26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYET DERGİ hi ile bozulan dostluğunu yeniden kuruyor Duruşmalar sonucu "hasarlı mülk" olaral damgalanan Artemisia ise, biray geçmeder Floransalı bir sanatçıyla evleniyor. Büyül bir olasılıkla bu, baba Orazio Gentileschi tarafindan, kendi şerefini korumak için ayar lanmışbirevlilik. özetle, 17. Yüzyıl erkeldünyası, "yasal mülk"e verilen zarann yanında, bozulan erkek dostluklannı da onarmayı başanyor sonuçta. Cesaretinbedeli Genç ve bckâr bir kadın olarak tümüyle erkeklerin egemen olduğu bir alana girmeye cüret eden Artemisia ise, cesaretinin bedelini cinsel tacizle, tecavüzle, işkencey le, aşağılayıcı bekâret kontrolüyle ödüyor... lşte bu gerçek şiddet öyküsünden cinsellik dozı. yüksek bir "aşk öyküsü" yaratmış Artemisia filminin yönetmeni Agnes Merlet! Aslında onun bu day anaksız çıkanmı yeni bir yorum da değil. Daha önce de, Artemisia Gentileschi'ninresimlerinin bir araya toplandığı 1991 Floransa sergisinın hemen ardından, birkaç araştırmacı/yazar Artemisia Gentileschi Agostino Tassi ilişkisini "aşk ilişkisi" biçiminde yorumlamıştı. öy le anlaşılıyor ki, kadınlann tecavüzden zevk aldıklan ya da kendilerine tecavüz eden erkeklere aşık olduklan düşüncesi, günümüz kadın düşmanı şiddet toplumunun hâlâ yaygın bir miti!.. Artemisia Gentileschi'yi tecavüze uğramış bir kurban olarak göstermektense, onu cinsel özgürlüğüne sahip çıkan bir kadın biçiminde sunmak daha ileri, pozitifbir adım gibi görünmüş de olabilir kadın yönetmen Agnes Merlet'e. Oysa zemin öyle özgürce flört etmeye hiç de uygun değil. Çünkü sorunun altında güç mücadelesi yatıyor. Artemisia'nınacı deneyimlerineveresimlerindeki imgelere "erotizm" damgasını vurmak, aslında onu kadın düşmanı bakış açısının çerçevesine yerleştirmek demektir. îşte Merlet' in filmi tam da bunu yapıyor. Gentileschi'nin sanatçı yanına, karşılaştığı zorluklara, bu zor yaşam deneyimlerinin yansıdığı işlerine eğilmek yerine, onu erkek kültürünün dayattığı yaygm "kadın" klişelerinden birine oturtuyor; tümüyle onun cinselliği üzerinde odaklanıyor. Artemisia Gentileschi'nin daha önceleri babasuıa ve başka erkek ressamlara atfedilen, ancak çok yakın dönemde ona ait olduğu yeniden keşfedilen resimlerindeki güçlü, cesur, direnen ve zafer kazanan kadın imgeleriylc karşılaşan kimi sanat dünyası insanlan, bir kadın tarafından, üsteük 17. Yüzyıldayaratılan bu kadın görünümlerini anlamakta güçlük çektiler. Kadından beklenen dişiliğin, güçsüzlüğün, masumiyetin ve inceliğin izlerini taşımıyordu bu resimler. Onun işlerini günümüzde hâlâ geçerli "kadın" klişelerinden birine oturtamayınca, bu kez ötekini denediler; böylesi enerj i yüklü, etkin, güçlü kadın imgelerinin problematiğini çözebilmek için, onu"aykın kadın" ilan ettiler. Yaşamının sansasyonel yanlan olarak tecavüz ve sonraki ilişkileri öne çıktı; cinsellik bağlamında sık sık bunlann dedikodusu yapıldı. Araştırmacı Margot ve Rudolf Wittkower, Artemisia Gentileschi'yi "erken gelişmiş şehvet düşkünü bir kız" olarak nitelediler. Tam da yeniden keşfedildiği bir dönemde, Artemisia Gentileschi, günümüz eleştiri geleneğinde erkek sanatçılara hiç uy gulanmayan bir ölçütle, cinselliğiyle yargılandı,"kural dışı kadın" biçiminde damgalandı; bir silme, değersiz kılma ve karalama kampanyasıylakarşıkarşıyabırakıldı. Aslında yaşadığı dönemde de onun sanatçı kimliğini gölgelemek amacıyla cinsel kimliğinde yoğunlaşan dedikodular sürüp gitmişti.Kariyerinin sonraki yıllanndayazdığı mektuplardan anlaşıldığına göre kendi Artemisia Gentileschi, "Resim Yapmamn Allegorisi Olarak Otoportre", 1630. ŞULE EROĞLU ğumunun dört yüzüncü yıldönümüne rastlayan 1993 yılına gel indiğinde hakkında geniş bir belge birikimi sağlanmış, Gentileschi, yaşadığı dönemden bu yana hiç olmadığı biçimde popülarite kazanmıştı. Batı 'da yükselen feminist hareketinetkisiyle 20. Yüzyılın sonlannda yeniden keşfedilen bu 17. Yüzyıl ressamının yaşamı ve sanatı, medyada da yoğun biçimde işlendi; televizyon belgesel ve oyunlanna konu oldu. Onlan başka dramatik yorumlamalar izledi. Artemisia Gentileschi 'nin yeniden artan ününün esintisine kapılan Fransız yönetmen Agnes Merlet, onun yaşamının en trajik bölümüne odaklanarak ve gerçeği de çarpıtarak, 1997 yılmda tartışmalı sinema filmi Artemisia'yı yarattı. Film 1998 yılmda gösterime girdiğinde, feminist sanat tarihçilerinin protestolannahedefolmuştu. Agnes Merlet' in filmi, geçen ay Türk izleyicisine ulaştı. Film ülkemiz izleyicisiyle de buluştuğuna göre, çarpıtılmış öykünün gerçeğini birkez daha yinelemekte yararolabilir: 1612 yılında Roma'da ressam Orazio Gentileschi, sanatçı dostu Agostino Tassi aleyhine,kızıArtemisia'yatecavüzettiğive evindeki tablolan çaldığı gerekçesiyle dava açıyor. Yedi ay süren duruşmalann günümüze kalan kapsamlı belgeleri, Artemisia Gentileschi 'nin gerek Tassi gerek başka erkekler tarafından cinsel tacize ugradığını, Tassi'nin ona tecavüz ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Duruşmalar sırasında kendısine yapılan işkenceye karşın, Artemisia, Tassi'nin ona gerçekten tecavüz ettiğini ısrarla haykınyor. Tassi'nin tutanaklara geçen başka sabıkalan da var. Baldızına tecavüz edip onu hamile bırakmaktan, yıne tecavüz sonrasında evlendiği eşini öldürtmeye teşebbüsten daha önce yargılanmış. Gentileschi davası tutanaklan tümüyle belgelenmiş ve günümüze kadar ulaşmış ama Tassi 'ye bu davadan verilen cezanın belgesi bulunamamış. E rkeğe ait kamusal alana girmelerine, eğitim almalanna izin verilmediği çağlarda kadınlann sanat üretimine katılmalan neredeyse olanaksız gibiydi. Zorluklan aşarak sanat etkinliğini sürdürenler de, tümüyle erkeğin kontrolünde, başarılannı kabul etmek istemeyen, karalayan birdünyanın ıçindebuldularkendilerini. Modern öncesi çağın en öneml i kadın sanatçılanndanbiri olan 17. Yüzyıl Italyan Barok ressamı Artemisia Gentileschi (1593 1652/53)'nin yaşamı, bu ortak kaderin en çarpıcı ömeklerindenbirini sergiler. Feminist sanat tarihçisi Mary D.Garrard'ınGentileschi'yle ilgili belgeleri ve onun işleri üstüne feminist okumalan bir araya getiren ilk kitabı Artemisia Gentileschi: The Image Of The Female Hero In Italian Baroque Art (1989)'ın ardından tümüyle onun resimlerinden oluşan ilk sergi de 1991 yılında Floransa'da,CasaBuonarroti'deaçılmıştı.Do 'Hasariımülk' Bilinen şu ki, duruşmalann bitiminin hemen ardından Tassi cezaevinden salıveriliyor ve birkaç yıl sonra da, Orazio Gentilesc
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear