Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C Golü koklayan SPOR FUTBOL AĞUSTOS SALI BAKINCA adam: S E M İ H G Ö R K E M Ç Ö T E L İ O Ğ L U Kimlik SERDAR KIZIK Bu köşede ikinci kez anımsatayım. Ne demişti Fenerbahçe’nin kaptanı ve gölcüsü Semih? “Adım Semih değil, Smiht olsaydı ilk onbirde sürekli oynardım” Çok haklıdır Semih. Bazen sayfalar dolusu bilimsel rapor ve çalışmaya, makaleye sığacak bir konu, böylesine tek cümleyle özetlenir… Takımlarımızdaki yabancı futbolcu sayısının bu kadar yüksek olmasına karşı çıkmış, gençlerin önünün tıkandığını, bunun, uluslararası düzeyde rekabet etmeyi düşünen Türk futbolu için tehlikeli bir yaklaşım olacağını savunmuştuk… Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico, Anderlecht maçından sonra, biri hariç tümü yerli futbolculardan oluşan farklı bir kadroyu sahaya sürdü Gaziantep maçına. Bu seçimin farklı gerekçeleri olabilir. Aslara formanın pahalı olduğunu göstermesi, yönetim tercihi, Şampiyonlar Ligi maçının yorgunluğu, gençlere yol açılması gibi değişik yaklaşımları düşünmüştür belki. Belki de mecbur kalmıştır. Milyon dolarlar ödenerek alınan Carlos’u seyretmek isteyen bazı taraftarlar bu kadro karşısında hayal kırıklığına uğramışlar. Taraftarın büyük bir bölümü ise “İşte, Fener ruhu” demiş, Ruh geri gelmiş! Demek istedikleri, “takım karakteri, kişiliği” olsa gerek. Bu karekter olgusunun çözümlerken milyon dolarları alıp “eh işte ben de bir zamanlar Türkiye’de bir iki sezen oynamıştım, iyi de kazandık” diyecek yabancıları, bir kenara bırakıyorum. Geliyorum bir başka konuya, Beşiktaş’a… Gündemden düştü görünebilir ancak emin olun ki, Sinan Engin’in yeniden görevlendirilmesi, gelecekte ana başlıklar arasında yer alacaktır. Yeni tartışmalar, eleştiriler ve kavgalar kaçınılmazdır. Ortada geçmişten gelen, üstü örtülmeyecek sorunlar bulunuyor. Bir grup taraftar “satılan şampiyonluğun” hesabını soruyor, futboldaki kirli ilişkileri sorguluyor. Sezonun ilk maçında Çarşı, Engin aleyhinde pankartlar açıyor. Engin, istese, kendisinin de 150’yi aşkın pankart astırabileceğini söylüyor. Sonra nasıl oluyorsa Çarşı’nın liderleriyle Engin’in uzlaşığı haberleri yayılıyor. Tıpkı, göreve gelmeden önce birbirlerine olmadık sözler söyleyen Yıldırım Demirören’le, Engin’in uzlaşması gibi, garip bir durum söz konusu… Beşiktaş’ta büyük bir kitle, değerlerini, kimliğini, karakterini korumak istiyor. Farklılaşmaya, başkalaşmaya, ötekilere benzemeye karşı çıkıyor. Temiz futbol bekliyor, haksız kazançlara karşı çıkıyor. Birilerinin “ne olursa olsun şampiyonluk olsun” anlayışını onaylamıyor. Kazanmaktan, şampiyonluklardan daha da önemli olan Beşiktaş kimliğidir. Ne yazık ki, son yıllarda erozyona uğruyor. Bu erozyona karşı durmak, gerçek Beşiktaşlının sürekli ana gündemi olmalıdır… F enerbahçe kadrosundan yıllardır sayısız oyuncu gelip geçti. Kimi adından söz ettirdi, kimi tutunamayarak kaybolup gitti. Ama 8 yıldır Sarı Lacivertlilerin sezon açılış fotoğrafında yer alan biri var. Artık takımının 2. kaptanlığını yapan Semih Şentürk, keşfedildiği günden beri hep İETT otobüslerindeki “imdat çekici” gibi kullanıldı. Ne zaman iş zora girse, takımın “yıldız” forveti sakatlansa veya son dakikalarda bir çift diri bacağa ihtiyaç duyulsa, teknik direktörler ona sarıldı. Semih de benzerine az raslanan bir “sadakat” örneği sergileyerek yuvadan ayrılmadı, oyuna kaçıncı dakikada girerse girsin sazı hep eline aldı. Artık sanıldığı kadar genç olmasa da Fenerbahçe’nin son lig maçında verimliliğinden hiç bir şey kaybetmediğini gösterdi. Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu ilk maçında Anderlecht’i Kadiköy’de 10 yenen Sarı Lacivertlilerde teknik direktör Zico, haftasonundaki Gaziantep maçına “alâkasız” bir kadroyla çıkma kararı alınca, yine “iş başa düştü”. Sahaya kaptan olarak çıkan Semih, Fenerbahçe’nin ilk golünün ortasını yapmakla kalmadı, 45 dakika dolmadan bir de gol attı. Sarı Lacivertlilern karşılaşmayı 21 kazandığı düşünülünce, 1 gol bir de asist üreten Semih’in maçın adamı olması hiç de şaşırtıcı değil. Sürekli “tevazu” gösteren, ancak bir türlü “gelmesi icap eden yere gelemeyen” Semih’e, gelecek maçlarda yine şans bulup bulamayacaklarını sorduğumuzda “Zico’nun güvenini boşa çıkarmadığımız için bundan sonra bize yine şans verebilir. Şampiyonlar Ligi’ne kalmamız halinde yoğun bir maç trafiğine gireceğiz. O durumda kadromuzun genişliği bize avantaj sağlayacaktır” yanıtını verdi. LAKABI ‘79 SEMİH’ 29 Nisan 1983’te İzmir’de dünyaya gelen Semih Şentürk, futbola bu kentin amatör liginde mücadele eden Özçamdibispor’da başladı. 17 Eylül 1999’da profesyonel olan 1.83 boyundaki forvet, 199900 sezonunda F.Bahçe PAF takımına transfer oldu. Semih, 14 Haziran 2001’de Sarı Lacivertli takımla 2 yıllık sözleşme yeniledi ve bu tarihten sonra A takımda oynamaya başladı. 24 yaşındaki golcü futbolcu, F.Bahçe formasını ilk kez Polonya ekibi Pogon ile 13 Ocak 2001’de yapılan hazırlık maçında giydi. Başarılı santrfor, Sarı Lacivertlilerle ilk resmi maçına ise aynı yıl 15 Şubat’ta çıkmış ve Siirt Jetpaspor karşısında 15 dakika sahada kalmıştı. F.Bahçe ile sözleşmesini 1 Haziran 2003 ve 19 mayıs 2006’da iki kere daha yenileyen Semih, Sarı Lacivertlilerdeki kariyeri boyunca oyuna sonradan girip goller attığı için “Nöbetçi Golcü” olarak anılmakta. Alman teknik direktör Christoph Daum döneminde karşılaşmalara genellikle 79. dakikada dâhil olduğu için kendisine takım arkadaşları tarafından “79 Semih” lakabı da takılmıştır. Kariyerinin 200708 sezonuna kadarki bölümünde 137 (44 hazırlık, 15 Türkiye Kupası, 9 Avrupa Kupası, 69 Süper Lig) maça çıkan Semih Şentürk, bu karşılaşmalarda rakip fileleri 58 (31 hazırlık, 11 Türkiye Kupası, 2 Avrupa Kupası, 14 Süper Lig) kez havalandırdırırken, 17 de asist yaptı. Yakın geçmişin “genç” golcüsü, F.Bahçe’nin 200506 sezonunda Denizlispor’u 62 yendiği mücadelede 4 gol birden atarak Sarı Lacivertlilerin lig tarihinde bir maçta 4 veya daha fazla gol atan 13. futbolcusu olmuştu. Semih, 13 Aralık 2006’da 22 biten FenerbahçeEintracht Frankfurt UEFA Kupası Grup 4. maçına da damgasını vurmuştu. Sarı Lacivertli futbolcu 75. dakikada oyuna girip, 79. dakikada ilk sarı kartını görmüş, 82. dakikada ise Fenerbahçe’nin bir üst tura geçmesini sağlayan beraberlik golünü röveşata ile atmıştı. Karşılaşmanın uzatma dakikalarında ikinci sarı kartını gören Semih, hakemin kırmızı kart vermeyi unutması üzerine oyun başladıktan sonra yaklaşık 20 saniye daha sahada kalmış, ancak hakemi uyararak kırmızı kart göstermesini sağlamış ve Fenerbahçe’nin aleyhine olabilecek olası bir maç tekrarını engellemiştir. 1 kez (B), 21 kez Ümit, 32 kez (A) Genç, 27 kez (B) kez Genç, 4 kez de (C) Genç ulusal takım forması giyen başarılı santrfor, Ümit ulusal takımda 6, (A) Genç ulusal takımda 11, (B) Genç ulusal takımda 25, (C) Genç ulusal takımdaysa 1 gol kaydetti. Semih sonradan oyuna girmesine karşın attığı gollerle galibiyeti getiriyor. EPosta: serdarkizik?cumhuriyet.com.tr 6