Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 PAZARIN PENCERESINDEN CUMHURİYET DERGİ Teyzemin anlattıklan... SELÇUK EREZ Büyükbabanın büyükbabası Abdi Efendi, celepmiş, Yugoslavya'da Sangöl'de yaşarmış. Abdi Efendi, ava meraklıymış. Bir gün babasıyla gittiği bir avda kaza ile bir arkadaşını vurmuş. Babası, "Seni, burada yaşatmazlar; hemen şimdi iki at hazırlayalım, heybesine altın doldurup seni uzaklara götürelim. On dört günde Istanbul'a gelmiş, Vefa'da bir ev almışlar. Abdi Efendi bu eve yerieşmiş, babası da memleketine dönmüş. Sonunda ne olmuş Abdi Efendi'ye? Bir bayramda Bakırköy'de birini ziyarete giderken fırtına ve yağmurda Basmane deresine düşüp boğulmuş, atı tek başına evine dönüp haber vermiş.. tki saattir Racia'nım anlatıyor, o da yazıyor bunlan: Racianım, ileri yaşına rağmen zekâsı fıre vermemiş, belleği de mümbit: Sülalesinin neredeyse Nuh Tufanı'ndan bu yana nerede ne yaptığını iyi biliyor ve bundan sonraki kuşaklann da bu bilgilerden yoksun kalmaması için elinden geleni yapıyor. Racia Teyze, istersen burada bırakalım; hırpalamayabilir" diye düşüne düşüne bu günlere geldi.. Sonra, araya CHP kongresi girdi; neredeyse sülalesini tümden unutacaktı.. Kongre bitince gitmek gerek! Bir de şu bizim kızın imtihanlan çıksın aradan.. Racia Teyze'ye gitmeyeli üç ay olduğunda bulması gereken "gerekçe'nin artık öyle sıradan bir şey olamayacağını kavramıştı: Bunlardan daha ciddi gerekçeler lazımdı: örneğin, "Ameliyat olmam gerekti... Nekahatı çok uzun sürdü.." doyurucu bir tirad oluşturabilirdi. Telefonda söylenmese, sadece "Gelip çok ama çok önemli şeyler anlatacağım" deyip Racia Teyze kapıyı açtığında söylense daha etkili olurdu bunlar. Bu nedenle, kanında PSA değerleri yüksek çıkınca ve kendisini muayene eden üroloji uzmanı, "Prostatınız çok büyümüş; ameliyat olmanız gerekir!" deyince pek sevindi. Ameliyat olup taburcu edilmesi, on beş dakikada bir tuvalete taşınma zorunda kalmasının sona ermesi bir hayli zaman aldı. Şimdi, Racia'nıma gitmeyeli tam altı ay oldu. Racia Teyze arada bir rüyasına girmekte.. Tabii, teyzenin bu kızgınlığının, küskünlüğünün ya da araya girebilecek Takdiri llahinin ailesinin ilerki kuşaklarını, sülalelerinin özgeçmişi konusunda cahil bırakmasının olasılığı da giderek çoğalıyor. "Abdi Efendi'nin çocuklan kimlerdi, nerelerde yaşamışlar, nelerle uğraşmışlardı? Sonra, Racia Teyze'den ve ondan önce yaşamışlardan dinleyip yarım yamalak anımsadıklarının hangisi doğrudur, hangisi çarpıktır? Harbi Umumi'de bize esir düşüp Büyükada'da oturmaya mecbur edilen General Tovvnsend'in yaveri Albay Şevket Bey ile flört eden Vıldan Teyze'ye neler olmuştur? BUtün bunlar cevapsız mı kalacaktı? Racia'nıma gitmeyeli, onunla görüşmeyeli bir yıl olduğunda teyzesinin eskiden başkalarına çok kızdığında göstermiş olduğu tepkileri, tepesinin nasıl attığını da anımsadığından korkusu büyümekte ve elini telefona uzatmaktan alıkoymakta. Başka akrabalardan sorup da öğrenemez, araya başkalannı sokup af dileyemez mi? Racia Teyze, akrabalann tümüne küs, hiçbiriyle görüşmüyor ki.. Bir buçuk sene böyle geçti: Bu ara, eşiyle olan geçimsizliği, aynlmaya kadar vardı; şimdi ayn evlerde oturuyorlar.. Teyze'yi arayıp "Sorma başıma neler geldi!" diyemez mi? Teyze, eşini hiçbir zaman sevmemiş olduğundan "Aferin, iyi ki boşandın!" deyip yeğenini yeniden bağnna basamaz mı? Alo, Teyze.. Biliyorum beni ayıplıyorsundur. Teyze anlamadım, niçin ayıplayayım? Sana ne evlendiğimi söyledim, ne de düğünüme çagırabildim. "Bu yaşta azanı teneşir paklar" derdin..belki başka şeyler söylerdin haklı olarak.. Şimdi tabii ki gelebilirsin, artık sana Abdi Efendi'nin çocuklannı da büyük babanın kardeşlerini de anlatmaya zaman ayırabilirim! ^ H. SERTAÇ DALKIRAN Türkiye Birinciliği 23 Haziran 1 Temmuztarihleri arasında Ankara'da düzenlenen Türkiye birinciliği final yanşmalanndan sonra Umut Atakişi Türkiye Şampiyonluğunu kazanırken, bayanlar kategorisinde Nilüfer Çınar ve Serap Keskin eş puanlaturnuvayı tamamlayarak, unvan maçı için karşılaşacaklar. Satranç camiasının yoğun eleştirileri attında gerçekleşen Türkiye Birinciliği finallerinde hakları olduğu halde birçok usta ve eski Türkiye Şampiyonlan bu yanşmalara çeşrtli nedenler öne sürerek katılmadılar. Resmi Gazete'de yayımlanmış yönetmeliklere aykın olarak düzenlenen bu yanşma neticesinde, bireysel spor olduğu halde milli takımında yanşmalar neticesi yerine keyfi biçimde seçiiecek olması bu yanşmaya Türkiye Birinciliği demekten ziyade Federasyon Birinciliği demenin daha doğru olacağı şeklinde genel eleştiriler yapıldı. Türkiye Satranç Federasyonu yeni yönetimi seçilirken herkesin beklentisi bu şampiyonanın daha özendirici hale gelmesi, sponsoriar bulunması, nakitödüllerin konması, medyadayer alması için gerekli çabaların gösterilmesi yönünde idi. Devletin bütçesi ile sokaktan geçen hemangi bir kişi ya da atanmış bir memur da en ' azından yönetmeliklere bakarak bu federasyonu yürütebilir. Antidemokratik yapıda dahi olsa seçildiğini iddia edenlerin özendirici tedbirler alabilmek için çabalan olduğunu görmek arzusundayız. 1992 yılında Sovyetler Birliği dağıldığında Türkiye, Manila Satranç Olimpiyatlan'nda Kırgızistan ile 3738 dereceleri paylaşmıştı. Daha sonra gelen yönetimlerin milli takımımızın bu derecesini yükseltebilmesi için nelerin yapılması gerektiği defalarca açıklandığı halde bunlan yerine getirememesi, üstelik milli takım antrenörü diye getirilen değerii bir ustanın göstermelik Ankara dışında birkaç dersinden son derece programsız ve hedefsiz sadece Ankaralı satranççıları çalıştıracak şekilde yönlendirilmesi neticesinde derecelerimiz 7080'ler arasına indi. Bunda pek tabii ki oyunculanmızın üzerinde yaratılan moralsizliğin de önemli etken olduğunu söylemek pek yanlış olmayacaktır. Satranç bir birikim, tecrübe ve moral işidir. Oyunculanna hiçbir şey vermeyen birfederasyonun milli takımda son yıllarda alınan başanKombinezon Lombardy Polugaevsky, Rejkjavik 1978 Beyaz oynar kazanır sızlıkların altında yatan gerçekleri görmeyip, bunlan daha beter hale getirme yollan araması maceradan başka hiçbir şey değildir. Ortaya çıkaracaklan isimler yine beş aşağı beş yukan hemen yine aynı isimlerden oluşacaktır. Ooğru olan oyuncuların kendilerini yetiştirmeleri için antrenör, yayın ve turnuva olanaklannın arttınlması, adil olunması, orta seviyelerden başlayan teşviklerin yaygınlaştınlması neticesinde başan grafığimiz kendiliğinden yükselmeye başlayacaktır. Henüz bunlan yapmak için geç kalmış sayılmayız diye düşünüyoruz. Turnuvadaderecelerşu şekilde paylaşıldı: 1. Umut Atakişi 7.5 p., 2. Yakup Erturan 7 p., 3. Kıvanç Haznedaroğlu 6.5 p., 46. Hakan Erdoğan, Yakup Bayram, Serkan Yeke 6 p., 78. Kerem Laçiner, Serkan Köse 5.5 p., 915. Ali Ipek, Mert Erdoğdu, Ibrahim Tofan, Hasan Kılıçaslan,AydınDuman,TolgaDemirel,Mehmet Düzgün 5 p., 1620. Hasan Alaybeyoğlu, Berti Valensl, Hür Yasin, Mustafa Namık Tunur, Teoman Ulucan 4.5 p., 2129. Salih Muratoğlu, Mehmet Altınsoy, Doğan Reyhan, Izak Romi, Zeki An, Ayhan Azizoğlu, Ali Özkoç, Yavuz Kemaloğlu, Ismail Doğantuğ 4 p., 3031. Fehim Şahin, Halil Nejat özmen 3.5 p., 3234. Bülent Güner, Engin Bolcan, özgürSolakoğlu 3 p., 35. SezerAkar2.5p. Bayanlar 1 2. Nilüfer Çınar, Serap Keskin 6.5 p.,3.FilizAltunbaş6p.,4.Kübraöztürk5.5p., 56. Yıldız Çavuşoğlu, Betül Cemre Yıldız 4.5 p., 78. özlem Gencer, Zuhal Altunbaş 4 p., 9. Asiye Gencer 2 p., 10. Ayşe Emek Yıldız 1.5 p. ÖzaildealOkullanKüçükler Satranç Turnuvası özel Ideal Okullan Küçükler Satranç Turnuvası'na 36 okul katıldı. llküç dereceye şu okullar girdi: 1. ö. Erol Altaca lö 27 p., 2. ö. Eseyan Ermeni IÖO26 p., 3. Melek Hatun IÖO24 p. Bursa Rotary Kulüp Satranç Turnuvası Bursa Nilüfer Rotary Kulüp tarafından Piyon Satranç Merkezi'nde 60 kişinin katıldığı yanşmada toplam 100 milyon TL. ödül dağıtıldı. Dereceye şusporcular girdi: 1. Koray Okay 7 p., 2. Necmettin Korkmaz 6 p., 34. Murat Akyüz, özgür Bostanlar5.5 p., 5. MelihKarataş5p.^ Etüd R. Missaen, 1960 Beyaz oynar kazanır haftaya devam ederiz.. Nasıl istersenl Yoksa bana göre hava hoş, ben gün batıncaya kadar anlatabilirim.. Racia Teyze anlatmayı çok seviyor ama yeğeninin keşke vakti olsa.. Adam bir süredir haftada birkaç kez doksandokuz Işi arasında Koşuyolu'na gidip dinliyor teyzesini; söylediklerini yazıyor, sonra daktiloya çekip gidip okuyor. Teyze genellikle bunlann yansına yakınında hata buluyor. "Haftaya devam ederiz"den bu yana tam bir buçuk ay geçti: Ne teyzeye gidip sülalesinin öyküsünün devamını dinlemek, ne de onu hiç olmazsa telefonla arayıp akla yatkın bir gidememe gerekçesi söylemek nasip oldu. Aslında tek gerekçe, "işinin çokluğu"; ama Racia Teyze için bu geçerii bir gerekçe değildir. Böyle dese, nasıl cevaplanacağını iyi bilir Teyze, "Hangi işin bizim ecdad kadar önemlidir?" diyecektir. "Nasılsa yann, olmazsa ö'bür gün bir ara gider, bir gerekçe uydururum, gerekçemi beğenmese bile götüreceğim çikolata ve rbenim o anda orada bulunmuş olmamı hafifletici nedenler sayıp beni o kadar a b c d e g h 01 ' J. 'U H ZM*d OJS jıueze)) El ZOd W>d Zi 9MS 01. 2Md ee*d 6 £S i |6j 9 8qd frPd S