26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 Zweig, Kaf YASEMİN YAZICI nlarböyle sanal kimlikli savaşlar görmediler. Televizyondan izlenen savaşlan da hiç izlemediler. Bizse, çoktandır seyrediyoruz.Yıl: 1991 .Anımsıyoruz. Evimizdeoturmuş, televizyonun karşısına geçip bilmem kaçıncı sortiyi izlemiştik bir zamanlar. Kafka ve Zweig. Onlar, I.Dünya Savaşı'nın genç insanları. Birbirine yakın tarihlerde, Avusturya/Macaristan Imparatorluğu topraklarında doğdular.Yahudi gelenekleriyle yetiştiler.Yapıtlarını Almanca yazmış ama, birbirine denk gelen edebiyat yaşamlarında, büyük olasdıkla tanışmamışlardı. Stefan Zweig'ın intihar etmeden önce, onur ve yaşam ayrımında, öz görev bilinciyle yazdığı" Dünün Dünyası", pek çok aydının başucu kitaplarından biri. Başucu kitapları, bilindiği gibi zaman zaman dönüp okumak için konur başucuna. El altında dursun istenir. Bir teselli, bir dertleşme, bir hesaplaşma halini içerir bu yüzden. l940yılındaBrezilya'da bu kitabı yazdıktan sonra karısıyla birlikte intihar etmeleri, farklı bir anlam yükler bu son y apıtına. Dünün Dünyası, Avrupah bir aydının yüzlerce sayfada bir dönemin yaşamı, düşüncelerini, çevresini anlatarak yaşananları da anlamaya yönelik son bir çabadır. Stefan Zweig, Yahudi ve kentsoylu bir ailedengeliyor. Bir edebiyat tutkunu. Yahudilerin gettolardan çıkıp, ekonomik kalkınmalarıru tamamlaması sonrası, kültürel katmanlara doğru geçiş sürecinde, kendisini de bu sürecin bir parçası olarak görüyor.Bir yandan hem kendi edebiyat yapıtlannı yazıyor, hem de kimi tutkun olduğu yazarların izini sürüp, eserlerini, yaşantılarını araştıran biyografik incelemelere yöneliyor. Onların hayatını gün ışığına çıkarmaya çalışıyor. Kimi değerli belgeleri, özel eşyaları türlü çabalarla topladığı, önemli bir edebiyat/sanat koleksiyonunun da sahibiydi. Ancak bugün, onca emekle toplanılmış olanlardan geriye hiçbiri kalmamıştır. Çok değerli bir biyografi yazarı da olan Zweig, benzer zaman dilimlerini paylaşsalar da, Kafka'dan söz etmez; Rilke, James Joyce, Romain Rolland hatta Rodin... ama Kafka yoktur arayışlarında. ÖteyandaEmil Veharen'inşiirlerinden büyülenmiştir. Fransa'nın sınırları dışında hiçtanınmayanşairi Verlain'lekarşılaştırır. ŞiirlerindeWaltWhitman'ınAmerika'da yaptığı etkiye benzer bir tat bulur. "Öteki şairlerin gözünde makine kötü, şehirler çirkin ve günümüz şiiriyle bağdaş mazlık demekti; o ise, her yeni buluş, teknik alanda her ileriye adım için coşuyor, coşkusuyla büsbütün kendinden geçiyordu.Neslimizin bütün iyimserliği, zamanımızın korkunç düşüşü içinde bugün hiç mi hiç alul almayan aşm iyimserlik, şiir diliyle anlatımını onda bulmaktaydı." Genç bir yazar olarak, çevresindeyükselen sanat ve edebiyat akımlannın, teknolojik atdımların iyimserliğine kendini kaptıran Zweig, Kafka'nın karabasanı bol, sayrıl dünyasından, ruhen uzakta duruyordu. Burg tiyatrosuna piyes yazıyor, zamanın ünlüyazarlarıyla,sanatçılarlakafelerdebuluşup.sanatsalsohbetlerediyor.sıksıkParis'e giderek yazar dostlannı ziyaret ediyor. Aynca alçakgönüllü bir yazar. Kendi yapıtlarını zamanın süzgecinebırakırken, yakın dostlarının yazarlık başarılarından övünç duyuyor. 1900'lerinbaşı. Bir yandan bilinçlenen, örgütlenen işçi sınıfı, ilerleyen gelişimekoşut hızla büyüyor; düşünüreylemci önderleriylekurulandüzene,iktidarlaradireniyorlar. Sokakgösterileri, yeralu direnişlerine karşın, Avrupa'nın şıklaşan hayatı göz kamaştırıyorken, patlayan savaş aslında yeni ekonomik güçler paylaşımını içeriyordu.Sınırlar değişiyor özellikle Osmanh îm paratorluğu'nunmirasının.paypazarüklarıydıgündem. KURŞUN MÜHÜRLÜ TREN Aydınların birleşik Avrupa düşüyse, bir kez daha askıya alınıyordu. Birleşik Avrupa düşü: Sınırların kaldırıldığı, tek pasaportun kullanıldığı, tek para biriminin kullanıldığı bir Avrupa. Birinci Dünya Savaşı sonrasında, sosyalist devletlerin temeli Rusya'da atılırken, Stefan Zweig "Kurşun Mühürlü Tren" yapıtında, Lenin'in ülkesine dönüşünü ve sosyalist devrimin az öncesini anlatırken, barış içinde olan Isviçre üzerine şunları anımsıyordu:"Isviçre,ufacıkbirbarışadası... Birinci Dünya Savaşı'nın azgın dalgaları, habirekıyılarınıdövüyor. 1915,1916,1917 ve 1918 yılları boyunca bu adacıkta hayat, heyecan dolu bir polis romanını andınr. tki ayn kampa mensup diplomatlar, otellerin süslü salonlarında birbirlerini tanımazoluvermişlerdi." O günlerde, kendi dünyasına çekilmiş Franz Kafka ise, 1913 yılında güncesine şu notları düşer." Yapamıyorum, kendi yaşamımın saldırısına, kendi kişiliğimden kaynaklanan istemlere, yaşın ve zamanın yıpratmalarına, yazma tutkusunun belli belirsiz zorlamalarına, uykusuzluğa, deliliğin sınırına varmaya dayanamıyorum.Bütün bunları yalnız başıma taşıyacak güçte değilim." Yazar, otuz yaşlarında böylesi bir ruh kararması içindedir. 1912 yılında Kafka, değişimi yazar. "Gregor Samsa bir sabah tedirgin düşlerden uyandığı zaman kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu kendini.Bir zırh gibi sertleşen sırtı üzerinde yatıyor, başını biraz kaldırınca, yay biçiminde katı bölmelere ayrılıp, bir kümbet yapmış kahverengi karnını görüyordu; bu karnın tepesinde yorgun, her an kayıp, bütünüyle yere düşmeye hazır, ancak zar zor tutunabilmekteydi." SAVAŞA HAYIR DÎYEN HAÎN! O sıralar, otuz beş yaşlarında olan Zweig'ın, I.Dünya Şavaşı izlenimleriyse, düşündürücüdür: "Biz yazarlar, bir araya toplanıp kesin davranacağımıza, hep olduğu gibi tek tek kalmıştık.Çoğu aydınların davranışı, ne yazık ki umursamaz bir edilgenlikti.Zira, aşırı iyimserliklerimiz, savaş sorununu ve moral alanda getireceklerini görmemize engeldi.O günlerin ünlü kişilerinin hiçbiri, tek bir yazıda olsun, ana düşünleri kökünden incelememiş ya da heyecanla uyarmamıştır. Avrupalı düşüncesinebağlanmak, milletlerarası kardeşliğe inanmakla, yeteri kadarını yaptığımızı sanmaktaydık." Artık o da yavaşça umutsuzluğa yolcu olmaktadır. Savaş günJerinin kaosunda her yana sav rulan aydınlar, düş kırıklığının buruk tadını duyumsarken, keskin milliyetçi iktidarlarca, savaş karşıtı yazarlar vatan haini ilan ediliyordu.Bu öylesine güçlü bir suçlamadır ki, Romain Rolland'ın Jean Cristophe adlı o güzelim nehir romanı hep bu soru işaretlerinin uyarısında okunur. Zamanında "Savaşa Hayır" demesi yüzünden, iktidarın milli hain gözüyle baktığı aydınlardan biridir Romain Rolland. Şavaş yanlılarıysa "Savaş sıra sında insancıl görüşe ve
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear