Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 CUMHURİYETDERGİ Yılmaz Giiney kara kuru bir çocuktu ılmaz Güney'in sinema dünyasına adım atmasında Yaşar Kemal'in de rolü olmuş. "Yılmaz ilk defa bana geldi. Cumhuriyet'te çalışıyordum. Ben o zaman Cumhuriyet'e gelen mektupları okuyorum, röportaj yapıyorum, fıkra yazıyorum, birde makaleleri koyuyorum. Bizim Sami Karaören'ın yaptığını yapıyorum. Anadolu Bürosu'nu da sonradan ben kurdum. O zaman Babıâlı'de adım ağır işçiydi. O kadar çok çalışıyorum kı, benı görmeye gelenlere yok dedirtiyorum. Içeriye yalnızca Adanalıları alabilirsiniz demıştim. Kapıdakiler Adanalı birisı gelmış deyınce göndermelerini söyledim. Esmer, kara kuru bir çocuk geldi. Iktisat Fakültesi'nde öğrenciymiş. Tünel'de bir Y pansiyonda kalıyormuş. Parasını veremediğı için çıkmak zorunda kalmış. Paraya ıhtiyacı varmış ve iş arıyormuş. Cevat Fehmi o zaman gazetenin Genel Yayın Müdürü, ona gittim. Yılmaz bana bir hikâye okudu, baktım Turkçesi sağlam. Cevat Fehmi'ye Yılmaz'ı methettim. O da bana bulursan bir işe al dedı. Tabıi gazetede ış bulamadım. Sen ne iş yaparsın diye sordum. Her işsiz gibı ne ış olsa yaparım dedi. Birdenbire aklıma geldi ve Adana'da ne ış yaptığını sordum. Adana'da Alsaray Sineması'ndan, Asri sinemaya, oradan açık hava sinemasına kaset taşırmış. Ben de o zamanlar 'Bu Vatanın Çocuklan'nı yazmış ve Dar Fılm'e satmıştım. Atıf Yılmaz filmın rejisörü. Atıf baş aktörü bana gösteriyor, gösteriyor beğenmiyorum. Aradan dört beş aytjeçtı. Bunlar da filmi bir an önce yapmak ıstıyorlar. Ben Atıf'a telefon ettim. Ona şöyle bir hikâye anlattım: Atıf, bak ben geçen gün Adana'ya gitmiştim. Bir çocuğu çok beğendim. Yakışıklı, büyük de kabıliyetı var. Atıf gönder dedi. Yılmaz'a da al şu taksı parasını dedım ve Atıf'a gönderdım. Yılmaz her şeyi cin gibi anladı. Bir sözleşme yaptılar üç bin lıraya, yarısını da peşın verdıler. Yılmaz, ıki saat sonra geldi. Daha önce kendisine verdiğim paraları iade ederek al abi paralarını dedı. Sansür polisi Yaşar Kemal'in, 'Bu Vatanın Çocukları' filmıyle ilgili ilginç bir öyküsü de var. O fılmde kendi adını yazar olarak kullanamaz. Senaryoya bir başka imza atılır. Bu ilginç öyküyü kendisi şöyle anlatıyor: "Daha sonra 'Bu Vatanın Çocukları' filmi çekildi. O filmin senaryosunda benim ismim yok. Azmi Kütüval'ın ismi var. Benim adım olunca sansür kurulu filmi onaylamtyor... Azmi Kütüval sansür polisi. Kütüval daha sonra bu senaryodan senaryo mükafatı kazandı Sebahattın Eyuboğlu ile gidip Kütüval'ın ödül töreninı izledik. Benim yerıme ödül aldı. O senaryoyu o devirde 10 bin liraya satmıştım. Maaşımızın 80 lıra olduğunu düşüruirsen 10 bin lira çok para. "Şonra 'Alageyik'i yazdım. Once öyküsünü verdim, 5 bin lira verdiler. Senaryoyu getırince 5 bin lira daha alacağım. Mukaveleyı yaptık. Baş aktör Yılmaz Güney, rejısör Atıf Yılmaz. Hürrem Erman imza etti. 5 bin lırayı aldım cebıme koydum. Ardından öbür cebımden de senaryoyu çıkarıp buyurun dedim. Hürrem Erman baktı baktı muhasebecısini çağırdı ve bir 5 bin lıra daha getirmesıni istedı." ^ dan yedim. Çok candan bir insandı. Nigar Hatun kafalı bir insandı. Belkidenevrotik bir insandı. Insanlarla çok rahat ilişki kurma özclliğimi sanıyorum ondan kapmışım. Sevilcn birisiydi. Hiç kimsedcn korkmazdım ama en çekindiğim insan oydu. Çok serti, hiç küsmezdi." Hasta Fenerbahçeli Yaşar Kemal'in, en sevdiği varlıklardanbirisitorunuAIİ.Raşit'inoğlu Ali'ninonunyaşamındaözelbiryeri var. Ancak, Yaşar Kemal'le Ali ara•sındaki en öncmli sorunlardan birisi dedenin Fenerli, torunun Beşiktaşlı olmaları. Ali Gaiatasaray lisesinde okuyor, ama Beşiktaşlı. "Ali'yle aramızda bir anlaşma var. Benim Fener'den sonra ikinci takımım Beşiktaş, Ali'nin ikinci takımı Fener. Ben Beşiktaş'ın efsanevi kap tanı Hakkı Yeten'in yakın dostuydum." Yaşar Kemal bu yılki Fenerbahçe'denoldukçaumutlu. Yaşar Kemal, Fenerbahçe'yi yakından