Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 8 Mart 1999. Bugün 19 yaşında, doğu kökenli genç bir kadının rahmindeki iyi huylu tümör için cerrahi girişimde bulunacağım. Kocası ve kayınbiraderi genç kadının yerine konuşuyorlar: Aman rahme bıçak değmesin, değerse doğuramaz ve bir işe de yaramaz... Ameliyathanede görüyorum, hastamın her yeri mosmor, çürüklerle dolu. Oysa kocası çok kıymetli demişti onun için, hatta tehdit etmişti... Taburcu günü geldi, hâlâ hastanedeydi, annesi ve kocası kavga etmiş, onu hastanede bırakıp gitmişlerdi... DR. AYTEKİN ALTINTAŞ S ekiz Mart 1999 günü. Adana Üniversale Hastancsi'nde bir hastaya cerrahi girişimde bulunacağım. Sabah saat 06.30'da uyandım. Biraz gergin hissediyordum kendimi, lçimde bir huzursuzluk var. Aslında bu cerrahi girişimi yapmak istemediğimi farkettim. Ama çare yok, planladık bir kere, bu iş bugün yapılacak. Hazırlanırken günliik gazeteye şöyle bir göz gezdirdim. Bugün kadııüar günü. Sıkıntımın biraz daha arttığını hissettim. Öteden beri bu özel günlere karşı tepkiliyimdir. Asıl böyle günlcrin aynmcılığı getirdiğini, bir yılın tüm günlerinin insanlık günü olması gerektiğini savunurum. İnsanlık sorunlannın bir bütün halinde çözülmesi gerektiğini düşünürüm, parça parça değıl. Dünya Kadınlar Günü ve benim hastam, 19 yaşında, ince zarif yapılı, doğu kökenli. 20 gün kadar önce eşiyle ve kayınbiraderleriyle gelmiştı. Gözlerinin içini daha hiç görememiştim. Rahminde iyi huylu bir tümörü var. Cerrahi girişim yapmak gerekiyor. Ve ne olursa olsun çocuk doğurma yeteneğine bir zarar vermemek gerekiyor. Hiç konuşmamıştı benimle, utanarak sıkılarak ve eminim yüreğinin bir yerinde pek çok şeyi yaralayarak muayene olmuştu. Muayene sırasında bile göremedim gözlerinin ıçini Kendi hiç konuşmadı. 20 yaşında kocası ve kayınbiraderi konuşuyordu onun yerine. O niye ağzını açacaktı ki.... Doktor Bey, dedi kayınbiraderi, bız daha önce hastayı Mersin'deki başka doktorlara götürdük, onlar da ameliyat dediler, biz hastamızın rahminin alınmamasını istiyoruz. Rahme bıçak değerse o rahım artık bir işe yaramaz, kadın çocuk doğuramaz ve bu kadın çocuk doğuramazsam yaşayamam dıyor (kadın mı diyor?). Bizim çok kıymetlimizdir kendisi. Ne olur sen bunu bıçaksız, lazerle ameliyat et de kurtar bizi. Lazer diye, nereden duymuşsa, herhalde laparoskopiden bahsediyor diye düşündüm, yoksa bu ameliyatlarda laser ile bistürinin bir farkı yoktur. Bu ameliyatın urun yerleşme yerinden ve büyüklüğünden dolayı laparoskopiyle yapılamayacağını, açık cerrahi yapılması gerektiğini ve hiçbir şekilde rahmi kurtarma garantisi verilemeyeceğini anlattım uzun uzun. Maddi sorunlan olduğu her halinden belli olan ve yeşil kartı olduğunu söyleyen bu kişiye Balcalı Hastanesf nde ameliyat olmasını önerdim. Uzun uzun anlattıklanmı uzun uzun dınlediler. Ve sonra rahme bıçak değerse o kadın çocuk doğuramaz ve bir işe de yaramaz dedi büyük ağabey ve gittiler. Hastam hiç konuşmadı, başı öne eğık, belli ki yüreğı yanık, bir kere bile gelmeden gözgöze, oturdu bir köşede sessizce. Bunlan hatırladıkça yüreğim biraz da ha sıkılıyordu. Artık hastane yolundaydım 6 gün önce koca ve ağabeyleri yeniden geldiler. Hastam yoktu yanlannda. Benzer konuşmalar geçti aramızda. Kadın, rahim, bıçak, lazer, çocuk, yaşayamaz, garanti, rahimsiz kadın, çocuk doğuramayan, işe yaramayan kadın, garanti isteği vs Sonunda Üniversale Hastanesi'nde ve bana ameliyat olmak istedilderini söylediler. Hastaneden hastalan adına randevu aldım. Bana ilk başvurduklannda verdikleri isimle randevu aldığım isim farklıydı. Büyük bir olasılıkla bu ikinci ismi gerçek ismiydi hastamın. Daha önce başkası adına düzenlenmiş bir yeşil kartı kullanmak üzere başka bir isimle başvurduklannı düşündüm, sustum. Belli ki maddi durumları iyi değil, tabip odasının verdiği asgari ücret üzerinden işlem yapılması için hasta kabule talimat verdim. Sevındiler, kapıdan çıkarken elimi öpmeye yeltendiler,