23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yapı olarak da doğrusu albüm "Anadolu New Age'i" çerçevesiyle gayet uyumlu. Yalnız "Anadolu" deyince durup düşünmekgerek. Soruyoruz: Piyasa kurallarıyla tanışıyor "70'lerin başında Türkiye'deki genç inÇünkü endüstri diye bir şey var; çok sasanlar rock müzikle tanıştıktan sonra göztan albümler var; sonuçta her şeyin ticari lerini Anadolu'nun kaynaklarına çevirkurallara uyma zorunluluğu var. lşte o dömişlerveeetkiIeyicibirAnadolurocksonemde, yavaş yavaş bir zamanlar ona heundu yaratmışlardı. Siz de New Age'e yecan veren toplulukların "mutlak doğyaklaşırken aynı motivasyonla mı hareket ru" ve "mutlak güzel" müziği üretmeediyorsunuz? Yani "Batılı" renkler taşıdikterini, aslında her şeyin günümüz dünyan tarzı Anadolu kaynakiarıyla kullanyasının kurallarıyla işlediğini farkediyor. mak mı kaygı? Daha dogrusu, binlerce y ılVe zihnindeki yeni müzik arayışlarını çelık birikimiyle hangi Anadolu?" "Pek öyle değil. O dönemde de çok hoş şeyler yapıldı ama kısa sürdü bu. Bir arayıştı ve devam ettirenler olsa da bir süre sonra bitti. Anadolu deyince daha çok geniş ve gerileme kadar kapsayan bir kültür birikiminden söz etmek gerek. 'Anatolian New Age' adlı parçanın isiın babası Izzet Öz'dür. Ben de bu ismi sevdim. Içerik olarak ise müzik, yüzyıllarca Anadolu'da yaşamış ve yok edilmemiş tüm birikimden doğal olarak izler taşıyor." Kısacası Ahmet Sinan Hatipoğlu'nun "Anadolu"su Hititlerdan Friglere, Lidyalılara ve tabii Osmanlılara dek çok geniş bir dilim içinde yaratılan birikimi içeriyor. Ama her şey "kaynak"la ya da "motif'lerle bitmiyor tabii. Hatipoğlu'na göre "kompozisyon", özellikle de bununla ilgili teknikler, Batıh'dan ödünç aldığımız şeyler. Mikser kullanıyoAhmet Slnan Hatipoğlu, atölyeslnde müzik de yapıyor, ruz, kanal bandı kullanıyoruz, kompozısyon ilkelerini Batı'dv öğrendiğimizgibi yaşama geçiriyoruz. lşkingen bir bencillikle kendine saklamakte "Musiki"ye biraz böyle bakmak gerek. tan vazgeçiyor. Zaman, seksenlerin heAlbüm, Batılı'nın da "Doğulu"nun da yamen başları. Artık yetmişlerin o yoğun hadırgamayacağı renk ve dokuları içeriyor. reketli müzik arayışları bitmiş; epeydir Kimi parçalarenstrümantal, kimileri şarkı yeni bir tını, sound yok. Ahmet Sinan Haformunda. Attilallhan'ındizeleriyle"Yirtipoğlu, "tasarım" konusundaki duyarlılımibeşinci Kısım"; Şehrazat'ın sözleriyle ğını, kendi müzikal arayışlarıyla çakıştm"Aşkı Tutmalıyım"; Aşık Veysel'in "Kayor. Türkiye'ye dönüşünü izleyen günlerra Toprâk"ı; Leyla Tuna'nın dizeleri üzede, sazla uğraşmaya çalışıyor artık. Tellerine kurulu "Neler Atlatır lnsan", albümün rin akortlarıyla oynuyor, ürettiği tekdüze dikkat çeken parçaları. Kendisi söz yazmıseslerden sıkılmaksızın uğraşıp duruyor. yorşarkılarına. Enstrümantal bestelerinde Aynı dönem, tasavvuf düşüncesinin kaolduğu gibi, atmosferi ve duyguları, sesrakteristikleriyle aydınlanıyor. Öte yanlerle yakalamaya çalışıyor. Şarkı formundan, kafasındaki müziğe çok yakın pırıltıdaki parçalar içinde aynı şey geçerli. Hatilun ve ipuçlarını yakalıyor tasavvuf müzipoğlu için sözlerde ölçü, seslerin sıralanığinde. Belki tıpa tıp aynısı değil ama, epcy şında kendiliğinden ortaya çıkan müzik; yakını. Pink Floyd'larla, Genesis'lerle, ya da şiirin müziği. "Musiki"yi dinleyin, Yes'lerle, KingCrimson'larlabiçimleneıı özellikle, Türkiye'de değişik ve özgün bir müzik dinleme birikimine hiç de aykırı olşeyler yapılabileceğine inancınızı yitirdimayan, dahası onlarla başka boyutlardan ğinizi hissediyorsanız. ^ paslaşan temaları yakalıyor. C U M H U R İ Y E T O E R G İ 2 0 Ş U B A T 1 9 9 4 S A Y I 4 1 3 Bu sorgulama sürecinin devamında, bir süre yurtdışında yaşamak var. Çalmasını bilmcdiği haldc, asıl enstrüınanı gitar olduğu halde, elinde bir bağlama ile gittigi lsviçre ve sonra, yurtdışında, değişik lokallerde çalan isimsiz toplulukların müzikleriyle tanışıklık. Çoğu heyecan verici, en az Genesis ya da Pink Floyd kadar coşku yaratacak oranda yeni, ama "ünlü olmayan" müzik toplulukları, Peki bunlar neden gündemde değil mibikleriyle? Arayı kısa geçelim., 1993 Ağustos tarihli "Musiki" adlı gerçekten heyecan verici albümünde "Anatolian New Age" başlıklı bir parça var. Dahası, bu sözcükler bir parça ismi olmanın ötesine geçmiş ve albümün "altbaşlığı" olarak kullanılmış. Hltltier'den Frigler'e Anadolu... Kasalçl dükkftnlanmla C C I * ! * aynlan bölüm gün gsçtikça bdyOyor. CD koleksiyonları genişliyop ^ % evalüasyondan sonra dizginleneme• I y e n f ' y a t l a r . fazlasıyla dövize endeksli U0 müzik endüstrisinı epey etkilediyse de, CD talebi ve satışı en hareketli dönemlerinden birini yaşamayı sürdürüyor. Müzik dınleyicilerı kaset yerine CD satın almayı yeğledikçe, değişen ürün değerlerine paralel olarak vitrinlerde disk çeşıtlerinin arttığına tanık oluyoruz. Artık yeni çıkan albümün mutlaka CD'si de gelıyor Türkiye'ye. Ama bundan daha önemli si, geriye yönelik katalog taramalarının da iyice hızlanması ve 6O'lı, 70'li yıllara ilişkin albümlerin hızla rafları doldurmaya başlaması . Türkiye, müzik endüstrisinde "back catalogue" olarak adlandırılan arşiv albümleri açısından pek güçlü bir bırıkime sahip olduğu içın, yayımlanan kasetler için milat, aşağı yukarı 1985 yılı oluyordu. Yetmişlere ilişkin katalog çalışmaları, birkaç yıl önce başladı. Zaman zaman da altmışlarda yayımlanan albümlerin kasetlerine rastladık vitrinlerde. Ama kaset alıcısının önemli bir çoğunluğu "güncel" albümleri yeğlediği için plak şirketlerıni de bu yönde motive edecek ciddi bir talep gözlenmiyordu. CD'nin yaygınlaşmasıyla bırlikte CD player sahipleri, daha "kalıcı" olduğuna ınandıkları albümleri satın almaya başladılar. Bu da güncelden çok, yakın geçmışin klasıklerine doğru yapılacak bir yolculuğu başlatıyordu. Bir önemli faktör de, CD alıcılarının büyük bir çoğunluöunun eskı "33'lük tiryakisi" olmalarıydı. Bir zamanlar Türkiye'de yalnızca plak olarak üretilen albümler, artık aradan yirmi yıl geçtikten sonra cızırdamaya, bozulmaya başlamıştı. lşte bu "plak arşivini CD'ye çevirmek isteyen" kitlenın alımları ve talebi sonucu. son aylarda vitrinleri arşıv diskleri doldurdu. Kimi efsane rock topluluklarının tüm diskografilerini bugün Unkapanı'nda disk olarak bulmak mümkün. The Beatles, Pink FloydT Deep Purple, King Crimson ve Marıllion ve bunlardan yalnızca birkaçı, özellikle Pink Floyd hayranlarına küçük bir notumuz olacak: "The Dark Side Of The Moon" albümünürı 20. yılı dolayısıyla yayımlanan özel CD'yi bugün tüm müzik fnağazalarında bulabilirsiniz. Uzun süredir yokluğu hissedilen Genesis albümlerlnin de büyük çoöunluğu geçtiğimiz haftalarda ithal edilerek piyasaya verıldi. "Selling England By The Pound" ve "The Lamb Lies Down Ön Froadway" başta olmak üzere tüm Genesis Klasiklenni arşivinize katmanız mümkün. özellikle topluluğun Peter Gabrıel'li döneminin en önemli ürünleri olan bu ıki albüm,'Önemli bir boşluğu dolduruyor, çünku bugüne dek yalnızca 33'lük plak olarak buiunabiliyorlardı. Hemen küçük bir not düşelim: King Crimson, bugüne dek Türkiye'de en çok ihmal edilen topluluk oldu. Uzun yıllar önce "In The Couri Of Crimson King" adlı klasik albümleri plak olarak yayımlanmış ve bu girişimin arkası gelmemişti. Iki hafta önce ise deneysel rock müziğin bu önemli topluluğunun belli başlı tüm albümleri piyasaya verildi. Simon And Garfunkel ikilisınin de seçme hitlerini içeren CD'ler artık kolaylıkla bulunabiliyor. "The Definitıve Simon And Gartunkel", "Simon And Garfunkel's Greatest Hits" ve "The Concert In Central Park" vitrinlerdeki gözde katalog albümleri arasında. Jethro Tull, bir iki küçük eksik hariç o dev diskografisiyle piyasada. Yine Joan Baez'in tüm albümlerini CD olarak bulmanız mümkün. Bu arada, bugüne dek Türkiye'de görmeye pek alışık olmadığımız toplulukların albümleri de geçtığımız haftalarda piyasaya çıkarıldı. Tangerıne Dream, bunlardan biri. New Age'in bu ilginç temsilcisinin tüm koleksiyonunu müzik mağazalarında bulabilirsiniz. Collins'in eski topluluklarından biri olan Brand X'in albümleri de artık piyasada. Bunlara VVishborne Ash, The Who, Mike Oldfield, Bryan Eno, Roxy Music'ı de ekleyebilirız. Şimdi gelelim kötü habere: Dolar vurgununu müzik endüstrisi de yediği içın CD perakende satış fiyatı 280 bin, hatta bazı yerlerde 300 bin lira oldu. Geçen hafta da söz ettiğimiz gibi eğer firmalar yerli üretimi geliştirirîer ve fiyat düzeyini daha makul çizgiye çekerlerse, bu "el yakan" fiyatlar da tarıhe kartşacak. ^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear