26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 0* orijinaleserlervar. Ocakayındakıkonserimizde, onlardan bazılannı seslendirdik. Orada Baki Duyarlaı\Serdar Yalçın vc Kamuran Yüce'nin parçalarını seslendirdik.Yineböylebesteçalışmalannısürdüren arkadaşlarımız var. Onların yazmış oldukları ve şimdiye dek seslendirilmemiş eserlerini de dinletmek istiyoruz. Ama onlann da çahşmalannı tnüzikseverlere ulaştırabilmeleri için yardım gerekiyor. S. Subaşı: Dolunay'ın söylediği gibi, bu sıralarda değişik denemeleryapıyoruz. 18 Mayıs 'ta Yıldız Teknik Üniversitesi' ndeki "CazGünleri"ne, Baki Duyarlar'ınbesteleriyle bir caz trio ve klasik yaylı dörtlü olarak katı Idık. Yani bir Türk bestecisinin eseri cazbaşlığı altındaicracdildi. D.Erten: Böylebirşey şimdiye kadar yapılmamıştıülkemizde.îlkkezgerçekleştirildi. Bundan başka CD projelerimiz içinde, çağdaş Türk bestecilerinin eserlerinden oluşan bır albüm ve dünyada ilk Quartet oluşturmuş Boccherini (viyolonsel), Cambini (viyola), Manfredi ve Nadini'nin (keman) Quartetlerini yorumlayacağımız bir proje var. Konserler sırasında ilginç olaylar yaşamış olmalısınız. Buniardan sizi etkilemiş olan birikisini anlatır mısınız? S. Subaşı: Ah! Bir defa, tam konser öncesinde, arkadaşlanmızdan biri ansızın "Ben tekbirnotabilehatırlamıyorum" dedi. Ezbereçalıyorduk. Sahneyeçıkmamızaikiüç dakika vardı, kulisteydik yani. Bir panik yaşadık, anlatamam! Yapacak bir şey yok. "Hatırlarsın, hatırlarsın!" diyerek çıkardık şahneye. Korktugumuz olmadı. Gayet rahat çaldık ama o andaki panik gerçekten anlatılır gibi değildi. Bir defa da, hangi konserdi hatırlamıyorum, yine ezbereydi ama notalarımızvardıvcnasılolduğunuanlayamadan sahneye dağılıverdiler. Tabii çalmaya devam ettik o kâğıtların arasında. Iki küçük anı da yurtdışından. Italya'da J. Bashmet'in konseri sırasındaydı. Dahaönce tanımadığımız ama bizi konserde izlemış olduklarını söyleyen Italyan müzisyenler, ortak saundumuzun çok hoşlanna gittiğini belirterek enstrümanlanmız hakkında bilgi almak istediler. Orta sınıf orkestra sazlanyla çaldığımız için bu bızim çok hoşumuza gitti ama tabii onlar bu tip sazlarla nasıl bu kadar güzel çaldığımıza şaşırdılar. Buna benzer başka biranı da Moskova'dan. Orada Çaykovskı Hall'da prova sırasında, röportaj yaptığımız gazeteci çok büyük bir saundumuz olduğunu söyledi. Bizim böyle büyük salonlarda sttdıkla konserler verdiğimizi sanıyordu. lçimizden bunun gerçek olmasını diledikdoğrusu. D. Erten: Birenterasan olay daha var. Yine bir konserde, Mozart çal ıyorduk. Viyolacı arkadaşımız atladı. Biz de üç kişi birden, ezbere bilmenin avantajıyla herhalde, atladık ve hiç bir şey olmamış gibi sürdürdük. Bunu bizden başka kimse bilemezdi. Son bir soru. Ülkemizde klasik Batı müziğine ilgî konusunda, Anadolu'yu dolaştığınızı da göz önüne alırsak, neler söyleyeceksiniz? S. Subaşı: Sanırım oldukça iyi. Kuartet olarak düşünürsek 15003000 kişi I ik salonlarda zaten olmaz. O tarz bir kalabalığı kaldırmaz. 500600 kişilik bir seyirciye hitap edebiliriz. O anlamda sıkıntımız yok. Gelecekte kuartet yapmaya gönül veren gençlere yardımcı olmak için, sürekliliği olan bir kuartet sınıfı yaratmak istiyoruz. Bu isteği bizde uyandıransa, böyle bir potansiyelin varlığını görüyor olmamız. Şu anda zaten daha öncc de söylediğimız gibi, düzenliolmamaklabirlikte,uygulamayaçalışıyoruz. Bu konuda gelebı lecck teklıflere ve projelercherzamanaçığız.^ Binyazar, anı anlatmamn tuzaklarmdan kendisini uzak tutmasmı yeni bir kişilik yaratma çabasına girmemesinde görüyor... Masalını yitiren dev ki amacınızın ve duygularınızın neler olduğunu öğrenebilir miyim? Belkı"acımasızkoşullar"ındaetkisiyAdnan Binyazar "Masalını Yitiren le, hayatın yazılacak bir şey olduğunu anDev "de yaşamını, bir kuşağm acılarını ladığım günlerden beri, yaşadıklanmı anlattı. Binyazar, kitabımyazmaöyküsünü, yine kitabında şöyle aktarıyordu: Yazı yazma düşüncesi hep var olmuştur kafamda. Ilkgençlıkyıllannda.kendimi, Masalışı tehlike yaratacak bir hayatyaşadım ben... Yaşadığınız olayları anlatıya döker lını Yitiren Dev'deanlattıklanmı yaşamak kengözüyaşlı sözcüklerin tuzağına düştü üzere seçilmiş bir lcurban sayıyordum. nüz mü, televizyonlarda hergün onlarca Çünkü yaşadıklanm, çocukluğun da gençliğin de kaldıracağı şeyler değildi. sı görülen yerlifılmlerin ya da bayatlaToplumda daha ağırlarını yaşayanlar olmaktan iyice kokuşmuş dizilerin başkişisi duğunu biliyordum. Ama onlann el bağlaoluverirsiniz... yıp ncy ı beklediklerini bir türlü kavrayaBinyazar 'la özyaşamöyküsüyazmamn tehlikeleri veyazarlığı üzerine konuştuk... mıyordum. Bızde "acılar" bellekten tezsilinıyor. Yaşam düzeylerindeki küçük bir Isterseniz, yeni yayımlanan ve kısa yükselme, kişıyi kcndi hayatınayabancısüredeikibaskıyapan Masalını Yitiren laştınyor. Dev başlıklı 'anıromanını/la başlayaAnı yazmak hiç de kolay değil; anı, lım söyleşimize... Bu kitabı yazmaktapek çok tuzakları olan bir yazın tiirü. GÜLTEKtN EMRE Siz bu tuzaklardan kendinizl nasıl korudunuz? özyaşamöyküsü'nü 'anı' ilebirleştirerek söyleyeyim; kişi, yazarken doğallığını yitirir; olanın ötesinde, gerçeklerin dış alanlannda 'yeni birkişilik' yaratma çabasına girerse, kendini, söz konusu ettiğiniz tuzağın orta yerınde bulur. Tehlike şuradadır sanırım; anı yazmayı görevsel bir işlev olarak alanlar oluyor. Bir de; olaylar kişinin bellek dalgalanmalannda belli bir olgunluğa ermemiş, yazan kişi, kendinc özgübirbıçem kuramamışsa, 'tehlike' dediğimiz yazısal çıkmaz, yazmanın rahat kucağı sanılır. Masalını Yitiren Dev'de her şeyi apaçık ortaya koyduğunuzu düşünüyor musunuz? Amacınız, yaşadığınız her şeyi olduğu gibi vermek miydi? Siz dc yazı' nın içindcsiniz; yaşananla
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear