23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

7MAYIS1995. SAYI476 I i bi r kaza, öl ümcül bir kaza atlattım. Sansasyonu pek sevmediğim için bcn o tür şey lerden İcaçanm. Beyin tramvası geçirdim. Düştüm. Beyin patladı. Bir şeyler, bir şeyler. Tiyatro durdu sonunda. Artık pek tiyatro yapabileceğimi sanmıyorum uzunca bir süre. Tiyatro yapamayacakkadarhastayım. Tiyatro yapamayacak kadar hasta olduğuma göre de hastayım. Neysc, tatsıztuzsuz şeyleri geçelim isterseniz. Papatya'dan bu tarafa Bcyazı, Alican. Dahasıbirçoklarınıunuttuğumuzmüthişhoş, sevimli tipler. Şimdidebayıldığımız "Sürahi Hanım." Yanılmıyorsak sizin birözelliğiniz de bir dönem götürdüğünüz bir tiplemeyi bir dönem sonrasında bırakı veriyorsunuz, sonra yeni bir tip çıkıyor. Şimdilerde ise neredeyse Alican'ıöldürüp... Evet Alican'ı öldürmeyi düşünüyordum. Ben geçen yıl düşünnıüştüm bunu. tşte yapımcılıkalmadığımız için genelde yapımcının isteği doğrultusunda biraz da olsa hareket ediliyor. Geçen yıl öldüremedim Alican'ı, bu yıl oyüzdendevamctti. Bir de geçen yıl çektiğimiz dizilerdi bunlar; buyılyayımlandı;oradabiraksilikoldu. Fakat yeni kanalım KanalD de benden Alican istiyor işin kötüsü. Ben bunu uzun sürede yine eski hal ine dönüştüreceğim. Yanispontanesprilerleherortama sokarak, geçişler halinde eski yerini alıpsonkezoynayacak. Bununyanı sıra unutulan bir Cansu Cancan tiplemesi var. Ben onu çok severim. Şımank ve ünlü kadın. Evet tipler. Sorması ayıp ama nasıl ortayaçıkıyorbutipler? Sizin oyunculuk yeteneğinizle mi can buluyorlar, yoksa güzel yazılıpçizilip sizinle beraber sunulduğu zaman mı? Şimdi yazararkadaşlanma asla burada bir kötü söz söylemek istemem. Zaten mümkiin değil. Herkes bu ortam içinde elinden geldiği kadar bir şeyler yapıyor; ama genelde benim düşündüğüm, yarattığım tipler üzerine yazı Idı bugüne kadar. En son Sürahi örneğini verecek olursak. Benim yarattığım birtiptir. Sözü gelmişken hemen soralım; kimdirbu Sürahi Hanım? lsmi neden Sürahi? Sürahi çok ilginç birbiçimde doğdu. Sürahi'yi ben düşünmedim, bir yaşlı kadın skeci vardı. Fakat çok kısabirskeçti, o gün oynadığımızherhangi birskeçten biriydi. Çok fazlabir şey beklemiyorduk. Fakat rolümde pek fazla lafımolmadığızamanlarbirşeyieryapmakihtiyacı duyuyorum ben; hattao gün çekilemedi, ben bir şeyler yazalım dedim, yazılamadı. Orada ertesi günü hiç lafım yok benim, tuzluk gibi oturacağım yatağın içinde. Üstelık ben gözlüklergetirdim,birşeyleryaptım,tekgözü kapattık. Bir şeyler, şunlar, yürüyüşler. Tek gözü kapatmak nereden aklınıza geldi? Bilmiyorum, yaşlılan, eski yaşlılanmızı aklımagetiriyorum. Fındıkzade'dehalkınortamı içinde büyüyen biri olduğum için insanlan hatırlamaya çalışıyorum. Belki bu tarafım fazla benim. Neden nereden geliyor, onu tahmin etmek ya da tasvir etmek çok zor. Bir resimyapmakgibı; birressam edası. Yanı resim yaparsınız o karekteri düşünmeden resim çizemezsiniz, o kadar tesadüfi olamaz resim çizmek ya da oyun oynamak. Ertesi günü bunları düşündük. Yürüyüşü bulmaya çalıştım. Özelliklc yaşlılarda çok güldüğüm bir şey vardır; otururken, kalkarken çok büyük bir güç sarf ederler; sanki Sırat Köprüsü geçiyorlar. Aaaaa olurlar, bunlar aklıma geldi. Içimdc fırtınalarkopuyor. Ertesi günü hiç lafım olmadığı haldeçokbenimscndj, çokbeğenildi. lşte yazar arkadaşım da o zaman, Yılmaz Erdoğan, "Abi bu tipin üstüne gitmek lazım" dedi ve Sürahi çıktı. Sürahiismini Yılmaz seçti.obuldu. Ben de ona sormuştum "Neden Sürahi?" diye. "Sürahi isim gibi" dedi, "Evet Sürahi Hanım!" Sürahi Hanım ismi duydunuzmu hiç? Ben hiç duymadım, ama isim gibi tınısı: "Sürahi Hanım!" Meselaben "ördek" isminalıştığımız tiplerin bedeni olan Yasemin Hanım'ı konuşsak... Sizneyegülersinizmesela? Ben çokciddi ortamlarda gülüyorum. Aşın ciddi, aşırı bürokrat insanlarbeni güldürüyor ve üzülüyorum onlar için ben; yani niye böyleler,niyedaharahatdeğillerdiyorum. Hani bir laf vardır, "Genelde rahat mıyız?" diye. Nediyorsunuz? Değiliz tabii yani. Tam aksine, çok zaafları olan bir toplumuz; bunlan da atamıyoruz, belki çok sebcpleri de vardır. F.konomik koşullar gibi. Ancak bunun da kişiliklc pek ilgisi yok gibi geliyor bana.Mutlakaetkisiolabilir sadece. Tahlil etmek çok zorTürkiye'yi. Ben kendi işimde de zorlanıyorum açıkçası. Çünkü espri seviyesinde kime görc hitap edeccğiz bilentiyorum, sadece halkı düşünerek yol almak çok doğrugelmiyor; çünkü benim de isteklerim var, halkın beni sadece yönlendirmesini istemiyorum. Ben de halkı yönlendirmek istiyorum. Bu uğurda benim çabalarım daha zayıf. Halkın isteği daha fazla olabilırkcn benim isteklerim daha azolabiliyor. Halbuki benim isteklerim daha çok olmalı. Bu ülkede bu işi yapmak gerçekten çok zor. Seviyey i düşünü. yorsunuz, sınıf farkı çok var bizde. Çok aynseviyelerdeinsanlarvar. Bir şey çok beğenildiği zaman bakıyorsunuz bir insanın biri beğenmiyor, biri " Yav rezalet" diyor, ötcki, " Yapma yav" diyor. Böyle birtuhaflıkvarbizimülkemizde. Paraylaaranıznasıl? Ben hayatımın en büyük parasını tiyatrodan kazandım. Bunu çok az kişi söyler ama, ben çekimlerden çok fazla para kazanmadım. Çekimlerden çok fazla para kazanmıyorum. Zaten yapımcılık almamamın nedeni tiyatro yapmamdı. Bu sene tiyatro yapmay ınca yapımcılığa soyunduk. Ama tiyatrodan tiyatro ölçüsü içerisinde çok para kazandım diyebilirim. Bu yıl sinema feci bir haldeydi, sanki tiyatro dabu yıl... Bu yıl herkesin problemleri oldu herhalde. Hattaeskitiyatrolarbilekapandı. Gazanfer Özcan da kapattı, ben hastalandım. Birçok tiyatro açılamadı buyıl. Yani sebeplerin ekonomik olduğunu sanmıyorum. Televizyon çok etkili. Garantili para söz konusu oldugu zaman insanlar işlerinirizokoaltına ister istemezatamıyorlar.OyuncubuIamıyoruzbiz. iki diziden aldığı parayı bir gecede gelecek sende alacak. Eziyet gibi görüyor. Artık insanlar, biraz dasanatçılarzorlukçektikleri için biraz lüks içinde yaşamak istiyorlar, bu da çok doğal. Başbakan'la aranız nasıl? Gaflanna gülüyormusunuz? Hayır gülmüyorum. Güldürmek için belki araç ediyorum, kullanıyorum ama kendim gülmüyorum. Ağlanacak halimize gülmek istemiyorum; ben bir başbakanın ya da diğer liderlerin sadece onun değil bu seviyede olmasını istemiyorum veoyüzden çok fazla gülmüyorum ben. Peki bir zamanlar Akbulut fıkraları vardı. Şu anda da Çiller'in gaflan revaçta. Akbulut yener.^ DERGI'DEN Merhaba, Uzun sürecek bir tatilin ilk günlerinde ulaşıyoruz bu hafta sizlere. Aslında canınız dergiya da gazete okumak yerine sadece uzaklara bakıp dinlenmek istiyor. Cumhuriyet Dergi 'yi tam bir kenara okumadan koyacakken, birden çok uzaklardan size bakan çekik gözlü iki çocuk dikkatinizi çekiyor. Çünkü kapağımızdan size bakan bu sevimîi çocuklar Vitenam'danbakıyor. Arkadaşımız Hatice Tuncer kısa bir süre önce Vietnam 'a gitmiş, geçmişin acılı ülkesinden birbirinden canlı fbtograflarla dönmüştü. tzlenimlerini gazetemiz sayfalarında*okumuştunuz. Hatice, şöyle özetledi Vietnam gezisini bizlere: "Vietnam 'agiden biryabancı, asıkyüzlü, kendisine soğuk davranan bir halkla karşılaşacağım düşünebilir. Oysa, onlar geçmişte verdikleri mücadeleyle övünüyorlar ama kimseye kin duymuyorlar. Sanki savaşı, acıyı, hiçyaşamamış gibi gülümseyen, çekik gözlerinde sıcaklık olan insanlar Vietnamlılar." Vietnam 'ın kurtuluş haftasında size Hatice 'nin çektiği fotoğraflardan bir bölüm daha sunma olanağı bulduk. Bu gezinin fotoğrafları ayrıca 320 mayıs tarihlerinde Fransız Kültür Merkezi 'nde sergileniyor. Dönemin ABD Savunma Bakam McNamara 'nın Vietnam savaşına ilişkin pişmanlık sözlerini haber olarak okumuşsunuzdur. Arkadaşımız Edip Emil öymen, McNamara 'nın henüz Türkçeye çevrilmeyen kitabımn aynntılı bir özetini yazdı. Bugün 40 yaşımn üstünde olanlar için Vietnam 'ın Amerika 'ya karşı savaşı, her gün adım adım izlediğimiz bir direnişti. Vietnam 'ın kurtuluşu, Türkiye 'nin özgürlüğune düşkün insanları arasında bir bayram havası yaratmıştı. Kurtuluşun 20. yılında size nostaljik Vietnam yazıları sunmaya çalıştık. CUMHURİYET DERGİİMTİYAZ SAHİBİ: BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN: YENİ GÜN HABER AJANSIBASIN VE YAYINCIUK A.Ş. • GENEL YAYIN YÖNETMENl: ORHAN ERİNÇ • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ: HİKMETÇETİNKAYA • YAZI İŞLERİMÜDÜRLERİ:DİNÇTAYANÇ(SORUMLU),İBRAHİMYILDIZ • YAYIN YÖNETMENİ:İPEKÇAUŞLARBGÖRSELYÖNETMEN. AYNUR ÇOLAK • REKLAM: MEDYAC KAPAK FOTOGRAFI: HATİCE TUNCER de bir kadın gördüm.ördek! Peki Sürahi Hanım nasıl birhanım? Sürahi çok aksi birkadın, muhalif bir kadın. Yani tipik bir kaynana. Aslında çok iy i bir insan ve üstelik unutulmuş bir kadın Sürahi Hanım. Tipik yaşlı psikolojisi var üstünde. Unutulmuş, kenarda kalmış bir kadın. O kadının sorunlannadeğinilmedi, bugüne kadardışa açılmadı. Sorunlan var ve bu sorunlannı aksilikyaparak çıkanyor. Şu anda evlerde yaşanan,belki de Sürahi 'ninbeğenilmesindekien önemli özellik, herkes kendindeki kendisindeki ikinci insana benzetiyor. Herkes kendi kaynanasına benzetiyor. Ortakbirtipleme. Birde ben realiteden yanayım herhususta. Çok fazla abartıdan yana değilım. Abarttığım zamanlarda rolümirsevmediğim ortaya çıktı." Bak bak olmamış" diyorum. Sürahi Hanım çapkın da, değil mi? Evet. Seviyor. Şuandaevlendirilseevlenmekten yana. Sonra çok edası yerinde, kendini beğenen, fiziğini beğenen birkadın. Biraz da her hafta evimizin içinde görmeye
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear