23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYETDERGİ Leyla Alaton, eşi Mehmet Günyeli ve oğlu Eros... 1. Sayfanın devamı 37 yaşında evlendim, 3 8 'de ilk kez anne oldum, 40'ımda ikinci çocuğumu doğurdum. Bu çok tatminkâr bir durum, çünkü iş hayatınadoytnuşolmanınverdiği birhazvar. Geride bir şeyler bırakmıyordum, iki arada bir derede değildim. lyi olan ve iy i yaptığım işi bırakıp da eve kapanmak zorunda kalsaydım içim içimi yerdi, bunu itiraf ediyorum. Annelik? Müthiş biremek işi ve geri dönüşü yok. Bir projeyi yaparsın, başansız olursun amabaşka bir zaman yine yaparsın... Bu öyle değil. Buııda geri dönüş yok Ekonomik olarak çok ayrıcalıklı bir yerdesiniz, çoğunluk ikisini beraber götürmek, hem annc olmak hcm de çalışmak zorunda... Elbette öyle, bu tartışılmaz bir şey, ben kendimi çok şanslı addediyorum. Bu anlamda çocuklarınıza emck vermekten sözcderken kastettiğinizne? Annenıden, babamdan gördüğüm terbiyeyi beğendiğımiçinonu vermeye çalışıyorum elbette. Annem savaş görmüş bir Avrupah, babam çok büyük zorluklar içinde kendini yetiştırmiş ve başarıy a ulaşmış bir kişi. Ben de onların büyütürken bana verdiği etik değerleri çocuklanma aktarmaya çalışıyorum. Anneniz lsveçli değil mi? Daha doğrusu, Çekoslovakya asıllı bir aristokrat, bir"von",yani birmavi kanlı, ama parasızbirmavikanlı. Savaştalsveç'egeçmış. Güzel Sanatlar'a gitmiş, ama bitirememiş. Çok güzel resimyapardı. Annemlebabamı birleştiren noktalardan biri sanattı. Mozart'la uyanırdık ve bürün günümüzde Leyla Alaton Günyeli, 4 yıl önce kendi kurduğu şirketle, bir iş kadını olarak gündemdeydi. Bugün iki çocuk annesi. Işle ilgisi, haftada iki gün Alarko Holding Yönetim Kurulu toplantısına katılmaktı. Alaton, kariyer yapma hırsını doyurduğunu, hedeflerine ulaştığını söylüyor. klasik müzik bize eşlik ederdi. Anne ve babanız nasıl tanışmışlar? Babam kaynak işçrsi olarak, dilinı kasetlerden tek başına çahşarak öğrendiği tsveç'e gitmiş. lşinde hemen yükselmış ve teknik ressam olmuş. O arada annemi tanımış. Annem, Güzel Sanatlar'a gidiyor, para kazanmak içinde houte couture mankenligi yapıyormuş. Babamın Türkiye'yedönmeniyeti yokmuş ama büyükbabam yalvarmış ve birliktegelmişler. Verdiğini söylediğiniz değerler neydi? Bana, bir kariyer sahibi olmanı gerektiği, ne kocaya ne babaya ne de kardeşe; hıç kimseye bağımlı olmadan yaşamanın bilincini verdi. Dünyanın neresine gidersem gideyim, hangi savaşa gırersem gireyim, bir diplomam, bir mesleğim olması gerektiğini beynimesoktu. Üç aylık Leyla ve annesi Margerete Olga von Prascher. Alaton, babası İslıak Alaton'un kucağında... Bunda içinden geçilmiş savaşın bıraktığı korkunun payı yok muydu? Hayır, korkmuyordu. Babanız? Ondan; çıkmanın çok kolay, inmenin çok zorolduğunu öğrendim, "nereden bilebilirdim çıkacağımf' derdi. Bir şey eskimeden atılmazyada verilmezdi, değeribilinirdi. lkisindenortakaldığınız değerler? Dünya vatandaşı olmak. Sosyal demokrat olmak. Maddiyattan çok maneviyataönem vermek. Hangi çevreye girersek girelinı, oradabır şahsiyetolmak... Ailenizden aldığınız değerlcrle, sokaktagördüklcrinizçatışıyor muydu? Biz Türkiye'de yaşıyorduk, burada yaşanılanlardan kopuk değildık ki. Ne bıley ım, benim bürün arkadaşlanmmahalledendi.şimdiki gibi apartman çocuğu değildık, sokakta oynardık, oyuncağımızı da götürürdük. Kimliğinize yönclik bir ayrıcalık ya da dışlanma yaşadınız mı? Hayır, sadece çok kültürlülüğün verdiği avantajlanmoldu. lnsanlaraaydangelnüşler gibi bakmadım, benburalıydım. Aktif yaşama dönecek misiniz? Dönsem de herhalde farklı şeyler yaparım. Ben, bir sonuç gördüğüm işleri seviyorum, bu da eğitime yönelik bir şey olabilir ya da kadınlarlailgilibirkonu... Şirketten neden vazgeçriniz? Zaten önüme üç sene koymuştum. Ya da işi büyiitmek, müesseseleşip Betül Mardin olmak gerekiyordu, o şekilde kalamazdı. Ben,koyduğumhedefitamamlamıştım;lshak Bey'in kızı olmadan, Alarko olmadan neler yapabilirim konusunda kendimi tatmin etmiştım. Başarılı mıydınız? Evet, kendimegörebirbaşan sağladım. Halkla ilişkiler bugün de pazarı büyük bir iş, nedcn daha amatör ve gönüllü işlereyöneliyorsunuz? Şu anda halkla ilişkiler yapmak istemezdım. Bızim başladığımız y ıllarda, basın daha değişikti, daha az ve özdü. Şimdiki gibi bir çeşitlilik yoktu ve iletişim kurmak sanki dahakolaydı. Haberlerdedeeskidenbirkonu ne kadar haber niteliği varsa, o kadar yer alırdı, şimdi haber niteliği ne kadar azsao kadar geniş kullanılıyor. Bu değişimi kanal ve yayın çokluğuna mı bağlıyorsunuz? Toplum olarak çok iyiyegitmiyoruz gıbimegelıyor... Nedenlerini nerede arıyorsunuz? Türkiye'nin ınsan yapısının, yani sosyal yapının iyiye gıtmediğinı düşünüyorum. Dünyadan kopuk bir ınsan değilim,neolup bittiğini görüyorum. Bugünün gençliğının baküğı şeyler bizim gençliğimizın büyürken baktığımız şeyler değil, çok başka şeyler onlan mutlu edıyor. Biz daha şanslıymışız gibime geliyor. Daha az şeyinıiz olduğunda daha mutluyduk, eliınizde olanlardan daha çok zevk alıyorduk. Fi lm görmeye sinemay a gi derdik, DVD'yi alıp evde hemen tüketmezdik. Sinemayagitmekbilebirtörendi. Toplumla teknoloji uyuşmadı mı? Ben sosyolog değilim, bilmiyorum. Ama en azından televizyon iyi bir eğitim aracı olarak kullanılabilirdi ve bambaşka Türkiye olurdu, diye düşünüyorum. Ama nedense, bütün yararsız programlarda fikır bırlığı edınilmiş gibi. Biliyorsunuz nelerden bahsettiğimi, televoleler falan... Bunlar etkıleyici programlar, gençlik görüyor ve bunlara özeniyor. Sadece ve sadece gençlik, güzellik, yapay, kaybolucu, derınliği hıç olmayan şeyler sunuluyor...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear