26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

9 cıhk da var... Çernobil patladı, dünya âlem bundan haberdardı, bizimkilcrgidip çay içtiler, radyasyonyokdiye. Böyleşeyolur mu? Doktorların bazen doğruyu söylememesi dc bunun topluma bir yansıması. Ürolojik kanserlerin çoğu tedaviyc yanıt verir. Örneğin prostat kanserli bir hastama ameliyat olacaksın ve bundan sonra kan testleriyletakıpedeceğizdiyorum. I lasta odadan çıkıyor... Birigiriyorodaya, "Ne kadarömrükaldı? " diyor...Çünkü doğruyu söylemediğimi düş,ünüyor. Hasta yakı nı, doktora güvenmiyor. Hasta, yakınına ve doktora güvenmiyor. l lasta yakınları tabii ki üzülecekler ama hastayla duygtıları nı, korkularını, ağlamalarını, hastalığını paylaşmalılar. Kırılma noktası, paylaşımın başladığınoktadır. Batı'da kanser, doktor ve hasta ilişkisi açısından nasıl y aşanıyor? Amerika çok daha doğruların konuşulduğubirülke.bılgidüzeyideyüksek. Burada hastaya mesane dediğiniz zaman ne anlama geldiğini bilmediği oluyor. C)ysa çoğu Batı toplunumda insanlar viicutlarına karşı daha duyarlı.Bizdebirine kanser tanısıkonduğundaapartmandaotııranlar, komşular, butun mahalle, herkes devreve girer. Orada çekirdek aile kavramı var. Olay aile içinde halloluyor. Amerika'da herhangı birinin standart bir tedaviye ulaşma olanağı ekonomik açıdan çok daha kolay. Türkiye'de genel sigorta yok, sosyal güvencesınırlı... Maalesef. Pekiyaotlar? Birhastambanagelip,"Bilmemneotunuyiyeyimmi" dıyesorarsa," Benim tedavimi devam ettirmeyi kesme, onu da istersen ye" derim. Tabii burada bazı basın organlarınıni/lennıe(okunma)payınıarttırma uğruna sağlık sorunlarına magazinsel yaklaşımda bıılunmalarının da rolü var. Kitapta da belirttiğim gibi, sağlık gibi ciddi bir konuda uzman olmayan kışilerın söyledikleriönplanaçıkarılırsa.toplumun kandırılmasi kacınılma/oluyor. Isırganmiti? Nereden çıktığını hiç nıi hıc bılmıyorum. Hastaya psikolojiketkisioluyordur. Isırganotuyiyenleryüzde90iyileşiyor, diğerleri yüzde lü iyileşiyorsa, evet derim. Bunlar biraz da çaresizliğin dışavurumu. Kanserin günümüzde büyiik oranda tedavi edildiği ve o kadar da "korkutucu" olmadığı saptamalarına rağmen hâlâ kanser olmaktankorkuyoruz ama... Kanser hastaları olayın bilinmezliğinden korkar. Kaçınılmazolarak... Hem korkuyu seven hem de alışık olması gereken bir toplumu/ aslında. Ben 56 doğumluyum,70darbesinihatırlıyorum. Ilkgençliğimin başındaydım... Gençliğim 80 öncesi olaylarla geçti. 80 ihtilalini yaşadım. 4O'lx yaşjarını sürenler bunlarla büyüdü. Korkuya alışık olmamızı buradan çıkarıyorum. Şimdi de AKP iktidarını yaşıyoruz, bakalım bunlar nereye getirecekler bizı, diyekorkuvoru/... Neden doktorlar genelde tıp dışında başka şeylerlc ilgilenmez? 1 ier meslekte salt meslegıyle ılgılenerek ya^ayan da vardır, yaşamına ba^ka oğeler katan da... 'I amamen kültürle ılgıli bir hadise. Kişinin kendinden ne bekledığiyle ilintili. Kimisi varkiöylebiı ^eyineksikliğini hissetmiyor. • Haluk Kura'yı uğurlarken... MÜŞERREF HEKİMOĞLU laylar bastırıyor, ruh j sağlığımı yitirıyorum. Her I gün, her saat birkaç ölüm, korkunç cinayetler, çocuklar ölüyor, büyiıkler yaralanıyor, kollar, bacaklar uçuyor havada. Savaşta kaçınılmaz görüntüler! Ama niçin, nereye kadar? Sonu gelmiyor. Soruların yanıtları inandırıcı degil, karanlığı, bılınmezliği derinleştiriyor ancak. Son soluğunu evinde, yatağında alnıak mutlu bir olay artık. lnsan olmanın dayanılmaz yazgısı bu, belki de kuşağım nedeniyle yitikliğin çok acı boyutlarını yaşıyorum. Hski dostlar can veriyor durmadan. Her gün başka bir cenaze töreninde buluşuyoruz. Kimler gidiyor, kimler kalıyor, hangi ko^ullara uzanıyor yollar? Ne çok dostum var, hepsini ne kadar sevmişim. üüşünürken birbirini kucaklıyor sevgililer, yıllar yüzyıllara Haluk Kura 25 yıl öncesine dörimüş gibi gülümsüyor karşımda. Böylesine güzel, yakışıklı bir delikanlı, şimdi evlendi. Haluk Kura'nın çizgilerini güzel taşıyor. Nermin Kura'nın değişik yapısı var, güzelliğin ötesinde, dostluğa, sevgiye tırmanıyor. Bu anlamlı tırmanışı tüm Kuralar paylaşıyor. Haluk Kura dünyamızda değil artık. lnanmak çok güç ama gerçek. Acı bir rüzgârla çarpıyor yüzümüze. Bu ölüm olayında Lale Kura'nın özelliği var. Kimi nereye yolladığını biliyor, yaşlı gözlerle değil gülümseyerek bakıyor ölüm olayına. Yakınları bilir, üzüntüleri güzel ama acı taşır Lale. Bu kez şaşırtıcı direnci var. Karacaahmet Mezarlığı'nda buluşanlar saygıyla izledi onu. I lâlâ o çizgilerle düşünüyor, konuşuyorlar. Dışişjeri ailesi de çok saygın bir rcsim çizdi bu ölüm nedeniyle. Her nı yapana kadar dolu dolu yaşamaktır. Bir doktor hastasıyla bütün bunları paylaşabileceği bir ilctişim kurabılirse, hasta umutsuzluğaclahau/kapılır. Keşkelerortadan kalkar çünkü.Kimi hasta kelimeyi duyuncayaşamınıdurdurur. lşteburadadoktorunyönlendirmesiönemli. Biri kanser olunca, bir başkası "Şimdi herkes kanser", "Geçer" gibi zemini kaypak, bilimsel olmayan tcselli saçmalığına girer... Niye bu konuda kendimizi eğitemiyoruz? Bu tip düşünceler üzüntünün dışa vurumu... "()n tane adam var ki kanser olabilir... Neden benim yakınım, neden ben?" gibi söylemler ortaya çıkar. Öte yandan çoğunluğa dahilolmahissiönemlidir... "Birçok kişi kanser ama hayattalar, öyleyse ben deyaşayacağım." Muhakkakaynıkanseri olmuş birileri bulunur ya da yan tedavi yöntcmlcri ısırganotu, şu bu gündemegelir... Hastamn yakınları kendilerini çaresiz hissederler ve bir çare bulmak isterler... Kanserin nedeninin tam olarak bilinmemesi de çaresizlik hıssıni katlar. Kanser hastaları kanserin yanı sıra bir de yakınlarıyla uğraşmak /orunda kalryorlargaliba... I'ürk halkı, hâlâ eski Türk ekonomisi gı bi, koruy LICLI ... Siyasilerin öğret tiği y alan dönüşüyor, yapraklar tırmanıyor, çiçekler açıyor, kaç bahan yaşıyoruz birlikte. lşte Haluk Kura. Diplomasi dahnda en iyi dostlarımdan biri, dostluğun ötesinde birlikteliğimiz var. Her zaman, her yerde birlikteyiz, dünyayı, insanları birlikte yaşıyoruz, birlikte ağlıyor, birlikte gülüyoruz. lnsanca duyguların en güzelini paylaşıyor, görkemli birlikteliği yaşıyoruz. Dostluğun sınırını çizemiyorum. Ne zaman başladı, nasıl böylesine gelişti? Bu da başka bir gizem. Konuşurken yeni çızgiler oluşuyor belleğimde. Lale ile birlikte Prag sokaklarında dolaşıyoru/, tepelere tırmanıyoruz. Sonra konserler dinlıyoruz. Ben elçilikte kalıyor, küçük Kuralar'la oynuyorum. Artık küçük değiller, bırı Nermin Kura, Amerika'da bir üniversitede seramikle uğraşıyor, güzel elleri var. Otekı Mehmet Kura, kuşaktan, her yaştan, emekli, görevli kalabalık bir grup. Meslek dalının saygın kişisine yaraşır biçimde son görevi yerine getirdiler. Ağlayarak değil gülümseyerek, Haluk Kura'nın yapısına, dokusuna yaraşır biçimde. Her zaman düşünürüm, değişik kuşaklardan, değişik çevrelerden oluşan kalabalık bir yaşam biçimini de sergiliyor. Kura'nın son yolculuğu da böyle bir olay. Onu her zaman saygıyla, özlemle anacağız. Konuşarak, dertleşerek, gülümseyerek. Kimi zaman ya/.ı yazmak çok güçleşiyor. En yakınına gerektiği kadar yaklaşmadığım hissediyor insan. Kura'yla konuşacak çok olay var. Yazmakla bitmez ama, o bundan hoşlanmaz. Ben de susuyor, ölümün son olmatlığını hissediyorıım. Yazımı, sevgılı Haluk Kura'yı selamlayarak sona erdiriyorum. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear