26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYET DERGİ 2000/ Aya trinu.. Soldan sağa: Şafak Erişkin Sökmen, Dolunay Erten, Seda Subaşı Aykon, Deniz YiiceL. Kuartetin gücü nerede? 1994'te kurulan tstanbul Kuartet'in üyelerinden Seda Subaşı Aykon ve Dolunay Erten, bu soruyu şöyle yanıthyorlar: "Dört ayn ifadenin, dört kişi solo çalıyormuşçasına birleşmesi... O tek noktada buluşabilmesi, o yalınlığı yakalayabilmesi." 1. Sayfamn devamı Dolunay Erten: Zaten anlaşıpanlaşamayacağımız bellı bir süreçten sonra ortaya çıktı. Yani denemek gerekiyor. Bizimkı bir sene kadar sürdü. Türkiye 'de buna ulaşmak inanılmaz geliyor. Bu alan boş gibi ve acı ama ilgi az. Neyse, işin ilginç yanı, bir araya gelişimizde her birimiz ayn ayn, aynı şeyi düşünüyormuşuz. Sonra Opera 'da bir araya gelince, "Böyle bir şeyi niye denemeyelim?" dedik. Ama bilgimiz sıfır. Sadece istek var. O zaman ne yapalım? Gidip ttalya 'da öğrenmek gerekti. Kuartet y apmanın zor olduğunu, ayn bir eğitimden geçmck gerektiğıni bı lıyorduk yani. Kuartet için ayrıca eğitim görmek gerekiyor diyorsunuz. Orkestrada çalmaktan çok mu farklı? S. Subaşı: Evet, yalnızca orkestradan de ğil, solo çalmaktan, düo yapmaktan, triodan vs. hepsinden farklı bir şey kuartet. özel bir yeri var. Zaten besteciler için de özel bir yeri var. Büyük bestecilerin hemen hepsi kendileri için beste yaptıklannda, kuartet yapmaktan çekinmişlerdir gcncllikle. Yüzeysellikten arınmış bir müziktir. Daha derin, dahayalındır. Solodan daha mı güçlfi? D. Erten/S. Subaşı: Daha güçlüve daha güç. Solo daha kolaydır diyebiliriz. Çünkü diğer üç kişiyle birliktesiniz. Bir anlamda onlartn da sorumluluğunu duyuyorsunuz. S. Subaşı: Daha dikey... Yani kemancı, diyelim, sürekli şan partisini çahyor ama tek başına. Kuartetçinin dikey olarak düşünmesı gerekiyor. Nasıl anlatsam? Dört kişinin o solo partiyi çaliyormuş gibi, dört ayn ifadenin birleşmesi gerek. O tek noktada buluşabilmek... Detaylarda o yalınlığı yakalayabil mekoldukçazor. Bu,tabii ki,grupçalışmalannın hepsinde var. Ama kuartette yazı biçimi itibanyla da daha zor. Demin la,f arasında bu alana ilginin az olduğunu söy lemiştiniz. Bir anlamda yakınmıştınız. Bu neden kay naklanıyor sizce, tanıtım eksikliği diyebilir miyiz? D. Erten: Aslında senede bclki 4050 konservermemizgerekir. Gelişmemizi devam ettirecek ve yaşama sokacak en önemli faktör, çok sayıda konser vemıcktir, elbette. Müzisyenler konser verdıkçe gelişir, başarısıkörüklenir. Yıldakirkınaltmda konser, profesyoncller için yeterli bir sayı olmamakla beraber, Türkiye'de en çok konseri olan sanatçılar bile bu sayının altında çalıyorlar. Bunun nedeni, talebin olmaması, konser salonlannınazlığıyadasanatçılarımızın yetersizliği kesinlikle değil. Sorun, dinley icinin sanatçıyla buluşmasını sağlayacak organizasyonların vemenajerlik sistemininyerleşmemışvcdüzensizolmasıdır. Bütün bunlar şüphesiz gelişmeyi engelliyor. Birçok festival oluyor, başka etkinlikler* de var, fakat çoğu insanın sizin varlığınızdan haberleri bile yok. Yalnızbizim açımızdan ilginç bir şey var, biliyorsunuz, gcnellikle engellemeler, baltalamalar olur, ama bizi takdir edip yüreklendiriyorlar. Bu çok güzelbirşey. S. Subaşı: Evet, gerçekten yüreklendiriyorlar. "Siz çok iyisiniz. Aman devam edin!"diyorlar.Bubizimutluedıyor,tabıi. D. Erten: Bilıyormusunuz, biz işe başlarken çoğu insan bizi takdir ediyor, ama hemen ardından "lyı güzel de çok geçmeden ayn lırsınız" diyorlardı. Çünkü bizden önce de insanlar denemışler, ama bir ay ya da altı ay sonra aynlmışlar, kaybolup gitmışler. Biz, "Bu işi scvıyoruz ve özveride bulunabiliriz" dedik ve böylece başladık. Her ycrde zor bu, ama burada daha da zor. Çünkü devlet dcsteğı yok, sponsor bulmak ayn bir sorun. Bence bir kurum ya da kuruluşa bağlı çalışmaktansa, onlann desteğinı almak daha doğru olur. S. Subaşı: Bence de sanatın destekleyicileri olmalı. Geçen yüzyı 1larda da böyleydi.' Biliyor musunuz, biz Italya'dayken, buna benzer şeyler yaşadık. Bir ara parasız kaldık. Bursaldıkoradan. Üçyılboyuncabazı aileleryolparalarımızıverdiler. tnanınonlarolmasaydı,çalışmalarımızıtamamlayamazdık. Oralara her gidışımizde kırk gün kadar kalıyorduk ve kaldığımız sürede 1015 konser vcrıyorduk. Burada buolanaklar maalescfyok. Devlet Opera ve Balesi'ndeki çalışmalarınızsüriiyor. Bizkuartetikonuştuğumuza göre, bu birliktelikte ne gibi sorunlar yaşanabilir ya da yaşıyorsunuz? Büyük bir orkestra elemanı ya da solist olarak taşıdığınız sorumluluktan çok daha fa/Jasını taşıyor olıııalısınız. tçinizden biri, örneğin isteksiz olabilir vs. S. Subaşı: Tabii, bunlar hep oldu. Bizde çözümler bulduk. Gelişip olgunlaşıyor insan. Içimizden biri isteksizse, görmezden geliyoruz, motiveetmeyeçalışıyoruz. Hocamız derdi ki: "Yaptığınız iş çok zor. Duvar gibi olmalısınız." Duvar gibi olmak, tabii ki dayanıklılık açısından. Kendi dışımızdaki arkadaşlarımızı dikkatle izlemek zorundayız. Bir hata olduğunda, onu toparlamak zorundayız. Başlarda bayağı zorluklar yaşadık. Dargınlıklar filan. Zamanla negatif şeyleri uzaklaştırmayı öğrendik. Doğaldı bunlar. Üç saatçalışıpbeşsaatkonuşuyorduk. Uyumlubirçalışmayı gerçekleştirmek için şarttı bu. Ortaya iyi bir şey çıkarmak içınbencıllığimiziyenmelıydik. D. Erten: Dörtmüzisyenin fikirleri, fantezi ve duygulan, müziğe, hayata bakışı farklılıklariçerebilir. Bunlar ya bir karma
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear