Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR BASKETBOL 20 MAYIS 2008 SALI BAYAN BASKETBOL PANORAMA SERDAR GÜREL Seçim şampiyon kraliçesi FENERBAHÇE’NİN F .Bahçe Bayan Basketbol Takımı, ezeli rakibi Galatasaray’ı 7462 yenerek üst üste 3. kez TBBL şampiyonu oldu. Bu şampiyonluk üzerine konuşmak, oynanan basketbolu yazmak, iki takımın ortaya koyduğu muhteşem mücadeleden bahsetmek güzel olurdu ama tüm bunların ne önemi var ki? Bu yıl kupayı F.Bahçe aldı; önümüzdeki sezon G.Saray, daha sonra Beşiktaş ya da bir başkası alabilir... Şampiyonlar, ikinciler değişebilir; salonlar, taraftarlar değişebilir; renkler, armalar değişebilir ama basketbolun önüne geçen küfürler, olaylar değişmez. Kişiler de değişir ama bu gerçek değişmiyor maalesef... Şimdi herkes suçluyu arıyor. Bunla uğraşmalarına gerek yok, aynaya bakmaları yeterli olacaktır. “F.Bahçeliler Ayhan Şahenk’te de benzer şeyler yaşadık, onlarda bize yaptı diyerek” son maçtaki küfürleri temizleyebilirler mi G.Saraylılar sahalarında olanları görmezden gelip sadece küfürler kendilerine yöneldiğinde isyan ederek sorumluluktan kaçabilirler mi? Basketbol Federasyonu Disiplin Kurulu, normal sezonda yaşanan olayları komik ötesi cezalarla geçiştirip adeta bu olaylara devetiye çıkardığını inkâr edebilir mi? Karşılaşmalar öncesi verdikleri beyanatlarla ortamın iyice gerilmesine neden olan yöneticiler, “Aman işte biz ne yapalım? Türkiye’de taraftar profili bu” yalanının ardına sığınıp sorumluğu sadece taraftara yüklemeye kalkabilirler mi? Hiç sanmıyorum. Eğer her yıl yaşadığımız bu tablodan gerçekten sıkıldıysak herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesinin ve samimi olarak özeleştiri yapmasının tam zamanıdır. Seçim bizlerin elinde; ya böyle sürüp gidecek, bizler de sadece kendi canımız yandığında çıkıp konuşacağız ya da küfür rakiplerimize edildiğinde de isyan edecek samimiyeti ve dürüstlüğü göstereceğiz. İlk şıkkı uygulayıp ikincisini es geçenlerin de samimiyetinden şüphe duymamak mümkün olmayacaktır. Şampiyon F.Bahçe’yi ve bizlere bu doyumsuz final serisini izlettiren G.Saraylı bayan basketbolcuları ve teknik ekiplerini olağanüstü mücadelelerinden dolayı kutlarım. Birsel Vardarlı şampiyonluğun öyküsünü anlattı. (Fotoğraf:SAMİ GÜREL) << C A N İ Ş B A K A N ampiyon Fenerbahçe’nin en önemli oyuncularından biri Birsel Vardarlı. Özellikle final serisinde Galatasaray’a karşı en istikrarlı isimdi. Saha içinde lider, mücadeleci ve keskin bir şutör o. Dışarıdaysa sempatik ve güler yüzlü... Spor Eki’mize şampiyonluğun öyküsünü anlatan Birsel Vardarlı sorularımızı içtenlikle yanıtladı. Şampiyonluğun hikâyesini bize anlatabilir misiniz? Birsel Vardarlı: Çeyrek final ve yarıfinali yorulmadan geçtik. 10’ın avantajını iyi kullanıp finale ulaştık. Ancak G.Saray serisi zorlu geçti. Çok iyi hazırlanmışlardı. Bizde de rehavet vardı açıkçası. Finalin kolay geçeceğini düşünmüştük. Bu nedenle ilk maçı kaybettik. Ama ikinci mücadeleyi kazanarak toparlanmasını bildik. G.Saray 5 kişiyle oynuyor, bu doğru... Ancak bizim de çok sakatımız vardı. Çoğumuz fedakârlık yaparak maça çıktık. Nevriye’nin, Pondexter’ın, Volnaya’nın ciddi sorunları vardı. Sonuçta seri Ayhan Şahenk’e dek uzadı. Biz orada bitirip şampiyon olmak istedik. Ama G.Saray çok iyi mücadele edip hakederek seriyi son maça uzattı. Caferağa’da kazanarak şampiyon olmak bence daha iyi oldu. İlk maçı kaybetmenin verdiği bir moral bozukluğu oldu mu? B.V: G.Saray beklediğimizden daha iyi çıktı. Kendimize güveniyorduk ama ilk maçta ciddi değildik. Bunun bedelini ödedik. Rüyadan çabuk uyandık. Karşınızda Işıl Alben vardı ve rakibiniz neredeyse her maç 40 dakika sahada kaldı. Onun yorgunluğunu kullanabildiniz mi? B.V: Işıl’ı iyi tanıyorum. Onun neler yapabileceğini biliyorum. Bunu da maç içinde kullanmaya çalıştım. Oyun kurucunun böyle bir rolü var sanırım. Maçın geneline bakıp analiz etme göreviniz de oluyor... B.V: Elbette... G.Saray daha fazla hücum oynayan bir takım. 40 dakika oynayan bir ilk 5’leri var. Zaman zaman yorgun düşmelerine karşın savunmayı da çok iyi yaptılar. Ben de gözlemleyerek yorgun oldukları anlarda devreye girdim. Serinin en iyi oyuncusu olarak sizi gösterebiliriz. Özel bir çalışma yaptınız mı G.Saray serisi için? B.V: Kazanmayı gerçekten çok istedim. İlk maçta da bu duygu bende vardı ama yenildik. Kalan maçlarda da bu isteğimi sahaya yansıttığımı düşünüyorum. Yani özel bir şey yapmadım, sadece kazanmayı istedim. 24 yaşında Fenerbahçe gibi bir takımın lideri olmak nasıl bir duygu? Bu bir baskı unsuru olmuyor mu? B.V: İlk geldiğim zaman bir geçiş dönemi yaşadım. Ancak kazandığım deneyimlerden sonra daha bilinçli oldum. Elbette kendime de güveniyorum. Fenerbahçe gibi büyük Ş bir kulübün oyun kurucusu olmanın verdiği baskı var ama bunun keyfi bambaşka. Pondexter’in takımdan ayrılması Fenerbahçe’yi nasıl etkiler? B.V: Pondexter gerçekten çok yönlü bir oyuncu. Dünyanın 1 numarası... Takımın oyunu da onun üzerine kuruluydu. Bana göre sistem değişmeyecektir. Yine iyi bir oyuncu gelir ve onun yerini doldurur. Siz bu role talip olur musunuz? B.V: Sorumluluk verilirse ben altından kalkalarım. Ama takımın koçu sistemi belirler ve onun dediği olur. Ligdeki rekabet düzeyi hakkında ne düşünüyorsunuz? B.V: Bence derbi maçlarının seviyesi çok yüksek. Özellikle G.Saray karşılaşmalarının tadı başka oluyor. Geçen yıl rakibimiz Beşiktaş Cola Turka’ydı ama dediğiniz gibi onlar bir düşüş yaşadı. Umarım yatırımlar artar ve ligin kalitesi yükselir. Euroleague’de çok zorlu rakiplerle karşılaştınız. Ligin seviyesinin yükselmesi size nasıl yansır? B.V: Tabii ki çok iyi yansır. 2 yıldır son saniye basketleriyle Final Four’u kaçırıyoruz. Euroleague bence çok büyük bir deneyim. Kaliteli oyuncularla mücadele etmek bize çok şey katıyor. Bunu da lige yansıttımızı düşünüyoruz. Bu nedenle diğer takımlardan bir üst seviyedeyiz. Taraftarların zaman zaman küfürlü tezahürat yaptığı görüldü. Hem Caferağa’da, hem de Ayhan Şahenk’te... Bu sizi nasıl etkiliyor? B.V: İlk maçta bizim taraftarımız hiç küfür etmedi. Ama biz oraya gidince şok olduk. Pondexter’a, bana, Nevriye’ye, Rus oyuncumuz Volyana’ya küfürler edildi. Yabancı maddeler atıldı. Ama bir uyarı yapılmadı. Ben kendi adıma küfür edildiği zaman gülüp geçiyorum. Bizim taraftarımız da burada kötü sözler söyledi. Keşke buralara kadar gelmesiydi. Son zamanlarda bayanlarda 3 büyükler arasında transferler oldu. Nilay Yiğit’in F.Bahçe’den Beşiktaş Cola Turka’ya transfer olmasına Siyah Beyazlı taraftarlar tepki gösterdi. Size Beşiktaş Cola Turka’dan veya G.Saray’dan teklif gelse ne yaparsınız? B.V: Nilay Yiğit’in durumunu pek bilmiyorum. Benim 1 yıl daha sözleşmem var ve burada çok mutluyum. Bence mutlu olduğunuz yerde, kulüp de sizi istediği sürece kalmalısınız. Siz kariyerinize nasıl devam etmek istiyorsunuz? Bir Euroleague ya da WNBA takımında forma giymeyi hedefliyor musunuz? B.V: Yurtdışında oynama hedefim var. WNBA bizim ligin bitimine denk geliyor. Orada kamplar nisan gibi başlıyor. Bizde ise lig mayısta bitiyor. Bu nedenle zor bir durum var karşımızda. Yine de ben kampa gidip o havayı solumak istiyorum. 11