Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET DERGÎ Jeanne Moreau 72 yaşında. Geçen mayıs ayında Lozan'da bir oyun sahneye koydu. "Hayat tarafından yutulmak istemiyorum" diyor. Kendi kendini aşabilen insanlan ve çalışmayı seviyor... Fransızlann ünlü stan, L'Hebdo dergisinin "Yüzünüzün kırışıklanndan korkmak on kez daha çabuk yaşlandınr." sorulannı yanıtladı. Her zaman sahiciyim Kadınlar sizde hayranlık uyandınyor, neden? Yaşamda karşılaştığım kadınlann dışında, canlandırdığım birçok kadın var. Sahnede olsun film çevirirken olsun, işin doğası gereği, bu zorunlu içli dışlılık alabildiğine derinleşti. Filmlerde yüzünüz çok yakından kaydedilir, yalan söyletnek olanaksızdır. Orson Welles, her zaman, kameranın her şeyi gördüğünü, her şeyi hissettığini söylerdi. Yaşamım boyunca, bu seruvenler sayesinde, bilgi bombardımanı altındakaldım. Yaraalmadığınız sürece, merak yoğunlaşır, hayranlık uyanır sizde, zaman zaman da dehşet, ama hicbir zaman doymazsınız. Kadınlar hakkında geliştirdiğim düşünceler bu yaşantıdan doğdu. Kadınlar birbirleriyle benzeşirler. Onlan bir araya getiren nedir? Bağımlılıkkoşullan. Siz, bağımlı mısınız? Ben bağımsızım ama erkekler dünyasında, iktidann onların ellerinde olduğu bir dünyada. Peki ne mi yapıyorum? Direniyorum. Slziktidar sahibi değil misiniz? Hayır. Her anlamıyla, toplumsal ya da siyasal iktidar sahibi değilim. Elbette özerkliğim var, ama bunun da fıyatı var. Yalnız yaşamak herkeste tepki uyandınyor. Zaten, yaşam nedir ki? Bir geçit. Kritik anlan insan yalnız yaşar. Sık sıkgenç kadınlann sizi etkilediğini tekrarhyorsunuz. Beni topraktan çıkmış bir bitkinin duygulandırdığı gibi duygulandınyorlar. Çünkü yaşamanın ne denli zor olduğunu biliyorum. Tehlikelerle, acılarla ne denli yuz yüze kalındığını biliyorum. Yerlere düşmck pahasına, bu parkurda zengin leşerek ilerlemekten başka çıkış yolu yok. Ama kendime hiç de yakın hissetmedı|im kadınlar da var. Bazıları kadın düşmanlannın ekmeğine yağ süruyorlar. Korktuklannda ya da kıskançlıklanndan değil, hazırlop düşünceleri onaylamalan yüzünden. Bazenbutürkadınlariçinsizbirtehdit oluşturuyorsunuz... özerkliğinize tepki gösterilince de kafayı oynatıyorsunuz. Yosmalar ve sfirtükler de sizi etkfleyebilir değil mi? Elbette, onlar da kınlgandır çünkü. Sürtük ne demek bilmiyorum aslında, bu bir erkek deyimi. Gerekli olan, içerdeki gizleri bilmektir. Kınşıklan savunuyorsunuz, yaşlanma hakkını savunuyorsunuz. ö l m e k korkusu taşıyor musunuz? Hastalanarak ölmekten korkardım. Ama yüzünüzün kınşıklıklanndan korkmak, bu neye hizmet ediyor? Hakçası, bu on kez daha çabuk yaşlandınr. Her sabah aynanın önünde kendi kendine "Ah hayır, pis iş, iki kilo aldım, selülitim var" demeye, bu denli acılar içinde yaşamaya değmez. Yaşamın benı yutup yok etmesine, bir baş ka şey tarafından yenilip bitirilmeye razı değilim. Yalnızlıktan söz ediyorsunuz, yalnızlığı seviyor musunuz? Onaihtıyacımvar. Neden? Yalnızlıktan yardım mı alacaksınız, sahici mi olacaksınız? Ben her zaman sahiciyim. Yalnız olayım olmayayım, dengedeyim. Yalnız olmanın normal olmadığını imaedergibisiniz. Normal olmayan, yalnız olmayı istememektir. Yalnızlık doğalbirdurumdur. Boğuntudan korkmuyor musunuz? Korkmuyorum. Yalnızlık ve düşünceler içinde kalabilirim, ama bunun verimsizliğine de karar verebilirim. önemli olan, karşılıklı alıp vermedir. Çevremde insanlarla yaşıyorum ve ortaklaşa çalışmayı seviyorum. Yaşamım hiçbir zaman işlevsiz değildi. Bu sizi dehşete düşürüyor mu? Evet. Geçen gün, evime bir tamirci geldi. Bana "Bu yaşta hâlâ çahşıyor musunuz, emeklilik ne zaman? " dedi. Az kaldı kafasınıkopanyordum. Âşıkolabiliyor musunuz? Oh evet. Eğer beni olduğum gibi kabul edebilirlerse, evet. Ne var ki, âşık olmak lafi birçok şeyi kapsar. Ben birçok biçimini tanıdım aşkın. Yeniden yaşamış olmayı istemediğimolmadıaralanndahiç.Engelleryaşla birliktedoğuyor. tlişkilerinizde bir canavar olduğunuz söylenir. tlişkinin yalan üzerine, gereksinimler üzerine temellendiğini gördüğümde,evet. Çoğu kez dönüştürülmeyi reddetmenin canavarlığıdırbu. Erkeklerin, kadınlan olduklan gibi sevdikleri nadirdir. Hep dönüştürme arzulan vardır. Bunu gördüğümde bırakır kaçarım. Bugfin, rolünüzü değiştirdiniz. Bir aktristten çok, yaşam dersleri veren bir kadın gibi görünüyorsunuz. Bilmiyorum neden? Bu beni şaşırtıyor biraz, çünkü benim deneyimim tümüyle kişisel. Kadın olarak yaşamım, herhangi bir kadından daha tutkulu değil. Acaba, oyuncuolduğum için, deneyimim üst üste katlandığmdan mıdır bu? Benim özgünlüğüm, oynadığım, bende ızler bırakan karakterlerden beslendi. Bubirizlenimlerbirikimi. Olağanbir parkur izlemedim ben; en ünlü olduğum sırada Truffaut ve Malle ile yaptığım filmlerden sonra, yılda bir iki film yaparak aynı karakterleri oynamaya devam edebilirim. Ekmek parası için. Bunu yapmadım. Leonardo di Caprio 160 yaşına geldiğinde, insanlar ona hayat reçetelerini, aşkın, erkeklerin tanımını sormaya gitmeyeceklermi? Bunu kimse bilemez. Bu ufaklığı tiye almanın anlamı yok. Biraz rahibe havanız var. Evet, belki de çok konuştuğumdan. Röportajlar beni sıkar, sohbeti tercih ederim. Bu sabah, benden imza almaya gelen yıkılmış bir kadınla tanıştım. Yaş günüymüş, 60 yaşındaydı. "Elmasım dahi yok" diye olağanustü bir söz söyledi. Bana, gönül serüvenleri geçirdiğini, yüzlerce hektarhk şatolarda yaşadığını, ama bütün bunlann geçip gıttiğini, artık şatolara kendi kahve parasını kendi ödeyerek gidebildiğini, yapayalnız olduğunu anlattı. Hiçbirpezevenkgelipsizebeşparamyokdemez. Ona nesöylediniz? Yeniden başlamasını. 60 yaşında bunu yapabilir insan. Ama beni dinlemek istemedi. Çalışmaktan, bir işçinin, bir demiryolcunun saygısıyla söz ediyorsunuz. Babam aşçı yamağıydı, ailesinde işportacı, kasap vardı. Anne tarafımda gemiciler vardı. Hep çalışmadan, dakiklikten yana olmuşumdur. Sizinki gibi bir mesleği yapmak... Philippe de Broca'nın Louisefüminde...