Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 KISA ÖYKÜ şunlann Fevziler'i almaya... Tahta kapağı açtılar. Sonra yüzünü. Karayağız bir oğlandın Fevzi. Neyle yumuijlar seni oğul? Ağarmış benzin. Sokmadılar ki yanına ben yıkayaydım yavrum seni. Küçüklüğündeki gibi suyu ılıştıra ılıştıra, ağzını burnunu sabunlara kara kara yıkayaydım. Huysuzlanır ağlardın o zamanlar. Plastik hamamtasını başına vururdum sen ağladıkça. Ellerim kınlaymış da Fevzim ben geleymişim teneşire... Bugün son kcz okundu adın ananınkiyle birliktc. Nasıl tanındığını sordusanklıhocayercgöğe... Kuşlar alçaktan uçtu, otlar çalılar gelin gibi salındılargömütlükte. Dcnim aklım fikrim sende yavrum. Kurşunun nerende? Yanında mı götüyorsun?Göstermedilerki oğul... Söylcmedilerde... Komasaydın ardında o canına mal olan son lokmanı. Varsın bir kurşunu eksik kalsın seni sığdıramayan dünyamn... Kaşlarını düzelttim oğul işaretparmaklarımla, sonra avuçladım öptüm yanaklarını, yiğidim aslanım.Doyabilirmiyimah.bubiranlık birlikteliğimize... Döllü döşlü olamadan devrilen fidanım benim. Bir sen değilsin ki yavrum, kimbilir kaçınızı birden örtecek toprak bugün. Senden on y ıl daha çok gördü Mesut Efe şu eskimiş dünyayı. Mesut'u arabasının bagajında bulmuşlar, eli kolu bağlanmış, kurşunlanmış olarak... Dinçer daha yeni erkek olmuş. nerdeyse Fevzim. Demir leblebilerin açtığı deliklerinizi kara toprak dolduracak. Yakışırmı, yediveren güllerine renk, narların binlerccsine tat veren doğaya yakışır mı sizin gençliğinizi almak yakışırmıha!.. Karlar gibi, kaynak sulan gibi aktı yüzün. Gönlün de öylcydi dal boylum. Fesat karıştıracak kadar çok yaşamadın ki... Kurda kuşa kandın belki, nc alıcı olduklanni bilemeden. Bir ekmek, bir kuru döşekti düşlerin.birdamaltı... Ihaleye alışıklar, ölümü de sana ihale ettiler yavrum. Ateşler yanıyor hâlâ arkanızda. Dinmedi mahallede kurşun tıksırmaları. Her köşede yakılan ateşlerinkızıllığıyüzümüze.korubedenlerimizc işliyor. Lacivertlilerle yeşiller bir o yana, bir bu yana koşturuyorlar. Mahalleli beri yanda... Bazen de hepsi yan yana oğul. Bu nekavgası?.. Kurşun sıkan.canyakan için bitecek, yann bir gün mutlaka bitecek... Tabancalar kılıfına girecek. Ya akşamları bizim kapımızdan kim girecek Fevzim... Kim?.. Kurban olaydım yoluna, ben yataydım yerine gadasını aldığım. Baharı bekliyorduk ısınmak için cehenncm atcşine saldılar bizi. Bu ne kavgası, yanan da bir yakan da... Bir görsen olanlan... Kaskının siperini cenesine dek indirmişti, televizyonda göremedim yüzünü. Bu lacivcrtli bir kadınmış. Belki kendisi ana bile değil, nasıl da kucakla CUMHURIYET DERGİ Sevgi ÖzeFden bir öykü... KURŞUN ATA ATA BİTMEZMİŞ! öpüyordu. Gırtlağına dek sokulan mikrofonlar bile sesini duyurmuyordubize. Sakallı yüzü ıslak,gözlerikapalı,dudaklankıpırkıpırdı... Dua mı ediyordu, ah mı... Oğluydu ölen, komşulanydı. Televizyonlar söyledi bunu biliyrfrum. Öldürülmüşlerdi. Fevzi Tunç karnına saplanan kurşunla.yaöbürleri... Benbiliyorum, senbiliyorsun, obiliyor... Bizbiliyoruz, siz biliyorsunuz, onlarbiliyorlar...Haftalargeçtiölümlerinardından artık kimse bilmiyor... Özne belli, yani Fevzi Tunç ölen... Yüklem belli de18 Bülent Çobanın KaHar gibi, ğil, Fevzi öldürüldü.... Kimin öldüryaşı kaçtı acaba? kaynak suları ötekilerin... ... ,^ .... düğü bilinip de bilinAynı günlerde ağ &°l aktl yUZUYl. mezlikten mi geliyor!... layarakdünyayagel GÖnlÜn de Öyleydİ mişlerdi, aynı gün . . . Biz biliyor muayrıldılardünyamız dül DOylum. yuz? Siz biliyor muda " ,. .. Fesat karıştıracak sunuz? Onlar biliyorlarmı? Baba biliy Bu kışıler ne yer, yor mu? Dudaklan ne içer, hangi dünya kadar Çok kıpır kıpır, bir tahta fardı?U"U s a v u n u r " yaşamadın ki... kutuyu öpüyor, biliyor mu? Resmi kaBiiebiiiyor mu Kurda kuşa kandın yıtlar "Ateşli bir silahla" olduğunu bu yU Evii miydiier? belki, ne alıcı işin,"yakınmesafeAna baba mıydılar? olduklanni den" geldiğini kurSevgilimi,kimdiler? . . . , . şunun, bedeninde "mermi çekirdeği" Geride bıraktıklan Dllemeden. Bir bulunamadığını söysöylesin neydiler, almıok hir Inıru lüyor. "öldürücü nikımdıler? . . . . . . ı . teliktetek kurşun..." Bir baba, bir tabu doşektl duşlerin, Kimin öldürdüğü tu öpüyordu, dudak Ui*. Anmnhı belirsiz bir ozanılan kıpır kıpır.. .Telemız, nasıl da yanılvizyoniardagördüm. Ihaleye alışıklar, mış "Kurşun ata ata Haykıran kadınlan, . . . . . .. . biter" derken... Bir komutanları K.İLO»I.A. ı;|eyen olumu de sana teki bile yetiyor, bitdüm. mez tükenmez kurBir baba tabutu ihale ettiler g°rİ stanbul'un, bir Osmanlı paşaI sınınadınıtaşıyanbirmahalle• sindebirkahvehanenintaran• masıyla başlayan olaylar büyüdü. lki bin yılından bcş önccki bir martın ortalanydı, tarih... Geceydi. Kurşun sesleri vardı. Duman vardı, ateş vardı. ölen vardı, öldürülen vardı. Ağlayan vardı, korkan da, ölümün ve korkunun üstüne yürüyenlerde... Kaç kişinin öldüğünü bilmiyorum. Fevzi Tunç, 22 yaşındaymış... Mesut Efe, 32 yaşındaymış... Dinçer Yılmaz'sa mıştıbağnnabasmıştı.birkızçocuğunu... Nasıl da okşuyordu, o kargaşadan kaçırmaya çalışırken... Kaçan kaçana bağıran bağıranaydı. Tozduman... Kimininyüzüne korkunun, kimininkine ölümün rengi yansımıştı. Kimin kazanacağı belirsiz bu saçma sapan koşuda düşüveren bir kadını kaldınyormuş, aha tam o sırada belinden yemiş kurşunu Bülent. Dilek, Zeynep, Hasan demek bu ateş çemberinden çıkmak için koşuyorlarmış ki, sırtlanndan isabet almışlar... Sen lsmihan'ı tanır mıydın Fevzi, nerdcn geldiğibelirsizbirserseri kurşun da onun sırtında... Hangi birini söyleyim, hangisinc yanayım?.. Hiç bu denli yakınımda görmediydim, ne çirkin şeymiş şu panzer dedikleri adı batasıca, ne sevimsizmiş.. Çiçek bozuğu yüzü, dilsiz, dişsiz ağzıyla tükürü tükürüverdi üstümüze tonlarca suyu. Bu bile soğutamadı içimin yangınını. Yollarda kan var, ateş var, tek tek ayakkabılar, çamura bulanmış atkılar, ceketler, çul çaput, teneke, plastik, tahta kiremit parçaları... Yollarda insanlar var, bizim mahalleli var. gazeteciler sıram sıram... Bu çocuk milleti ölüyü güldürür vallaha Fevzi. El kol sallayıp televizyonlarapozveriyorlar. Amagülüşleri bakışları bir hoş... Çocuk olmak varmış şimdi, ah keşke sen de çocuk olaydın daaralanna kanşaydın. Acıyı tatlıyı bilmeden sen de bunlar gibi vara yoğa gülü gülüve