Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET DERGİ "Büyükannemiz sanki Knidos okulundan yetişmiş eczacı profesörii. Her derde, bir ilaç demlemesini bilirdi. Babamız biyolojiyi seçmediği için hayatı boyunca hayıflanırdı... 6 Temmuz 1925'te Lice'de Selim Bey'in köşk gibi evinde kara kuru, pek sıska bir oğlan doğmuş. Oranın âdeti üzerine soğuk suda yıkanınca kendime gelmişim" diyor ünlü beyin cerrahı M. Gazi Yaşargil... Hekim olduni çünkü Prof. Dr. M. Gazi Yaşargil, Türkiye 'nin en ünlübeyin cerrahı. Onunmeslekyaşamım, anılarını vedüşüncelerinikapsayan birkitap kısa siire önceyayımlandı. Zurich ÜniversitesiNöroşirürji Bölüm Başkanı Yaşargil 'in kitabmdan aktardığımız bölüm aslmda onun 1991 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Onursal Doktora unvanım aldıktan sonra sonra verdiği "AçılışDersi"... Müsaadenizle size ilkin nereliliğimi, neden hekimliği meslek seçtiğimi ve neden cek diyc değil bcn hayata ne katkıda bulunatkinci Dünya Savaşı ortasında Viyana'ya bilırim diye düşüneceksiniz" telkinındebutahsile gittiğimi ve biraz da meslekı felsefelunurdu. mi anlatmak istiyorum. Kendisi 1910 yılında Istanbul Mülkiyesi' nden mezun olduktan sonra yedek subayAnnemizin ailesi 17. yüzyılda Sinop'tan lığa alınmış, 45 sene doğu cephesinde üslstanbul'a gelip, Üsküdar'a yerleşmiş. Üç teğmen, telgrafçı olarak hizmet yapmış. yüz sene memur ve sanatkâr yetiştirmişler. 1920 yılında annemle evlenmiş. Üç senede Ailede hekim yok. 1902 doğumlu merhum iki çocuklan oldu. Kurtuluş Savaşı başlayınannemiz Erenköy Lisesi'nde iken tıp tahsili yapmayı düşünurmüş. Babası 1918 yılında caüç subay ağabey Anadolu'yageçmiş. Ba44 yaşında vefat edince bu arzusu suya düş bama, tstanbul'daki 4 aileye bakmak düşmüş. müş. Matematikçı ve elleri çok sanatkârdı. Büyükannemiz sanki Knidos okulundan yetişmiş eczacı profesörü. Her derdc, bir ilaç demlemesini bilirdi. Doğumlara gıderdı mahallede. Baba ailesi Ankara, Beypazan Kayhan aşiretine bağlanıyor. On beşinci asırda Fatih Sultan Mehmet'in teşvikiyle, Rumeli'ye geçmişler. Bez yüz elli sene çiftçi, asker ve son yüzyılda subay yetiştirmişler. Hekim yok. 1890 doğumlu babamız Üsküp Lisesi 'nın son sınıfindayken öğretmenleri "hangi mesleği seçeceksiniz"diyesormuş... Hepsı aynı cevabı vermişler. "Devleti Hümayun'da memur". "Yazık kimse bıyoloji seçmiyor" demiş: Babamız biyolojiyi seçmediği için hayatı boyunca hayıflanırdı... "Sizlerin memur olmanıza kesinlikle izin vermeyeceğim, ne olursanız olun bir el işi öğreneceksiniz" derdi. "Hayat bana ne vere Astm Yaşargil, 1913yılında Kafkasya Cephesi'nde... Türkiye Cumhuriyeti Devleti' nin kuruluşundan sonra Edirne Sırp Sındığı kasabasında nahiye müdürlüğünde bulundu. Temmuz 1924'te Lıce'ye kaymakam tayın oldu. Lice'ye, 41 yaşındaki büyükannemiz, 22 yaşındaki annemiz, 34 yaşındaki babamız ve iki çocuklan, Selma ve thsan 15 günde eriştiler. Biray sonra thsan'11.5 yaşında dizanteriden kaybettiler. Annemin "hekim, ilaç olsaydı kurtulurdu" deyişleri beni etkiledi. Annem Lice'de öğretmenlikyapmış. 13 Şubat 1925'tePirhan'da isyan çıkmış. Ankara'ya giden telgraf yollan kesilmiş. Babam telgrafçılık tecrübesiyle Muş üzerinden Ankara ile irtibat kurup günlükhaberlerverirmiş. Dokuzjandarmaeriyle birlikte 10 gün direnirler. Eve ateş başlayınca teslim olurlar. Ailemizi sevmiş olan bazı bey hanımlan "Aman beyinizi yalnız bırakmayın, yoksa kendisini vururlar" diye uyanrlar. Dört katır, 2 muhafız eri verdirtirler. Üzerlerindeki giysilerden başka bir eşya almaya izin yok; büyükannem çarşafının altına bir kahve cezvesi saklayabilmiş; babamız, kuşağma "Kuranı Kerim'i". Lice meydanındakarşılanna Şeyh Mehdı çıkar, annemizin katınnı tutar, mavzerini doğrultur ve "in" emri verir. Bana 5 ayhk hamile annem göğsünü açar "vur" der. Şeyh şaşınr ve çekilir. Dağ taş, dere tepe ırmak, kar kış, vahşi doğa güzellıkleri bir veya iki tarafı uçurumlu dağ yolları, martnisan aylannın soğukluklan, açlık ve korku içerisinde mağaralarda, kümes gibi yerlerde tutunurlar. Meşhur Japon rejisörü Akıro Kurosawa'nın fılm sahnelehndekı sonsuzluğa knstalleşen doğa ve toplum olaylan gibi geçirilen 100 günlük hayat. Son iki buçuk ayı Körük köyünde virane bir yerde esir tutulurlar. Yatak, yorgan yok, toprak üzerine yatılıyor, köylüler merhamet edip ne verirlerse o yeniyor, ıkı muhafız er gece gündüz hiç yalnız bırakmıyorlar, geceleri oda bir perde ile ikiye bölünüyor; uyuyan kadına bakmak haram.Hıçbır an ezıyetgörmemişler, herkes kendı can korkusu içmde, ben son üç ay ana karnında hiç hareket etmemişim. Bir attan düşme olayı olduğunda öldüğümü zannetmışler. lsyan9Nisan'dabastınldığı halde rehın olarak tutulan Genç valisı ve ailemız ancak mayıs sonunda serüvenli yollardan geçirilerek gen dönebilmişler. 6 Temmuz 1925'te Lice'de Selim Bey'in köşk gibi evinde kara kuru pek sıska bir oğlan doğmuş, "annem 38 kilo, ben ıkı kılogram", doğum oldukça zor, göbek bağım boynuma dolanmış, çıkamıyorum, başım mosmor, ebe dokunmaktan korkuyor. Büyükannem parmağıyla göbek bağını dışarı çıkarmış, kesmış ve benı almış. Oranın âdetı üzerine soğuk suda yıkanınca kendime gelmişim. Babam lstiklal Mahkemesi'nde bilgi verirken, siz çok çekmışsıniz, bir arzunuz var mı diye sorulduğunda, refikam pek yakında doğum yapacak ,oğlum olursa ismini Mahmut Gazi Ata koyacağım der ve izin alır. "Gaziliğim buradan geliyor." Çocukluk ve okul arkadaşlanm beni "Ataç" bilirler; senin Gazi'liğin nereden geliyor, diye sorana bu öykü her zaman anlatılmazdı. Annem, "Sana hamileyken 100 gün yarah, ölü, çok insan ve hayvan gördüm, doğa ıstıraplardan inledi. Bu çocuk yaşarsa inşallah insanlığa hayırh bir unsur olur diye dua ederdim" derdi. Rüyasında bir ses "innaen en Zehra" suresıni oku kurtulursunuz demiş, bu sureyi pek scverdi. Kendimı, Cumhuriyet DevletininKurtuluş Savaşı'nınateşinde.pişmiş, herkanş toprağı binlerce yıldırbenzer öykülerle mayalanmış Anadolu' nun bir evladıbilirim.^1 M. Gazi Yaşargü/Turgut Yayıncıhk Gazi Yaşargil'in annesi Sahavet YaşargiL..