Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 * 12 GEZİ CUMHURİYETDERGİ Paris: Keşfedilmeyi bekleyen kent Paris 'le ilgili yaşanmış hiçbir anınız olmayabilir. Ama mutlaka, düşlerinizin bir köşesinde bir Paris vardır. Dile getirseniz de getirmeseniz de, şöyle bir kendinizi yokladığınızda bunu duyumsarsınız. FERİDUN ANDAÇ D üşlerinizin seyrine kapılıp buralara değin gelmişseniz eğer; Paris'i keşfetme düşüncenizden bir an vazgeçin derim. Bu çok güçtür, başanlamaz demek istemiyorum. önce kentle, kentlerle ilginizi/bilginizi yoklayın. Bir kent ne anlatır size?.. Bir kente yolculuk nasıl başlamalı?.. Bir kentin kimliği nasıl tanınmalı?.. Yaşanılan, anımsanılan anılar mıdır; yoksa yaşadığımız, soluklandığımız 'an'lar mıdır bizi kentlere bağlayan? öyleyse sıkı durun! Şimdı bu kcnte girme nin, onu keşfetmenin zamanıdır. Bilinen sö/ler, tasarlanan haritalar, düzenlenen el kitapları, tanıtım broşürleri sizı bağlamasın. Siz düşlerinizin, sırlayıp durduğunu/ anılarınızın/ 'an'larınızın kendine dogru yolculuğa çıkın. Bu, aynı zamanda, kcndinizc doğru da bir yolculuktur. Attığınız her adımla katettiğiniz yol, kenti size tanıtırken; içinizdeki gizleri de çözeceksiniz. Kentin size yansıyan yüzünde kendinizi; sizin kente yansıyan yüzünüzde ise kenti göreceksiniz. Bence, burada, kente bakışınız önemlidir. Neyı, nereyi, nıye görmek istcdiğinizi bılirseniz eğer; o kenti keşfiniz dc kolaylaşacaktır. Adımmızı attığmız kent size yabancı olmayabilir. Siz bu kenti düşlerin gizinde, sözlerin büyüsünde tantmış da olabilirsiniz. Oradan size bir imge de ağmış olabilir. Unutmayın ki her kent bir imgcdır! Her imge bir kent kurdurur size. Ve o, sizın kentiniz olur. Siz ona doğru yürürsünüz hep. Bir arayış, bir dönenmedir başlar o an. Siz kenti adımladıkça, düşlerinizin kenti bir labırentc dönüşür. Tam yakaladım, buldum derken; bir başka ımaj alır sizi götürürbaşkabirkıyıya. Tıpkı VValter Benjanıinın yaşadığı düş seyri gibi: "Rüyada Notre Dame'ın önünde Seine Nehri'nin sol kıyısı. Orada duruyorum ama Notre Dame'a benzeyen hıçbır şey yok ortada. Gövdesinin tahta perdcler ardında belıren uçlanyla tuğladan bir yapı yükseliyordu. Bense Notre Dame'ın önünde ^Zİk büzük duruycTuüin orada. Düşler içinde yuvarlandığım bu sırada ben Paris'in özlemini çekiyordum. Peki, ama bu özlem niye? Paris'i bu derme çatma, tanınmaz halde yansıtan nesneler nereden çıktı? Bu galiba, düşlerimde ona çok yaklaşmışım da ondan. Burada, özlenen şeyin yüreğinde üstüme çullanan o inanılmaz özlem, uzaklarda görüntülerin arasına girmek isteyen bir özlem değildi. Bu, görüntünün ve sahiplenmenin duvarlannı aşıp sevgiliyi yaşatan bir ismin gücüyle dönüşcn ve yaşlanan ve de gençleşen kutsal bir mutluluktu, tüm görüntülerin sığındığı görünümsüz bir engin." Bütun delilikleriniüfcflW;racuKkenttir Paris. Önce bir giz gibi karşılar sizi. Ama bir ürküntü duymazsınız bundan. lstanbul gibi solumaz, üzerınize üzerinize gelmez. Berlin gibi aykırı, iki yüzlü durmaz karşınızda. Vıyana ıle sırdaş sanırsınız, ama kısa bir sürc sonra yanıltır sizi. Roma'yı şöyle bir anımsatır, sonuçta bütün yolları kendinde buluşturur. Her şey düzenli, uyumlu. Yolları, caddeleri, bulvarlan, sokakları... lnsanları... Kent bir uyum ıçindedir her şeyıyle... İçine girdikçe gizi çözülür. Sonra bir sır verir size, "Beni kendiniz keşfedin, ama adımlayarak. Ve beni bir başka kentle hiçbir zaman kıyaslamayın". Kente nereden girerseniz gırin; bu ku/.eyden de olabilir, güneyden de; önce Seıne Nehri'ne ulaşırsınız. Seine Nehri ki, salt Paris'i ikiye bölmekle kalmaz; kentin simgesi, hatta candamandır. Paris'i biçimleyendir adeta. Bütün sokaklar, caddeler, yapılar sanırsınız ki Seine' i eksen olarak kurulmuştur. Sonu Seine'e ulaşmayan cadde, sokak bulamazsınız! Huzur kenti lşte böyle bir esinti de alabilir sizi içine. Sakın Dostoyevskl'nın şu sözleri de usunuzu çclıp teninizdeki sannlan depreştirmesin: "Evet, pek ilginç bir kent Paris. O ne konfor, rahat yaşamaya hakkı olanlar için o ne rahatlık öyle! O ne düzen, sonra o ne nasıl demeli düzen huzuru öyle! (...)O ne düzene giriş! Yanhş anlamayın beni. Hiç önemli olmayan sözün gelişi tabii dış düzen degil bu yalnızca; içten, ruhtan gelen büyük bir düzen. Paris isteyerek sanki daralıyor, seve seve küçülüyor, gülümseyerek büzülüyor." Bir kentten bir başka kente taşınır durursunuz. Ta ki, o düşlerinizin kentine vanncaya dek. O hiç bitmez, sonu gelmez bir arayıştır. Belki de bir sürükleniştir bu. Kentin neresine uzanırsantz uzanın, hangi yerini, yanını keşfederseniz edın; mutlaka bir başka kente uzanacaksınız oradan. Bu kez de Paris'i diğer kentlerden ayrıcalıklı kılan yanların keşfıne yönelcceksıni/. Bunların her bırinin ardında dönenıp kentin labirentine kendinizi kaptırdığınızda; bunu daha iyı anlayacaksınız. Yolun başlangıcı Notre Dame... lşte Paris'i buradan yola çıkarak, Seine'in bir kıyısını eksen alarak keşfedebilirsiniz. Ama yine de siz, Notre Dame'a çıkıp bu adacığın, kilisenin ve buradaki yapılann kuruluş öyküsünü öğrenın önce. Bu, sizı, kentin kuruluş öyküsünc de götürecektir. Sonra, Scıne üzerine söylencelere dalacaksınız. Paris'te ycni düşler kurmaya vaktiniz olacak mı, bilcmem! Ama adım başı sizi düş gezgıni kılabilecek yapılar, mekânlar görüp hikâyeler dinleyeceksinız ya da uydurmak zorunda kalacaksınız. Hele Seine söylencelerine kapılıp giderseniz; bir an Paris'i de unutup Manş kıyılannı bulur, oradan yeni bir Normandıya Çıkarması hazırlığına başlarsınız! Siz, yine Bir tek tuş biie siıifarlüı düşlere sürükleyebilir. Ama önce onu ölümsüzleftirmek gerek.