Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
m versite gcnçliğini yansıtıyor mu? Öncelikliderdim, iüıiversitehayatınıhoealarıyla, sıııavlarıyla, sosyal hayatıyla ve nıekânlanyla mümkün olduğunca gerçekçi aktannaktı. Insan profili ularak daha çok Dokuz Eylül Üni versitesi 'nde gözlemledığim bel li bir ekonomik düzeyin ü/erindeki, apolitik, gclecek kaygısı sadcce mesleki kariyerle sınırlı olan, kendi arabasıyla iiniversiteye gelenbirkesimi yansıtmayı seçtim. Küçiik rollerde ise her kesimdenöğrencikarşımızaçıkıyor. Böyleceyaşıtımolan gençlerin, incirçekirdeğini doldurmayacak şeylcri mescle etmelcrini ve ruhlarını bircep telefonu için bile kolaylıkla satmalannı,üniversitediplomasını,hayatlannıkurtaracak bircan sinıidi gibi görmelerinin saçmalığını göstermek istedim. Onlarhâlâbirüniversiteye kapakatmayı ve ünıversite diplonıasını gereğinden fazla ciddiye alıyorlar. Oysa Iktisat Fakültesi 'ni bitircn arkadaşlarınun çoğu hâlâ iş bulamadı.Sistemgençlereüniversitemezuniyetiherşeymiş gibi bir ideal sunuyor, heryıl birbuçukiki milyon genç iiniversite smavınagiriyor.bımların büyük çoğıuıluğuiijletme, iktisatgibibölümleriseçiyorlarvebubölümlenbitirenlerin çoğudahâlâişsiz. Buradabüyükbirironiyoknıu? Hayatın kendisi beniın romanrmdaki hayaletten çok daha acımasız. Hayalet Kitap korkutmuyor, hattazaman zaman güldürüyor da... Korku edebiyatını ve korku sinemasım dışarıdan gözlemleyenlerin en büyük yanılgısı bu türlere ait yapıtlann ılla ki okuyucuyu veya izleyiciyi korkutması gerektiği kanısıdır. Böyle bir şey yok. En iyi korku filmleri listelerine bakın, birçoğu korkutmaktan öte güldüriir insanı. Stephen King'in birkaç kitabı dışında korkutmak asıl amaç değildir. I liçbir King romanı da beni korkutmamıştır mesela. Benim de amacım korkutan bir romandan dalıa çok okuyucuya sürükleyici ve gerilimli bir macera sunmaktı. Korku temasının kitapta çok yoğun oldıığunu düşünüyonım ama ölünı korkusu işin içindebilinçli olarak yok. Öldüren değil kişilenn bilinçaltındaki korkularını kullanarak panik üreten bir hayalet yarattım. Bu yüzden benını esas anıacım, okuyucunun bilinçaltına bazı korku öğeleri yüklemek oldu, ilk kitabımdaki Bariyerhikâyesini okuduktan sonra otoparklarda bariyerlerin yanından geçerken daha temkinli davrandıklarınısöyleyenleroldu. Hayalet Kitap'ıokurkenyerinizden sıçramayabilirsiniz ama gündelik hayatınızda hava yastığı olan bir arabayabinerken şakaylakanşık bir korku yaşayabilirsiniz. Bu yüzden sınav korkusunu da çok kııllandım. Bence 20yaşındakı biröğrenciyi öldüren birhayaletinhikâyesini anlatarak korkutamazsımz çünkü onıın en büyük korkusuvizelerveyafınallerdir. Roman gcrçekten süriikleyici ama yer yer hikâyeyi anlatmayı durdurup araya masallar eklcmişsin, klasik bir korku romanından uzaldaşmak mıydı amacın? Hayalet'in Güldem'e gönderdiği masallar, bir çeşit âşk mektubu aynı zamanda. Diğeryandan bu masallan aynı zamanda hikayenin sıradan anlatımım kıran bir biçim denemesi olarak dakullandun ve romanı farklı bir biçimde kurgulamamı sağladılar. Korku sinemasına ve cdebiyatına yapılan göndermeler var, rünı bir roman bu türe ait bir parodi mi? Evet. Scream(Çığlık)filmininyaptığınabenzerbirparodı var, yani kendini ciddiye alan ama kendi türünün bilindik numaralan ilemakarageçmeyı de ihmal etmeyen birhikâye. Karakterlerin bu tarz kampus filmlerinı andırması, olaylann teenslasherdenilen türde kullanılaıı her karaktere ayrı uygulananterörsahneleri ile ilerlemesı, hattasürprizsonla bitmesi bakımından bu filmleri andınyor. Ama mektuplarla, nıasallarla, günlükyazılan ilerleyen anlatımıyla, daha da önenılisiTürkiye'degeçmesiylebutürdenaynlıyor. Hangiyazarlarıseviyorsun ? Çoksevdiğimyazarlar var. Bunlann bazılanedebiyatdın daniskası olur. Çoğu iinivermııda. I localar, kendi zaman şı kabul ediliyor, Stephen Kıng ve Douglas Adams gibi. En :meyi hiç düşünnıüyor. dünya çokelkilendiğim yazarların biri Shakespeare'dir, zaten ro•isinde kalmiij, kcndi okuduk manda Macbeth'in bırparodisini yapıyorum, Boris Vian, Edgar Allen Poe, üiııo Buzzatti ve tabiı ki Tolkien'ı sevelabizeformüllerezberletiyororkunçbirkabııs. Hğıhminbu rım. ÇizerolarakdaLeman'danCan Barslan'ı... Türkyazarlardanscvdiklerinyokmu? lıklarvekızerkekilişkileride Tiirk yazarların çoğu benim ilgi duyduğıım hayal gücüne eğil not için çalışan bırınden, eyemczsiniz. Romanda hoca dayanan kitaplaryazmıyorlar Okudugum romanların ve öy külerin hepsi bi rbirine benziyor. O nedenle Türk edebinlarakgörüyorum ni eleştirdiğin kadar giinü yatına çok fazla ilgi duymuyorum.^ jini dc cleştiriyorsun. Scnce "Hayalet Kitap" Stüdyo Imge'den çıktı. m olarak Türkiyc'deki iini BAŞKENT GUNLERI Bulutlara sanlarak MÜŞERREF HEKİMOĞLL T anıdığım zaman küçuk bir çocuk, annesiyle el ele dünyayı dolaşıyor, müzeleri, resımheykel ve mimarlık dalında ünlü yapıtları görüyor, gözleri parlıyor. Güzel bir tablo karşısında dostça gülümsüyor, kimbilir neler düşünüyor. Annesiyle konuşarak gezdiği, gördüğü yapıtları değerlendiriyor. Annesi de her şeyi anlatıyor, tüm sorularını yanıtlıyor. Küçük çocuk büyüdü, dünyası da genişledi giderek. Anaoğul yolculuklarına yeni boyutlar eklendi, çok geçmeden kararını verdi. Hayran olduğu yapıtlann izlerine yeni çizgiler katmak için kollarını sıvadı. Küçük çocuk Mustafa Kemal Abadan, Profesör Yavuz Abadan ile sevgili arkadaşım Nermin Abadan Unat'ın oğlu. Babasını erken yitirdi ama annesi büyük emekle, özenle büyüttü onu. Görkemli yapıların coşkusunu birlikte paylaştılar, güzel okullarda öğrenim yaptı, seçkin bir beyin olarak gelişti çizgisi. Annesi Mustafa Kemal'in kızlarından biri, oğluna da Mustafa Kemal adı verdi, dalında seçkin bir yer almasını amaçladı. Annesi yakın arkadaşım, oğlu da elimde büyüdü neredeyse, yaşamöyküsünü adım adım izledim. Annesinin mutlulugunu, coşkusunu içten paylaştım. Bugün de güzel bir olayı paylaşıyorum. Bir gün kitabı da yazılabilir ama ben teyzesi olarak onur duyuyor, sevincimi aktarıyorum. Yavuz Abadan'ın oğlu uçan kişilerden biri mimarlık dalında. Onu izlemekten mutluluk duyuyor, genç kuşaklara umutla bakıyorum. Dünyanın her köşesinde yer alan yapılarda onun imzası var. Nermin Abadan Unat anlatırken sesi gülüyor. Benim sesim de güldü doğrusu. Avrupa Birliği'yle ilgıli olaylar yaşadığımız günlerde Amerika'dan bir seslenişle başka dünyalara daldım. Sevgili arkadaşım New York yolculuğunun ızlenimlerini anlatıyor bana. Bu kez de mutlu bir olaydan söz ediyor. Ben de okurlarıma aktarmak istiyorum. Belki biliyorsunuz, Şükran Günü guzel ve özel torenlerle kutlanıyor Okyanusun ötesinde. Bu kez Nermin Abadan da katılıyor törene. New York'un yeni bulutdelen ikizleri oluşturan binanın G. katına torunu Taner Abadan'ı da götürüyor. Mektup kısa ama çarpıcı izlenimleri var. Kısa mektup güzel gerçekler ıçeriyor. New York yaralı bir kent artık, ama yaralarını çabuk sarıyor. O müthiş yangından kül olan köşede 59 katlı bir bina yükselecek yakında. Ünlu kuruluşların tepe ofislerı yer alacak. Mandarin Oteli de görkemli yapılardan biri. Dahası var, caz dünyasının büyük başlarından Ahmet Ertegün'ün anısına bir de müzik merkezi kuruluyor bulutdelenler arasında. New York'un şarkısını söyler gibi, New Yorklular'ın teşekkürünü yansıtır gıbı. Böyle şaşırtmacalar da var. Avrupa Birliği'nde neler dinliyor, ABD'de neler kutluyoruz, ne güzel çarpıntılar yaşıyoruz. Avrupa Birliği'ne üye olmamız yılların ötesine ertelenirken, Mustafa Kemal'in çizgileriyle bulutlarda dünyanın ötesine bir yolculuk geliyor gündeme! Gelecek yıllarda ben de gider Mustafa Kemal Abadan'ın çizgileriyle bulutlarda dolaşırım belki. Teyzesi olmaktan onur duyuyorum elbet. New York'un yaralarını saranlar arasında bir Türk mimar da var. Kaç gündür arıyor, telefonda da yakalayamıyorum. Sen Paula'da yapılan sekizinci binayı incelemeye gitti. Oradan Tokyo'ya, 2008 yılında bitecek yeni gökdelenin projesini incelemeye. Tokyo'da imparatorluk sarayına bitişik parkta yapılan kültür merkezleri projelerini gözden geçiriyor. Yazarken sevinçle hüzün bir arada. Avrupa'da kırıklığa uğruyor, Amerika'da kırılganlığı aşıyoruz. Yaşamın gizemi de bu galiba. Umudu yitirmemek gerekiyor.^ New York 'ta yiikselen yeni gökdelenlerde bulutlara sarılıyor kentliler. Resimde o gökdelenlerin mimarlanndan biri, Mustafa Kemal Abadan ve oğlu Taner de var. Oç kuşuk bir arada, bulutlara sanlarak gülümsüyorlar.