Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
IOKASIM 2002 SAY1 S68 Pangaltı 'da Harp Okulu nda metinde olan dershanemiz isc, önüııde zadegân daireleıi olduğıı içiniçeriyea7ziyanüfu7edebiliyordu. Bu y iizden salona "karanlık dershane"adı verilmişti. Mustafa K.enıal: Dershanemız karanlık, fakat y bizimyüreklerimizaydınlıktır dedi ve lıangi okııldan geldiğiustafu Kemal, Istanbul'a mi sordu. Moda'daki HransızSen gelerekUMartl889'da Josef Lisesi'nde okuduğumu Pangaltı'da Harp Oku söyledim. Birdenelimisıktı. lu'na kaydolıınclu. Iki ay içinde (,'ok ıyi, çok lyi birbirimizc kcııdısıııı taıularak sınıfının çayardımcı olacağız. Mcrak ettiğim vuşuoldu. Okula başladığıın o cuına ak bazı Iransızca eserlerı okumak içiıı sık sık lügala nıüracaatediyorıım BunAvni Arbaş'ın dan sonra sizden faydafırçasından... lannıaya çalışaeağım. Bu sırada çavıış i.şaretinin üzerindcki sarı şerit dikkatimi çekti. Neye delalet cttiğiui sordum. Meğer l'ransızca inıtilıanına girmiş, başarı kazanmıs, ondan dolayı bu şeridi deilaveetmişleı. O/amanlar I ürkokullarında yabaııcı dil üğrenimıkolaydeğildi. Kendı kendisine çalıştığı ve biiyiik gayret sarf ettiği ımıhakkaktı. Toplanıı yedi yüzelli kişiyı bulaıı birinci sınıfta kcndisi gibi dil bilenlerin sayısının şamını lıiç unutıııuın. Mustafa Keınal önde ben arkada dahiliye partnakla sayılaıak kadaraz oldcnçıktık. Mektcbinesaskorido duğunusöyk'di. Sunra,"Ailenizdeaskervarmı"dıyebırsual sorrunageçerkenkoltımagirdi: du. Once yatakhaneye çıkalım, "Ailemizin bütün erkeklerı assizeyataeağınızycrigöslı.'reyim. kcrdir" ccvabını vcrdiın. McmSonra dershaııcyc gideıiz. Yatakhancmiz, iist katta Bo nunoldu. ^ Ali Fuul Cehesoy, ğaz'a bakan cephenin ortasında idi. üurasını beğendim. Birinci "SınıfArkaduşım Alatürk1" katta cephesini Nişantaşı istikaCumhuriyetkitapları Boynundaki lOF.ylül G M özlerim denizde. Fakat hasret çektiğim Ankara civannda bir köy cvi. Ocağında, durmadan kütiikler yanıyor; öııündc kursuni keçi postu ve ben üstünde yatıyorum. Mustafa Kcmal Paşa, o aksum çok neşeliydi. Latifc llanım ismindegenvbirkadınlatanısnııstı: "Ru kiiçük hanım sİ7den hocam diycbahsediyor"dcdi. Sonra Kolejde birsene kalmışolduğunu ve son zamanlarda hukuk derslerini takipettığı I ransa'dandönmüşolduğunuöğrcndiın. Mustafa Kemal Paşa kulağıma fısıldadı: "Boynunda kiiçük bir çerçevede benim resmim var"dedikten sonra, sevinçle gülmcyc haşladı. Bu genç hanım, Paşa'yı davetetmisti.Paş.a,onuııkendisine âşık oldıığunıı tahayyül ediyordu. Cıerçi, o günlcrdc lzmir ılcki lıer kadının göğsünde Mustafa Kcmal Pasa'nınbiı resmivaridiyse de, Paşa'nın bu duygulanışı kendi üzcrinde iyi bir tesiryapacağına inandığım için memnıın oldum. 16 l'.ylül arargâh Bornova'ya geçti. Mustafa Kemal Paşa şimdi artık Latife Hanım'ın misafirı ıdi. (,'ünku, orası yangınaeıuızaktı. Ben, Ismet Paşa'dan, gazetc mııhabirleı iııc harp sahasım göstermek için izın ıstedim. Son rapoı umu yazacaktım. tsnıet Pasageıvkcn ha/ırlıklarıçınemırlerverdi. Ayın on sekızindc Latife Hanım, Ismet Paşa'yı,gazetecileri ve beni lzmir zaferini kutlamak için K Şiir ve dans... lstanbul'dabulunan HarbOkulu'ndamatematik merakırndevamediyordu. Birinci sınıftasafgençlikhayallerinetutuldum.derslerimi ihmalettim. Yılınnasılgeçtiğininfarkındaolmadını. Ancak dersler kesilince kitaplara sarıldım. Yaz tatili için gittiğiın Selanik'te dans dersi almış, güzel dans ederolmııştum. Okula döndüğiimde sınıf arkadaşlarınıa ve özellikle Arif'eöğıendiğimkadaııileboşzamanlarımda dans dcrslcri veriyordum. lleride kurmay subayı olduğunuızda dansın da bilinmesi liizıımlıı şeylcrarasındaydı. 1900 yılında Harb Okulu birinci sınıfına geçmiştik. Bu sınıfta askerlik derslerine merak saldını. ^iiryazınak hakkında idadi hocasının vazettiği yasağı ıınutmuyordum. I'akat güzel söylemekleyaznıak hevesi baki idi. Tenenüslerdehitabettalimlerıyapıyordum. Saati elimi/ealıpbukadardakikasen bukadar dakika ben söyliyecegim diye müsabaka ve münakaşalaryapıyorduk.^ Atutürk Kendini Anlutıyor: Derleyen: HhanAkşit evinc davet etti. Beni oraya Mustafa Kemal Paşaotomobilindegötürürken, hep Latife Hanım'dan bahsediyordu. Sesinde, nihayet Mustafa Kemal Paşa'nın bir yuva kurmak ıçın hazırlandıgını ıfade eden bir şey vaıdı. Bağlılığı çok samimi görünüyordu. Nihayet, koyun mavi sularına bakan hoş bir bahçenin önüne geldik. Hviıı vcrandasına götiiren merdivenlersarmaşık vemorsalkımlarla süslüydü. Merdivenin başında siyahlar giyinmiş, ufak tefek bir hanım bizi bekliyordu. O zaman Latife I lanım'ınyirmi dört yaşında olduğunu biliyorduk. I'akat, tavrıdaha çok olgundu. Halinde ve selam verişinde, eski dünyanın vakarı vardı. Sosyete kızlarının gösterişi hiç yoktu. Başıııa sarmış olduğu siyah örtünün t)rtasında yüzü çok hoştıı. Ince dudaklarında büyük bir irade hissedilmekteydi. Çok güzel vezeki gözleri vardı. Bukahverengi gözlerin etrafına saçtığı ışıkçokcazipti. Mustafa Kemal Paşa, bir müddet ortadan kaybolduktan sonra, beyaz birkostümlegeldi. Mavi gözleri pırıl pırıl yanıyor ve önümüzde hazırlanmış olan içki sofrasına bakıyordu. Latife Hanım da, yanımda oturııyor, lıayran hayran Mustafa Kemal Paşa'ya bakıyordu. Oakşamı şenlendiren hadise, bu iki kişi arasındaki aşk başlangıcıydı. Paşa dedi ki: "lzmir zaferini tesit ediyoruz. Sİ7 de bizimle içersiııiz." "Ben ömrümde ağzıma rakı koymadım. Şampanya ile ben de tesit edebılirım" Mustafa Keınal Paşa rakı kadehinidudaklarmagötürürken.eliyle beni göstereı ek dedi ki: "I lanımefcndınin huzumnda ilkdcfaolarakiçiyorum." Ben de şampanyayı dudaklarıma götürerek onlara saadet tcmenniettim. Latife I lanımdayalnız şampanya içti. Oakşam, sade Mustafa Kemal Paşa'nın sözlerini dinleyeıek geçirdik. Lnçok scvmışolduğıı Selanik hayatmdan ve muhtelif cephelerdeki vak'alardan bahsediyordu. llkdefaolarak da, kinıse ile alayetmedi vekimseninaleyhindebulunmadı. Hatta Milli Mücadeleye hizmeti geçmiş olan ve kendisinin sevmediği adamları bileövdü. O akşanı beni Ismet Paşa karargâha götürdii. "Latife Hanım'ı ııasıl buldunuz?" "Çokcazip." Herhalde, Mustafa Kemal Paşa'nın samimiyetlebağlanmıs olduğıı l'ikriye I lanım'la 1 atife I lanım, hakikaten tazip kadınlardı. O aralık, Ismet Paşa'ya Mustafa Keınal Paşa'nın benim hakkımda vaktiyle lahsin Bey'in evinde söylcmiş olduğu laflan bahsettinı. Ismet Paşa dedi kı: "Sizi temin edeı im ki bu dogru olamaz. O sizden daima hürmetle bahscder'•^ Halide Edip A dı var'/« "Türk 'iin Ate$le İmtihaıu " kitabındun...