17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

C TUĞRUL AKŞAR SPOR FUTBOL EKİM SALI FUTBOL iMPARATORLUGU televizyon üzerinde yükseliyor 200506 SEZONUNDA NAKLEN YAYIN GELİRLERİ NASIL DAĞITILDI? 004 yılında Bıçakçı federasyonu döneminde Süper Lig yayın havuzu dağıtım kriterlerinde önemli değişiklikler yapıldı ve bir sonraki yıl havuz gelirleri buna göre dağıtılmaya başlandı. Gerçekte bu değişiklik, Süper Lig’de var olan dengesiz gelir dağılımını çok da düzeltmedi ama dört büyüklerin payından yüzde yediye yakın bir tutar, bu sayede diğer kulüplere dağıtılmış oldu. Yukarıdaki tablonun en göze batan kısmı dört büyük kulübün toplam gelirlerden aldıkları payın bir önceki sezona göre yüzde yedi civarında gerilemiş olmasıdır. Gelirlerini Kupa’da ve Lig’de gösterdiği performansla sadece Fenerbahçe koruma başarısı gösterebilmiştir. Dört büyüklerin bir önceki sezon yüzde 50 olan payları yüzde 43.59’a gerilemiştir. Süper Lig havuz gelirleri dağılımında büyüklerin leyhine, küçüklerin aleyhine haksız ve dengesiz bir gelir dağılımı olduğunu gözlemliyoruz. Dört büyük kulüp toplam gelirin yüzde 42.14’ünü kendi aralarında paylaşırken, diğer 14 kulüp toplam gelirin yüzde 57.86’sını kendi aralarında pay ediyor. Dört büyük kulüp toplam gelirden, kulüp başına ortalama yüzde 10.53 pay alırken; öteki 14 kulübün toplam gelirden kulüp başına aldıkları pay yüzde 4.13 civarında. Yani dört büyüklerin havuz gelirlerinden aldıkları ortalama pay, öteki 14 kulüpten yüzde 155 daha fazla .Bu durum futbolumuzda haksız reka T elevizyon şüphesiz ki, futbolun yaygınlaşması ve popüler olmasında bugün en büyük araç...Televizyon olmasaydı, Futbol A.Ş.’nin imparatorluğundan ya da endüstriyel futboldan söz etmemiz olanaksızdı. Yeni futbol ekonomisinin kendisini yeniden üretebilmesinde ve futbolun dev bir endüstri haline gelebilmesinde televizyonun çok büyük önemi ve rolü bulunuyor. Televizyon aynı zamanda dünyanın en uzak ucuna futbolu taşıyarak, Futbol A.Ş.’nin egemenlik alanını genişletip üretim ilişkilerini küreselleştiyor. Kısacası futbolu yönlendiriyor, şekillendiriyor. Öyle ki, UEFA genel sekreteri Gerhard Aigner bile “futbolu televizyonun yönettiğini” itiraf edebiliyor. Digital yayın platformlarının gelişmesi, futbolun daha da yaygınlaşıp endüstriyel bir kimliğe bürünmesine neden oldu. Daha önceden pazarlanan bir meta konumunda olan futbol, bugün endüstriyelleşmeye paralel olarak artık metaları pazarlayan ve satan, yıllık cirosu yüzmilyar dolarlara ulaşan dev bir sektör haline geldi. Futbol kültürünü ve üretim ilişkilerini aynı heyecan ve yoğunlukta, eşzamanlı olarak dünyanın dört bir tarafına taşıyan televizyon, yeni futbol ekonomisinde sermaye birikiminin temel dinamiklerini de yarattı. Yaratılan bu dinamiklerin başında da ‘’reyting’’ geliyor. Günümüz teknolojik olanaklarıyla, üç milyar insana aynı ilgi ve yoğunlukta, futbol metasını satabilmenin yolu izlenilirlik düzeyinin yüksekliğinden geçiyor. Özellikle 1980’li yılların ikinci yarısından sonra televizyonla futbol arasında işlevsel bir bağ oluştu. Bu süreçte televizyon, futbolu sosyal ve iktisadi anlamda etkilerken; futbol da televizyonu yönlendirir hale geldi. Dijital yayın olanaklarının gelişmesi ve yaygınlaşması bugün futbola can veriyor. Aynı anda dünyanın dört bir tarafına futbol servisi yapabilen bu platformlar, futbol pastasını geometrik olarak büyütüyor ve futbolun emrine yeni parasal olanaklar sunuyor. Özellikle naklen yayın gelirleri bugün endüstriyel futbolun en önemli kazancını oluşturuyor ve çoğu kulübe yaşama ve mücadele gücü veriyor. 2 betin gelişmesine yol açıyor. Haksız rekabetin kaçınılmaz sonucu ise pratikte kendisini rekabet ve futbol kalitesinin düşmesi; teşvik ve şike gibi futbol dışı ögelerin filizlenmesi şeklinde somutluyor. SONUÇ Günümüz futbolunu gösteri endüstrisine dönüştüren yegane aktör televizyon...Digital yayın platformları futbolu kullanarak, bugün üç milyarın üzerinde insana ulaşıyor ve eşzamanlı talep yaratıyor. Günümüz futbolu artık diğer metaları satan ve pazarlayan bir meta konumunda... İşte bu durum televizyon ve futbolun arasında sinerjik paralel bir bağ oluşturuyor. Her ikisi de birlikte yaşamak zorunda. Televizyonun futbola, futbolun da televizyona ihtiyacı var. Bu anlamda televizyonun futbola olan ilgiyi hep yüksekte tutmak ve bunu sürekli kılmak gibi bir misyonu bulunuyor. Bu durumun iktisadi ve mali anlamı ise daha çok tüketiciye ulaşarak, daha çok mal ve hizmet satmak anlamına geliyor... Bu parasal döngü doğal olarak futbol pastasını büyütüyor. Bu sarmal ilişki devam ettiği sürece televizyon futbolun, futbol da televizyonun patronu olmaya devam edecek görünüyor. ENDÜSTRİYEL FUTBOLA HAYAT VEREN NAKLEN YAYIN GELİRLERİ Günümüzde naklen yayın gelirleri milyar dolarlara ulaşmış durumda. Dünya futbol pastasının üçte ikilik bölümünün üretildiği Avrupa’da beş büyük ligde naklen yayın gelirlerine bakıldığında; Deloitte Annual Review of Football Finance 2005’in rakamlarına göre naklen yayın gelirlerinin toplam gelir içindeki paylarının, İngiltere’de yüzde 45; İtalya’da yüzde 55 ; Al manya’da yüzde 28; İspanya’da yüzde 41 ve Fransa’da yüzde 47 civarında olduğu görülüyor. Ülkemizde ise yayın gelirleri 200506 sezonu itibariyle toplam futbol gelirlerinin yüzde 23’ü civarında. Avrupa ile kıyasladığımızda ülkemiz naklen yayın gelirlerinin yeterli büyüklüğe ulaşamadığını söyleyebiliriz. Beş büyük lig ve ülkemiz naklen yayın gelirleri yıllık olarak aşağıdaki tabloda gösterilmektedir. Tablodan da görülebileceği üzere Avrupa futbolunda en fazla yayın geliri elde eden lig olarak karşımıza 1 milyar 160 milyon dolar ile Premiership çıkıyor. Premiership’i 824 milyon dolarlık yayın geliriyle SerieA takip ederken; Fransız 1. Ligi’nin yıllık yayın gerlirleri 591 milyon dolara ulaşmış durumda. İspanyol La Liga yıllık 542 milyon dolar; Alman Bundesliga 402 milyon dolar yıllık yayın geliri yaratabiliyor. Süper Lig’in yıllık ya yın gelirleri toplamı ise 114115 milyon dolar civarında. Avrupa futbolunun dışında en yüksek naklen yayın geliri yaratan futbol organizasyonu olarak karşımıza Dünya Kupası çıkıyor. Son düzenlenen 2006 Dünya Kupası’nda naklen yayın gelirleri 1.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. 2002’de 962 milyon dolar olan yayın gelirleri, 1990 yılında sadece 67 milyon dolar kadardı. 1994’te 81 milyona, 1998’te de 100 milyon dolara ulaşan yayın gelirleri geçen 16 yıl içinde tam onsekiz kat arttı. İlk futbol ihalemiz 199495 sezonunda 7.2 milyon dolar bedelle, Cine5/ATV/ ShowTV/Kanal D/TGRT konsorsiyumuna verilmişti. Bir sonraki yıl ihaleyi kazanan aynı grupta bu kez tek değişiklik, TGRT’nin yerini Star TV’nin almış olmasıydı. Bu ihalede yıllık yayın bedeli yüzde 219’luk bir artışla 23 milyon dolara yükselmişti. 199697 yılın da yapılan ihaleyi kazanan Cine5’le, futbolsever ilk kez şifreli yayınla tanışmıştı. Bu şekilde Türk futbol yayın hayatında çoğu ilkin temellerinin atıldığı Cine 5 dönemi de başlamış oluyordu. 3 sezonu toplamda 140 Milyon dolara kiralayan Cine 5, ne var ki daha sonraki yayın hakkını 2 yıllığına 120 milyon dolara Teleon’a kaptırmıştı. Yıllık bazda yaklaşık yüzde 10’a karşılık gelen bir artış bedeliyle, yayın hakkını satın alan Teleon’la, bir süre sonra futbolumuzun karabasana dönüşeceği Uzan’lı yıllar da böylece başlamıştı. Başlangıçta her köşede satılan decoderlara hücum eden futbolsever, bir süre sonra parasını peşin ödediği decoderlarını alamayınca yürüyüşler düzenlemişti. Teleon daha sonra ödemelerini aksatmaya başlayınca, federasyon Teleon’un teminat mektubunu nakde çevirerek, kulüplerin paylarını ödemiş ve arkasından yeni bir ihale açmıştı. Bu açılan yeni ihaleyle birlikte, Türk Futbolunda Digitürk dönemi de başlamış oluyordu. 200104 dönemine ilişkin yapılan ihale, bir önceki ihale bedeline göre yüzde 288’lik bir artışla 465 milyon dolara Digitürk’te kalırken; ihale bedelinin yıllığı 155 Milyon dolara gelmişti. Bir önceki ihale bedeline gö re yıllık artış oranı yüzde 158’e demek olan bir sonraki ihaleyi de yine 15 Temmuz 2004’te Digitürk kazandı. TRT işbirliğiyle alınan bu ihalenin yıllık bedeli 94,4 milyon dolar olarak gerçekleşti. 12 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear