Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 SAĞLIK Kim korkar şu hain kanserden? NİLÜFER ZENGİN hmet Iirözenci: Doktor, fotoğrafçı, roman yazarı... Yani, bir "anlatıcı" aslında. Bugiine kadaranlutacaklurını BirCîece Istiyorum, Vc Yalanlar Ve Sessizlik, Bir Kaçıştır Yaşamak, Yalnı/lık Uçlemesi, Kaleydeskop adlı kitaplarında toplamış. 17 yıl önce lenf kanserine yakalanmış. "Şanslıydım, iyileştim" diyor. Aradangeçen 17 yıl içinde, birçok kanser hastasının doktoru olmuş. Adı kötüye çıkmış, kanserle eskiye dayanan bu tanışıkliğı anlatmanın vaktı geldi diye düs/ınüp Bir Türk Filmi Olarak Kanser'i(Yeni YazYayınlarOyazmış. Erözenciilekitabınıvehastahğmıkonuştuk... Bir Tiirk Filmi Olarak Kanser, bir anlatı tnı, bir deneme mi yoksa tıbbi bir çalışma mı? Yani siz ne niyetle yazdınız? Bir roman olmadığıkesin...Öteyandan tıbbi, didaktik bir kitap da değil. Bu bir sohbet,birilctİ!)im kitabı... Kanser tedavisinde, hastanın psikolojik sorunlarının üstesinden gelmek, bazen organik sorunun üstcsindcn gelnıekten daha zor oluyor. Kanserin, insunın düşüncesindc vc ruhıında yarattığı kaygılarla baş etmenin en iyi yo lcdcn biri halinegeliyor. Bu süreçte doktorlar kanserin psikolojik yansımalarını çok net olarak görme şansına sahipler. Bundan 1015 seneönce herhangi bir kanserden üç ayda ölen kişi, bugün belki üç yıl yaşıyor. Dolayısiyla doktorlar hastayla psikolojik açıdan dailgilenmeyebaşjadılar. Biranlamda, doktorlar hastaları tarafından eğitildiler. Ben de bunlardan biriyim ki böyle bir Ne zaman kanser lafı duysak dilimiz tutuklaşır, ya kendimiz ya yakınlarımız adına endişeleniriz. Oysa bu korkular yersiz. Kendisi de lenf kanseri geçirmiş Dr. Ahmet Erözenci suçu Yeşilçam filmlerine atıyor... luiletişjm. Bıınııvıırgıılamakistcdim... Türkiye'deki hastanelerde kanser hastalarının rulı haliyle ilgilcnen birimler var mı? lstanbul Unıversitesı'ndeliyezonpsikıyatri(liaisonpsychiatrie)dediğimiz, kanser hastalarının veyakınlarının psikolojik durumlarıyla ilgılenen birdcpartman var. A.s lında, kanserle ılgılenen bütıin hekimler hasta psikolojisinialgılamakzorunda. Bugün artık, hastalar u/un yaş.ıyorlar, doktor la görüşme sıklığı artıyor vc doktor artık aikitapcıktıortava. Kansere dramatik bir anlam yüklenmemesi gerektiğini, stfatlardan arındırılmış olarak salt bir hastalık olarak bakılmasını vurguluyorsunuz kitabımzda... Bız dramatik bir ülkeyiz lnce hastalık demısj/ liiberkülo/.a. I iıberkuloz incc kişj lerdegorüldııgiı ıçin incc hastalık dennıi^ belki, bilmiyorıım... Kansere amansız hastalık demışiz, grıbe pacavra haslalığı... AmanM/tabirıba^lıbaşınaolumsuzbirhavagetirıyorhastalığa... Amansız değil miydi? Birzamanlarevet...Cazetelerde"Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak öldü" gibi öliim ilanları okurya da "Dağgibi adam eriyıp gıtti" klişeleriyle konuşurduk.Olaytabuydu.Benimvurgulamakistediğim şu: Kanser sadeee bir hastalık. Ona olduğundan fazla anlam yüklendiğindeişleri zorlaştırıyoruz. Gripkimi zaman çok daha fazla süri'ındüriiyor insanı birbakıma. Neden Tiirk filmlcri ? Biz Türk filmleriyle, "Size baba diyebilir miyim amca", "Senin anneni melekler aldı yavrum" replikleriyle büyüdük. lletişimi Tiirk fılmlcrindcn öğrendik. Aslında kitaptan, Türk filmlerinden yaptığım ahntıları çıkarırsak, cok kıırıı bir kitap olurdu, amansız tabir edilen bir şeyi derse dönüştürmü^olurdıım Kanser geçirmiş bir doktorsunuz. Hastaya kanser olduğunu nasıl söylüyorsunuz? Doktorluksüreklibireğitim.algılamasürcci. Ben her zaman hastaya, hastalığını söyleyen birhekimim. Onemliolan nasıl söylendiği.... Kinıi ınsan kanser so^zcüğünden rahatsızoltıyor, tümörsözciiğükullamlınca rahat ediyor. Kimine ur, kimine hücre hırklılj^ması dıyorum. Iercih edeceginiz yolu hastayla gireceğiniziletişimbclirliyor. Kimse aptal değil bu devirde... Yakınları hastanın bilmediğini; hasta, yakınlarının bilmediğini sanıyor... Bu durumda duygu paylaşımı yok oluyor. Oysa kitapta da anlattığım gibi ortada paylaşılacak bir siirü korku veendişe var. Hastanın da hasta yakınlarının da omuzlarındaki yük paylaşıldığı oranda azalır. Olayı doğru ortaya koymanın doğruluğuna inanıyorum, yalan söylemeden, hastayı doğru yönlendirmek gerekli. Sonuç olarak herkesin yaşamı kendisine ait ve kişinin yaşamıyla ilgili ne yapacağı, yine kendikararıolmalı. Babam da dört yıl önce kanser olmuştu. Babam ve biz, kendimizi hep en iyi olasılığa hazırlıyorduk. Istemediğimiz, kötü bir gidişatı diişünmek bile istemiyorduk. Başımıza gelse ne olacaktı kim bilir'J Aslında demek istediğim, kanser biiyiik oranda tedavi edilse bile hâlâ öldürebiliyor da... Böyle bir şeyeinsan nasıl hazırolur? Mühımolan ılerdeneolacagı değil, kimse kimsenin nckadaryaşayacağinı bilnıez. Onemli olanosüreyi iyi doldurmak. Hasta gününüiyiya^ıyorsa,birk(')tüyegidişolduğunda "Şunları yapacaktını vaktım olnıa dı" demiyorsa depresyon katsayısı düşiik olacaktır. Bırakın, kanser kelimesini kııllanmayın... Istemediğini/ bir konı^u diye düşünün... Mühim olan o komşu yapacağı