Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR ALTERNATİF MART SALI BİLARDO SADECE ‘BEN’ DEĞİLİM Bilardo ve benzeri sporların yeterince ciddiye alınmaması ve hak ettikleri ilgiyle karşılanmamasını nasıl yorumluyorsunuz? S.S: Bence burada kimseyi suçlayamazsınız. Bir sporu yücelten, onu yönetenler ve sporculardır. Yani ben başarılı olacağım, Ahmet Mehmet başarılı olacak ve gideceksiniz, bu başarıların basında yer almasını sağlayacaksınız. İnsanların takip etmesini sağlayacaksınız. Bugün spor bölümlerine gazetelerine ne kadar haber düşüyor bilardoyla ilgili? Ne kadar detaylı oluyor ya da bizim takvimimiz halk tarafından ne kadar biliniyor? Burada suçu hiç kimseye atamayız. Burada suç bizdedir. Ama bizde derken bu bende değil tabii ki. Ben sporcuyum, daha ne yapabilirim? Yıllarca asistanlarla, basın danışmanlarıyla çalıştım. Turnuvalarım, lig maçlarım takip edildi. Ama bilardo sadece ben değilim. Tamam, ben belki de en üstün oyuncuyum. Burada tevazu gösteremeyeceğim. Türkiye’deki en üstün oyuncuyum ya da dünyadaki ilk 5 oyuncudan biriyim. Tamam, güzel ama arada başka aktiviteler de oluyor. Bayanlar ‘pool’ oynuyor mesela, Amerikan oynuyor. Erkekler Amerikan oynuyor, yurtdışına gidip geliyorlar. Onlar ne yaptı, ne etti? Başarısızlıklarının bile basına yansıması gerekir ki onlar daha çok motive olabilsin. Ama maalesef bunları yapamıyoruz. Dolayısıyla da baktığımız zaman bilardo yeterli ilgiyi görmüyormuş gibi algılanıyor. Oysa ki ben pop yıldızı gibi geziyorum sokakta. Orada bir kent var uzakta: TUNCELİ S por... Girdiği her ortamı kendi felsefesine göre biçimlendiren, yeniden şekillendiren, hatta bir kentin çehresini bile olduğu gibi değiştirebilen sihirli bir olgu. Tıpkı Tunceli’de olduğu. Balkan Şampiyonluğu, Avrupa ikinciliği gibi başarıları bulunan, ardından Beden Öğretmenliği yapan daha sonra GSGM’ye giren ve şimdi Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü görevini yürüten Haydar Doğan da kendisiyle yaptığımız söyleşide sporun kent üzerindeki olumlu etkisinin altını çiziyor. Amaçlarının sporu 7’den 70’e herkesin ayağına götürmek olduğunu belirten Doğan, “Tunceli doğal güzellikleriyle de dikkat çeken bir kent. Tesislerimiz şu an için belki yetersiz, ama çok yetenekli gençlerimiz var. Tunceli’nin doğa harikalarıyla birlikte spor kültürünü de kente yerleştirerek kültürelsosyal ve ekonomik açıdan geliştirerek Tunceli’yi doğunun gözbebeği yapacağız” dedi. Doğu uzun yıllar terörle anıldı. Göreve geldikten sonra doğuda sporu geliştirmek için ne gibi çalışmalar yaptınız? Yıllarca Türkiye’nin büyük bir sıkıntısı olan terör, Tunceli ve çevre illerde de etkisini hissettirdi. Spor, Tunceli ve benzeri illerdeki en önemli eğitim şekli olduğunu düşünüyorum. Tunceli’de 2004’ten bu yana üzerimize düşen görevi büyük bir sorumlulukla yerine getirdiğimize inanıyorum. Yöremizin gençleri spor konusunda oldukça yetenekli. Zaten bu, çocuklarımızın aldığı başarılardan da belli. Biz Tunceli’ye elimizde bir planla gittik ve 15 tane spor dalını hayata geçirdik. Bu 15 branş arasından özellikle atletizm, kayak ve tekvandoda başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Gençlerimize biz devlet olarak el uzatırsak, onlara değer verirsek, onları sahiplenirsek kendilerini kanıtlarlar ve ülkelerine sahip çıkarlar. Biz Tunceli’de bu sürecin devam etmesi halinde o yöreden başarılı sporcular çıkartacağımızı düşünüyorum. Zaten bizim hedefimiz de bu. Ne kadar lisanslı oyuncunuz var? Şu anda Tunceli’de lisanslı sporcu sayısı 3700 civarında... Beni mutlu eden lisanslı soprcu sayısının artması değil. Önemli olan aktif sporcu sayısı. Ve de bu sporcuları ulusal takımlara gönderebilmeyi diliyorum. Munzur Nehri’nin yakınlarında plaj voleybolu düzenledik. Ve de bu organizasyonu geleneksel hale getireceğiz. En başarılı olduklarınız hangileri ve özellikle önem verdiğiniz bir branş var mı? En başarılı olduğumuz branşlarımız karate, atletizm, tekvando ve kayak... Özellikle de satrançın ülkemiz gençleri açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Göreve geldiğimizde ilk aktif hale getirmeye çalıştığımız branş da satrançtı. Bunu başlattığımızda 7 tane sporcu katıldı. Şu anda ise 440 lisanlı ve aktif satranç öğrencisi var. Tesislerimiz belki yetersiz, ama yetenekli gençlerimiz var. Tunceli’nin doga harikalarının yanına spor kültürünü de yerleştirerek kültürelsosyal ve ekonomik açıdan geliştirerek Tunceli’yi doğunun gözbebeği yapacağız. Tunceli’ye ilgiyi çekebilecek bir projeniz var mı? Benim aklımda bir proje var aslında. 1990’lı yılların futbol yıldızlarını Tunceli’ye getirip, bir gösteri maçı yaptırmak gibi bir fikrim var. Bunu aslında bir kaç kişiyle konuştum ve olumlu yanıt aldım. İlk başta da Rıza Çalımbay’la temasa geçtim, o da bu düşüncemi beğendi ve elinden gelen desteği göstereceğini söyledi. FEDERASYONLARA BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR Sürekli bir yayınla ilk adım atılamaz mı? S.S: D Spor’da ‘Bilardo ve Semih Saygıner’ adlı bir bilardo programına başlıyorum. Ama beni ön plana çıkartan bir program değil. Ben ev sahibiyim. Özellikle başarılı, Türk halkının sevdiği, popüler insanlarla söyleşiler yapacağım. Ve bu söyleşiler onların bilardo hayatlarıyla ilgili olacak. Bilardo onlara ne katmış, hayatlarında neleri değiştirmiş, nasıl bir spordur?.. Ayrıca Türkiye’den ve dünyadan bilardo haberlerini aktaracağım. Bu işler gördüğünüz gibi bize düşüyor. Üstlendiğiniz misyon çok ağır. Çünkü tek başınasınız... S.S: Ben sadece bilardoya kendimi adamadım. Bilardoyu seviyorum, bana çok şey kattı. Bilardocu olmayıp başka bir sporla uğraşsaydım da ülkem gençlerini yine spora teşvik ederdim. Çünkü spor yapmak çok güzel bir şey. İnsanın kendisini tanımasına imkân veriyor. Sosyal ilişkileri güçlendiriyor. Özeleştiri yapmanızı sağlıyor. Normal hayatta hiçbir şey yapmayan insanın kendini görmesi mümkün değil. Spor şart. Federasyonun yapabilecekleri ve yapması gerekenler nedir? Özerkleşme bir fark yarattı mı? S.S: Federasyon çok şey yapabilir. Öncelikle bir kere profesyonellerle çalışılması lazım. Çünkü sadece federasyonun yönetiminde olmak ya da federasyonda görev almak değildir yeterlilik. Bir konuda yeterli olmak... Bu basın olabilir, organizasyon anlamında olabilir hatta teknik açıdan olabilir. Bir federasyonun yönetimindeki insanlar teknik olarak bir sporcuyu yetiştiremez ki? 17