Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19NİSAN 1998. SAY1630 rindenbiri. Sektördeoldukçadeneyimli olduğunu düşündüren bir biyografiye sahip olan yönetmen Lec Rogers'ın bu ilk konulu uzunfilmi, Avustralyalılar'ıniçindebulundukları coğrafi ve kültürel bağlantısızlık konutnlanndankaynaklanıyorolsağerek. Kesin olan, cinsellik ve taşıdığı dürtülerkarmaşasının yarattığı açmazlar üstünc eğlcnceli bir fi Imle karşı karşıya olduğumuz. 15 taşıyan cpisodunda birçocuğunizinisürerek bizeAngola'yıbaştansonadolaştırıyor. Ve heryıl binlerce çocuğun ölümüne neden olan kara mayınlar gerçeğini gözler önüne seriyor. öyküyerycrbelgesele,yeryerde konulu anlatıyadönüşüyor. Buyolayrımı sanılanın aksinc filmin gücünü artırıyor. Bir kara mayınının maliyeti ve kolay elde edilirliği düşünülürse, geleceğimizi mayınlananın ucuzluğununaslındakcndiucuzvarlığımız olduguortayaçıkıyor. Martone Saharawi'de... 9O'lı yılların başında Napolili Bir Matematikçinin Ölümü adlı filmiyleanidcndünya sinemasının vitrininc çikmıştı Martone. Giderekiçine kapananveyoğunluğucözülensineması.onugeri plana itcrken kcndisindcn hep bir patlama beklcnenyrinetmenlerarasınasoktu.Gcnç nitclcmesinı 1959 doğum yılıy la hcr iki açıdan da taşıyan Martone'nin episodu Bir Saharavvi Öykiisü adını taşıyor. Bu, kendi topraklanndansüriilcnkitlelerıçınençokacıya ve yıkıma katlanmak zorunda kalan cocuklarıngerçeköyküsü. Yalınöyküsünükullanarak vc acıına duygusuna ycnik düşmeden, cnkoyusundanyoksulluklarınıniçindcbile olgun veonurlu kalmay ı basarabilen çocukların dünyasını yansıtıyor. Risi Anadolu'da... 1951 doğumlu bu Italyan yönetmeni Her Zaman Mery (1989) ve Sokak Çoeukları (1990) ile çok sevmiş, sonrakifilmlerıyleyetenegırıinkalıcılığınıhissetmiştik. Derken Liyüp Eyüp Anadolu'dan BirÇocuk adlı filmiyle UNICFFprojesinde ycraldı. Anlattığıonyaşındakibirçobanın öyküsüydüveyalnızdolaşttğıdağlarvcsürüsüy le sınırl ı deği Idi. Daha iyi bir yaşam düşü Eyüp'üönce tstanbul'a.sürüklüyor. Ancak orada da birkaç sahncsini izlcdiği, Elia Kazan'ın Amerika Amenka filminin uyandırdığıçekiciliğeyenikdüşerek Amerika'yı düşlcmeyc başlıyor. Oysa Amerika sandığından çok ama çok daha uzaklarda bir yer. AnkaraUluslararası Film Festivali'ninaçılış filmi olarak da planlanan bu episodun gösterimi, belki de Marco Risi'nin katılımıyla gcrçeklcştirilccck. Ankara genç yıldızlannı beklemeyi sürdürüyor,çünkübunadeğeceğinibiliyor!^ hem de her yıl en yüksek miktarlardan birini oluşturan ödül parasını sağlayarak doğrudan doğruya sınemamıza çok önemli ve değerli katkı yaptı. Bu yıl festivalimizdeT.C. Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Kultür Bakanlığı da Çankaya Belediyesi ile beraber "düzenleyici kurumlar" olarak yer alıyoriar. İlk kez 10'uncu festıvale Avrupa Topluluğu katılıyor. Bu önemli katkı sayesınde izlencemize "Kadın Filmlen"ni içeren bir bölüm katıyoruz. TRT ise çok büyük bir destekle "düzenleyici kurumlar"a katılacak. Bu arada, Ankara'daki Alman Kültür Merkezi, Ankara ve Istanbul Fransız Kültür Merkezi, British Council, Goethe Institute, TürkAmerikan Derneğı ve Türklngiliz Kültür Derneği ve Italyan Kültür Merkezi'nin festivale salonlarını açarak ve elemanlarının katkılarını sağlayarak verdikleri çok önemli desteği de unutmamalıyız. Sırada özel sektörü temsilen sponsorlarımız var. Başta Efes Pilsen ve Coca Cola, Beğendik, Türkcell, THY, Hotel Bilkent, Reno Mais, DHL, Class Hotel ve Oda Yapım bu yıl festivalimizi destekleyen sponsorlar arasında bulunuyorlar. Artık özel sektörü temsil eden sponsorların sadece Istanbul'da değil, Ankara'da da kültür ve sanata katkılarını arttırdıklan adamakıllı görülüyor. Bu yaşta bu festivali hazırlamaya değer mi, değmez mi? Ne dersıniz? Bence, değer. Ama bakalım, Ankara Uluslararası Film Festivali'nin ikinci 10 yılını hangi yaştakiler hazırlayacak? ^ VoflnalrKalya... Festivalde ltalya'yı temsil cdecek olan ÇocukluğunÖtesindeadlıbeşepisoddanoluşanfilmtamanlamıylabirküçükbaşyapıtlar seremonisi.UNICEFadınagcrçcklcştirilen filminhcrepidosunubaşkabiryönetmenyönctmiş:Gianni Amclio, Alcssandrod'Alatri, Marco Tullio Giordana, Mario Martonc vc Marco Risi. Italyan sinemasının son dönemineağırlıklarınıkoyanbeşyönetmenin filmografilerineşöylebirgözatıncabeşini biraradabulmanıneşineazrastlanırbirşans olduguortayaçıkıyor: Amclio Saraybosna'da... Içlerinde en ön planaçıkanı,ardındabıraktığı Açık Kapılar (1990), Çocuk Hırsızı (1992) vc Lamcrıca (1994) ile üç kez Felix ödülünc ulaşarak Avrupa'nın en ıyısi seçilen 1945 doğumlu Geanni Amelio. Erken olgunlaşmış sinema dilininlaşıdığıgençlik,projckapsamındaycralan yönetmenlerin bu en geçkinini bölümün cn gcnçlcrindcn biri durumuna getiriyor. Episodunun adı kısaca Saraybosna, uzun haliyle SaraybosnaYani Diyorum ki Barış Savaştan Ostün Değil! Amelio savaş sonrasının Saraybosna sında savaşa tanık olmaktan öte doğrudan doğruya yaşayan ve yaşadıklarının kalıcı ctkileriyle bir yaşam boyu savaşmak durumunda kalan clli kadar çocuğukamerasınınkarşısınaalıyor. Bircloseupscrisi olması açısından sıradışı biranlatım anlayışına sahipolan film, içeriğiyle de yürekyaralayancinslen! D'AlatriTayland'da... Azamasıkıyapıtlar vermck, kavrama vc sorgulama düzeyi yüksek yönctmcnlcrc özgü bir ürctim biçimi ve bu durum son döncm Italyan sinemasının önceliklc 1955 doğumlu d'Alatritarafından benimseniyor. Americano Rosso (1991) ve ScnzaPelle(1994)dünyanındörtbiryanın "Dust OffThe Wings", Yönetmen: LeeRogers. (Sinemantn Genç Yıldızlan Böliimü'nde) "Halgato", Yönetmen: Andrej Mlakar, Slovakya. (Sinemamn (ienç Yıldızları liölümü'nde) daizleyicİMniyakalamayıbaşarmışfilmlerdi. Yönetmeninbufilmlerdedevarolanduyarlıancakölçülüyaklaşımı,filmin Masumiyetin Fiyatı cpisodunda doruğu zorluyor. Tayland'lıçocukfahişelersorununusorgulayan ve araştıran bir bakış açısıyla eğilen d'Alatri son dereceçarpıcı gerceklere ulaşıyor. Bireyleri tüm yönleriyle yıkıma uğratılanlayabilmiş değil... Burası Türkiye, bizler de Aziz Nesin'in Türkiyesi'nin birer parçasıyız. Bu Türkiye'de kimi şeyleri ücretsiz yapacak insanların bulunduğunu anlatmaya bilmem gerek var mı? Ama sinema için... Anlayan anlar. İlk yıllarda sinema salonu sahipleri peşimizde. "Aman festival gösterilerini bizim salonlarda yapalım" dıye... Aradan yıllar geçiyor. Artık sinema salonlarını Amerikan filmleri ıçın ızleyıciler doldurmaya başlamış. Peşimizden koşan salon sahipleri pek ortalıkta görülmüyor. Irfan ve Inci Demirkol salonlarını bize açmasalar herhalde Ankara Uluslararası Film Festivali'ni düzenleyemeyeceğiz. Oysa dışarıya karşı, Ulusal Uzun Film Yarışması, Ulusal Kısa Film Yarışması, Ulusal Belgesel Film Yarışması ve Uluslararası Kısa Çizgi Film Yarışması ile ülkemizdeki ve yurtdışındaki çizgi filmcilerle her şey yerli yerine oturmuş gibi görünüyor. Hatta yarışma dışı gösterdiğimiz yerli ve yabancı kısa film ve belgesel film izlenceleri, dünya sinemalarından ömekler, tartışma oturumları, söyleşiler ve sergilerle festival yürüyor. Üstellk, yenı Asya ulkeleri filmcileriyle Avrupalı filmcilerin buluşmasını bile 8'inci festivalde başkentimizde sağlıyoruz. 9'uncu festivalde Avrupa'ya yerleşmiş Türkiye kökenli genç filmcileri de Ankara'ya en yeni yapıtlarıyla çağrıyoruz. Şimdi de sırada, 110 Mayıs 1998 günlerinde yapacağımız 10'uncu festival var. 10'uncu yıla gelmişiz. Inanamıyorum. Çeşitli tartışmalar, çekişmeler, çalkantılar, ülke sorunlarının sonucunda önümüze mış birtoplumun sağlam olamayacağı gerçcgikendiniheranhissettiriyor. Masumiyet ctc, kana vc gözyaşına bürünerck pazara çıkıyor! Giordana Angola'da... 1950 doğumlu ve yüklü bir biyograf isi olmasına rağmen 1995 yapımı Pasolini Bir Italyan Suçu filmiylc tanınan yönetmen, BcyazAyakkabılaradını çıkan ve çıkarılan engeller; ama hiç beklemediğimiz yerlerden gelen destekler ve yüreklendirıci çabalar var. Ister istemez, usuma kovboy filmlerinin çekildiği kasabalar geliyor. önden bakılınca, kaya gıbi duran evlere sahıp film setleri... Ama hepsinin arkasında ön cepheyi ayakta tutan payandalar... Ne sağlam payandalarmış bunlar! Bizimkilerden söz ediyorum elbette. 10 yıldan beri yıkılmadılar. Daha ne denli sürer bu? Festivali düzenleyen gençler dayandığı sürece mi? Gece uyku yok. Acaba filmler zamanında yetişir mi? Bir haber geliyor: Bilmem hangi film yok... Gelmemiş. Hangi film bu? Hani canım Frankfurt Havaalam'nda kaybolan bavulun öyküsünü anlatan film. Ne oldu acaba bu filme? Yanıt inanılacak gibi değil: Film, Frankfurt Havaalam'nda kaybolmuş. Ya para? Her yıl aynı soru: Bu denli çok sayıda yabancı filmle bağlantı kurduk. Ya para bulamazsak ya festivali yapamazsak? Adam sen de, burası Türkiye, bir yolunu buluruz. Zamanla para da geldi, filmler de... En önemlısı ilgi de... Sonunda da genç sinemaya yönelik bir festiva! olmayı, genç ve yeni yönetmenleri destekleyerek ve izleyicilerimizi gençlerden ve genç düşüncelilerden sağlayarak başardık. Ikinci festivalden başlayarak Çankaya Belediyesi sürekli olarak yanımızda yer aldı. Yerel yönetım mevzuatındaki yetersizliklere karşın, Çankaya Belediyesi hem festivalin çeşitli masraflarına katıldı, BU YAŞTA BU FESTİVAL... M AHMUT T. ÖNGÖRKN "Parayı nereden bulacaksınız?" Ankara'da bir film festivali düzenlenmesıne karar verildikten sonra yabancı kültür ateşelerine konuyu açmak için verilan yemekte Ingılız'ın bıri Aziz Nesin'e bu önemlı soruyu iletıyor. Aziz Nesin aynı ciddiyetie hemen yanıtı verlyor: " Burası Türkiye, bir yolunu buluruz. Daha olmazsa, sizlerden bile isteyebiliriz." Ve paranın çok önemli bir bölümü, 1988 yılında, ilk Festival'in başlamasına birkaç gün kala Prof. Dr. Gencay Şaylan tarafından bulunuyor. Galiba dördüncü Festival'de, filmleri gösterdiğimiz sinemalardan birinin kapısındayım. Orta yaşlı bir hanımefendı dikkatle bana soruyor: Burada ne var? Film Festivali. Film Festivali mi? Dudak büküyor. Kim yapıyor bu festivali? Bizler. Acıyarak yüzüme bakıyor: Bu yaşta festival mi hazııiıyorsunuz! Aradan bir ikı yıl geçiyor. Almanya'dan gelmiş bir dostum, "Yahu amma da genç kız ve delikanlı çalıştırıyorsun festivalde" diyor. "Kaç para veriyoreun her birine?" Bu dostuma 10'uncu yıla geldiğimiz halde kimseye hâlâ pek para ödeyemediğimizi anlatabilmiş değilim. Dostum da herkesin bedava çalışmaya nasıl katlandığını