26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

12EYLÜL 1999. SAYI 703 gittim. Şimdi oralardadolaştıkçaarkadaşlarım ölmemış gıbi onlarla karşılacağımı zannediyorum." Deprem sonrası manzarayı kabullenebilmek gençler için zor: " 15 yıldır gezdigim çarşıyı tanıyamıyorum, gece yattığım odayı da. Yaşamaya çalışıyoruz ama nasil?Artık deprem konusnnu kapatmak istiyorum." Gençler, deprem unutulup normal yaşama dönmek, ya da hcp acılar içinde yaşamak ko* nusundatartışıyor. Bazıları hiçbirşey olma• mış gibi yaşamlanna devam edenlere duyduklarnefreti anlatıyor. Böyle kayıtsız in. sanlaranasılsaldırmakistediklerinidilegetiriyorlar. Biran birbirlerine karşı sertleşiyorlar ama bir genç kız acının gulcccğini şöyle özetliyor:" lçimizde büyük bir alev var şimdi. Hiç sönmeyecek ama zamanla bir mumışığınadönecek". Sarı gömlekli, görüşmenin başından beri suskunoturandelikanlıbirazkonuşmasıistenince acıyı yaşamak ile başkasının acısını seyretmek arasındaki farkı anlatıyor: "Erzincan'ı, Adana'yı, Dinar'ı, televizyondan izledik. Üç beş dakika üzüldük, 'ah ah, vah vah' dedik. Şimdi yıkılmanın ne olduğunuanladık..." Gençlerindepremdeakıllanndançıkaramadiklan.yikılanenkazlardanyükselençığlıklar. Birdelikanlı yaşhbirkadını çıkarışını anlatıyor. Elinde hiçbir alet yok, beton bloku kaldıramıyor. Saatlerce uğraşıyorgücüyetmiyor. Orayaburayakoşuştururken tesadüfen bırdemirtcstercsi buluyor, koşupkadını çıkarıyor. "Bu anlatılamayacak birmutluluk. Kadının bana gülümseyen yüzünü hiç unutmayacağım". Depremin etkilerini en ağır yaşayanlar enkazlarda yoğun olarak çalışan gençler olmuş. Bir delikanlı ilk gece enkazda ilk kez ölü gördüğünü anlatıyor ama sonra çıkardığı cesetlerin durumu karşısında düştüğü dehşeti şöyle ifade ediyor: "Keşke onlar da ilk çıkardıklarımındurumunda olsalardı **. Psikologlar, kurtarma çalışmalanna katılanlann da psikoloj ik yardıma ihtiyaçlan olduğugörüşunde. Terapilere yeni başlayanlar" Yeni güıılcr umurumda değil, hiç kimse umurumda değil", "Asıl deprem şimdi başlıyor" diye umutsuzluklarını ifade ederken birkaç kez katılanlar " Ben artık kendimle ilgili kararlar vermeyebaşladım","Hepimizkendimizin psikoloğuolmalıyız" gibi sözler ediyor. Çadırkentteki işleri paylaşıyorlar, görevalmaya başlıyorlar. Kımsenin Gölcük'ü bırakıp gitmesini istemiyorlar. "Herkeskaçıpgiderse Gölcük köy olur" diyerek yeni mücadeleyehazırolduklarınıgöstcriyorlar.Gcnçlerdeki böyle bir olumlu gelişme psikologlar için mutluluk kaynağı oluyor. lara tek tek gıdip görüşmelere çağrılan kadınlar artık günlük işlerden fırsat yaratıp toplantılara katılıyor. Çadırkentin sakinlerinden Serpil Hanım, psikologların gelmesinden çok mutlu olmuş. Felaket ortasında birlükse kavuşmak olmuş Serpil Hanım için psikologlarla tanışmak." Bız ncreden görecektik psikoloğu, nasıl ödeyecektik parasını. lşteburayageldiler"diyor. Kadınlarkarşılarında"merhaba"diyecekbirinin,dinleyecek birinin olmasının kendilerine iyi geldiğini anlatıyorlar. Görüşmelerin ardından bazılan daha önce ilaçla uyurkcn artık ilaca gereksinim duymadığını anlatmış. Psikologlar için, felaketlerden ve savaşlardan en çok etkilenen grup olduğu için çocuklar çok daha büyük önem taşıyor. Yedi yaşından küçükler ve büyükler olmak üzere iki Önemli olan çocuğun daha sonra yaptığı resımleriizlemek.Gönüllüeğitmenlerleoynanılan, figürlerle ifade edilen yağmurdolu, devecüce oyunları çocuklarda fiziksel boşalma sağlıyor. Ama çocuklar dışarda oynamayı daha çok geviyor.Günboyu kampınortasından "Eski minderyüzünü göster, göstermezsenbırpozver. Güzellikçirkinlikhavuzbaşındayelkenlik" sesleri yükseliyor. Birev resmi çizmesi istendiğindeçatlak, y ıkık ve sağlaın olmak üzere üç ev çizen çocuk duygulannı dışa vurmuş. Ancak büyüklerdebastırmaağırpsikolojiksorunlaraneden olabiliyor. Örneğin depremde anne, çocuk, kardeş gibi en yakınların kaybetmiş insanların bundan hiç söz etmeyip"Evim yıkıldı, eşyamgitti"gibişikâyetlerdebulunması bir "reddedişin, kabul etmemenin" DERGIDEN Merhaba, Bu haftaki d&rgimizin kapağındaki kadının adı Nihal Duruca. 41 yaşında ama Türkiye 'nin bütün ağırlıklarım eksiksiz yaşamış. Onun tanıklık ettiği ilk kıyamet 1967 yılında Âdapazarı 'nda kopmuş. Depremin ardından kapkara bulutlarla kaplanan gökyüzünü ve yükselen kurbağa seslerini hiç unutmuyor. 1976yılında üniversite için ayrılmış onu korkutan topraklardan. Bursa 'ya gitmiş. Üniversite onu yalnız bilimle değil cezaevi ile de tanıştırmış. 1979 yılında tutuklanmış. Askeri darbeye birkaç ay kala tahliye edilmiş Sağmacılar cezaevinden. Ama özgürlüğü uzun sü'rmemiş. 12 Eylül'den bir ay sonra Bursa Emniyet Müdürlüğü 'nde işkenceye alınmış. Çığlıklan hiç unutmuyor. Bir de ağır güm sesini. Yukarıdan atılan bir avukatın yere çarpan bedeninin sesiymiş. Gölcük ve Metris Cezaevlerini yaşamış tam iki buçukyıl.1983 'ün başında tahliye olmuş. Cezaevindeki baskıyı, operasyonlarda bebeklerini kollamaya çalışan tutuklu anneleri unutamıyor. Âdapazarı 'na geri dönmüş. zor da olsa bir iş bulmuş ve altı yedi yıl çahşmış. Ama bir gün işini de, evini de bırakıp Izmir 'e gitmiş. Bu kez daha büyük bir acı yaşamak üzere. Yargısız infaz... H Nisan 1991 gecesi kaldıkları eveyapılan silahlı' baskında iki arkadaşı öldürülmüş. O ve arkadaşı Naciye yaralanmış. Ayağında alçı, bedeninde yamklarla Buca Cezaevi 'ne kapatılmış. 40 günü aşan çok uzun bir açlık grevinin sonunda Çanakkale 'ye, oradan da Âdapazarı Cezaevi 'ne gönderilmiş. Üç buçukyıl daha hapis yatmak üzere... Nihal Duruca nın yaşamındaki son kıyamet ise 17 Ağustos depremi. Türkiye 'yi ve Nihal 'i sarsan yılların aynntıları Berat Günçıkan 'ın 12 Eylül ropörtajında... tpek Çalışlar CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN: YENİ GÜN HABER AJANSİ BASIN VE YAYINCIUKA.Ş.1GENELYAYINYÖNETMENl: ORHAN ERİNÇ • GENEL YAYIN KOORDİNATÛRÜ: HİKMETÇETİNKAYAB YAZIİŞLERl MÜDÜRÜ: İBRAHİM YILOIZISORUMLU MÜDÜR:FİKRETİLKİZ1YAYINYÖNETMENl: İPEKÇALIŞLAR1GÖRSELYÖNETMEN: AYNURÇOLAKB REKLAM: MEDYA C KAPAK FOTOĞRAFI: HATİCE TUNCER Oyunlar kurulup oyunlar bozuluyor. Ç ocuklur depremin korkusundan sıynlıyor... Çadırmezar gibi... Psikolog Jülide Aral'a göre erkeklerin duygulannı i fadesi daha zor. Aral gözlemlerini şöyle aktarıyor: "Erkeğin etkilenmesi, korkması toplumun kabul etmediği bir şey. Oysa onlar da korkuyor, onlar da geleceklerini ve geçmişlerini kaybettiler. Toprak ana ihanet etti. Bastığı yeri kay betti. Deprem korkusu büy ük bi r korku. Bu insanlar korkuyor, uykudasıçrıyor, gerginlik, huzursuzluk, kaygı, uyku bozukluklan yaşıyor. Erkeklergeceleri uyumay ıp çadırın önünde dolanıyorlar. 'Çadır, mezar gibi geliyor'diyenler var." Erkeklergörüşmelerekatılmayıönccrcddetmişler ama artık katılıyorlar. Amayalnız görüşmeyapmakisteyenlerçoğunlukta. Psikologlar toplugörüşmelerdışındagünboyu her çadıra gidip ayrı ayrı görüşüyor, Türk Psikologlar Derncği'nin hazırladığı anket formlannı dolduruyorlar. Başlangıçtaçadır Psikolog Jülide Aral çadtrkentteki çocuklariu... Oyun, acının dışavurumunu sağlıyor. büyük çadır çocuklara ayrılmış. Oyuncaklarla oynuyor, resim yapıyorlar. Çocuklar yaşadıklarınıresimyaparakçokiyi ifade ediyor, kendilerini dışa vuruyorlar. Resimleri inceleyen psikologlar depremdezcçocuklann resimlerinde düzçizgi olmadığını hep kırıklarla dolu olduğunu anlatıyor. Ağaç var, gövde yok. Kırklareli'ndeki Kosova Kampı'ndadaçalışmış olan psikologlar Kosovalıçocuklannyangınvcbombalanmışcv resmi çizdığini, bu çocukların ise çatlak olan evleryaptıklarını anlatıyorlar. lOyaşmdabir çocuk önce büyük harflerle " Deprem" y azmış, altına da gazetc manşeti gibi devam etmiş:7.2 şiddetinde deprem oldu. 5 bin ölü 7 binyaralı. Psikologlara göre çocuk rakamlaştırmış, asıl duygusunu vermiyor, sayı veriyor. göstergesi. Psikologların çabası bunlann dışa vurulmasını sağlayarak daha ağır sonuçları önlemek. öncedenbilinemeyen.hesap edilcmcycn olay karşısında yaşanan ağır travma karşısında daha önce sorunlarla başetmedekullanılanyöntemleryctcrsizkalabiliyor. Uyku bomkluğu, kâbus görme ve içki bu sorunların r^abercisi. Zamanla hiç beklenmedik bir şekildc bir eşya, bir olay, bir film sahnesi insana "flash back"le yani geri dönüşle depremi yaşatabiliyor. Akşam yemeği yenmiş; gençler, çocuklar psikolojik hizmet biriminin önünde toplanmış. Depremzede birgcnç ncreden bulduysa sazıylatürkülersöylüyor. Sazbazen el değiştırippsikoloğageçiyor. Türkülcracılıdaolsa üzerinden deprem geçmiş insanlann eline saz alması psikologların başansı.. .^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear