23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

20 EKİM 2002. SAYI 865 9 yüzü'ne çıknıayan Türk Sanat Tarihi'ıte de bir sunuş amacı taşıyor nıu? lkinci söylediğiniz sorun, Türkiye'de hiç bitmeyen bir sorun, Türk Sanat tarihinin yaztlabilmesi için tüm bu yapıtlann ortada olması gerekiyor. llk söy lediğinize gelirsek Türkiye'debirkişikoleksiyonunu ilk kez sergiliyor, bunun örneğidahaönceolmadı. Mesela, Türkiye'de 1950'lerdesoyutçalışan iki sanatçının yapıtları sanat tarihçileri için küçük de olsa karşılaştırnıa yapabilecekJeri örnekJer. Bizim asıl amacımız koleksiyona eşjik cdcn bu yazılarla koleksiyonculuğu teşvik etmek, kışkırtnıak. Artık dünyada koleksiyonculuğun tanımı değişiyor, nıiize kavramına bile tepki gösteriliyor. Biz ischenüz koleksiyonerlik anlayışını bilc oluşturamadık. Bu durumda, buyüne taşıyacağımız sizcc nc olmalı? Türkiye'dekı koleksiyonersayısı bir elin parmaklarını geçnıez. Ben kendi adıma ulaşabildiğim, hissedebildiğim, görebildiğimin koleksiyonıınu yapmak isterim. Benden 100yılönceolanınpes.inde koşnıam, zaten onların iyileri bir yerlerdedir, onları elde etmek nıüınkün değildir. Burdason20yıl içinde isimleri uluslararası arenada sirküle edilen sanatçılarımız var, koleksiyonerlerin bir çoğu bu sanatçılann işlerinden herhangi biryapıt almış değıller, hatta bazı koleksiyonerlerbusanatçılanmızdanhabersizler. Bugiinün koleksiyonerlerinden beklentimiz günümüz estetiğiyle ilgilennıeleri. Bugiin uluslararası başarı söz konusuysa, baş.arıya ulaşmış, bu sanatçılanmızın arkasında durnıak gerekir. Ama resimden heykele geçememis. bir koleksiyonculuk mantığı bıınıı zorlaştınyor. Koleksiyonu scrgilcrkcn nasıl bir sunumu tercih ettiniz ? lkikritervardı. Mekânın vekoleksiyonun dikte ettiği dile kulak vermek. B ir kere modern bir binaınn içindeyiz, dolayısıy la mekâna en az müdahale eden bir yol seçtik. Alt kata duvarlar yaparak, farklı dönemler.dillerveyapıtlansergileyebilmek için farklı bölmeler oluşturduk. Bir araya getirirken mcscla, kadınlarduvarındaki üç ib', sanki birbırlerinden haberdarlarmıs.gibı. lkiçıplak,birgiyinikkadın, ifadesi en güçlü olansa bize bakan,giyınikkadın. lahrelnissa Zeid, Nejad Devrinı, Nuri tyem ve Selim Turan'ın olduğu bölmede Türk soyut resimının 1950'Ierin babinda ne kadar güçlü olduğunu görüyorsunuz. Tiirk figiir resminüırcalistkuşağınıntemsilcisiNcşet Günal'ın ve onun öğrencisi olup ona karşı çıkan Burhan Uygur'un figürü deforme etnıesi... Böyleıriliufaklıbirarayageliijler y a da kopnıalar oluştıırmaya çalış Kadınlar ve kirli çamaşırlar Çamaşırezelden beri en eziyetli işlerden biri sayıldığına göre, erkeklerin şansına diyecek yuk. 19.yüzyılın ortalarında kırsal kesimde yaşayan yoksulların koşullarını birdüşünün. Doğru düzgiin su ve ısıtma tesisatının bulunmadjğı, sağlık koşullannın son derece yetersiz olduğu, sabuna yüklü bir verginin ödendiği, havanın kirden geçilmediği birortamda koskoca yorganveçars.aflareldeyıkanıyor, kurumaları için nemli ve pis kokulu minicik evlere asıiıyordu. "Kadınıntarihiveçamaşır"başlıklı sergi evde kire karşı girişilen amansız savaşımı anlatmayı amaçlıyor. Yoksul kesim temizliğe kesinlikle önem veriyordu. Ancak, özellikle I9.yü7yılın ortalarında, bu insanlar evleriııi daha ho^ kılınaya can atıyorlardı, ama bunun için gerekli olanaklardan yoksundular. Kirlilik vepasaklılık hızlı kentleşme ve sanayileşmey le boy gösterdi; bu kiri yok etmek de kadınların sorumluluğuydu. muş gibi, ücretlerinin yarısı bira ile ödeniyordu. Küratör (iail Cameronçamaşırcı kadınların halk arasında katı tavırlı ve kafaları dumanlı kadınlar olarak ün saldıklarına parmak basarak, "Onları nasıl suçlayabilirizki?C,'amai}ircı kadınların belki de en katıları soyluların tepedentırnağatemizliğindensorumlu olan ve sefil çalışma koşullarından bunalıp 1917 devrimini bablatan Rusçanıabircı kadınlarolsagerek"diyor. Londra 'da da kimi başkaldın izlerinerastlanıyor. Işçikesiminden kadınların kendilerinden istenenleri harfiyen yerine getirdikleri, çamaşıröyküsünde Ingilizlereözgü bir patronluk taslandığı görülüyor. llkyardımseverlervereformculardaııberi,evkadınlarınakitapçıklar dağıtmalar,"yoksullaratemeltörel erdenılerinaşılanması" içinkampanyalaryürütmekgibieylemlere tanıkolunuyor. Toplumsal düzeltimciler okul çağındaki genç kızlara el atarak "gelecekte Ingiliz ırkını temsil edecek eş ve anneleri" yaratmaya çalışıyorlardı. Böylesi bir girişimin "karmaşa ve düzensizligin" kaynağı olarak gördükleri yoksulları "yola getireceğine" inanıyorlardı. Ders programlarında ev işleri giderek ağırlık kazanıyordu. tkinciDünyaSava§rııdansonra kadınların yuvalarına dönmeleri konusundaikincibirbaskıdönemi yaşandı. "F.ğitimci" yığınları kadınları evde ne yapmaları gerektiği konusunda bilgilendiriyor, dernek, vakıfve dergileronları eve bağlamayaçalışıyorlardı. Kadınlarıher zamankinden daha temiz, komşununkinden daha beyaz ve ınikropsıız olmaya çağıran reklamlar da bu giribimi olanca güeüy le destekliyordu. Artık gö/le görülmeyenı temizlenıek zorundayız? Bunun sonu varmı? Insan nereye kadar temizolabilir? kolaylaştıkça ölçütlerin çıtası da yükseliyor ve yapılması gereken şeyler çoğalıyor. Günümüzde yıkanmak bir takıntıya dönüşmüş durumda. 30 yıl önce insanlar 15 günde biryıkanırken, artık her gün du^ alınıyor, çamaşırlar daha sık yıkanıyor. Bedendeki kokunun bir başka kokuy la giderilmesi gerekiyor. Günümüzün temizlik malzemeleri az miktarda deterjan," bol miktarda parfüm içeriyor. Kadınların onca zamandır böylesi bir külfetekatlanmışolmaları nekadargarip. Kadınların ev içinde demokrasi çığlıkları atmaya başlaması ev işlerinin birtakım elektronik araç gereçlerle kolaylaştığı 6O'lı yıllaradenk geliyor. Sergiyle ilgili açıklamada, "Kirlilik bugün eskisinden çok daha güçlü birtörelölçütolaraketkisini sürdürüyor. Öyle ki, günün birinde hepimizin birer Lady Maebeth'e dönüşmesi işten değil. llanımlar butulkudanvazgeçin. Geriyedönüpeskilerinçamaşırcıkadınlarını düşünün ."deniyor. ^ The Guardian 'dan çeviren: RİTA VRGAN Sergi 9 Kasım'a dek Proje4L'de. (02122815150) Neyse ki, orta sınıflarda bir telaş başgösterdi. Kirhastalıklarınkaynağıydı ve hastalık çevreye yay ılıyordu. C'harles Uickens mektuplaıında pırıl pırıl çatal bıçaklar ve bardaklardantakıntılıbirbiçimde sözetrneklebirlikte,kirin,pasaklılığın ve yoksulluğun da bilincindeydi. Bugün Kadın Kütüphanesi'nin bulunduğuyapı 1847'deGoulston Square Halk Çamaşırhanesi olarak hizmete girdi. Yapının insanda kasvet uyandıran garip bir lıavası var. Odalardan biri içcriyc sızan bellibelirsizgünışığıylabirhapibhane hücresinden farksız. (,'amaşırhane olarak hizmet verdiği dönemde kadınlara sabun, sıcak su, çamaşır mengenesi, tekne ve çamaşırların döviilmesi için ahşap birtakoz veriliyordu. Yinedetüm evinçamaşırlarınınyıkanmasısaatler süren zorlu bir uğraştı. Çamaşırhanede 94 tane özel haınam da Ortada sinir bozucu bir şey var. vardı, ama bunlardan genellikle er Kadınların temizlenıek zorunda olkekleryararlanıyordıı. Kadınların duklangÖ7İegöriiliir,açıkça ortada hamamda yıkanmalarına iy i gözle olan bir kirdegil. Cameron ezelden bakılınazdı. Bakılsada, kendileri beri ev kadınlarına uygıılanan bu ne ayıracak zamanları yoktu. İJste "egitim"süı\x'inin"temi/liğin toplik hamamın bir maliyeti vardı ve lumsal dü/enle ilintili olduğu görüöncelik erkeklerindi. Tüm olıım şünden" kaynaklanan, bir bakıma suzluklarına karşjn, en azından hibteriye dönübmüş bir boyutu oldoğru bir adımatılmiijtı. duğıına dikkatçekiyorve "Kirli ve Insanların kendi çamaşırlarıııı dağmık ev hep törel bir eksiklik kendilerininyıkaması nedenli kö olarak görülmüştür. Tcmizlik oltiiyse, sergide ba^kalarmın çama dum olası ailenin saygınlığınm bir şularını yıkamak /orunda olan ça göstergesi olarak tezgâhlanmış, kamaşırcılann içinde hıılundukları dınlar gerek törel gerekse fiziksel scfil durumda gözleröniine serili temi/likten sorıımlu tutıılmuşlaryor. 14 saatlik vardiyalar halinde dır. Kadınlar bugün bile bu korçalibangençkı/larveevli kadınlar kıınç sorumluluğun üstesinden gelbuhardan göz gözii görmeyen or meyeçabalıyorlar,"diyor. tamlarda kan ter içinde kalıyor, zaBu çabada bitkin düşen kimi kaman zaman iitiidcn yanıyor, kimi dınlar artık ipiıı ueuııu bıraksalar zaman karbonmonoksitten zehir da, çoğu bu konııda hiçbiryumuşaleniyorlardı. Bu koşullaryetmiyor ma göstermeye yanaşmıyor. Ibler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear