Catalog

C S SPOR FUTBOL EYLÜL SALI I D A N i N E Z i C U M A D ’ A P AVRU BAKINCA Gençlerden Sonra SERDAR KIZIK Gençlerden yanayım, gelecek onlar çünkü. Onlar gerektiği gibi önemsenmiyor, yetiştirilmiyor, önleri açılmıyor. Futbolumuza bakın, Avrupa’nın yıldız eskisi, son demlerini geçirenler sahada, genç yıldızlar değil kulübede, kadroda bile yoklar. Bu yaklaşım kaç başarılı gencin, geleceğin yıldızının önünü kesiyor acaba. Eskiden kulüpler altyapıya, önem verirler, daha ciddi bakarlardı. Anımsayın, bir dönem bu konuya büyük önem veren Beşiktaş, kendi yetiştirdiklerinden oluşan bir kadroyla fırtınalar estirmiş, başarıdan başarıya koşmuştu. Özkaynaklarını kullanırken planlı bir bütçeyle de diğer kulüplerin çektiği sıkıntıları yaşamamıştı. Süleyman Seba döneminde altyapının efsane olmuş sorumlusu Serpil Hamdi Tüzün’ün yetiştirdiği gençler, uzun yıllar hem kendi takımlarında hem de milli takımda görev almışlardı. 199293 sezonunda futbolda genç milli takımımız Tüzün’ün teknik direktörlüğünde Avrupa Şampiyonluğuna ulaşmıştı, anımsayın. Altyapı zahmetli, uzun plan ve program gerektiriyor. Sabır istiyor. Toplumumuz gibi uzun erimli düşünmeyen bugünün yöneticileri, günü kurtarmanın derdinde, o kadar. Geleceğe, gençliğe yatırım yok. Aslında onlar da biliyor altyapının önemini ama kişisel çıkarları daha önemli olduğundan, gelecekte başarıyı başkalarının sahipleneceğini düşünerek, umursamıyorlar. Bakın çeşitli spor dallarında genç ve yıldızlarda elde ettiğimiz uluslararası başarılar, “büyükler”den daha çok ve yüksek. Demek ki yetenekli sporcularımız var ve güçlükle de olsa keşfedilip ortaya çıkarılıyorlar. Ancak devamı gelmiyor. Neden böyle? Neden yıldız ve gençlerdeki başarılar sporcuların olgunluk döneminde sürmüyor? Bu soru Türk sporu için can alıcı bir konudur. Demek ki devamlılık sağlanamıyor. Gençlerimizin yeteneklerini daha da yükseltilmiyor. Gereken önemi verilmiyor, ilgi gösterilmiyor. Yeteneğin dışında sporda bilimsel yaklaşımlar dikkate alınmıyor. Kaçımız biliyor, yıldız kızlarımızın dünya çapındaki başarısını? Hangi gazete yazdı, hangi televizyon konuya el attı? Yirmi gün önce, 31 Temmuz 11 Ağustos tarihleri arasında Meksika’da yapılan 10. Dünya Yıldız Kızlar Voleybol Şampiyonası’nda kızlarımızın dünya ikinciliği az buz başarı mıdır? Bu kızlarımız gelecekte yetişkin olarak, a milli takımda aynı başarıyı tekrarlayacaklar mı? Onları için bir planlama, program yapılıyor mu? Türk sporunu yönetenler bu konuda neler söyleyebilir acaba? S E Y İ C R E İ R E S Y KA C U M H U R Ö N D E R A R S L A N ezona başlarken spor kamuoyunun birçoğu habersizdi Türkiye Kupası’nda final oynayan ancak küme düşen Kayseri Erciyesspor’dan... Teknik Direktör Bülent Korkmaz’la yolları ayırdıktan sonra takıma hangi futbolcular geldi, neler yapıldı açıkcası kimse bilmiyordu. UEFA Kupası’nda mücadele edecek olmaları işi daha da farklı kılıyordu... Çünkü 2. lige düşmüş ve futbolcularının tamamına yakınını kaybetmiş bir takım zorlu Avrupa arenasında ne yapabilirdi ki?.. Ama onlar futbolun sadece sahada oynandığını ve istendiğinde nelerin başarılabileceğini İsrail temsilcisi Maccabi Tel Aviv’i eleyerek gösterdiler. Üstelik yeni oluşan genç ekipteki tüm futbolcuların kendine göre hayalleri vardı. Kulüp tur atlanması halinde yüksek bir prim belirlemişti. Oyunculardan kimi almak istediği ev için parasını denkleştirecekti, kimi arabasını yenilemek istiyordu. İşte bu ruh hali ve düşünce içinde çıktı sahaya Kayseri Erciyesli futbolcular ve sonuçta hem kazanan hem de hayallerine kavuşan onlar oldu... İşte bu başarının mimarlarından İlker Erbay ve kaptan İlhan Özbay’ın anlattıkları... Önce İlker’le başlıyoruz... G.Saray altyapısından yetişen genç futbolcu arkadaşlarının hayallerini anlatarak giriyor söze: “Takımda herkesin bir hayali var. Kimi ev almak istiyor, kimi arabasını yenilemek istiyor. Primin de yüksek olması aşırı bir motivasyon yarattı hepimizde. Sonuçta takımın geneli genç futbolculardan oluşuyor. Herkes kendini göstermek istiyor. Elbette maçı televizyonun yayımlamasının da etkisi büyük. İlk kez Avrupa kupası maçına çıkan arkadaşlarımız var. Hepsiyle teker teker konuştuk. İlk başta Maccabi adını duyunca açıkçası çekindik. Zaten onlar da bizim çıktığımızı duyunca çok sevinmişler. Ama deplasmanda oynadığımız ilk maçta rakibimizi çok iyi çözdük. Futbol öyle bir olgu ki saha içinde ilk 10 dakika geçtikten sonra herkes kendi derdine düşüyor. Ne seyirciyi duyuyorsunuz ne de rakipten çekiniyorsunuz. Golü erken bulunca hepimize ayrı bir özgüven geldi. Bu sayede de işi kopardık.” 1. turda Atletico Madrid gibi zor bir rakiple oynayacaklarının farkında olduğunu vurgulayan İlker Erbay, “Yöneticilerimiz ve menajerimiz kura çekimine katıldı. Aynı Maccabi’de olduğu gibi Atletico Madridliler de sevinmişler bizim adımızı duyunca. Tabii ki çok güçlü bir takım, transfere milyon dolarlar yatırıyorlar. Ancak yine çıkıp sahada aynı isteği, disiplini göstereceğiz” sözleriyle Kayseri Erciyes’in futbol hırsını ve arzusunu bizlere en iyi şekilde anlatıyor. KAPTAN GEMİYİ TERK ETMEDİ Kaptan İlhan Özbay da önemli bir iş başardıklarını ifade ediyor. Küme düşen Erciyesspor’da yeni sezon için takımda kalan 2 isimden biri Özbay... Hani derler ya “Kaptan gemisini en son terk eder” işte o misal... Maccabi Tel Aviv’i elemelerinin kesinlikle sürpriz olmadığını dile getiriyor kaptan ve “İsrail’in en iyi takımlarından birini eledik. Bu bir ekibin istediğinde neleri yapacağının göstergesi. Ülke futbolumuz açısından da tur atlamamız iyi oldu” diyor. Yeni rakipleri Atletico Madrid’in gücünü kabul ettiklerini anlatan İlhan, “Şimdi karşımıza daha zor bir rakip çıktı. Ancak şunu herkes iyi bilmeli ki futbol sahada oynanıyor. Bu oyun her türlü sonuca açık. Çok iyi futbolcular transfer ettiler. Avrupa’nın önde gelen takımlarından biri Atletico Madrid... Rakibimizin gücünü iyi biliyoruz, ancak özel bir hazırlık yapmıyoruz. Çıkıp en iyi şekilde sahada mücadelemizi vereceğiz” diyerek umudunu yitirmediğini herkese duyuruyor. Erciyes yakaladığı başarıyla dikkatleri üzerine çekti. EPosta: serdarkizik?cumhuriyet.com.tr 6