izleyen sıkı birtaraftar. " Fener'de çok iyi oyuncular var. Baştan sona kadar ben Aygün'ü tuttum. Giden antrenör Osieck çocuğu takımabirtürlükoymadı.Onadaçok kızıyordum. Aygün'den yeni bir Lefterçıkabilir. Oğuz'uçoktutuyorum, hesaplı biradam. Paslannı geometrik atıyor. Çok büyük usta. Oğuz futbol tarihimizin en önemli oyuncularından birisi. Benim için tarihimizde üç büyük futbolcu var. Beşiktaşlı Baba Hakkı, Lefter ve Oğuz." su var. "Ali ile bir FenerbahçeBeşiktaş maçındayız. Beşiktaş bastınyor. Gol tehlikesi iyice yaklaşmış durumda. Herkes ayağa kalktı. Ali o zamanlar küçük, bir şey göremiyor. Dede beni sırtına al dedi, ben de aldım çocuk görcbilsin diye. Tam o sırada gol oldu. Beşiktaşlılardabirsevinç. Alidehey diye sırtımda bağınyor. Ben de söylenmeye başladım. Hem sırtımıza bindiler, hem de gol attılar." Röportajdan romana Yaşar Kemal, ünlü birsoyleşi ustası aynı zamanda. 1950'li yıllarda Cumhuriyet gazetesinde yaptığı röportajlarolay halinc geliyordu. Şimdiki gazetecilere röportaj konusunda nc gibi önerileri olduğunu sorduk. "Gençlcr Yaşar Kemal ropörtajlannı okusunlar. Ama Yaşar Kemal gi Torunu Ali Yaşar Kemal'in torunu Ali ile hoş bir FenerbahçeBeşiktaş maçı öykü bi ropörtaj yapmasınlar. Benim yaptıklarım gazeteci ropörtajı değildi. Ben fotoğraf kullanmazdım. Röportaj fotoğrafsızolmaz. Bendilimegüveniyordum. Birde başka birşey tutturmuştum. Röportajı nasıl okuturumdiyedüşünüyordum. Konubirliği yok, sürükleyici birşey yok. Ne kadar olanağım, ne kadar gücüm, ne kadar yazma teknigim varsa okutmak içinkulllanıyordum. Yaniromantekniğini kullanmaya başlamıştım. Daha önce hikâyeciydimromancıydım. Otekniği kullandım. Örneğin 1015 cümlelikdoğatasvirleri yapıyordum. Benim Türkçemle bu okunuyordu. Ama şimdi daha iyi birTürkçem var, ama öyle yapmam, olayı olduğu gibi anlatmm. Benim Güneydoğu'daki ilk röportajlarımdan birisi yanan ormanlar üzerinedir. Ben o gün bugündür, doğa yoksa insan da yok derim. Bu ülke zulümden zaman içinde kurtulur, ama toprak gidersc, doğa gidersc,geri gelmcz. tnsanoğludaacından ölür. O günden bu yana düşüncem böyle" Sosyalizm Yaşar Kemal sosyalist. Zulme ve haksızlığa her zaman başkaldırmış. Eşitlik ve özgürlük onun yaşam felsefesi. tnançlarından hiç bir zaman ödün vermemiş birkavga adamı, bir yol eri. Ona sosyalizmi sorduğumda şunlarısöyledi: "İnsanoğlu kendini eşit doğmuş zanneder. Benim için hiçbir insan diğerinden aşağı değildir. Paris'te bir sağcı profesör var. Adı Derida. Bu sağcı profesör 21 .yüzyıl sosyalizmin yüzyılıdırdiyor. Son birkitabında bunu kanıtlamaya çalışıyor. İnsanoğlu bitmedikçe sosyalizm düşüncesi bit•mez. Üstelik sosyalizm bilimsclliği kanıtlanmış bir düşünce. Elbettc bizim için, Marksistlcr için bilimin yasalan bile kalıcı değildir. Evrenin yasaları bile bugünkü düşünce düzeyimizle kalıcı değildir. Einstein geliyor, onu başkaları izliyor. Bizim dünyamız her şey iylc dcğişen bir dünyadır. Şimdikine değişim demiyorum, yozlaşına diyorum. Havasıyla, doğasıyla, insamyla tersine birdeğişim yaşanıyor. Ama her şeye karşın insanoğlu başının çaresine bakacaktır ve bundan sonra varacağımız son aşama, ne zaman olacağını bilemem, insanloğlu sosyalizmi mutlaka yaşayacak. Onu da geçecektir." H avasıyla, doğasıyla, insamyla tersine bir değişim yaşanıyor. Ama her şeye karşın insanoğlu başının çaresine bakacaktır. Bundan sonra varacağımız son aşamada insanoğlu sosyalizmi mutlaka yaşayacak, onu da geçecektir. Dostların gülü Yaşar Kemal 'in Kürt sorununa ilişkin yazısı basına yansıyınca bazı eski arkadaşlan onunaleyhindeaçıklamalar yaptılar. Solcuların vedemokratların büyük çoğunluğunun desteğine rağmen ona karşı çıkanlarda oldu. Yaşar Kemal acaba onlar için düşünüyordu: "Dost saydıklanma doğrusu gücendim. Beklemezdim. Çünkü ben bu çıkışımda haksız dcğildim. Örne Mayıs 1984. Dört ülkeden Legion d'Honneur nişanh dört usta. Wieser, tvens, Fellini ve Yaşar KemaL