Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
I6MAYIS 1999. SAYI 686 19 ŞEFKAT EVİ PAZARIN PENCERESINDEN kısa bir süre seyrettiği vvestern filminden alıkoyacağımızı söylüyoruz. Gülüyor. Ismini vermek istemeyen Şefkat Evi sakini kendisineBay Xdemcmizi istiyor. Çokzengin akrabaları olduğunu ve burada gizlendiğini söylüyor. 1960'IıyıllardaBakırköyspor amatör kümedcykcn futbol oynamış. lki scne aynı kulübün teknik direktörlüğünü yapmış. Yücespor'un kuruculanndan. Şefkat Kvi'nineskisporculan huşekildeonurlandırmasını çok olumlu buluyor Bay X. Türkiye'de böyle bir şeyin ilk kezyapıldığını söylüyor. Futbolu bıraktıktan sonra bir şirkette uzunyıllarçalışmış. Eşiyleayrı olan Bay X'in iki çocuğu var. Teşekkür cdiyoruz ve onıı izlediği heyccanlı vvestern filmiyle baş başa bırakıyoruz. nin istediği her şey var burada. Güler yüz, tatlı söz; insan başka ne ister." Bakırköy Ediz 'den ayn Idı ktan sonra buBelediyesi'nin ranın cn i Iginç insanlarından bihizmete soktuğu riyle tanışmaya gidiyoruz. Şefkat Evi'nde kalmak için "Yemekhaneye pijama ile inaranan ilk koşul mek yasak. Ama Medet Bey buBakırköy sınırtan nubilmesinc rağmen bu şekilde içinde oturuyor yemeğe inmekte ısrarlı davrandı. olmak. Maaşı Kendisini uyardığım zaman da olanlardan ayda kendisine nasıl giyinmesi gerek16.5milyonTL tiğini öğretemeyeceğimi söylealınıyor. Geliri di. Bakalım bugün yemekhaneolmayanlar ise bir ye inerken pijama giyme konuşey ödemiyor. sunda ısraredecek mi?" Kabule Belediye'deki ilgili Medet Kerim'i kızıylasohbet birım karar ederken buluyoruz. Kendisiyle veriyor. Akli tanışıyoruz. dengesı bozuk "Tam röportaj yapacak adamı olanlar, normal buldun. Bensıradanbirideğilim. yaşamını ciddi Zamanımın büyük şairi olma idbiçimde etkileyen diasındayım. Aynı zamanda kensakatlığı, hastalığı dini beğenmiş bir adam olduBaşka bir hayatı öğrenmek olanlar, alkolikler, ğum da söylenebilir" diye söze uyuşturucu için Sebahal Ediz'in odasına gebağımlıları ve başlıyor. özel hayatıyla ilgili çok liyoruz. Ediz hem felçli kocasıbulaşıcı bir fazla şey anlatmıyor. Yalnızca şina hem de yaşlı kayınvalidesine hastalık taşıyanlar irden söz etmek istiyor. Söze bakıyor. Ikiayönceölenkayınkabul edilmiyor. Yahya Kcmal'den bir alıntıyla pederinedebakıyormuş. Böyle (Tel: 0212 583 başlıyor: konforlubiryerdeyaşadığı için 10 03)4 kendisini şanslı hissediyor. Şef"Hakikişairlerşiirlcdogarlar, kat Evi 'ndeyaşayanların hemen onlar şiiri bıraksa da şiir onları hemen hepsi burada sıcak su olmasının bırakmaz." büyük bir nimet olduğunu söy lüyorTuvalete gıderken, yerken, içerlar. Edizde böyle düşünüyor. ken hep şiir yazıyor. En başta da kendişiirlerininhayranı. "lki insanabakmak zorundaSaat 17.30, akşam yemcği sayım. Gün içindc kaç kez tuvaleati. Bizi de davctediyorlar. Tuzte götürüyorum. Sürekli sıcak suz mercimek çorbasına birlikte suya ihtiyacımızoluyor. Burada kaşık sallıyoruz. Patlıcan muher an sıcak su var. Bubizim için sakka, makarna, yogurttan olubirlütuf." şan yemeğimizi yerken bir taraflki insanabakmanınmaddiyötan da onları tanımayaçalışıyoruz. nü de çok ağır geliyornıuş Ediz'e. Burada tanışıp evlenen bir çift dikBurada maaşı olanlardan on altı buçuk nıilyon lira alınıyor. Hiç geliri Hüsnü Akdoğan katimizi çekiyor. Esin, Gülizar Alperçifti 18 haziranda Şefkat Evi'nde olmayanlardan iscparaalınmıyor. evlenmişler. Ikisinin de yaşı altmış beş, "Cüzi bir fiyata krallargibi yaşıyoruz" di"Çok mutluyuz, her şeyimizle dengiz" diyor. yorlar. OnyedisenibirbiyokimyalaboratuvannYemekte Mclahat Erbilgil'letanışıyoruz. daçalışmış. Biroğlubirkızi var. En büyük Şefkat Evi'ndeonunlaözdöŞleşenkelime ise zenginliğicocukları.Bırbodrumkatıdairekuş. HergünKartaltepeCamii'ninavlusuna sisahibiolabilmişlerancak.Maddiyönden gidipkuşlarınayem veriyor. Vcoradakileri çoksıkıntıçekmişlerhayatta. Eşi uzunyıllar tembihliyor: "Benölürsemkuşlarımıaçbışoförlük yapmış. Durumları çok kötüymüş rakmayın"diyc. ama hep Polyannacılık oynamışlar. Çocuklara hiç aksettirmemişler durumu. Sevgiyle Yemek bittiğinde evin sakinlerine tek tek büyütülmüşçocuklar. vedaediyoruz. Hayatlarının sonbaharını böyle güzel bir Ediz'in son sözleri şöyle: yerdegeçirdikleri için de onlar adınasevine"Burada çok rahatız. Yazınbizipikniklere rek oradan aynlıyoruz.^ götürürler. Tiyatrolara götüriirler. Biryaşlı Geri kalışm göstergesi SELÇUK EREZ O smanlı Imparatoıiuğu'nun uygarlık yolunda yarışan ülkeler arasında geri kalışının en çarpıcı göstergesi, Johan Gutenberg'ln 15. yy'da bulduğu matbaanın bize ancak üç yüzyıl sonra (1727'de) gelmiş olmasıdır. Cumhuriyet'ten bu yana ise konukomşuyu kıskandıracak boyutta kalkındığımızı, bu kalkınmamızdan korkanların bizi çökertmek için planlar hazırladıklarını söyleyen büyüklerimiz az değildir. Bu doğru mudur? Osmanlı devrinde, uygarlık yolunda bu çapta geride kaldıktan sonra son yıllarda bu yönde doludızgın at sürdüğümüz doğru mudur? Bazı göstergeler maalesef böyle hızlı bir gıdışın bahıs konusu olmadığını yansıtmaktadır: • Halen yürürlükte bulunan 27.10.95 tarihli 4125 Sayılı yasa, seçimlerde, seçim sonuçlarıyla ilgili anketlerin kamuoyuna açıklanmasını "kamuoyunu etkiler" gerekçesıyle yasaklar. 0 En son seçimlerde bile bakan, büyükelçı, yazar gıbı mesleklerden yeterli sayıda "aydın"ımızın seçım sonuçlarının onceden yapılan anketlerle kestirilebileceğlne inanmadıklarını gördük. Gelişmış ülkelerde böyle yasalar yoktur, ayrıca yerel ve genel bütün seçimlerde çok sayıda anket yapılır; isteyen anketini istediği yerde açıklar. Bırkaç ülkede sadece seçime bir iki gün kala anket ve propaganda yasağı yürürlüğe girer o kadar! Bu konunun mesela ABD'de ne kadar önemsendiğini, Demokrat Parti için anket yapmakta olan Pat Caddell'in 1983 ilkbaharında ABO Kongresi'nde, "Bugün kamuoyu yoklamalan, kampanyaların çoğunun stratejik odağı halıne gelmiştir!" dediğini yansıtarak vurgulayalım. ABD'de seçim anketlerinın bugünkü düzeye ulaşması 1930'larda yani bundan altmış sene önce başlayan gelişmelerin sonucudur önce John Gallup, "demokrasınin, halkın ekonomık açıdan ağırbasanların süzgecinden geçmemış bilgilere kavuşmasıyla gerçekleşebıleceğine inandığından "medya" ıçın anketler yapmaya başlamıştır. 194050 yılları arasında anketçiler adayları ve partılerı politık anket yapma konusuna ınandırmaya çalışmışlarsa da, politikacıların çoğu anketlere kuşku ile bakmış, bu nedenle yapılan anketler sadece "medya" için yapılanlardan ibaret kalmıştır. Harpten sonra sanayıcilerin anketler yoluyla müşterılerının ya da müşteri adaylarının istek ve beklentılerıni saptamaya başlamaları, politikacıların 1960'larda anketlere daha alıcı gözle bakmalarına neden olmuştur. 19671978 yılları arasında, senato için aday olanların yaklaşık yarısı ve kongre adaylarının da dörtte bırı, bu tür anketleri yaptırmaktalardı. O yıllarda yapılan anketlerin çoğu, anketörlerın ev ev gezerek, ınsanlarla yuzyüze konuşarak topladıkları bilgilere dayanmaktaydılar. Bu yolun pahalı, yavaş sonuç veren bir yol olduğu kavrandıktan sonra, telefon yoluyla uygulanan anketlere gırışıldı. 1978'deki cumhurbaşkanlığı seçımlerınde "eğilim sondajları" telefondan yararlanarak yapıldı. 1980'lerde "benchmark araştırması" olarak anılan anketler telefonla yapılmaya başlandı: Sorgulama ve bilgı toplama teknıkleri geliştırildi. Zamanla, telefon anketlerinın "kantitatif" bilgiler sağlaması yanında, bu bilgiler ek olarak, kalitatif" verılere de ıhtiyaç bulunduğu anlaşılıp sınayı ve ticari ürün pazarlamacıların gelıştırdıklerı "focus" yani "odak" gruplar da sorgulanmaya başlandı. Telefon anketlerını bunlar bütünlüyordu. Zamanla bunlara televizyonlarda "rating" saptama için kullanılan yöntemler de eklendi. 1998 ve 1992 kampanyalanndan sonra sıyasal anketler, tüm kampanyaların en canalıcı, en önemli karar verdiricısı durumuna geldiler. Bu anketlere yönelen tek ciddi eleştiri, "halkı kandırır, yanıltır" değil, adayların halkın eğilimlerini saptayıp tavır ve tutum değiştirmeleıine yol açmalarıdır: Mesela, Reagan'ın bu anketlerin ışığında kürtaja karşı tutumunu kampanya boyunca daha az vurgulaması, Clinton'un da kampanya sırasında daha az lıberal görünmeye çalışması, bu savlara örnek olarak gösterilebılir. Batı ülkelerinde sıyasal anketlerin demokrasıye anlamlı katkıları o kadar iyi kavranmış ve bu anketleri o boyutta benimsemişlerdir ki orta dereceli okullarda bıle bunlar tanıtılmakta ve öğrencilere anketler ve ıncelikleri öğretilmektedir. Mesela, Kansas'ta birçok okulda demokrasinın daha iyi anlaşılıp benımsenmesi amacıyla "politık anketlerin kavranması" için öğretmenlere, sınıflarında şu uygulamanın yaptırılması önerılır: Tüm öğrencilerden boylarının ölçüsünü tahtaya yazmaları istenir. Bundan sonra öğrencilerden sınıfın ortalama boyunu hesaplamaları istenir. Bu hesabın ardından öğretmen, gençlere, "Bu sınıfta bu zaman aralığında hesaplayamayacağımız kadar çok çocuk olsaydı ne yapardık?" dıye sorar. "Acaba belli sayıda çocuğun boyunu ölçüp Herkes hayatmdan memnun gözüküyor. Esin ve Gülizar Alper. ortalamayı bulamaz mıydık?" "Mesela, altı çocuğun boyunu ölçsek gerçeğe varır mıyız?" "Acaba otuz öğrencinin onu basketbolcu olsaydı vo bız de gerçeği öğrenmek isteseydik, altı klşilik örneğimizde kaç basketçi bulunmalıydı?" (Cevabı: 2) Görülüyor ki: • Politikacılanmız bundan kırk sene öncekı bazı Amerikalı politikacılar gibi anketlere inanmamakta ya da önemlerini henüz yeterınce kavramamış bulunmaktadırlar 0 Parlamenterlerimizin çoğu, bu anketlerin, seçmenleri şaşırtıp, kandırıp yanlışlığa yönlendırebileceğine inanmıştır ki anketlerin kampanyalar sırasında yayınlanması yasaklanmıştır. Bu mantığa göre seçmen, kampanyalar sırasında duvarları kaplayan "Işsızlığe son vereceğim!" "Ben mert ve cesurum!" ya da "Sessizlerin sesini ben duyarım!" gıbı kımı akıl ve mantıkla çelışen pankartlara, aday demeçlerıne kapılmayacaklar da bazı anketlere inanıp yollarından sapacaklar... Bütün bu çağdışılık yürürlükte kaldıkça, • Iç ve dış politıkalarında bu anketleri bılınçlı olarak kullanan küçüklü büyüklü Avrupa ve Asya ülkeleriyle başedemeylz: PKK sorununda da Kıbrıs meselesinde de, AB ile ilişkilerimizde de dış ve ıç kamuoyuna mesajlarımızı başarıyla ıletmenin yolu bu anketlerle saptanan yanlış düşüncelerin düzeltılmesınden geçer. 0 Anketlerin polıtıkadakı önemini kavramadıkça gelışmışlık yolunda hiç kimseden geri kalmadığımızı ileri süremeyiz.^