Catalog

Federasyon yeni kafa eski CÜNEYT E. KORYÜREK C SPOR ATLETİZM EKİM SALI M ehmet Terzi’nin yeniden Atletizm Federasyonu Başkanlığı’na seçilmesiyle, Türk atletizminin ileriye gitmesi değil, duraklaması ve hatta geriye gitmesi söz konusu. Sporda Federasyon Başkanlığı makamı bilgi, görgü, birikim, yönetim ve yönlendirme prensiplerine dayanır. Bundan önceki Mehmet Yurdadön ve Mehmet Terzi federasyonları bu prensiplerin yerine dar görüşlü ve tutucu bir yönetim, bilgisizlik, deneyimsizlik ve günü gün etme prensiplerine dayanıyordu. Her iki federasyonda da, federasyon yönetimlerinde değerli kişiler olmasına karşın, yabancı dil sorunu nedeniyle uluslararası alanda tek doğru adım atılamadı. Terzi’nin Federasyon Başkanı olarak 2. seçilişinin 2 mi yoksa 4 yıl mı süreceğini ben kişisel olarak bilmiyorum. Edindiğim bilgilere göre federasyonlar Olimpiyatlar’dan sonra 4 yıl için seçilirler ve Beijing(Pekin) Olimpiyatları’na 2 yıl kala seçilen bu federasyon 2008 Ekim’ine kadar mı yoksa 2010 Ekim’ine kadar mı iktidarda kalacak? Bu konuda bilgimiz yok ama ne olursa olsun, 2 yıl da olsa , büyük bir şampiyon olan fakat hiç de iyi bir başkan olmayan Mehmet Terzi’nin başkanlığında Türk atletizminin bir yere gideceğini kimse iddia edemez. Ben Terzi’nin yerinde olsam, Genel Müdürlüğe hemen başvurur ve federasyonun sorumluluğu, yetkileri ve elindeki elemanlarla kendisine verilen bu görevi nasıl yerine getirebileceğinin incelenmesini isterim. O zaman zaten ortaya çıkacak gerçek federasyondan istenen beklentilerin federasyonun bünyesi ve yetersizliği yüzünden ulaşılamıyacak bir düzeyde olduğu ortaya çıkacaktır. Her zaman söylediğim gibi bu son iki federasyon da eski sistem ve eski kafayla çalışıp, biriki kabiliyetli atletin kendi azim ve çalışmaları sonucu elde ettikleri başarılarla övünmekten ileri gidemedi. PEKİ NE YAPMALI? Federasyonun ilk işi yurdun her tarafında geniş bir araştırma yapıp atletizme meraklı olan veya futbol, basketbol ve voleybol gibi popüler sporlarda ligde oynayan takımlara giremeyen kapasiteli sporcuları atletizme çekmek olmalıdır. Mehmet Yurdadön, zamanında “Ben gelmiş geçmiş en iyi Atetizm Federasyonu Başkanıyım” MEHMET diye geziniyordu. Bırakın diğer federasyon başTERZİ. kanlarını, böyle bir söz Naili Moran ve Jerfi Fıratlı gibi Türk atletizminin iki temel taşı ve İsmail Hakkı Güngör gibi vizyonu ve ruhu olan kişilerin hatırasına ve çalışmalarına tam anlamıyla bir ihanettir. Mehmet Terzi’nin ise, bundan önceki seçimde dağıttığı tanıtma broşüründe vaat ettiklerinin hiç birini yapamadığını, buna karşın Göteborg’da yapılan Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda, yağan yağmur altında Genel Müdür’ün şemsiyesini tutmakla yerini sağlamlaştırdığını bilmesi gerekir. Terzi, benim umduğumdan da daha iyi bir politikacı olduğunu gösterdi ve atletizm liginin iki büyük kulübü olan ENKA ve Fenerbahçe’den de fazla bir oya sahip olmasını gerçekleştirdiği Eskişehir Kulübü ve yıl içinde dış temaslarda, atletizm ile ilgisi olmamasına karşın Pazar günkü seçimde ona oy vermelerini sağlayacak kişileri kafileye kattı. Bundan önceki yazımda da belirttiğim gibi, Atletizm Federasyonu Başkanı olmak isteyen kişi, gerçekten yeni bir ruh sahibi olarak ve atletizme vizyon getirecek bir kişi gibi ortaya çıksaydı, o kişiyi bütün kalbimle desteklerdim. Fakat Yurdadön ve Terzi yapılacak ilk seçimlerde politikaya sol ve sağ partilerden girmek amacıyla federasyon başkanlığını istediler gibi geliyor bana. Yurdadön, bu amacını federasyon başkanlığından istifa ederek ve aday olmak için ortaya çıkarak zaten ispat etmişti. Terzi de, aynı şekilde ilk fırsatta aday olmak için başkanlıktan istifa ederse, tekrar ediyorum, hiç şaşmayacağım. Ama atletizm pistlerinde büyümüş ve gelişmiş bu iki şampiyonun başkanlığı politik emelleri için bir basamak olarak kullanmaları kadar acı ve yanlış bir tavır düşünemiyorum dahi... Elvan ve ENKA G eçen hafta ENKA Kulübü bir açıklama yaparak bu güne kadar Elvan Abeylegesse’yi çalıştıran antrenör Ertan Hatipoğlu’nun Elvan ve kulüple ilişkisinin kesildiğini açıkladı. Yıllardır Hıncal Uluç ve ben, Süreyya Ayhan Kop ve Elvan’ın yerli antrenörleriyle birlikte yabancı birer antrenörle çalışmalarının doğru olacağını dile getirdik. Bunu kimsenin dinlememesi bir tarafa, her ikimizi de “vatan haini” ilan ettiler. Biz bu yeni durumu ileri sürerken hem şampiyon atletlerimizin daha da gelişmesini hem de onlarla beraber çalışan antrenörlerin de daha bilgili olmaları için yazıyor ve konuşuyorduk. Süreyya olayının sonunda 2 yıl boykot geldi, Elvan olayında ise bir dünya rekoruna karşın Olimpiyatlar’da, Dünya ve Avrupa Şampiyonaları’nda hiçbir başarı elde edilemedi. Süreyya için söylenecek birşey yok. Söylediklerimizi söyledik ve hak etmediğimiz niteliklerle bizlere eleştiri yapıldı. Süreyya ve Yücel Kop olayı bundan sonra Terzi’nin işi ama Elvan konusunda ENKA’nın gerekli tedbirleri alacağı ve dünyanın en değerli antrenörleri ile temasa geçerek Elvan’a yardımcı olacağından eminim. 18