Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Pfeiffer şimdi yaşamının en önemli dönüm noktasında. Hollyvvood kadınlan için başrollerin giderek tükendiği tehlikcli biryaşta. lşte bu yüzden "Gizli Gerçek" onun için daha olgun bir döneme olası en iyi biçimde ayak basmasına olanak tanıyan çiflcbir utku niteliğini taşıyor. Pfeiffer bu filmde, kızı üniversite eğitimi için evini terk ettikten sonra profesör kocasıy la birlikte (Ford)tekbaştna yaşamını sürdürmeye çalışan orta yaşlı bir kadını canlandınyor. "Hollywood yaşlanmaya yüz tutan kadınlara karşı son derece acımasız. Erkeklere ise çok daha hoşgörülü," diyor. "Gizli Gerçek" filminde Pfeiffer olması gerektiği gibi karşımızaçıkıyonGelecekleilgılikaygılarıolan, kırklanndabunalımlıbirkadın. Ancak.kendisiyle söyleşirken, omuzlanna dökülen san saçlan ve belli belirsiz makyajıyla çok daha genç ve çekici görünüyor. Şimdi siyah çerçeveli gözlüğünün şaşırtıcı kalınlıktaki camının ardından baksa da, açık tnavi gözlerinin panltısı ınsanın içini ısıtıyor. "Lazerle ameliyat ettirmeyi düşünüyorum," derken usulca gözlüklerini çıkartıyor ve "Son beş yıl içinde gözlerim korkunç bozuldu. Surekli gözlük takmak zorundayım. Mercek de takamıyorum. Eskıdenyalnızcaokurken gözlük takıyordum, ama artık kurtuluşum yok," diyeekliyor. "Gizli Gerçek" filminde yıldızın canlandırdığı kişilik evde garip bir gucun egemen olduğuna inanıyor. Biricik evladı yeni biryaşama adım atarken, o bir şeyleri yitirmenin acısını mı çekiyor? Yoksa, aklını mı yitiriyor? Ford'ur^görünüşe bakılırsa, dobra dobra ve babacan tavn olup bitenleri yönlendiriyor. Evliliklerini ve kansının ruh saglığını tehlikeye atan doğaüstü güçlerin altında neleryattığınıbiliyor. Eskilereözgü,kandökmenin, ani ölümlerin, geceleri atılan çığlıklann olmadığı o öykü anlatma yöntemi işe yanyor. Filmin yönetmeni, "Forrest Gump" ile Oscar ödülü kazanan Robert Zemeckis. Gişe satışlan ise bcklenenden çok daha iyi. Amerika'da 10 hafta içinde 150 milyon dolarhk gişeye ulaşan film en çok izlenen 10 film arasında yer alıyor. Pfeiffer şansının bu denli açık olmasına inanamıyor. "Bu filmi ezelden beri korku filmlerine hayranlık duyduğum için çevirdim. Beni en çok korkutan film, "The Exorcist" oldu. Belki de o zaman yaşımdan ötürü bu denli etkilenmiştim. Bir evin içinde olup bitenler, sizin evinizde de olabileceğinden her zaman urkütücüdür. Filmin çekimi hiç de korkunç değildi, çünkü her şey tekniğe dayalıydı. Kimi sahneleri sonradan izleyince nasıl öyle ürkütücü bir etki yaratılabildiğine inanamadım. Ne var ki, yine her zamanki gibi,filminbaşanlı olup olmayacagı konusunda hiçbir Fıkrim yoktu." Yedi yıl önce, "L A Law" dizisinin çekimleri sırasında, her ikinin de tanıdığı arkadaşlarla yenen özenli bir akşam yemeğinde Pfeiffer ile tanışan Kelley ise, ünlü kansından çok daha sakin bir yaşam sürdürmeyi yeğliyor. Pfeiffer, "Bugun de, ilk günlerde olduğu gibi buluşup sinemaya gidiyoruz ve patlamış mısıryiyoruz. tkimizdepartilerdengalalardan hoşlanmıyoruz. Bu tür şeyler bize göre değil," diyor. Kocasının iyi kalem oynatabilmesi karşısında duyduğu hayranlığı da gizlemiyor. "Ally McBeal" ile inanılmaz bir yazma yeteneğine sahip olduğunu gözler önüne serdi. Bu konuda doğuştan yetenekli biri ve son derece hızlı yazıyor. Günün herhangi bir saatinde, nerede olursa olsun, bir köşeye çekiyip defterine bir şeyler karalıyor. Bu tavnna bayılıyorum," diyor. Aceleci, kimi zaman sakar, birçırpıda âşık olup, göz açıp kapayıncaya dek aşkı sönen Ally, öne sürüldüğü gibi, Pfeiffer'den esinlenerek yaratılan bir kişilik mi? Bu konuda pek emin değilmiş gibi görünüyor. "Ally'nin kişiliğinde tüm kadınlann kendileriyle özdeşleştirebilecekleri bir şeyler var," diye yanıtlıyor. Peki, ya Calista Flockhart ile özdeşleştirdiği bir şeyler var mı? Ally karakterini canlandıran sıska oyuncuyla ilgili bu soru, Kelley'nin bir sürcöncconunla bir ilişkisi olduğu söylentilerine bağlı olarak, oldukça duyarlı bir konuyu gündeme getirmiş olabilir. Pfeiffer bu konuda, "Pek yok. Yalnızca kimi etkinliklerde onunla karşı laşıyoruz, ama fazla bir yakınlığımız yok," yonımunu yapıyor ve olayı aktarmaktan da hiç çekinmıyor. "Her şey Chicago kökenli bir gazetenin yayınladığı haberle patlak verdi. Ardından, bir radyo ve televizyon kanalında program yapan Sam Rubin konuyu ele aldı. Kocamın çocuk ları okula götürdüğü bir sırada eve damlayarak onun beni Calista Flockhart için terk ettiği haberini yayımladı. Doğal olarak, David küplere bindi. Ben de öyle. Benimle ilgili öyle çok yalan üretildi ki, artık alıştım ve eskisi gibi öfkelenmiyorum. Ama bu haber kendi çevremizde yayıldığından, çocuklann öğretmenlerinin, arkadaşlannın, anababalannın kulağına gitti. Her neyse, Rubin televizyondan özür diledi ve haberini yalanladı." Pfeiffer kendi adına özür dilemekten de kaçınmıyor ve "Benden çok daha fazla bir şeyler bekleyenlerden özür dilerim. Seçimlerimı daha iyi yapmış olsaydım, şimdi çok daha farklı bir konumda olabilirdim. Ama, karaktere odaklı, daha ıçtenl ikli ve alçakgönüllü rollerden hoşlanıyorum. Nedense, bu türlerin altından daha kolay kalkabiliyorum," derken omuzlannı silkiyor. Michelle Pfeiffer'inyaşamı tümaçıklığıylaalgılayabildiği sugötürmezbirgerçek.^ Haşim Nur Gürel'den: "Otoportre", 2000... Yaş resimleri H aşimNurGürerin"52YaşResimleri" adını taşıyan scrgisi, 9 Arahk tarihıne dek tstanbul 'da G Sanat Galerisi'nde. Sanatçı 2000 yıh için yıllar önce şöyle demişti: "Dönem dönem çok uzakta bir yıl olarak algıladığım2000yıhnakadaryaşarsam, 52 yaşında olacağımı düşünürdüm.... yıllar uçup gitti ve o yıl geliverdi. Katalog yazısmda Levent Çalıkoğlu Gürel'i şöyle tarumlıyor: Gürel, öldürsenizdebirişizorlayaptırtabileceğiniz ki. şilerden değil. Yaşamı, özel hayatı, keyifleri, sıkıntılan tamamen kontrollübirbirleşenler zinciri. Rahatsız edici bir disiplin anlayışı yok ama,savruk olduğu da söylenemez. Ancak o üzerinde gezindiği aynntıyla, daha önce bakılmış ve görülmüş olanaayncalıklı biryer kazandırma isteğiyle resim yapar. Esas iddiası da budur zaten. Kendi deyimiyle, "Azla bütün içersinde çoğalmak, resmin sihrini yakalamak." 1948 doğumlu Gürel tTÜ Mimarhk fakültesi mezunu. Bu sergi ise onun sekizincikişıselsergisi... ^ «Gerberalar I/III", 2000 "Gerberalar ii/iı , 2000