27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

7 MAYIS 2000. SAYI737 çok zengin olduğum için değil, çalıştığım için... Kazancımı Fazıl'a göre ayarlıyordum, tasarruflanmı Fazü'a göre düzenliyordum, başka bır ınsan önce ev almayı tercih eder, ben önce Fazıl' ın moralıni yapmayıyeğliyordum... Bunun için nelerden vazgeçtiniz? Çok fazla bır şeyden vazgeçtığimi söyleyemem, kendimedılediğimbiryaşam,Fazıl'ın ihtiyacı ve eğitilmesi içinyeterli miktarda kazanç yaptım ve mutlu yaşadım. Para yüzünden Fazıl' ın birşeylerini aksatmadığım için sevıniyorum ama bütün bunlar benım görevim diye yaptım, yani bu sözlerden başka birileri ben övünüyorum diye bir anlam çıkarmasın... Kitabınızda sorunlu evliliğinizden, bu evliliğin içinde bir çocuk büyütmekten duyduğunuz pişmanlığı anlatıyorsunuz. Boşanmakararıalınıyorvesizyeteneğini geliştirmek için çırpındığınız oğlunuzun velayet hakkını babaya veriyorsunuz,neden? Verdim, çünkü vermezsem çok şey kanşacak, özellikle Fazıl' ın eğitimi aksayacaktı. Ahmet Say o kadar şiddetle Fazıl' ın eğitimiyle ilgılenmek istiyordu ki, çocuk bende olacak, ben eğıtimiy le ilgilenemeyeceksin, dersem kanlar akacak, dünya yıkılacaktı sanki. Velayeti vermekten bir saniye bile pişman olmadım, velayet kağıdın üzerindedir, çocuk yine sizindir... Ahmet Say da hemen fark etti mi yeteneği? Ahmet Say da aydın bir kişi, o da müzikle ilgilenmiş, fdil Bıret'i, Suna Kan'ı benim gibi bilen bir kişi, Fazıl 'daki bu özellikleri görürgörmezçok ilgilendi, başka babalarda görülmemiş bir ilgiydi bu... Çocuğunuzu polis eşliğinde gördüğünüz süreçler de var... Bu konunun üzerine gidilmesini istemiyorum, çünkü bu bir hesaplaşmakitabı değil ama öyle bir bölümü yazmazsanız da kendi yapmış olduğunuz kusurlan saklamış gibi olursunuz. Biz Fazıl' ı o açıdan mahvettik.Eşlerbunuyapıyorgençliklerinde,birbirlerine çocuğu göstermek istemiyorlar. Fazıl Say, böyle üstün yetenekli olmasaydı bunu yapar mıydı, bilmiyorum, orayı da konuşmayahm... Çekiştinlmış olması Fazıl'ı çok yaralamış herhalde, içinde ukdeler bırakmış, bunu hissediyorum ama bana dile getirmediği için konuşamıyorum. Babaya dile getiriyor mu? Babasıyla daha hırçınlaşır... Size karşı da oldukça hırçınlaşıyor; telgrafları, evden kovmaları... Ben Fazıl'm kışıliğınde birşeyin farkındayım, o kadar müzikle meşgul ki, insan ilişkileriyle ilgilı fikirleri kristalize olmuş değil. Bir şey söyleyin hemen o an, onu doğru zannediyor, benimsiyor, tersini söyleyin, o anda fikir değıştiriyor. Böyle çocuklara sahipolmakisteyenlerçokoluyor, enbüyük sahip anne olduğu için ilk önce onu kenara atacaksın ki, asıl sahip olasın, ben bundan şikâyetçı olmakistemiyorama... Sevgililermi? Daha çok istismarcılar, hegemonyacılar. Sevgililennin böyle bir tutumu fazla olmadı, hatta en iyi dönemleridir diyebilirim. Çünkü Fazıl'ın kafasında daima bır kadın olmalı, belkı de onu bır şey ler yaratmaya, ılham denilen o fikri ortaya çıkarmaya neden olacak bir şeyler... Güçlü bir kadınsınız, güçlü annesi olan erkeklerin hep anneye benzer kadınlar aradığıbilinir... Ben öyle hissetmiyorum, çünkü Fazıl'ın sevdikleri oluyor ama genel olarak Fazıl 'ı sevgililerbuluyor. Kadınlarlaılişkılennde edilgendir ama bizden çok iyi bir ders aldı ğını görüyor ve çok sevıniyorum. Biz ona iyi bir yuva, iyi bir annebaba örneği veremedik, o çok iyi bir koca ohna çabası gösteriyor, şimdi biliyorsunuz bir erkek çocuğu olacak, iyi bir baba olmak için çabalayacak. Kitabınızda anlattıklarınızdan Fazıl Say'ın günlük yaşamı taşımakta oldukça zorlandığı görfilüyor... Kocalık ve babalık muzikten zaman çalınmasına yolaçmayacakmı? Benim hiçbir endişem yok, yani Fazıl bir işi isteyerek yapıyorsa, mükemmel yapıyor, bu herkonuda böyle. .. Bugün anımsadığınızda y üreğinizi sızlattığını söylediğiniz müdahaleleriniz var oğlunuza, özellikle de sevgilileri konusunda... On yedi yaşmdan beri Fazıl' ın tercih ettiği, kendisıne eş olarak seçtığı bınsıne bır itirazımız olamaz, biz bireysel haklanna saygı gösteriyoruz ama konsantre olması gereken bir dönemdi ve olamıyordu. Düşünün karşımda dünyanın alkışladığı yırmıbeş yaşmda bir adam ve ben parmağımı uzatmış zart zurt bir anne, bunu yaptım, kendime bile yakıştıramadım ama yaptım... Kovulmayı bile göze alıyorsunuz? Ooo.kaçdefa... Bunu yaptım, kahramancayaptım ama... Çok mu emindiniz kendinizden? Yanlış yapıyorum diye bir soru işareti yoktu, yüzde yüz inanıyordum doğru yaptığıma, çünkü en ufak bir tereddüt olsa hemen gevşeyecektım. Görüyorum Fazıl acı çekiyor, Fazıl âşık... Ben hadi evladım, esas mutluluk yanyana oturup, ağaçlaruı altında gezinmek desem, benden iyi anne yok, ama ondan sonra onu hiçbirşey hayata bağlayamaz. Ne zaman ki, artık istedığı kadar evlensın, çocuğu olsun, futbola gitsin, onlardan etkilenemeyecek kadar güçlü olduğu zaman, hadi senyaparsanyap... Sonunda o noktaya geliyorsunuz ve emekliük hakkınm kullanıyorsunuz... Bunu konuşabilmek için pahalı bir lokantaya gıttik ki, birbirimize bağırmayalım... Kavga kaçınümaz nuydı? Aynlık anında, son şeklini vermek istedik. Ben o günlerde despottum, ama birşey söyleyeyim, Fazıl hakıkaten çok saygılıydı, benim yaptıklanma katlandı .Benim bütün ıstediğim Fazıl'ın ihtiyacı olduğu zamanı kazanabilmekti, onu ters istikamâte çeken her şey, bu gönül ılişkileri olabilir, ftıtbol olabilir, kumar olabilir, onunla mücadele ediliyordu, ta ki o badirey i atlatıncaya kadar. Şimdi kim tutabilir Fazıl'ı, benım gücüm yetermi? Oğlumızun sevgilileri bayağı suçlamış olmaiısizi? Bu önyargılardan çekiyorum, sanatçıv DERGIDEN Merhaba, Bütün çocuklar benzer okullarda okuyor, benzer kitaplarla eğitiliyor. Yoksulluğu hesaba katmazsak Katmandu'dan Türkiye'ye, Türkiye 'den Brezilya ya eğitimde benzerlikler ağır basıyor. Çocuklar sabah kalhp okula gidiyor, evine döndüğünde ödevini yapıyor. Benzer cezalar ve ödüllere layık görülüyor. Kendi anadili dışında aynı dersleri okuyor. Aym matematiği, aynı kimyayı ve aym sosyal bilimleri... Bütün dünya eğitim dahnda tekli bir sisteme yerlesmiş görünüyor. Ülkelerin eğitimde kendilerine özgü özellikleri gitgide azalıyor. öyle ki dünyanın bir ucundan diğerine giden bir öğrenci, fazla şaşkınhğa uğramadan okula devam edebiliyor. Okulsuz köyleri, savaştan, açlıktan kapanan okullan bir kenara koyarsak eğitim de globalleşmiş durumda. Dünya artık çocuklarım benzer bir şekilde eğitiyor. Tabii eğitimin kalitesi ülkenin eğitime ayırdığı paraya göre değişiyor. Pekiyiya üstün yetenekli çocuklar? Belki de dünyanın onlarapek ihtiyacı yok. Çünkü üstün yetenekli çocuklar için düşünülmüş eğitim kurumları ülke çapında da küresel anlamda da yok denecek kadar az. Bu haftaki kapak konumuz Gürgün Say 'ın oğlu Fazıl Say 'ın müzik yolculuğunu anlatan kitabı. Gürgün Say bir dâhinin annesi olarak yaşadıklarım aktanyor. Başka çocuklara benzemeyen Fazıl Say hâlâ benzersizliğini koruyor. Yeteneğinin Önünün açık tutulması sayesinde... Gürgün Say'ın yazdıkları bu konuda kafasında sorular olan pek çok anne için önemli notlar içeriyor. Bu haftaki dergimizde bir de Iğdır Parasız Yatılı Okulu 'nun öğrencileri var. Fotoğrafçı arkadaşımızı abi, siz zengin misiniz diye karşılayan... Küreselleşen eğitimi yer yer değişik kılan tek faktör belki de yoksulluk... Önümüzdeki haftayeni bir dergide buluşmak umuduyla... Fazıl Say, daha ikiyaşutda göstermişti müziğe olan UgisinL. Yetenek eğitimle biHeşti.. İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSIBASIN VE YAYINCILIK AŞ ADINA BERİN NADİ • SORUMLU MÜDÜR: FİKRETİLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKİ: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ. • İDARE M ERKEZİTÖRKOCAĞICAD. NO: 3941CAÖALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL (0212)5120505 BREKLAM: MEDYA C CUMHURİYETDERGİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear