27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

5 MART 2000. SAYI 728 Gelgelelim, insan haklan mücadelesi yürüten gruplann kadınlarabelli haklartanımalan ancak on ytl önce gerçekleşebildi. Bu tür örgütler genellikle kadınlara yönclik baskıyı, hernekadaryasa gereği cinsel organlan kesilse, dayak yese, salt kuşkuya dayalı olarak eve hapsedilse ya da acımasızca öldürülseler de, törel yasalann çığnenmesinden çok, kültürel bir gcrçek olarak görüyorlardı. tnsan haklarını savunan örgütlerin başkanlan yalnızca erkekleri dikkate ahyor, kadınlara sağlanacak birtakım haklann erkek haklannı tehlikeye düşüreceğine inanıyorlardı. Kadınlar yalnızca kültürel bir unsur ya da sahip olunan bir "mal" idiler. Batıh kadınlar dünyanın büyük bir bölümünde kadınlann bugün bile erkeklerin iyeliğinde olduklannı unutuyorlar. Böylesi bir ortamda feminizm ağır aksak ilerlese de, feminist eylem tüm dünya kadınlannın düşünce yapısını etkilediğinden korkunç birbaşan elde etti; feminist terminoloji tüm dünya tarafından kabul edildi ve ilkeleri herkesçe benimsendi. Feminist eylem "dişil" bir yapıya sahiptir: önderleri olan, ancak hiç kimsenin patronluk taslamadığı, kadınlann büyük ölçüde özerk davrandıkları bir ağdır. Her kesimden binlerce insanın bir araya gelerek oluşturduklan bu gruplar kadınlara yararlı olmaya ve feminizmintemel ilkesini.yanikadınlann . daenazerkeklerdenliönemliolduklangörüşünü tüm dünyaya yaymaya çalışırlar. İplerklıtıinelinde? Nevarki,kadın.hareketibaşansızlığa da • • uğramış, susturulmuştur. Hareketin en \ ateşliyıllannda kadınlar feminist bir dünya ^ yaratmak amacıyla ataerkiyle ilgili yazılar yazdılar.Amaşimdibununbedeliniişbulamamaktan tutun da, erkek arkadaş sız kal mak gibi çeşitli olumsuzluklarla ödemekten korkan kadınlar kendilerine feminist adının yakıştınlmasına pek yanaşmıyorlar. tplerin birkaç erkeğin elinde olduğu kitle iletişim araçlan feminizm tartışmalanna sansüruyguluyor ve ondan yalnızca nefret dolu, aşağüayıcı sözcüklerle söz ediyor. En son ne zaman bir dergide feminist içerikli bir yazı okudunuz? Feminizm genellikle, cinsel taciz ya da boyun eğme gibi yanlış anlaşılmış kimi yönleriyle özdeşleştiriliyor. Sansürün beşiği Amerika olsa bile, şimdi tüm dünyaya yayılmış durumda. Ingiltere bu açıdan, feministlerin çok ender televizyona çıkıp demeç verdiği, dergi ve gazetelerde feminizmle ilgili hiçbir yazıya rastlanmadığı ABD'den çok daha iyi bir konumda. Feminizm Amerikan sahnesınden çekildikçe feministler de geçimlerini sağlamakta giderek zorlandılar ve kadınlann oldum olası yaptıklan gibi, susmayı öğrendiler. Oysa feminizm yalnızca kadınlann erkekler denli önemli olduğu yönünde bir inanç. Bu yüzden utanmamız için bir neden yok. Bizlerden önceki AfroAmerikalılar, Hintliler ve tüm başka köklerden gelen kadınlann attığı temellerden yola çıkarak insancıl ve kalıcı bir şeyler yaratmak amacıyla canlabaşlaçalıştık. Tüm dünyadaki milyonlarca kadına (ve erkeklere) daha iyi ve dahagüzel biryaşam sunduk. Enateşli eylemcisinden tutun da, işverenine cinsel tacize son vermesini söyleme cüretinde bulunabilen genç kadına dek, eyleme tüm katılanlar yeni bir dünyanın temellerini attılar. Bizim sesimiz kesildiğinde yeni kuşak sesini duyuracaktır. ^ The Guardian 'dan çeviren: RİTA URGAN Zencilerin karşı karşıya kaldığı eşitsizlik dünyada hemen herkesin canını sıkıyor. Ama kadınlarınki doğal karşılanıyor. Türkiye'de kadının geldiği yer... Sayılarla... Vah kadınlar... H er şey çocuklukta başhyor. Ayınm, cinsiyetçi yaklaşım yavaş yavaş yerleşiyor. Dünyanın birçok bölgesinde kız çocuklanna yönelen önyargı geleneklerde derin izler taşırken, onlann iyi beslenme, tedavi, öğretim, eşitlik, hatta yaşam hakkı gibi en temel haklan düzenli bir şekilde ihlal ediliyor. Birçok ülkede erkek çocuklar okula gönderilirken, kızlar çalışmalan için evde tutuluyor. Bazı ülkelerde, kızçocuklan erkeklere göre ev işine yüzde 80 daha fazla zaman ayınyor. Bu nedenledirki, dünyada yaşayan 900 milyon okuma yazma bilmeyen gençten üçte ikisi kadın. Afrika'nın Güney Sahara'sında, ilkokula kayıt yapan kız çocuklannın oranı yalnızca yüzde 51. Durumu daha ağır ülkelerde ise bu oran yüzde 44' ü güçlükle buluyor. Dünyada aşın yoksul nüfusun yüzde 70' i genç kız veya kadınlardan oluşuyor. Gelirleri ise erkeklerin gelirlerinin yüzde TÜRKIYE DEN BİRKAÇ RAKAM, BİRKAÇ ORAN... # Genel nüfusun yüzde 49.55'i kadın. • Kadınlann yüzde 27.12'si okumayazma bilmiyor. # uğrenim görmüş kadınlar arasında yüksekokul mezunu olanların oranı yüzde 1.45. • Türkiye'de çalışan kadın sayısı 6.6 milyon. • Türkiye'de çalışan kadın oranı yüzde 18.6. • Kadınlann yüzde 72'si tarımda, yüzde 9.5'i endüstride, yüzde 15'i çeşitli hizmetlerde, yüzde 3.5'i müteşebbis olarak çalışıyor. • 19971998 öğretim yılında akademik kadronun yüzde 33'ü kadınlardan oluşuyordu. • Kamu kuruluşlarında çalışan bir milyon 412 bin çalışanın yüzde 34.2'si kadın. 0 Türkiye'de sigortalı nüfusun yüzde 15.8'ini kadınlar oluşturuyor. # Kadınlann TBMM'de temsil oranı yüzde 2.3. 9 Türkiye'de kadın avukatlann tüm avukatlar içindeki oranı yüzde 29. • Kadın noterlerin tüm noterter içindeki oranı yüzde 15.5. # Toplam hâkim ve cumhuriyet savcılan içinde kadın oranı yüzde 18. 50 ile 80' i arasında bir orana geliyor. Diğer yandan,temelhaklariçerisindeenyaygın ihlal edilen şekliyle şiddet dünyada milyonlarca genç kız ve kadın öldürüyor. Dünya kadınlannın yüzde 25 ile 50'sinin bir erkeğin fiziksel vcya cinsel şiddetine maruz kaldığı tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülkeler ıçerisinde kadınlar evhayatınamahkum olmaya devam ediyor. Kuzey 'de olduğu gibi, kadınlar, zamanlannın çok büyük bir kısmını ev işine harcıyorlar. Evde yemek pişiren onlar olduğu için uzun süre ev içinde yayılan dumandan etkilenen de yine onlar oluyor. Yılda mekân içi hava kirliliğinc bağlı olarak meydana gelen 2.2 milyon ölüm olayı meydana geliyor. Bu sayının çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Su taşıyarak evde çamaşır yıkamak, odun taşıyarak yemek pişir. mek çoğunlukla onlann işi olarak görülüyor. Kadınlar, aynca, hasta çocuk ve yaşhlara bakmak durumunda kalarak, bulaşıcı hastalıklara daha fazla yakalanıyor. Gelişmekte olan ülkelerde, kadınlann okullaşma oranlannda düzenli bir yükseliş gözleniyor. 197090 arasında, okuma yazma oranlan dikkate alındığında kadın ve erkek nüfus arasmdaki açığın yanya indiği söylenebilir. öğretim anlamında cinslerin eşitliği için verilen mücadele başanyla sonuçlansa da, cinsiyetçilik hemen hemen her yerde karşı mıza çıkıyor ve çoğu kez bir ideoloji desteğiyle ayakta duruyor. Bu yolla, gelişmiş ülkelerde etkili bir zihinsel şartlanmanın kadınlan, sınırh sayıda ve neredeyse daima ikincil rollerle sınırlandırmaya çahştığına tanık oluyoruz. Oyuncaklar, çocuk kitaplan, reklamlar, çizgi filmleri, video oyunlan, sinema genç zihinlere zarar veriyor, onlara kurnazca belli davraruşlar dikte ediyor, görevler saptıyor ve cinsiyetçiliği sürdürüyor. Böylesi bir aşılama, cinsiyetçiliği meşrulaştırmakla birlikte, kadınlardaki boyun eğmenin doğal karşılanması gerektiği fikrini güçlendiriyor. Cinsler arasında bir fark olduğu doğal ve gerçek. Ancak, kadınlann yüzleştikleri durum böylekarşılanamayacağıgibi, bunun kültürel ve ideolojik bir olgu olduğunu söylemek gerekiyor. Bu açıdan, Birleşmiş Milletler lnsani Kalkınma Programı (PNUD), 1995 'ten itibaren, dünyadaki kadınlann durumunu ortaya koymak amacıyla kendine özgü iki göstcrge geliştirdi. Birincisi, insani kalkınmadacinsiyet dağılımını ölçen bir gösterge; bu, cinslerarası sosyal eşitsizlikleri ortaya koyuyor. Ikincisi, Kadın Katılım Göstergesi ... Kadınlann pol itik ve ekonomik hayatta etkin bir pay alabilmc şanslannı ölçüyor. Bu gösterge, parlamentoda görev yapan, üst mevki, idari işlerde çalışan kadınlann yüzdesiyle, kadınlann erkeklere göre ay lık kazanç oranlannı değerlendiriyor. 1998 'de, ilk gösterge bütün dünyada kadınlann erkeklere göre geri kaldığını açıkladı. Incelenen 163 ülkede kadınlann erkeklere göre insani kalkınma düzeyleri daha düşük. Ülkeler sıralamasında ilk sırada yer alan Isveç'te kadınlar parlamentonun yüzde 40' ını oluşturuyor, teknik ve yetkin görevlerde çalışanlar içerisinde kadınlann oranı da yüzde 64'ü buluyor. Bu ülkeyi Norveç ve Danimarka izliyor. Kadınlann Kongre'nin yüzde 11 'ini oluşturduğu ve ayru iş grubunda görev alan kadınlann oranmın yüzde 53 'übulduğu ABD ise bu sıralamada ancak 11. sırada. Fransa 31, Ispanya 16, lrlanda 21, Portekiz 22, ttalya 26, Küba 25. sırada yer ahyor.^ Le Monde Diplomatique'den çeviren: EROL ÖNDEROĞLU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear