26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 CUMHURİYETDERCİ işin. Küçülcn kalcmlerimizi kamış saplara takar, ncredeyse bir santim boy una inenc kadarkullanırdık. Cimnastikkıyafetimizdebunagöreydi.. Ilkokulformasınınsiyahbezindenyapılmış, lastikli külottu beden kıyafetimiz. Üstümüz çiplak olurdu. K.n hanim evladı olanlarımız bile soğuk ayaz demeden beden dersinde soyunupbahçeyeçıkardık.Izmir'indudakları şcrha şcrha yaran o neml i poy razında koşturur, yüksek atlar, uzun atlar, şnav çeker, beden hareketleri yapardık. Veliler çocuklannınzatürrceolmasındankorkar,raporalmak istcrler, ama bir iki gerçekten hasta öğrenci dışinda, herkes Yahya hocanın istedığı şekilde beden dersine çıkardı, beden eğitimimizi gereken sıkıdüzcn içinde yapardık. Yahya Hoca'yı da okulda haftanın her günü sadece cimnastikküloduyla,göğsündebirazagarmışkıllarıyla, meşingibikoyulaşmışdipdiri vücuduylagörürdük. Yahya Hoca,derslerin en önemsizi görülen beden dersine, öğrenciler kadar, veliler arasındadaönem veciddiyet kazandırmıştı. Çok yağmur yağarken, bir de çok soğuk, buzlu havalarda çıkmazdık derse. Bu kcz dc sınıfta Yahya Hoca teorik beden dersi yapardı. Atletizm, beden eğitimi tarihinden söz eder, öyküler anlatır, futbol, basketbol, eltopu kurullurını yazdırır, pozisyonlarçizer,problemlerçÖ7crdi.Zamanzamanda,"Çıkarın kalem kâğitlarınızı!"der, teorik bir soru ya da bir oyun pozisyonu sorar, yazılı sınav yapardı. Karncmize kırık geldiği de olurdu. Yani başlangıçta "Ulan cimnastikten de yazılı olur mu? Hele karneye kırık gclirmi?"diye şaşakalmış,sinir olmuşsak da, sonunda hem Yahya Hoca'yı, hem beden dersini çok sevdik, çok ciddiyc aldık, bu dersleri iple çeker olduk... Sözünü cttiğim gün üst üste iki beden dersi mi vardı, yoksa, beden dcrsindcn s>onraki dersimizboştu, şimdi anımsamıyorum. Ama iki ders üst üste, hem de sınıfta beden dersi yapacaktık.Biraziçimizdaralmamışdeğildihani.Koca iki ders. Bir debaktıkki, hoca cekctpantolongiymiş, kravat takmış bir halde kapıdan giriyor! Birclindc gramofon var, öbürkoltuğunun altında mukavva bir kutu;belliki içindc plaklarvar. Hepimizayağakalktık/'Günaydın!" diye bizleri selamlayarak yürüdü, doğruca öğretmen kürsüsüne gitti; gramofonu ve plak kutusunu kürsünün üstüne koydu. Geçip oturdu. Gözleriyle bizleri süzdükten sonra: "Çocuklar, bugün ders yapamıyoruz. Şimdi her zamankinden değişik, ama çok değerlibirşcyyapacağız. Sizeplakdinleteceğim. Sizlerrahatçaarkanızayaslanıpkonuşmadan,güriiltüçıkarmadandinleyccek.siniz. Çoğunuzun kulağı Klasik Batı Müziği'ne ahşıkdeğil,biliyorum. Amaiyicckulak verin, dinleyin, bir şeyler kapmaya çalışın; eninde sonunda seveceksini?.(iörcccksiniz, dinlcdiginiz şeylerin çoğunu dinlcyip geçmcyecek, hep hatırlayacak, hatta arayacaksınız. Bu da sizin için önemli bir kazanç olacak.Evet,başlıyoruz,"dcdi.Ciramofonuaçtı, birplağıalıpkılıfından çıkardı, cczalısarı bezlc iyice sildi. Gramofon başına iğnesini taktı, sağ elinin orta parmağıyla iyice oturmuş mu diye iğneyi bir yokladı; gramofonun kolunu dikkatle çevirerek kurdu. "Size Mozart'ın Piyano Konçertosu'nu çalıyorum,"dedi; çalanın veorkestranın adını, aynca, o günlcrde kulağımıza çok yabancı gelen terimlerle eserin bölümlerini söy ledi. Şaşırıp kalmıştık. Aklımızın ucundan bile geçmczdi böy le bir şey. Ne yalan söy leycyim,hafiftengırgıraalmışdaolabiliriz Yahya Hocamızı. Hocabize, hem de müzik dersinde plaktan klasik müzik dinlctiyor. Değerli müzik hocamız Ahmet Yekta Madran bile yapmamıştı bunu; ortaokuldak i besteci müzik öğretmenimiz Ferit Hilmi Atrek de. Kurşun kalem günleri M. HALİM SPATAR 194243 dersyılı. lzmir'inünlüyağmurlanndan biri, bardaktan boşanırcasına yağıyor. Beden dcrsimiz var, yağmur yüzünden çıkamıyoruz. Dahasonraadı Namık Kemal Lisesi olan Izınir Inönü Liscsi'nde 7080 mevcutlu sınıfımızda, uslu uslu oturmuş Yahya Suhocamızıbekliyoruz.Ozamanlarşimdiki gibi şık eşofmanlar, spor giysileri, şortlar, tişö/tler, pahalı spor ayakkabıları filan yok. Il.DünyaSavaşı'nıniçindeyiz. Ekmekvesi kayla dağıtılıyor, "ağır işçi" ekmek vesikası bulunmayanlaragündebiryumrukkadarekmek düşüyor. Vcsikalar karaborsada satılıyor. Daha sonraki bir kısım zenginlerimizin servetlerinin, Ikinci DünyaSavaşı'nın ekmek ve daha başka şekcr, çay, gıda maddeleri karaborsasından geldiği, ülkemizdeki kapitalistsermaycninilkelbirikimininbirbölümününbuyoldanoluştuğusöylenir. Ayncaaskcrlerdetayınlarınınfazlasınısatıyorlar. Butayınlarısatınalıpsofrayabizdoyacak kadar ekmek koymak üzcrc büyükleri mizin uzun yollaryürüdüklerini anımsanm. Biz öğrenciler, defterlerimizi sayfalannı önlü arkali doldurur, sık satırlarlayazar, sayfanın altında, üstünde, yanlarında, hiç boşluk bırakmadanyazmayaözengösterirdik.Kâğıtkıttı.Üzerinemürekkepleyazılmasıçok zor, "saman yaprak" olarak adlandınlan san ve ycşil kâğıtli defterlerimiz vardı. Tek bir kurşun kalemimiz, bir de silgimiz olurdu; yanlış bir şey yazınca özenle silerdik. Kurşun kalcmimizi kesinlikle kalemtıraşla açmaz; jilet kullanırdık. Ustası olmuştuk bu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear