26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

C U F U K SPOR FUTBOL KASIM SALI İNCE ÇALIM USTASI YUSUF ŞİMŞEK T A N I Ş A N H erkes onu Denizlispor formasıyla tanıdı. Yürüyerek attığı çalımlar, verdiği milimetrik paslar ve golleriyle Fenerbahçe’nin dikkatini çekerek rekor bir ücrete Sarı Lacivertli takıma transfer oldu. Şampiyonluk da yaşadı Fenerbahçe’de... Her şey iyi gidiyordu ancak takımın başına Daum geldikten sonra forma şansı bulamadı. O da “doğduğu” yere, Denizlispor’a geri döndü. Bu sezon oynadığı futbolla taraflıtarafsız herkesin beğenisini topladı. Yusuf Şimşek’ten bahsediyoruz. Deneyimli oyuncu geçen hafta oynadıkları Trabzon maçında attığı golle bir kez daha klasını konuşturdu. Futbolda en olgun dönemini yaşayan Yusuf, kritik ulusal maçlar öncesi kardoya alınmamasından dert yakındı. Bu sezon hem takım hem de bireysel olarak çok iyi performans sergiliyorsunuz. Ulusal takımın kritik sınavları öncesi kadroya çağrılmayı bekliyor muydunuz? YUSUF ŞİMŞEK: Yıllardır futbolun içindeyim. İlk kez milli takımda oynamak için bu kadar istek duyuyordum. Herkes bu sezon çok iyi oynadığımı söylüyor. Dolayısıyla da kadroya alınacağımı düşünüyordum. Trabzon maçı sonrası açıklanan isimler arasında olmadığımı gördüm. Galibiyete bile sevinemeden evimin yolunu tuttum. Ben de şaşırıyorum; ya eksiğim ya da fazlam var. Ancak bu konuda Fatih Terim’e değil, Oğuz Çetin’e çok kırgınım. Onunla beraber çalıştık, beni çok iyi tanıyor. Yine de aklına bile gelmedim... Avrupa’ya veya Türkiye’den başka bir takıma gitmeyi düşünüyor musunuz? Y.Ş.: Bildiğiniz gibi askerlik yaşı 38’e çıkartıldı. Bu nedenle Avrupa’ya gitmeyi düşünmüyorum. Türkiye için de transfer aklımın ucundan dahi geçmiyor. Ben hep Denizlispor’u yuvam gibi görmüşümdür zaten. Buradaki ilk dönemimde 4, ikincisinde ise 3 yıl olmak üzere toplam 7 yıl Denizlispor’da oynadım. Ve de Denizli’de çok mutluyum. Yeteneklerinizin üstün olduğu bütün otoriteler tarafından kabul ediliyor. İlk Denizlispor döneminizden sonra da Fenerbahçe’ye transfer oldunuz. Şampiyonluk yaşamanıza karşın oradan ayrılmak zorunda kaldınız. Neden tutunamadınız? Y.Ş.: Değerli büyüklerimiz, ağabeylerimiz yetenekli olduğumu kabul ediyor. Benim bu konuda başka yorum yapmama gerek yok. Fenerbahçe’de oynadığım ilk 1 buçuk yılda çok kötü şeyler yaşamadım. İlk sezonumda 34 maçın 32’sinde forma giydim. Ondan sonraki sezon Mustafa Denizli gidene dek 17 maçın 16’sında oynadım. Kötü bir performans değil. Ama Mustafa Hoca’nın ayrılmasıyla bir düşüş başladı. Daha sonra takımın başına Daum geldi. Onun döneminde pek forma şansı bulamıyordum. Ben de Daum’a oynamak istediğimi bildirdim. Uzun süre sabretmemi söyledi. Sonuçta yeniden oynamak istediğimi belirtince o da benden vazgeçti. Kimse beni Fenerbahçe’den ne kovdu ne de gönderdi. Kendim ayrılmak istedim. Sarı Lacivertlilerden ayrılmak hayatımda yaptığım en büyük hatalardan biri... Ama şimdi daha mutluyum. Belki Fenerbahçe’de kalsaydım eşimi tanıyamayacaktım. Ya da evlendikten sonra hayatım daha kötüye gidecekti. Şu anda her şey daha iyi... Şampiyonluğa dönelim... İpi en önde göğüslemek nasıl bir duygu? Y.Ş.: Herkes soruyor “Şampiyonluk yaşamak nasıl” diye... Bu gerçekten anlatılacak bir olay değil. Fenerbahçe’de yaşanması gereken büyük bir mutluluk... Bunu da tattığım için sevinçliyim. İki sezondur çok olgun bir Yusuf izliyoruz Denizlispor’da. “Keşke daha önce bu olgunlukta olsaydım” dediğiniz oluyor mu? Y.Ş.: Birçok genç futbolcu arkadaşla beraberim. Onlar benim gençliğimdeki gibi düşünüyorlar. Ama onlar da belirli bir yaşa geldikten veya evlendikten sonra daha olgun düşünmeye başlayacak. Ben 29 yaşımdan sonra futbolu sadece işim olarak görmeye başladım. Futbolu daha çok sevmeye, daha çok antrenman ve maç istedim. Şu anda futbol hayatımdaki en güzel günleri yaşıyorum diyebilirim. Futbolu bıraktıktan sonra sizi yine futbolun içinde görecek miyiz? Y.Ş.: Tabii ki... Bizim bu işten başka yapabileceğimiz bir meslek yok. Ticaretten fazla anlamayız. Futbolun içinde olacağım. Teknik direktörlük olur, menajerlik olur... Ama benim öncelikli hedefim iyi bir teknik adam olmak. Denizlispor 2 sezondan beri küme düşme korkusu yaşıyor. Şu anda iyi durumdasınız ancak yine de böyle bir korkunuz var mı? Y.Ş.: Geçen 2 sezon gerçekten çok zor günler yaşadık. Ama en büyük avantajımız takım olmayı bilmemizdi. Denizlispor ekonomik sıkıntı içindeyken bile hiçbir oyuncu “Paramızı alamıyoruz” diye isyan etmedi. Sonuna dek savaştık. Ama bu yıl daha farklı olacağını düşünüyorum. Giden arkadaşlarımızın eksiklerini yeni gelenler çok iyi kapattı. Son 2 sezon yaşadığımız küme düşme korkusuyla bu sezon karşı karşıya kalacağımızı sanmıyorum. Bunun en önemli nedenlerinden biri de teknik direktörümüzün Güvenç Kurtar olmasıdır. Neler istediğini biliyoruz. Bizim ona neler verebileceğimizi biliyor. O yüzden bu yıl kötü rüya görmeyeceğimizi düşünüyorum. Yeniden Fenerbahçe’ye dönersek... Transfer politikalarını tamamen değiştirdiler. Artık dünya çapında ün yapmış oyuncuları kadrolarına katıyorlar. Bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Y.Ş.: Fenerbahçe’nin hedefleri her zaman büyük olmuştur. Türkiye’de şampiyon olmak, Türkiye Kupası’nı almak zorundalar... Avrupa’da da başarı gerekiyor. Bunlar için de çok iyi transferler yapmak lazım. Bence Fenerbahçe bunu gerçekleştirdi. Yine iyi transferler yapmaya devam edecektir. Umarım 3 kulvarda da başarılı olurlar. Futbol, Türkiye’deki en önemli spor dalı... Futbolcu adayı gençlerimize tavsiyeleriniz var mı? Y.Ş.: Ben Denizlispor’daki genç arkadaşlarla toplantılar yapıyorum. Onlara futbolu iş gibi görmelerini söylüyorum. Yani nasıl bir memur sabah 8, akşam 5 çalışıyorsa, biz oyuncular da futbolu bu şekilde görmeliyiz. Sabah antrenman varsa çalışacaksın, öğlen dinlenme varsa dinleneceksin. Futbolda ne gerekiyorsa onu yapacaksın. Çok iş yapacaksın, az konuşacaksın. 6
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear