Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR OLIMPIYAT 26 AG^USTOS 2008 SALI ‘Sporda eğitimi unuttuk’ S E V İ L A R I N A N O Atletimiz Nevin Yanıt olimpiyatlarda başarısız oldu. R A L L İ ekoslovak kristalleri ünlü bir üründü bir zamanlar; ülke Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak 2’ye ayrılmadan önce… Ülkemizde dışalımın ve yurtdışına çıkışın kısıtlı olduğu dönemlerde bu ülkeye gidenler alabildiğince kristal eşya alır, kor bavullara, içindekiler için hiçbir güvenlik önlemi almadan bırakırdı yükleyicilerin insafına havalimanında… Avrupa Şampiyonası’nın sondan bir önceki ayağı, Çek Cumhuriyeti’nin Zlin kenti merkezli, 2 gün süren ve 263 km. özel etabı olan asfalt bir ralli. Seyircisi çok fazla, sürücü katılımı da üst düzeyde… Rallinin startı görkemliydi, hava D Ü N Y A S I / Ş E V K İ Ç Bavuldaki Kristaller koşullarında hiçbir olumsuzluk yoktu. Seyirci özel etabı izleyenlere zevkli anlar yaşattı ama ‘kurtlar sofrasından lokma kapmak’ o kadar kolay değildi... 2 ayrı şampiyonada (ERC ve IRC) gözü yükseklerde olan tüm sürücüler oradaydı. Seyirciler arasında da bizim talihsiz Ahmet efendi, o da gelmişti Zlin’e… Kendi halkı önünde yarışan 2 kapı numaralı Çek Roman Kresta, ÖE2 Pindula’da kaza geçirdi, Giandomenico Basso, Anton Alen, Krum Donchev gibi sürücüler mekanik arızalardan yarışı terk etti. İlk günün son etabı ÖE9 Trojak’da Luca Rossetti lastik patlaması nedeniyle geriye düştü ve liderliği Freddy Loix’ya bırakmak zorunda kaldı. Volkan Işık’ın amacı Polonyalı Michal Solowow’u geçmek ve ondan daha fazla puan alarak umutlarını Antibes Rallisi’ne taşımaktı. Yarışın başlarında rahat değildi Volkan... Otosunun ayar ‘ limpiyatlar geride kalırken Türkiye sporcu ve antrenörlerin yıllardır hazırlıklarını sürdürdüğü, iddialı açıklamaların yapıldığı Pekin’de, sadece 4 gümüş, 3 bronz, 1 altın madalya alabildi. Peki Türkiye’nin bu denli başarısız olmasının arkasında ne var? Çoğu Avrupa ve dünya şampiyonu olan bu sporcular, neden Pekin’de başarısız bir grafik çizdi? İdarecilerin ilk günden bu yana türlü olanaklar sunulduğunu söyledikleri sporcular, neden Türkiye’yi hüsrana uğrattı? İşte merak edilen tüm bu soruları Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Gülfem Ersöz’e yönelttik: 2008 Pekin Olimpiyatları, tesisinden organizasyon hazırlıklarına, gönüllü çalışanlarından açılış seremonisine kadar beklenenin üzerinde bir coşkuyla gerçekleştirildi... Gülfem Ersöz: Pekin Olimpiyatları, izlediğim en başarılı, üst düzey başarıların sergilendiği organizasyonlardan biri. Hepimiz izlerken fazlasıyla heyecanlandık. Atletizm ve yüzmede gelen rekorlar da dikkat çekiciydi. Olimpiyat tarihinde adından sıkça söz ettirecek bir organizasyon izledik aslında. Türkiye, Pekin’e iddialı bir şekilde gitmesine karşın, beklenen başarıyı gösteremedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? G.E: Kuşkusuz Pekin’de beklenenin altında bir başarı tablosu çizdik. Bunun yanında dikkatimi çeken nokta, Pekin’e giden sporcu sayımızın geçmiş yıllara oranla artış gösterememesidir. Olimpiyat tarihine baktığım zaman Türkiye 1948 Olimpiyatları’na da 67, Pekin’e de 67 sporcuyla katıldı. Sayıda bir değişiklik olmamış. O günden bu yana nüfusumuzun arttığını da göz önünde bulundurursak, alınan madalya sayısını başarı olarak değerlendirmek çok zor. Geriye dönüp 2004 öncesindeki Olimpiyatlar’a baktığım zaman sayısal anlamda daha fazla madalya aldığımızı da görüyorum. Nurcan Taylan, Taner Sağır, Nevin Yanıt gibi birçok isim Pekin’de mutlak madalya beklediğimiz sporculardı. Bu sporcuların performansı için neler söyleyeceksiniz? G.E: Genel anlamda sporcularımız GU¨LFEM ERSO¨Z ‘ Organize olup, başarıya gidecek sistemi oluşturamadık. Türk sporunda bilimsellik olması gereken yerde değil. Yani spor için üniversitelerle işbirliği yapılması gerekiyor. Başarı kaydeden ülkelere baktığım zaman hepsinin üniversitelerle işbirliği yaptığını görüyorum. Bilimsellik, doğruların ve yanlışların demokratik bir şekilde, tartışıldığı ortamdır. Bu durum spor için de geçerli beklenenin altında bir performans sergiledi. Madalya başarının göstergesi olduğu için bu durum da performansımızın ayrı bir boyutudur. Onun için öncelikle sıkıntıların ortaya konması lazım. Örneğin ‘Antrenör müydü?’, ‘Antrenör sporcu ilişkisi miydi?’, ‘Tesis miydi?’, ‘Kamp yetersizliği miydi?’... Bunlar performansı etkileyen noktalardır. ABD, Jamaika, Çin, İngiltere, Almanya, Rusya, Avusturalya ise Pekin’de en iyi performansı sergileyen ülkeler oldu. Siz bu sorunu neye bağlıyorsunuz? G.E: Sorunu kimse sahiplenmek istemez. Organize olup, başarıya gidecek sistemi oluşturamadık. Türk sporunda bilimsellik olması gereken yerde değil. Yani spor için üniversitelerle işbirliği yapılması gerekiyor. Başarı kaydeden ülkelere baktığım zaman hepsinin üniversitelerle işbirliği yaptığını görüyorum. Bilimsellik, doğruların ve yanlışların demokratik bir şekilde, tartışıldığı ortamdır. Bu durum spor için de geçerli. Sporun bilimsel bir yapının dışında kalması düşünülemez. Çünkü performansa dayalı sporlarda bilimsel destek şarttır. Söz konusu başarılı ülkeler, spor bilimlerini ön planda tutuyor. Onun için bilimselliği ön planda tutmamız gerekiyor. Önümüzde 2012 Londra Olimpiyatları var. Bundan sonrası için nasıl bir yol çizilirse Türk sporu, uluslararası düzeyde istenilen yere gelir? G.E: Uluslararası düzeyde başarı yakalamak isteniyorsa öncelikle ciddi bir ekibin kurulması gerekiyor. Ve bu ekibin koordineli bir şekilde çalışması lazım. Bu ekibin başarının ve başarısızlığın hesabını vermesi de gerekiyor. 2012 Londra Olimpiyatları‘nın hazırlıklarına şimdiden başlanması şart. Londra Olimpiyatları hazırlıkları için geç kaldığımızı bile düşünüyorum aslında. G ÖK E R M AN larından şikayeti vardı, tüm yarış boyunca istediklerinin hiçbirini elde edemedi… ERC klasmanında Travaglia Rosetti Solowow sırasıyla bitti yarış. Betti 4., Volkan 5. oldu… Luca Rosetti’nin Avrupa şampiyonluğuna bir adım kalmıştı finiş takında… Aklına geldi Barum Rallisi’ni izlemeye giden bizim talihsiz Ahmet efendinin yıllar önce yaptığı Prag seyahati… Dönüşte kristal eşya dolu bavulları düşmüştü uçağa yüklenirken taşıyıcıdan, kırılmıştı bavullardaki kristaller… Bu kez de aynı sıkıntıyı hissetti Ahmet efendi; kırılan umutların, yıkılan hayallerin sıkıntısını… 12