzonspor ilk yarının en iyi takımıdır. Hele S İstanbul’da bir Fenerbahçe maçı oynadı ki, son yıllarda Fenerbahçe kendi alanında bu denli zorda kalmamıştı. Ama çıkma kültür ile Trabzonspor’a kazandırılan Alanzinho diye bir futbolcu girdi oyuna. Hani deyim yerindeyse tıkır tıkır işleyen bir makine Brezilyalı ama Almanya’dan transfer edilmiş bu futbolcuyla bozuldu. O gün, maçı birlikte izlediğimiz Yıldırım (Tükenmez) ile birbirimize bakarken aynı şeylerin kafamızdan geçmesi ilginçti. “Oyuncak futbolcu” benzetmesi yapmıştık Alanzinho için. Ve yine vurgulamıştık; bu futbolcuyu Ersun Yanal transfer edemez. Eğer etmişse, futbola bilimsel yaklaşım anlayışından ödün vermiş demektir. Yığma ve çıkma kültürü ile bir araya getirilen Trabzonspor başarılı mıdır? Kanımca başarılıdır. Çünkü aslında kolay dağılmaya elverişli bu ekibin bir arada, genelde sağlam durmasının nedeni Sadri Şener yönetimi ile birlikte Ersun Yanal’dır. Yönetim ve teknik kadro dağılmaya müsait yapının demiri, çeliği, çimentosu oldu bir bakıma. Bundan sonra, Tanrı Trabzonspor’u “dolgu kültürü”nden korusun. Çünkü Karadeniz’i Yanal. doldurarak yer kazanma çabalarının geçmişten beri var olduğunu biliyoruz. Bildiğimiz bir şey daha var: dağlık da, zorluk da olsa, insan zorlanmadan kendine has kültürü oluşturamıyor. İşte o zaman işin kolayına kaçıyor. Oysa bilmeliyiz ki, değerli şeylerin hepsinin derhal elde edilebilir olmadığını ve çoğunlukla uzman olmayanların bilmedikleri duyarlılık seviyelerinin olduğu gerekliliğini bilmek lazımdır. Toplum kolaycılığı bir felsefe olarak benimsemiş olsa da, geçmişte zoru, ama değerliyi seçen Trabzonspor’un, Sadri Şener ve ekibiyle yeniden özünde var olanı arayıp, bulma uğraşı devam etmektedir. 4